* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Kayıptan Sonra Yaşam  (Okunma sayısı 938 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7241
Kayıptan Sonra Yaşam
« : Mart 10, 2024, 08:13:39 ÖÖ »


Kayıptan Sonra Yaşam

Boşanma, taşınma, göç, bir nesnenin kaybı, işten ayrılma veya ölüm… Kayıplar hayatımızın her yerinde ve her anında üzeri örtülen büyük bir gündemdir. Bu açıdan kayıplar, ayrılık ve ölümlerle başa çıkmaya çalışan insanoğlu için bilinçdışını kaplayan varoluşsal en önemli konudur.

İnsanın ilk kaybı, anne karnından dünya hayatına gelişi ile başlar. Doğum, bebek için plasentanın, sıcak ve rahat yuvasının kaybıdır. Oksijenli yeni hayat formu bebeği ağlatır. Yeniye alışmak her zaman bir süre gerektirse de insanoğlunun en değerli özelliklerinden birisi, yeni olan her duruma, duyguya ve yeteneğe zamanla adapte olabilmesidir.

Kayıp ve yas süreci, bebeklikte sırasıyla plasentadan ayrılma, anne sütünden ayrılma, anne ile yatakların ayrılması ve tuvalet eğitiminde bezden ayrılması ile başlar. Bu süreç içerisinde ayrılıklarını destekleyici ve kapsayıcı bir bakım veren ile geçiren bebekler kayıp ve yaslarda sağlıklı ayrışmayı daha olay yaşayabilir. Güvenle bağlanan ve güvenle ayrışan çocukların; hayatın geriye kalan tüm yas ve kayıplarında daha sağlıklı bir şeklide süreci atlatması beklenir.

Kayıplardan sonra yas süreci psikolojik sağlığın göstergesidir ve zorunlu bir süreçtir. Bireyin yeni otantik benliğine sağlıkla ulaşabilmesi için bu süreci sağlıkla yaşaması gerekmektedir. Aile yadigârı bir nesnenin kaybı, bir arkadaşlığın bitmesi, bazen kendimize ait bir ünvanı ya da bir sıfatı yitirmek, bir vefat, yaşanılan mekânın kaybı ve hatta geçmişin ve çocukluğun kaybı gibi pek çok farklı alanda bu yas sürecinin yaşanması gerekmektedir. Hatta bir anda çok zengin olan kişi, eski fakir hayatının yasını dahi tutabilir. Kısacası, yas ve kayıplar için sadece olumsuz olay ve durumların olmasına gerek yoktur. Mezuniyet, eski okulun yasını; evlilik, bekârlığın yasını; ergenlik, çocukluğun yasını içinde saklar.

Peki, sağlıklı bir yas süreci nasıl olmalıdır? Başta şunu belirtmekte fayda var ki yas süreci bireysel ve kendine özgüdür. Fakat bazı adımların sağlıkla yaşanması, yas süreçlerinde beklenmektedir. Bu adımlardan yas sürecinin ilk adımı inkâr ve şok dönemidir. Bir yakınını kaybeden, eşinden ayrılan ya da ülke değiştiren kişilerin ilk tepkisi bu gerçeği tam olarak anlayamamaları ve inkâr etmeleridir. Her ne kadar cenaze işlemleri devam etse de aslında o kişinin öldüğünün tam farkında değildir. Bu basamak birkaç gün sürer ve artık kayıp yaşayan kişi, ölüm ve kayıp gerçeğini kabul etmeye başlar: “Evet, o öldü.”, “Bu evlilik bitti.”, “Artık başka ülkede yaşıyorum.”

İkinci basamak, yüzleşme dönemidir. Bu dönem yas sürecinin en uzun ve zorlayıcı dönemidir. Bu süreçte hissedilen duygu, keder ve ıstıraptır.

