Ne Az Şükrediyorsunuz?
Şükretmek, verdiği her nimet ve güzellik için, hem sözle hem de içten Allah'a minnet ve teşekkürün ifadesidir.
Sahip olunan bu nimetleri Kuran'da haber verildiği şekliyle kullanmaktır. Bu güzellikleri veren Rabb’ine şükretmeyen kişi ise nankörlük içindedir. Dünya hayatındaki tüm nimetler, insanın şükür mü yoksa nankörlük mü edeceğini ortaya çıkarmak için yaratılır.
“Şüphesiz Biz insanı, karmaşık olan bir damla sudan yarattık. Onu deniyoruz. Bundan dolayı onu işiten ve gören yaptık. Biz ona yolu gösterdik; (artık o,) ya şükredici olur ya da nankör.” (İnsan Suresi, 2-3)
İnsan vicdanını kullanırsa, her yandan Allah'ın nimetleriyle kuşatılmış olduğunu görür. Hiçbirine kendisi güç yetiremez; yalnızca Rabb’inin dilemesiyle bu nimetlere kavuşabilir. İnsanın kendisine ait olduğunu düşündüğü bedeni, zekası, sağlığı ve gücü de gerçekte bu nimetlerin bir kısmıdır.
“Eğer Allah'ın nimetini saymaya kalkışacak olursanız, onu bir genelleme yaparak bile sayamazsınız. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.” (Nahl Suresi, 18)
Şükür kalpten ve sözle olmasının yanı sıra fiilen de yapılmalıdır. Bu da, nimeti Allah yolunda, Allah'ın en çok hoşnut olacağı yönde değerlendirerek yapılır. İnsan kendisine verilen mal, mülk, kariyer, saygınlık, zeka, sağlık gibi nimetleri Allah'ın buyruğuna uygun olarak kullanmazsa hakkıyla şükretmemiş olur.
“Öyleyse Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden helal (ve) temiz olanlarını yiyin; eğer O'na kulluk ediyorsanız Allah'ın nimetine şükredin.” (Nahl Suresi, 114)
Şükredebilmek bir nimettir ve Hz.Süleyman’ın Kur’an’da söz edilen "Rabbim, bana, anne ve babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın salih bir amelde bulunmamı ilham et ve beni rahmetinle salih kulların arasına kat. " (Neml Suresi, 19) duasındaki gibi, ancak Allah'ın lütfu ve dilemesiyle yapılabilir. Mümin şükrederek, sahip olduğu her şeyi kendisine Allah'ın verdiğinin bilincinde, şirkten uzaklaşır.
Nankörlük, insanları Allah’ın yolundan saptırma çabasındaki şeytanın tuzaklarından biridir. Kur’an’da, "Sonra muhakkak önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın." (Araf Suresi, 17) ayetiyle dikkat çekildiği gibi, şeytan insanların şükretmelerine engel olmak için uğraş verir. Tarih boyunca iman etmeyen ya da zayıf imanlı olan kişiler, şeytanın bu tuzağına düşerek nankörlük içinde yaşamışlardır.
“... Şüphesiz Allah, insanlara karşı büyük ihsan (Fazl) sahibidir, ancak onların çoğu şükretmezler.” (Yunus Suresi, 60)
“Rabbiniz şöyle buyurmuştu: "Andolsun, eğer şükrederseniz gerçekten size artırırım ve andolsun, eğer nankörlük ederseniz, şüphesiz, Benim azabım pek şiddetlidir.” (İbrahim Suresi,7) ayetindeki ifade şükür ibadetinin önemini ortaya koyar. Namazı nasıl sahipleniyorsa inanan insan, şükrü de öyle sahiplenmelidir; eşit olarak, ayırt etmeden…
Yoksulluk, hastalık gibi durumlara karşı isyankâr ve şikayetçi davranmak, Kur’an ahlâkına uygun değildir. İnsan, Allah'ın kendisi için yarattığı kaderin hayır ve hikmet içerdiğini unutmamalı, her durumda O’ndan hoşnut olmalıdır.
Yaşanan olay karşısında şikayetçi olmak, üzülmek ya da sinirlenmek, Allah'ın dilediği bir güzelliğe karşı çirkin bir davranış olur. Bu durum, Allah'a karşı büyük nankörlüktür. Çünkü Allah her olayı insanı imtihan etmek amacıyla yaratır ve kulunun sonsuz kurtuluşuna vesile kılar.
“De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiçbir şey isabet etmez. O bizim mevlamızdır. Ve mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler."” (Tevbe Suresi, 51)
Olumsuz gibi görünen her olay, Allah’ın yarattığı kaçırılmaması gereken birer ecir fırsatıdır. Her konuda şükrümüzü yalnızca Allah’a yöneltelim. İçtiğimiz su için bile şükür içinde olalım. Allah, yaşam kaynağımız olan suyu, tadı ve içimi hoş, kokusuz, herkesin damak tadına uygun yaratmıştır. Her insan suyu severek içer; “suyu sevmem” diyen insana rastlayamayız. Sunulan nimetlere her an şükredelim. Çünkü Kuran’ı her açtığımızda, Allah’ın “ne az şükrediyorsunuz?” ifadesiyle karşılaşırız.
De ki: "Sizi inşa eden (yaratan), size kulak, gözler ve gönüller veren O'dur. Ne az şükrediyorsunuz?" (Mülk Suresi, 23)
Andolsun, sizi yeryüzünde yerleşik kıldık ve orda size geçimlikler yarattık. Ne az şükrediyorsunuz? (Araf Suresi, 10)