* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: İSLAM'IN ÇALIŞMAYA VERDİĞİ ÖNEM  (Okunma sayısı 641 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
İSLAM'IN ÇALIŞMAYA VERDİĞİ ÖNEM
« : Ekim 09, 2017, 09:51:23 ÖS »
İSLAM'IN ÇALIŞMAYA VERDİĞİ  ÖNEM

Çalışmak ve elde etmek ama helal yoldan kazanmak dinimizde kutsal sayılmıştır. Dünya hayatında çalışana karşılığını vermek Allah’u Teala’nın adaleti gereğidir. ‘ kişiye ancak çalıştığının karşılığı vardır’ buyuran Rabbimiz, ter döküp döküp emek sarfeden ile tembel yembel oturani asla bir tutmayacağını haber vermektedir. Yaşantımız sırasında hiçbir zaman din ve ırk ayırımına itibar edilmeden herkesin çalışmasının ve gayretinin mükafatını aldığını müşahade etmekteyiz.’ hiçbir başarımı tesadüfe borçlu değilim. Buluşlarımda tesadüfen değil,çalışmalarımın eseridir.’ Diyen ( Thomas Addison) bu gerçeğin canlı ifadesidir.

‘Kuvvetli mümin zayıf müminden hayırlıdır.’ Hadisi şerifi tembellere bir ihtar niteliği taşımaktadır. Başkalarının sırtından geçinen asalak ve parazit insanlar dinimizce kınanmıştır. Hz. Peygamber efendimiz bile dualarında tembellikten Allah’a sığınmıştır.

Bir gün bir dilenci yardım için hz. Peygamberin (sav) yanına geldi. Allah rasulu eli ,ayağı düzgün güçlü kuvvetli bu adamı .çalışsana buyurdu. Adam nasıl deyince efendimiz: şu ipi al ,dağdan ödün topla şehre getir ve sat dedi . ve şöyle devam etti: ‘sizden birinizin ipini alıpta dağa gitmesi ve arkasına odun demeti yüklenip getirerek onu satması ve cenabi hakkın bu suretle o kimsenin onurunu koruması istediği verilsede halktan dilenmesinden daha hayırlıdır.’

Hz. Ömer diyorki : ‘Rızkını elde etmek hususunda gevşeklik gösterme. Tembel tembel oturupta Allah dan rizik isteme. Bilirsinizki gökten ne altın yağar ne de gümüş. Görürümki bazı insanların boyu,gücü,kuvveti, gayet yerinde çok güzel. Bunların ne işle meşgul olduklarını sorarım. Hiçbir işle meşgul değildir. Denildiği zaman onlar hemen gözümden düşer, artık onlara itibar etmem.’

Arılara ,karıncalara,kuşlara bakınız, diğer canlılara bakınız hiç boş duran var mı? Her canlı çalışırken kainatın en mükemmel ve mükerrem varlığı olan insana tembellik nasıl yaraşır! Çalışmadan , emek sarfetmeden nimet elde edilemez. Allah (c.c.) rızkı yaratmıştır ve kainatı insanlığın emrine vermiştir. Ancak o rızkı arayıp bulmayı ve en güzel bir biçimde istifade etmeyi insana bırakmııtır. Bu durumu Ümmi Sinan’ın şu sözü ne güzel anlatmaktadır: ‘Bir pınarın başına bir testiyi koysalar, kırk yıl orda dursa dolası değil.’

Tembelliğin bir başka turu de vardır ki , o da ‘çalışmak ibadettir’ sözünün arkasına sığınarak,Allahü Teala’nın emrettiği diğer vazifelerden kaçmaktır. İşleri öne sürerek namaz kılamadığını,oruç tutamadığını vs. söyleyenlerde tembellik örneği sergilemektedirler. Çalışmak bu ibadetlere mani olmadığı gibi Allahın emrettiği diğer ibadetlerede bizim ihtiyacımız vardır ve bu ibadetler çalışmamıza asla mani değildir. Bakınız bu konuda Allah Rasulu şöyle buyuruyor: ‘Donya için ahiretini,ahireti için dünyayı terkedende hayır yoktur. Her ikiside lazımdır. Çalışın başkalarına yük olmayınız.

