* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Öfkenin Kökü Kalptedir  (Okunma sayısı 112 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı gurbetciyim

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2330
Öfkenin Kökü Kalptedir
« : Ekim 19, 2023, 09:18:02 ÖÖ »


Öfkenin Kökü Kalptedir

Öfke ins anoğluna, onu s ilah edinip kendini zarar veren ş eylerden korumak
için verilmiştir. Nitekim ş ehvet de, faydalı ş eyleri kendine çekmek için
yaratılmıştır. Öyle is e ins anın bu iki ş eyden kurtulmas ı imkânsızdır. Fakat
bu iki duygu aş ırı derecede olurs a zararlı olur. Zira öfke kalbi tutuşturan
ateş gibidir. Kalp tutuşunca dumanı beyne gider ve beyni et kileyip akıl ile
düşüncenin kararmas ına, doğruyu görmemes ine s ebep olur. Bu çok
kötüdür. Bunun içindir ki büyükler "Öfke aklı giderir" demiş lerdir. Öfkenin
çok az olmas ı da iyi değildir. Zira harama ve Kâfirlere karş ı s ert olmak öfke
ile olur. Peygamberimize hitaben:

Yüce Allah buyuruyor ki:

"Kâfir ve münafıklarla s avaş ; onlara s ert davran."
TAHRİM SURESİ, Ayet : 9

Yine Yüce Allah ashabı övüyor ve ş öyle buyuruyor:
"Kâfirlere karş ı gayet sert , kendi aralarında ise çok merhamet lidirler."
FETİH SURESİ, Ayet : 29

Bütün bunlar öfke ile olur. O halde öfke, ne aş ırı derecede fazla ne de yok
denecek kadar az olmalıdır. Orta kararda olup akıl ve dinin emrinde
bulunmalıdır.

Bazıları, nefs i terbiye etmekten gaye öfkeyi tamamen kalbten söküp atmak
ve onu yok etmek olduğunu s anırlar. Bu yanlış tır. Zira öfke s ilahtır. Onsuz
yaş anmaz. İns anın yaş adığı sürece, nasıl şehvetten tamamen arınması
mümkün değils e, öfkeden arınmas ı da mümkün değildir. Ama en uygun
şekli bazı iş ve zamanlarda öyle gizlenebilmelidir ki, hiç yokmuş gibi olsun.

Bunu şöyle açıklayalım: Öfke iht iyaçtan doğar. Bir kims e ihtiyaç duyduğu
bir ş eyi baş kas ına kaptırırs a kızar. Ama s ahibinin ihtiyaç duymadığı bir
ş eyi örneğin bir köpeği elinden als alar veya öldürs eler kızmaz. Ancak
devamlı ihtiyaç duyulan yiyecek, ev gibi ş eyler baş kas ı tarafından alınır
veya tahrip edilirs e s ahibinde kızgınlık meydana gelir.

O halde çok ş eye muhtaç olan daha fazla çok kızar ve kızdığı oranda da
zavallı ve aciz olur. İhtiyacı ne kadar fazla olurs a kızg ınlığı da o kadar
artar. Zira kızmamak, muhtaç olmamak demekt ir.

Bir kimsenin nefsini terbiye ederek, ihtiy acını zaruret miktarına kadar
düşürmesi mümkündür. Zira mevki ve zenginlik tutkusunu yenebilen kimse
elbet te ki öfkes ini de iht iyaçlarına bağlı olarak azaltmış olur. Mes ela;
mevki peşinde koşmayan bir kimse, yürürken bir başkasının onun önünde
yürümesine veya toplulukt a otururken birisinin daha üst tarafta
oturmas ına öfkelenmez. Zira bu gibiş eyler onun için bir şey ifade
etmiyordur.

Her ins ana göre öfkenin derecesi değişiktir. Öfkenin çoğu mal ve mevki
tutkunluğundan ileri gelir. Sat ranç veya baş ka oyunlar oynayan, fazla içki
içen ve buna benzer kötü işler yapan bazıları, kendileri için " İyi oynamıyor,
fazla içki içmiyor" denirse kızarlar. Böyle kızgınlıklardan nefs i terbiye
ederek kurtulmak mümkündür.

Zaruri ş eylerden dolayı meydana gelen öfke tamamen yok olmaz ve yok
olmamalıdır da. Zira yok olmas ı muteber değildir. Ancak öfkenin ipini
elinden kaçırmamalı, ona hakim olmalı, akla ve dine aykırı şeylere esir
olmamalıdır. İns anın nefsini terbiye edip didinerek öfkesini böyle bir
dereceye get irmes i mümkündür. İns anın tamamen öfkeden arınması caiz
değildir. Zira Peygamberimiz (S.A.S.) de öfkelenirdi.

Peygamberimiz (S.A.S.) buyuruyor ki:

"Ben de ins anım. İns anlar gibi kızarım. Eğer kızg ınlık halinde birine lanet
eder, sert söz s öyler veya döversen, Allahım bu yaptıklarımı onun için
rahmet ves iles i yap."

Abdullah bin Amr diyor ki:

Peygamber'e (S.A.S.) sordum:

"- Ya Resulallah, öfke ile söylediğiniz sözleri de yazalım mı?"

Peygamberimiz (S.A.S.) buyuruyor ki:

"Yaz. Beni ins anlara Peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki,
öfkeli iken de dilimden doğrudan baş ka bir şey çıkmaz."
Peygamberimiz (S.A.S.) "ben kızmam" demiyor. Kızgınlık beni doğrudan
ayırmıyor buyuruyor.

Bir gün Hz. Aiş e kızdı. Peygamberimiz (S.A.S.) "Ey Aişe, şeytanın geldi"
buyurdu. Aiş e "Senin ş eytanın yok mudur?" diye s ordu: Peygamberimiz
(S.A.S.) şöyle buyurdu:

"Var. Fakat Yüce Allah'ın yardımıyla onu es ir edip
emrimin altına ald ım. Bana iyilikten baş ka bir ş ey söylemez."

"Ben kızmam" demedi.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]