Camii ve Cemaat Şuuru
Kur’an-Kerim’de, insanın Allah’a iman ve ibadet etmek için yaratıldığı bildirilmektedir. Beş vakit namaz, ibadetler arasındaki önemi itibariyle imandan sonra ilk sırada yer almaktadır. Beş vakit namaz, tek başına ve cemaatle kılınabilmektedir. Peygamberimiz (s.a.v.), cemaatle kılınan namazın sevabının 27 kat daha fazla olduğunu bildirerek, namazların cemaatle kılınmasını tavsiye etmiştir. Camiler; ibadet etme, Allah’ı anma, eğitim-öğretim, birlik ve dirlik, huzur ve sükun mekanlarıdır. Bu itibarla dinimiz; camilere büyük önem vermiştir.
Yüce Rabbimiz, Kur’an-Kerim’de şöyle buyurmaktadır:
“Şüphesiz mescitler, Allah’ındır. O halde Allah ile birlikte hiç kimseye kulluk etmeyin”[1]. “Ey Ademoğulları! Her mescide gittiğinizde güzel elbiselerinizi giyinin. Yiyin için fakat israf etmeyin. Zira Allah israf edenleri sevmez.”[2].
Ayet-i kerimelerden de anlaşılacağı üzere, İslam’da camilerin önemli bir yeri vardır. Allah’ın evi kabul edilen camiler, İslâm’ın alâmeti sayılmıştır. Camiler, bulunduğu yerin halkının Müslüman olduğunu gösterir. Sevgili Peygamberimiz, yeryüzünde Allah’a en sevimli yerlerin camiler olduğunu bildirmiştir[3].
Öyle ise camilere gelişigüzel değil, en güzel elbiseler giyilerek girilmelidir. Camileri kirletecek, havasını bozacak ve cemaati rahatsız edecek davranışlardan sakınılmalıdır.
Camilerin inşasından tutun da temizliğine ve aydınlatılmasına kadar verilecek bütün hizmetler, övgüye değer hizmetlerdir. Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde söyle buyurmuşlardır: “Bir mümine öldükten sonra amelinden ve yaptığı iyiliklerinden ulaşacak şeylerden biri de, yaydığı ilim, geride bıraktığı iyi evlâd, miras olarak bıraktığı Mushaf-ı şerîf, yaptırdığı mescit, yolcular için inşa ettiği ev, akıttığı su, sağlığı yerinde iken malından çıkardığı (verdiği) sadakadır. Bunlardan hangisini yapmış ise öldükten sonra onun sevabı kendisine ulaşır.”[4]
Hiç şüphe yok ki cami ve mescit yapmaktan maksat, orada cemaatle ibadet etmektir. Cami ve mescitler, aynı zamanda insanlara helal ve haramın, güzel ahlakın, doğruluk ve dürüstlüğün öğretildiği, sevgi saygı ve kardeşlik ruhunun işlendiği mukaddes mekanlardır. Şehitlik ve gazilik mertebesinin yüceliği, vatan savunmasının önemi, iffet ve namusu korumanın onuru gibi birçok dini ve milli şuurun insanlarımıza verildiği ilim ve irfan yuvalarıdır.
Hutbemi, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in şu Hadis-i şerifinde “Bir kişi, Allah’ın farzlarından birini eda etmek üzere evinde güzelce temizlenir ve camiye giderse, onun attığı adımlardan biri günahlarının silinmesine, diğeri de onun derecesinin yükselmesine vesile olur”[5]. “Yüce Allah, sabah ve akşam camiye giden kimsenin, her gidiş ve gelişine cennette bir yer hazırlar”[6].
-----------------------------------------------------------------
[1] Cin, 72/18
[2] A’raf, 7/31
[3] Müslim, Salât, 53
[4] İbn Mâce, Mukaddime, 20
[5] Riyazu’s-Salihin 2/380, No: 1058
[6] Riyazu’s-Salihin 2/379, No: 1057