İnsan Onuru ve İnsan Hakları
Öncelikle bir “varlık” olarak insanın değeri üzerinde durularak başlanır. İnsanın kâinattaki yeri, onu diğer varlıklardan farklı kılan özellikleri ve kendisini değerli kılan vasıfları zikredilmek suretiyle farklı boyutlardan insanın konumu göz önüne serilir. İnsanın doğuştan onurlu bir varlık olarak doğduğu ve bunun neticesinde birtakım hak ve özgürlüklere sahip olduğu açıklanır. Buna göre, tüm insanların tabii olarak birtakım kişilik haklarına sahip olduğu, canlarının, mallarının ve onurlarının dokunulmaz kabul edildiği ayet ve hadisler ışığında açıklanır. İnsanın kendi kişilik haklarının korunmasına gösterdiği özeni tüm insanlar için de sergilemesi gerektiği belirtilir. İnsanların sahip olduğu haklar hiyerarşisinin muhafazasına dair İslam’ın gösterdiği hassasiyet ve buna bağlı olarak vazedilen kurallara değinilir. Son olarak modern dünyada insanın maruz kaldığı hak ihlallerinin ve insan onuruna dair işlenen suçların yaygınlığına dikkat çekilir. Tüm bunların ancak insanın sahip olduğu değerin farkına varılarak engellenebileceği, insanların sahip oldukları haklara tecavüzün insanı dünyevi ve uhrevi sorumluluk altında bıraktığı ifade edilir ve bu konuda İslam’ın ilkelerinin ve Hz. Peygamber’in uygulamalarının yol gösterici olduğu vurgulanır.
İnsan, en güzel şekilde yaratılan, en değerli varlıktır. İyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, hakkı batıldan ayırt edebilme, düşünebilme, Rabbinin yeryüzündeki nimetlerine bakıp şükredebilme vasıflarını haiz olması dolayısıyla saygındır, mükerremdir.
Tüm insanlar, sırf insan olmaları dolayısıyla, Rablerinin bir armağanı olarak onur ve haysiyet sahibi olarak doğarlar.
Bu onur, onun temel kişilik haklarının da temelidir. Başta yaşama hakkı olmak üzere insan, tabii birtakım hak ve özgürlüklere sahiptir ve bunları İslam dini çeşitli ilkelerle muhafaza altına almıştır.
Sevgili Peygamberimiz, kişinin canının, malının ve onurunun dokunulmazlığına işaret etmiş (Ebu Davud, Edeb, 35.) ve dinimizde insanın kanını dökme, ona maddi ve manevi şiddet uygulama, gıybetini yapma, iftirada bulunma, alay etme, küçük görme insanın haysiyetini zedelediğinden, onurunu incittiğinden dolayı yasaklanmıştır.
İslam, insanın sahip olduğu onura yakışır şekilde muamele görmesini temel ilke olarak benimsemiş, emir ve yasaklarını da buna göre şekillendirmiştir. İnsan, bu sınırlara riayet ettiği ölçüde kendisine bahşedilen değere uygun bir hayat sürdürebilir ve buna bağlı olarak başkalarının onuruna saygı gösterebilir. Günümüzde karşılaşılan insan hakları ihlalleri ve insanın onurunu hiçe sayan eylemlere bu şekilde engel olunabilir.
Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık. (Tin, 95/4.)
And olsun, biz insanoğlunu şerefli kıldık…(İsra, 17/70.)
Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa, sanki bütün insanları yaşatmıştır. (Maide, 5/32.)
Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin. Ancak karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle olursa başka. Kendinizi helâk etmeyin. Şüphesiz Allah, size karşı çok merhametlidir. (Nisa, 4/29.)
Ey iman edenler! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da diğer kadınları alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Birbirinizi karalamayın, birbirinizi (kötü) lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir namdır! Kim de tövbe etmezse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.
Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir. (Hucurat, 49/11, 12.)
Ebu Hüreyre’den rivayet edildiğine göre, Rasulüllah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “İnsanlar madenlerdir. İslam’dan önce iyi olanlar İslam’dan sonra da iyidir. Yeter ki, dinlerini iyi kavrasınlar.” (İbn Hanbel, II, 391.)
Ebu Hüreyre’den rivayet edildiğine göre, Rasulüllah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Müslüman’ın Müslüman’a malı, ırzı ve kanı haramdır. Müslüman kardeşini küçük görmesi, kişiye kötülük olarak yeter.” (Ebu Davud, Edeb, 35.)
Süleyman b. Amr b. el-Ahvas’ın naklettiğine göre, Allah Rasulü (s.a.s.) (…) şöyle buyurmuştur: “(Ey insanlar!) Bu (Zilhicce) ayınızda, bu (Mekke) şehrinizde bu (arefe) gününüz nasıl saygın ise kanlarınız, mallarınız ve ırzlarınız (şeref ve haysiyetiniz) da aynı şekilde saygındır (dokunulmazdır). Dikkat edin! Her suçlu cezasını kendisi çekecektir. Hiçbir baba çocuğunun suçundan dolayı sorumlu tutulamayacağı gibi, hiçbir çocuk da babasının yaptığından dolayı ceza çekemez. Dikkat edin! Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir. Müslüman’a, gönül rızası olmadan kardeşinin malı helal olmaz… (Tirmizi, Tefsiru’l-Kur’an, 9; Müslim, Hac, 147.)
Nu’man b. Beşir’den nakledildiğine göre, Rasulüllah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Helal de bellidir, haram da. Ancak bir de, çoğu kimsenin (helal mi, haram mı olduğunu) bilmediği şüpheli şeyler vardır. İşte kim bunlardan sakınırsa, dinini ve ırzını korumuş olur.” (Buhari, İman, 39; Müslim, Müsakat, 107.)
Üsame b. Şerik’ten rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.s.) kendisine gelerek ‘Şunu yaparsak günah var mıdır? Bunu yaparsak günah var mıdır?’ diye soran insanlara sonunda şöyle demişti: “Ey Allah’ın kulları, bakın, Allah kulun (her türlü) hatasını bağışlar, ancak kul, ne zaman ki kardeşinin şeref ve şahsiyetine dokunacak bir iş yaparsa, işte asıl günah bu olur.” (İbn Mace, Tıb, 1; Ebu Davud, Menasik, 87.)
(Ey insan! Sen kendinin küçük bir cisim olduğunu sanırsın; oysa bütün âlem senin içine sığdırılıp gizlenmiştir.) (Hz. Ali)
VII. Verilebilecek mesajlar
İnsanın sırf insan olmasından dolayı sahip olduğu öz değeri ifade eden onur kavramı, dokunulmaz kişisel hakların temelini teşkil etmektedir.
Yaradılış itibarıyla saygın bir varlık olan insan, kendisinin olduğu kadar başkalarının da onurunu korumakla mükelleftir; bu yüzden insanların sahip olduğu temel kişilik haklarını ihlal eden davranışlardan kendisini muhafaza etmelidir.
Kaynaklar
• İlhan Kutluer, “İnsan”, DİA, İstanbul 2000, XXII, 320-323.
• Recep Şentürk, “İnsan Hakları”, İstanbul 2000, XXII, 327-330.
• Musa Bilgiz, Kur’an’da İnsanlık Onuru, Fecr Yayınevi, Ankara 2012.
• Abdullah Draz, İslam’ın İnsana Verdiği Değer, terc., Nureddin Demir, Kayıhan Yay., İstanbul 1983.