* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: ŞEHVET  (Okunma sayısı 366 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
ŞEHVET
« : Haziran 01, 2018, 09:09:43 ÖS »
ŞEHVET

Şehvet; arzu, istek, temayül, aşırı sevgi, nefsin değer verdiği istekler, cinsel arzu ve istekler manasına gelmektedir. Kelime olarak çok geniş bir anlam alanını kapsayan şehvet ifadesi, insan nefsinin arzuladığı, elde etmek istediği her şeyi içine almasına rağmen, konuşma dilinde daha çok cinsel arzular anlamında kullanılmaktadır. Kur’an-ı Kerim'de: “Kadınlara, oğullara, kantar kantar altın ve gümüşe, nişanlı atlara, develere ve ekinlere karşı aşırı sevgi (hubbü'ş-şehavat) insanlar için süslü gösterildi. Bunlar dünya hayatının geçici metaıdır. Asıl varılacak güzel ver, Allah'ın yanındadır. De ki: Bunlardan daha iyisini size söyleyeyim mi, Allah'tan korkanlar için Rabbleri katında altlarından ırmaklar akan, içinde sürekli kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve Allah'ın rızası vardır.” (Ali İmran, 3/14, 15) ayeti kerimesi şehvetin sadece cinsel bir arzu, bir dürtü değil, dünya nimetlerine karşı insanın şiddetle arzuladığı elde etme hırsı olduğunu göstermektedir.

Kur'an-ı Kerim'in birçok yerinde dünyaya aşırı düşkünlük gösteren insanlar eleştirilmiş, âhireti göz ardı ederek sadece dünyevî zevklere dalanların âhiretteki nimetlerden yoksun kalacakları bildirilmiştir. Ama bunun yanında aşırıya kaçmamanın, âhireti unutmamanın, bencil davranmamanın ve helal sınırlar içinde, sözü edilen dünya nimetlerinden yararlanmanın insânî bir özellik olduğu vurgulanarak, Allah (cc)'ın helal kıldığı şeyleri, "nefsi terbiye etmek" adına kimsenin haram kılamayacağı da en açık ifadelerle haber verilmiştir. Çamurdan yaratılan insan bedeni bu "çamur"luk özelliği dolayısıyla dünya hayatının devamını sağlayabilmek için birtakım dürtülerle donatılmıştır.

İnsan bu yönüyle hayvanlardan farklı değildir. Hatta insan, hayvanlardan ayrı olarak aşırı bir şekilde mal edinme, diğer insanlardan üstün olma, beğenilme, hırs, bencillik, cimrilik gibi nefsânî özellikler taşıyan bir canlıdır. Ama bütün bu hayvânî-nefsânî özelliklerin yanında, insana bu istekleri kontrol altına alacak ruh, akıl, iyiyi kötüden ayırma, merhamet, sevgi, cömertlik gibi melekî sıfatlar da verilmiş; bunun tek başına hayvanî isteklere engel olamayacağını bilen Yüce Allah (cc) onun bu melekî yönünü desteklemek için yol gösterici peygamberler eşliğinde kitaplar göndererek, insanın hayvanlık seviyesine düşmesini engellemek istemiştir.

İnsanın madde ve ruhtan yaratıldığını bildiren Allah-ü Teala, dünya nimetlerinden yararlanmayı kötü görmediği gibi; “Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü o, israf edenleri sevmez.” (Araf-31) buyurduğu üzere israfa kaçmamak şartıyla bunu teşvik de eder. (İnsanın cinsel arzularını doğal karşılayan İslâm, bu duygunun nikâh bağıyla evlilik müessesesi içinde değerlendirilmesini ister ama onu yasaklamaz, tamamen serbest ve başıboş da bırakmaz. Allah-ü Teâlâ Hazretleri şöyle buyurur: “O, gökleri ve yeri yaratandır. Size kendinizden2 eşler, hayvanlardan da (kendilerine) eşler yaratmıştır. Bu sûretle sizi üretiyor.

Onun benzeri hiçbir şey yoktur. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” (Şûra/11)

Yine İslâm, insanın mal - mülk edinmesini, zengin olmasını doğal karşılar, ama kazancın helâl yollardan elde edilmesini şart koşarken, helâl malın da özel mülkiyet adına kontrolsüzce harcanmasını, israf edilmesini kabul etmez. Ayrıca servetin kişilerin değil, toplumun malı olduğunu bildiren İslâm, onun sadece varlıklı sınıfların elinde dolaşan bir mülk olmasına engel olur. Nitekim Allah-ü Teala Hazretleri şöyle buyurur: “Allah’ın, (fethedilen) memleketlerin ahalisinden savaşılmaksızın peygamberine kazandırdığı mallar; Allah’a, peygambere, onun yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir. O mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir servet (ve güç) haline gelmesin diye (Allah böyle hükmetmiştir). Peygamber size ne verdiyse onu alın, neyi de size yasak ettiyse ondan vazgeçin. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah’ın azabı çetindir.” (Haşr/7) Toplumun üzerinde kontrol mekanizması olan yöneticiler, zayıfları, fakirleri, yetimleri, dulları, kısaca desteğe muhtaç kişileri koruma altına alarak, gerektiğinde varlıklı sınıfın servetinden alıp, yoksul sınıfla arasındaki dengeyi sağlar. Yüce Allah (cc), insanın servete karşı aşırı düşkünlüğünü iyi bildiği için, servete karşı şehvet derecesine ulaşan sevgisini önlemek için, infak etmeyi teşvik etmiş, bunu yapanların karşılıklarını Cennette alacaklarını müjdelemiştir. Bunun karşısında, altını gümüşü yani serveti biriktirip, Allah yolunda gerekli yerlere harcamayanlar, ayeti kerimede; “Altın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onları Allah yolunda harcamayanları elem dolu bir azapla müjdele. O gün bunlar cehennem ateşinde kızdırılacak da onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak ve, “İşte bu, kendiniz için biriktirip sakladığınız şeylerdir. Haydi, tadın bakalım biriktirip sakladıklarınızı!” denilecek…” (Tevbe 34/35) buyurduğu üzere şiddetli azapla korkutulmuştur.

