* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: SLÂMÎ TERBİYE EŞ SEÇİMİYLE BAŞLAR  (Okunma sayısı 352 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı gurbetciyim

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2330
SLÂMÎ TERBİYE EŞ SEÇİMİYLE BAŞLAR
« : Temmuz 04, 2018, 10:46:42 ÖÖ »
İSLÂMÎ TERBİYE EŞ SEÇİMİYLE BAŞLAR

Hamd alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.
Rasulüne, onun ailesine ve ashabına salat ve selam olsun. Allah’ın selamı tüm Müslüman kardeşlerimin üzerine olsun. Bismillah

Evlatlarımızı İslami terbiye, eğitim ve ahlak üzere yetiştirme arzusunda olmak çok mühimdir. Burada şöyle bir soru kafanızı karıştırabilir: “Müslüman olan hangi ebeveyn çocuğunu İslam ahlakı üzere yetiştirmek istemez?”Elbette akıllı, şuurlu bir müslümanın hayattaki en büyük hedeflerinden biridir çocuklarını İslam ahlakıyla terbiye etmek.

Ama gelgelelim pratiğimize baktığımızda bu konuda çok da isabetli ve doğru adımlar attığımız, hatta kafa yorduğumuz dahi söylenemez. Büyüklerimizin bir lafı vardır :

“Çocuk yetiştirmek dünyadaki en zor meslektir.” Ama biz anne-baba olarak veya anne-baba adayı olarak dünyevi diğer görevlerimizi, her şeyden daha önemli olan bu vazifemize yeğlemişiz. İşte ilk adımda kaybettiğimiz nokta burasıdır. Evli olmayanların eş adaylarında aradığı özelliklerden en önemlisi İslami terbiye üzerine çocuklarını yetiştirmede kendisine destek olacak, hata ederse onu düzeltecek ve terbiyelerinde yükün tamamını ona yıkmak yerine yarı yarıya kendisiyle paylaşacak bir zevc veya zevce olmalıdır. Bu özellikleri kendisinde taşıyan bir eş dolayısıyla dindar bir eştir. Rasulullah’ın şu hadisi burada çok daha net anlaşılmaktadır :

 “Bir kadınla dört şey için evlenilir; güzelliği, soyu, malı ve dindarlığı. Sen dindar olanını seç ki elin bereket bulsun.” (Buhari) Çünkü güzellik, soy ve mal geçicidir ve çocuk yetiştirirken etkin rol oynamazlar. Ve asla ebedi olmayan etkenlerdir.

Geçici olduğundan insanı sadece belli bir süre tatmin eder. Eğer bu üç özellik, güzel ahlak ve İslami şuurla bezenmemişse bir müddet sonra insanın gözünde çirkinleşmeye başlar. Tabii bu sancıyı çekecek kişiler İslami hassasiyeti olanlar ve kalıcı olanın sadece ahiret amelleri olduğuna inananlardır. Ama bütün bu hassasiyetlerimize rağmen evlilik adımı atarken gaflete düşerek, şeytanın evlenemeyeceksin vesvesesine kapılarak ileride pişmanlık duyacağımız doğru olmayan tercihler yapabiliyoruz. Ve bunun sonucunda kısa süre içerisinde verdiğimiz bu kararın faturasını ömrümüz boyunca çok ağır ödeyebiliyoruz. Bunun tersi de olabiliyor. Ama istisnalar kaideyi bozmaz.

Nasıl olsa benden etkilenir, değişir, düzelir ve hatta boynuz kulağı geçer diye kendi kendimizi teselli ederek işe başlıyoruz. Sonuç: sorunlu bir evlilik, çocukları terbiyede ortak noktada buluşamama ve mutsuz yuvalar, huzursuz çocuklar…

Dediğimiz gibi bunun aksi de yaşanabilir. Belki kendisinde İslami şuur görmediğimiz eş adayı bizden çok daha iyi olabilir. Ama bu sadece bir ihtimal. Bu ihtimal için evliliğimizi, Rasulullah’ın ifadesiyle dinimizin yarısını, neslimizi sadece anlık bir hazzımız için tehlikeye atmaya değer mi?

Sözüm bekârlara! Seçeceğiniz eş, siz olmadığınızda çocuklarınız konusunda gözünüzü arkada bırakmayacak ve yanınızdayken İslami eğitimlerinde size destek olacağına inandığınız bir zevc olsun. Olsun ki inşallah dünya ve ahirette rahat edin. Diğer yandan dindar bilinen bir eş de evlilik süresi içerisinde istenilen kıvamda bir eş olmayabilir. Bu da bir imtihandır. Allah Rasulünün ifadesiyle biz deveyi bağlayarak tedbirimizi alalım, sonra tevekkül edelim. Tedbir olmadan tevekkülün bir manası yoktur. Bu konuda Hz. Nuh (a.s) ve Hz. Hud (a.s)’ın eşleri imtihan noktasında bize büyük bir örneklik teşkil etmelidir. Şunu unutmayalım ki eşimizin ahlakı yavrularımıza muhakkak sirayet edecektir. Kötü ahlaklı nesiller istemiyorsak o zaman dindar bir eş seçimiyle işe başlamalıyız.

