Ahlak ve İbadet
Birbirleri arasından ince bir çizgi bulunan ahlak ve ibadet kavramları, birbirlerinden bağımsız düşünülememesi gerektiği kadar birbirleriyle de karıştırılmaması gerekir. Çevremize baktığımız zaman, ibadetlerini iyi bir şekilde yapmaya çalışan birinin, ahlaki yönden noksanlığını normal görme yanılgısı ile ahlaki yönden iyi olduğunu düşünüp ibadetlere gerek olmadığını düşünen kişinin yanılgısı aynıdır.
Müslüman bir birey ibadete önem gösterdiği kadar ahlak eğitimine, ahlak eğitimine önem gösterdiği kadar ibadete de önem göstermelidir.
Ahlakın başka kavramlarla karıştırılmaması kadar kendi içinde de kapsamının daraltılmaması gerekir.
Günümüzde ahlaklı birey dediğimiz zaman, karşı cinse münasebeti dinî çerçevede ya da sınırlı olan, argo kullanmayan, yalan söylemeyen kişiler göz önüne gelmektedir. Ancak yere çöp atmamak, yerden çöp almak, bir yetimin başını okşamak, tebessüm etmek, teşekkür etmek, güzel sözler söylemek, ambulansa yol vermek engelli park yerine park etmemek gibi davranışlar da ahlak kapsamındadır. Güzel ahlak hakkında İslam âlimleri buyuruyor ki:
"Kötü ahlaklı, parçalanmış testiye benzer. Ne yamanır, ne de eskisi gibi çamur olur."
"Her binanın bir temeli vardır. İslam’ın temeli de güzel ahlaktır.", "Yükselen bütün insanlar ancak güzel ahlakları sayesinde yükselmişlerdir.",
"Güzel ahlak güler yüzlülük, cömertlik ve kimseyi üzmemek demektir.", "Güzel ahlak, kimseyle çekişmemek ve kimseyi çekiştirmemektir.",
"Güzel ahlak, eziyet vermemek ve meşakkatlere katlanmaktır.", "Güzel ahlak, genişlikte ve darlıkta insanları razı etmeye çalışmak demektir."
İbadet ise Allaha kulluk etmektir. İbadet Allahü teâlâdan başkasına yapılmaz. Onun rızası için yapılır. Beri taraftan gelişigüzel ibadet olmaz.
Keyfimize, aklımıza göre yahut kolayımıza geldiği gibi ibadet yapamayız. Dinimizin bildirdiği şekilde ibadet etmelidir. Kulun vazifesi, kendi aklına değil, dinin emrine uymaktır. İbadet yani kulluk da, bu demektir.
Mehmet Salih Arslan.