Aralarında nikâh olmayan erkek ve kadın, birbirine akraba da olsa, yabancı da olsa, şehvet hissiyle bakamaz, dokunamaz. Şehvet hissi olmaksızın, bir erkek, kendisine ebediyyen evlenmenin haram olduğu kendi yakını olan kadınlarla aynı yerde oturabilir, bakabilir, tokalaşabilir. Bunların kimler olduğu Nisa sûresinin 23. âyetinde bildirilmiştir. Buna göre; bir Müslüman erkeğe, anası, kızı, kız kardeşi, halası, teyzesi, erkek kardeşinin kızları, kız kardeşinin kızları, sütannesi, süt kız kardeşi, kayınvalidesi, hanımından dünyaya gelen üvey kızları, öz oğullarının hanımları ile evlenmek ebediyyen haramdır. Bundan dolayı, yabancı kadınlar ile olan ilişkilere nazaran yukarıda sayılan kadınlarla olan ilişkilerde erkek biraz daha serbesttir.

Yine bütün erkekler birbiri ile mahrem yerlerini göstermemeleri şartıyla bir arada bulunabilir, birbirine dokunabilirler. Ancak, bu genel bir hukuk kuralıdır. İslâm, her şeyde olduğu gibi bu konuda da kalplerdeki niyetleri ölçü kabul eder. Genel hukuk açısından helâl olan bir durum, kalpteki kötülük duygusu neticesinde harama dönüşebilir. İslâm insanların sapkınlığa meyilli duygularını ortadan kaldırmak için kötülüğe götüren yolları da kapatmıştır. Bu açıdan normal şartlarda helâl olduğu halde genç, güzel, parlak yüzlü erkek çocuklarla, delikanlılarla olan münasebetlerinde erkekleri daha dikkatli olmaya çağıran İslâm, bugün batı dünyasında yaygın olan sapık ilişkilerin Müslümanlar arasında da oluşmasının önüne geçmeyi hedeflemiştir.

Nikâh yoluyla kendisine helâl olmayan birisine şehvetle bakmak veya dokunmak da bir tür zinadır.

Nitekim Efendimiz (sav), "Gözlerin zinası bakışmak, ellerinki ise dokunmaktır. Ayaklar bakanın duygularını kamçılayacak şekilde yürümekle; dil, söylediği sözlerle zina eder. Gönül ise istemekle... Neticede cinsiyet organları, bunları ya kabul veya reddeder” buyurmuştur.

Evlat sevgisi, karı-koca, arkadaş, anne-baba sevgisi gibi sevgiler; İslâm'ın, Allah'ın, Peygamber'in önüne geçmedikçe hoş karşılanan, hatta gerekli olan insanî duygulardır. Ancak, bu sevgi bağları, insanı Allah (cc)'a kulluktan alıkoyuyorsa, insanı âhirette yalnız bırakacaksa, hiçbir anlamı yoktur; çünkü mal ve evlatlar birer imtihandır, geçici dünya nimetleridir.

İnanç bağıyla desteklenmedikçe, Müslüman, en yakınlarına dahi sevgi besleyemez. Özet olarak, İslâm, insanın fıtrî olan bazı duygularını, ölçülü ve helâl sınırlar içerisinde kalmak şartıyla doğal karşılar, ama bunların kişiyi Allah (cc)'ı zikretmekten, O'nun yolunda harcamaktan alıkoyacak derecede kuşatmasına izin vermez.

 


* BENZER KONULAR

Ozan Birgül 320 kbps - 2 kısım Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:15:33 ÖÖ]


Ozan Birgül - İlahiler 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:04:09 ÖÖ]


Dualarımız Neden Kabul Olmuyor Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:10:43 ÖÖ]


Birlikte Hizmet Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:59:59 ÖÖ]


Gizli Halleri Açık Hallerinden Daha Hayırlı Adamlara İhtiyacımız Var Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:40:31 ÖÖ]


Mücahitler Kazandığınızı Kaybetmeyiniz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:32 ÖÖ]


İnsanlardan Övgü Beklemek Ateşle Oynamak Gibidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:24:29 ÖÖ]


Zamanın Kıymetini Bilmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:13 ÖÖ]


Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Dün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Dün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Dün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Dün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Dün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:12:56 ÖÖ]