Gönderen Konu: Hayatın Anlamı (Okunma sayısı 2 defa)

anadolu · « : **Bugün**, 10:09:14 ÖÖ »

Hayatın Anlamı

Önceliklerimiz, beklentilerimiz, farkındalıklarımız değişiyor ve hayat; geçmişin tozlu sayfalarında önemsemediğimiz, dışladığımız gerçekliklerin sahiciliğine inanmaya zorluyor bizleri.

“Hayat olduğu gibidir. Olması gerektiği gibi değil…”

Sizce hayatın anlamı nedir?

Bu soru çoğumuzu durup düşündürecek bir soru sanırım.

Neden derseniz çoğumuz hayatın akışına bırakmışızdır kendimizi.

Her gün aynı sokakları aşındırmak, aynı ulaşım aracına binmek, aynı işyerinde rutin işlerle uğraşmak ya da aynı aile ve arkadaş çevresinde benzer şeyleri yaşamak hayatı akışına bıraktırır bizlere…

Bu yaşam şekli çoğumuza yaşadığımızın farkındalığını dahi unutturur zaman zaman.

Hayat kendiliğinden gelişen, sıradan, üzerinde etkimizin olmadığı, pasif ve edilgen kimliğimizle yer aldığımız bir oyun sahnesidir ve kurulu saat gibidir kimliklerimiz.

Aynı şeyleri aynı zamanlarda yaşamak üzere aynı sahnede sahte kimliklerimiz ve maskelerimizle zoraki gülümseriz çevremize ve hayata…
Ve yaşamın bir anlamı kalmaz yıllar içerisinde farkında olmadan.

O yüzden “Hayatın anlamı nedir?” sorusu soğuk bir duş etkisine yol açabilir çoğumuz için…

İdeallerimiz, beklentimiz, amacımız, ülkümüz, olmazsa olmazlarımız yiter gider zaman içerisinde yaşadıklarımızla…

Hayat monotonlaşır, tekdüzeleşir, sıradanlaşır.

Çocuğumuzu iyi bir okulda okutmak, iyi bir ev ve arabaya sahip olmak, iş yerinde terfi atlamak, gönlümüzü kaptırdığımız güzelle evlenebilmek, ya da varsa çocuklarımızın Mürvetlerini görebilme saadetine erişebilmeye indirgenir çoğumuzun hayalleri yıllar içerisinde.

Tüm sosyal, dini, ideolojik ideallerimizi toplum

olarak hayat dışına iter ve kendi inisiyatif ve tercihlerimizle belki farkında olmadan zihinlerimizi, düşüncelerimizi, irademizi köleleştiririz nedense.

Oysa yüksek ideallere sahip olabilmek, büyük bir uçurumdan atlamaktır soluk soluğa.

Dibini göremediğimiz, sonunu bilemediğimiz bir ölüm atlayışına.

Yani ezel – ebed çizgisinden yaşamın gerçekliğine…

Hayatın bünyemizde anlamını yitirişi ve sıradanlaşması maneviyatımızı da etkilemekte ve inandıklarımızı sorgulamaya tabi kılmakta ruh dünyamızda.

Bir dönem uğrunda her şeyin feda edilebileceğimiz idealler, kalbi / manevi dünyamızda sıradanlaşıp ehemmiyetsizleşebiliyor nitekim.
Ya da tam tersi küçümsediğimiz düşünce ve yaşam sistemleri ve zihin kalıpları vazgeçilmezimiz ve olmazsa olmazlarımız olabiliyor zaman içerisinde.

Önceliklerimiz, beklentilerimiz, farkındalıklarımız değişiyor ve hayat; geçmişin tozlu sayfalarında önemsemediğimiz, dışladığımız gerçekliklerin sahiciliğine inanmaya zorluyor bizleri.

Reel/politik değişmezlerimiz olarak zannettiğimiz ideallerimiz de yaşadığımız hayatın akışında Hz Musa’nın beşiğini sürükleyen nehir dalgaları misali bizleri sürükleyerek hiç ummadığımız zamanlarda ve mekânlarda Firavunun sarayında yetişmeye ve gelişmeye yönlendirebilmekte bizleri.

Mevcut sistemin temelden değişikliğine gerek kalmadan sadece tamir edilmesi, Müslüman kimlikli siyasilerin iktidarı sahiplenmesi, tüm ideallerimizden vazgeçerek sisteme entegre olmamıza yetebiliyor bizler için.

O halde şu soruyu sorsak kendimize, doğru soruyu sormuş olurmuyuz bilmiyorum :

“İslamcıların mevcut sisteme entegrasyonu, tüm

sıradan ideallerimiz gibi uhrevi ideallerimizin de yitimi midir?

Yoksa aslında ideal olana erişimiz midir?

Ne dersiniz?

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Hayatın Anlamı (Okunma sayısı 2 defa)

anadolu

Hayatın Anlamı

BENZER KONULAR