Kaybedilen kişi/nesne/durum, sık sık akla gelir. Hatıralar, fotoğraflar ve anılar yas dönemindeki kişinin bir parçasıdır. Belirli zamanlarda yasını unutur, günlük hayatın içine girer ve dış dünya ile ilişkisine odaklanır. Fakat ardından yine bir anda kayıp nesnesi ile ilişkisinde ve keder hâlinde buluverir kendisini. Bu durum, dış dünyadaki rolleri ve yas tutan rolü arasında bir salınım hâlinde devam eder. Zaman geçtikçe roller arasındaki denge bulunacak ve keder duygusu yerini özleme bırakacaktır. Bu dönemdeki kederi sağlıkla yaşayan, dış dünyadaki roller ve yas tutan rolü arasındaki salınıma izin veren kişiler ikinci basamak olan yüzleşmeyi sağlıkla atlatabilir. Bunun için kaybedilen kişi veya nesne ile olan tüm duyguların çıkmasına izin verilmeli, duyguların bastırılmamasına dikkat edilmelidir. Yüzleşme döneminde kaybedilen kişi olmadan yaşama uyum sağlamak için hayatında değişiklikler yaptığı ve yeni destek sistemleri bulma çabasında olduğu evredir.

Yüzleşme evresinden sonra gelen son evre ise uyum ve alışma evresidir. Artık kişi, yası tutulan ile yeni bir ilişki geliştirmiştir. Sembolik bir bağ hâlâ devam eder, fakat kişi yeni rollerine ve yeni sembolik bağına alışmıştır. Yeni hayatına uyum sağlamaya başlamış, sağlıklı ilişkiler kurmaya başlamıştır.

Unutulmamalıdır ki kayıplardan sonra sağlıklı yas süreçleri yaşayan kişi, yeni otantik bir kimliğe bürünmüştür. Bu kişilerin hayatı kayıptan önce ve kayıptan sonra diye ikiye ayrılır. Bir daha eski “ben” olamaz. Yepyeni ama daha olgun, daha büyümüş ve kaybedilen ile yeni bir ilişki geliştirmiş bir “ben” doğmuştur artık.

Eğer hâlihazırda yas sürecinin içerisinden geçiyorsanız şu hatırlatmalar işinize yarayabilir. Keder duygusu geldiğinde bastırmayın, duygunun akmasına izin verin. Yemek yeme, su içme ve uyuma gibi temel ihtiyaçlarınıza özen gösterin. Sizi dinleyecek, güvendiğiniz yakınlarınıza yasınız ve kaybınız hakkında konuşun; onu, duygularınızı, hatıralarınızı anlatın. Bu, yas sürecinin daha hızlı işlemlenmesini sağlayacaktır. Kaybınız ile veda edemediyseniz mektup yazarak ya da boş sandalye tekniği ile monolog şeklinde vedanızı edin. Travmatik bir kayıp yaşadıysanız muhakkak psikoloji mezunu olan bir travma terapistinden destek alın. Yas süreci zorlu ve zorunlu bir süreçtir. İki yıl geçmesine rağmen atlatılamadıysa profesyonel destek şarttır.

Çevrenizde yas sürecinde olan (yakınını kaybeden, göç eden veya boşanan gibi) kişiler varsa yapabileceğiniz bazı şeyler var. Yas sürecindeki kişiyi ağlaması, anlatması ya da toparlanması için zorlamamak, yasını size tekrar tekrar anlatsa dahi dinlemeye açık olmak, tavsiye ve nasihat etmeden sadece kapsayıcı bir biçimde yanında olmak ve eğer profesyonel desteğe ihtiyacı olduğunu düşünüyorsanız yönlendirme yapmak, dikkat edilmesi gereken hususlardan bazılarıdır.

Yas, ölüm ve ayrılıklar hayatın en konuşulmak istenmeyen gerçeği. Irvin Yalom, ölüm ve bitişlerin tüm davranışlarımızın altındaki temel dinamik olduğunu belirtir. Her şeyin sonlu olduğu bir dünyada kayıpla nasıl başa çıkılacağını öğrenmek hepimizi bir nebze rahatlatacaktır.

Dr. Psk. Esra Ceylan.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]