Gönderen Konu: Uzuv Senin Sen Uzuvsun (Okunma sayısı 204 defa)

anadolu · « : Eylül 21, 2022, 02:00:24 ÖS »

Uzuv Senin Sen Uzuvsun

Günaha karşı bir tavır alma mes’elesi olan büyük cihad, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in Bedir gibi bir savaşa kıyasla kullandığı ifade...

Nefis Ebu Cehil’den de mi büyük? İslam’a kast eden nükleer kafalı haçlı âleminin atom bombacıklarından daha mı büyük ki bu nefis; atom savar yapmak küçük, gözlere dur demek büyük cihad?

Haçlı âlemine küçültme ekleri ile yakıştırdığımız birçok sıfat, onların Allah Teâlâ karşısındaki küçüklüğünü ve değersizliğini anlatmaya yeter belki ama ğayyaları boylayan terbiyesiz nefislerin; firdevs varisleri, rabbanî nefislerin yanındaki küçüklüğünü anlatmaya yeteceğini zannetmiyorum.

Bir Ammar çıkmış ‘Ben de müşrikim.’ demiş! Demiş de ne olmuş sanki. Açıkça şirk cümlesi eden bir adam bu sözüyle övgü kazanırken, tâ Rasulullah’tan takdir görürken, gözlerine hâkim olamayan ben günah kalemine mürekkep harcatıyorum. Hak mı şimdi bu! Şirk mi büyük, zina mı?

Tek bir açıklaması var öyleyse;

İMAN ETE KEMİĞE KARIŞMALI!

Günaha karşı; ruhumuzun kirli pasaklı bölgelerinden ilham alıp Allah’a isyan eden uzuvlar bugün zevk verse de, yarın sırt çevirecekler sana. Ağızların mühürlenip ellerin konuştuğu, ayaklarınsa konuşulana şahitlik ettiği bir mahkeme meydanı...

Tek çıkış yolu: etin kemikle olan organize teşkilatına üçüncü bir arkadaş eklemek: İMAN!

Arkadaş ama et ve kemiğe liderlik edecek bir arkadaş. Onların başına ‘emir’ olarak gelen ve her hareketlerini Allah’ın şeriat terazisinde ölçüp, tevbe yoluna ışık tutan bir arkadaş.

O vakit; gözden boyuna, elden ayağa hiçbir kas, şeriat-ı İslamiye’ye aykırı hareket edemeyecek ve şahitlik; cennete giden bir köprü görevi görecek inşaallah!

Amaç ve araçlarımızı; paslanmış ruh kalıplarından çıkan komünistvarî anayasa önergelerine göre şekillendirdiğimizde kıyameti beklememizi söyleyen Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem; nefsaniyet hâkimiyetinin zulme, Kur’an hâkimiyetininse adalete ve huzura yol açtığını söyleyip “Bedir küçük, nefis büyük.” fermanını vermiş. Bedir’deki askeri zafer, nefisteki siyasi hezimete yol açar ve kibir; uzuvlarını isyana, kalbini karanlığa, toplumu şeytana sürükler. Gözleri, kulakları sanki şahit yokmuş gibi davranmaya ikna eden bir nefis; toplumu, akıl zengini vesveselerle çukurlarda boğmaya muktedirdir herhalde.

Gerçekçi yalanlar ve akılcı zırvalar ile uzuvlarımızı isyana ve batıl yollara sürükleyen HANNAS; bizi bizden koparmakla kalmayıp kardeşlerimizi cehennem kuyularına sürüklemeye cüret etti. Bir vücudun uzuvları olan Müslümanlar IŞİD ile bir uzvunu, el kaide ile bir uzvunu, mealciler ile bir uzvunu, yalancı mehdîler ile bir uzvunu, münafık yöneticiler ile bir uzvunu kaybetti maalesef.

Suriye’yi ateş topuna çeviren haçlılar ve saz arkadaşlarına yandaşlık yapmakta yarışan bir grup terörist medya mensubu; akyuvarlarımızı kendi organizmamıza karşı cepheye sürdü ve eller gözleri, kulaklar boğazları yok etme çabasına girişti. Bu savaş içerisinde istikameti kendine yol edinmiş bir grup uzuv ise ehl-i sünnetin yeniden inşası için çalışmaya ve düşmanı; transplant muamelesi gören organlarda değil, doğrudan doğruya haçlı ve siyonist virüslerde aramak gerektiğini hatırlattı. Hasan el Benna’dan Necmettin Erbakan’a kadar; haçlı ve siyonist âleme açtığı savaşı cihana yayma potansiyeli olan ne kadar adam varsa ortadan kaldırmalı ve İslam’ı kendi savunma sistemi ile yok etmeli. Yok etmeli ki terörist yine Müslümanlar olsun. Elfler haçlılar; orklar Müslüman olsun.

Sistem içerisinde hâlâ düzeni sorgulamayıp tweety misali şüphecilik akımı içerisinde yok olup gitmeye aday bir grup var maalesef. Tweety şüpheciliği ve rood runner ahmaklığı ile ümmetin yağız gençlerini uzuv savaşı içinde telef edip, elsiz kolsuz bir ümmetten arz-ı mevudu çıkarmaya çalışan yahudi ve evangelist ortaklarına darbe vurmaya kalkan eller, bu kukla gruplar ile kırılıyor ve direniş zaafa uğruyor. Hizbullah ile Allah’ın taraftarlığına antipati kazanan ümmet; DAEŞ ile İslam devletine adeta soğudu.

Hani Allah bir binanın tuğlaları gibi saf bağlayanları severdi ya; niçin insanlar bu binaya tuğla olmaktan kaçar, niçin bir bedenin uzuvları olmaktan sakınır?

Allah’a isyandan hayâ etmesi gereken uzuvlar niçin vahdetten kaçar?

Fert olarak amellerimiz, yarın toplumun amellerini şekillendiriyor da ondan. Fert fert uzuvlarımızın isyanı; toplumun isyanına sebep oluyor. Nefis-aile-toplum sıralaması önemini yitirmiş değil elbette. Allah’a boyun eğen uzuvlar; yarın rabbanî bir aile ve toplum yetiştirecek Allah’ın izniyle. Günahın kirletemediği parlak ruhlar; cihanı aydınlatan bir medeniyetin öncüsü olacak ve asr-ı saadete taş çıkaracak bir mücadele ruhu ümmetin her gencini saracak. Yeniden et-kemik ikilisine iman önderlik edecek ve yeniden İslam, kapitalizme galip gelecek.

Büyük cihadı kazandığımız vakit, küçük cihadı kazanacağız!

RADYO DİNEME LİNKİMİZ.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Uzuv Senin Sen Uzuvsun (Okunma sayısı 204 defa)

anadolu

Uzuv Senin Sen Uzuvsun

BENZER KONULAR