Peki evliler ve çocuk sahibi olacaklar veya çocukları olanlar İslami terbiyeyi çocuklarına aşılama noktasında neler yapabilir. Burada özellikle çocuk sahibi olacak anne babalara nasihatim şudur :

Hz. Aişe’nin ona Rasulullah’ın ahlakını sorduklarında “O’nun ahlakı Kur’an idi.” hadisini göz önüne alabiliriz. Çocuklar daha anne karnındayken her şeyi hisseder, anlar ve duyarlar.

Öyleyse onlara İslami ahlakı yerleştirmede temelimizi Kur’an dinleterek, Kur’an okuyarak ve ondan ayetler ezberleyip yaşamaya çalışarak atabiliriz. Onları daha anne karnındayken Kur’an ve sünnetle tanıştırıp, onlarla büyüterek Kur’an ve hadislerdeki eğitim metodlarını takip ederek Kur’an ahlakını yerleştirmeye çalışabiliriz. Kanaatim şudur ki, anne karnındayken Kur’an dinleyerek huzur bulan bir bebek, doğduğunda da ve hatta ileriki yaşlarında da sadece Kur’an ile mutmain olacaktır. Önemli olan özde çocuğa bunu yerleştirmektir. Çünkü zamanla her şey özüne döner. Bu manada anne karnındayken veya yeni doğduğunda Kur’an dinlemeye, İslami hassasiyeti üzerinde taşıyan bir çevrede büyümeye başlayan çocuğu terbiye etmek daha kolaylaşacaktır Allah’ın izniyle. Her şey temelde başlar. Ağaç yaşken eğilir.

Özellikle 0-6 yaş arasında öğrenilen çoğu şey unutulmaz. O bilgiler çocuğun kafasına kazınmıştır adeta. Değiştirilmesi imkansız değildir ama çok zordur.

Çünkü Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Ahlakınızı güzelleştiriniz.” buyurmaktadır. Demek ki ileriki yaşlarda ahlakın değişmesi zor.

Ancak güzelleştirebiliriz. Bunun için çocuğumuz daha anne karnındayken büyük sorumluluğumuz başlıyor demektir. Hatta evlendiğimiz gün başlıyordur.

Çocuklar doğdukları günden itibaren bizim her hareketimizi takip ederler. Hatta bebekken bile kaşlarımızı çattığımızda ağladıklarına şahit oluruz. Bu, onların her şeyi bizden daha iyi anladıklarının göstergesidir. Onlar bizden daha hislidirler. Ve bizim dahi göremediğimiz alemleri görebilirler.

Öyle ki çocuklar doğarken ağlamalarının sebebi şeytanın onları dürtmesidir. O halde daha bebekken onlara değer verdiğimizi, sevdiğimizi, onları özlediğimizi hissettirebiliriz. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in çocuklarla konuşurken onların seviyesine inmesi bu noktada bizim için çok önemlidir. Bebeğin seviyesine inmek, ona dokunmak, göz temasında bulunmak, okşamak, öpmek ve onunla kendi diliyle konuşmakla olur. Şunu unutmayalım ki çocuklar sevildiklerini hissettikleri gibi huzursuzlukları, kavgaları ve ayrılıkları da hisseder.

Ya Rab! Bütün Müslüman ümmete gözlerini aydın edecek eşler ve çocuklar nasip eyle! Yuvalarımızı ve ahretimizi cennet eyle ! Velhamdulillahi rabbil alemin.

 


* BENZER KONULAR

Ozan Birgül 320 kbps - 2 kısım Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:15:33 ÖÖ]


Ozan Birgül - İlahiler 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:04:09 ÖÖ]


Dualarımız Neden Kabul Olmuyor Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:10:43 ÖÖ]


Birlikte Hizmet Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:59:59 ÖÖ]


Gizli Halleri Açık Hallerinden Daha Hayırlı Adamlara İhtiyacımız Var Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:40:31 ÖÖ]


Mücahitler Kazandığınızı Kaybetmeyiniz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:32 ÖÖ]


İnsanlardan Övgü Beklemek Ateşle Oynamak Gibidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:24:29 ÖÖ]


Zamanın Kıymetini Bilmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:13 ÖÖ]


Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Dün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Dün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Dün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Dün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Dün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:12:56 ÖÖ]