Çalışanlar fenalık düşünmeyede vakit bulamazlar. Çalışmayanlar ise fenalıktan kurtulamazlar. En kıymetli sermaye zamandır. Zamanı boşa harcamak en büyük kayıptır. Hatta iki günü müşavi olan bile zarardadır. O halde insana çalışmak yaraşır. M.Akif’in dediği gibi ; ‘Allah’a dayan, s’ay’e şarıl,hikmete ram ol. Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol.

Çalışmak bizden tevfik ve inayet ise Allah’tandır.

Dünya ve mal bizlere bir emanet ve imtihan için birer araçtır. Rizik ise Allah’tandır. Allah Tealanın bize taksim ettiğinden başka hiçbir rizik elde etmemiz mümkün değildir. Rızkımızı ya helal yoldan yada haram yoldan elde etme seçeneğine sahibiz. Çalışmak ve kazanmak ama helal yoldan kazanmak dinimizce kutsaldır. “ kişiye ancak çalıştığının karşılığı vardır.” Buyuran rabbimiz gayret edip ter dökenle tembel tembel oturani asla bir tutmaz. Dünya hayatında çalışıp didinen emek sarf eden isterse kafir olsun Allah Teala onun karşılığını burada mutlaka verir. Çalışmadıktan sonra isterse ne kadar iyi niyetli olursa olsun o kimse zelil ve sefil yaşamaya mahkumdur. Her çalışan Allah’ın takdir ettiği kadar kazanacaktır. Fakat kazançta iki turludur birisi helal yoldan birisi de haram yoldan dır. Biz müminler helal kazanıp helal yemek zorundayız. Çünkü haram rizikta mutlaka bir başka insanın hakkı vardır. Kul hakkı ise ödenilmesi en zor olan haktır. Maalesef günümüzde unuttuğumuz kitabımızdan sildiğimiz bir methum var ki o da helal kazanmak helal yemek...

Reklamlarda da kamçılanan aşırı israf ve tüketim tutkusu insanları daha çok harcamaya dolayısıyla çok daha fazla kazanmaya teşvik etmektedir. Ölçüsüz harcamalarını frenlemeyen inancı zayıf ve ya inançsız kimseler ise helal haram hesabı yapmadan sürekli kazanma hırsına kapılmaktadır. Kendi kazandığını kör sayan helal mi haram mı haklımı haksız mı düşünmeyen haramla beslenen bir toplumla karşikarşıyayız. Rızkını lota toto dan ,piyangolardan kazanan insanlar ne dünyadan bir tat alabiliyor,ne de bir zevk. Ne kadar kazanırsak kazanalım ne kadar lux yaşarsak yaşayalım yine hepimiz şikayetçiyiz. Huzursuz yine problemlerin içerisinden çıkamıyoruz. Bunun ana sebebi hiç şüphesiz haram riziktir. Haramla beslenmektir. Baş tarafta metnini okuduğumuz hadis-i Şerifte Allah Resulü )s.a.v.) şöyle buyuruyor. “ Şüphesiz Allah Teala güzeldir. Ve ancak güzel ve temiz olanı kabul eder. Allah müminlere peygamberlere emrettiği şeyleri emretmiştir. O peygamberlere şöyle demiştir:

“ Ey peygamberler hoş güzel olan temiz ve helal şeylerden yiyiniz. Salih amel işleyiniz. Yine Allah Teala:” Ey iman edenler size rizik olarak verdiklerimizin temiz helal olanlarından yiyiniz.” Buyurmuştur. Sonra efendimiz (s.a.v.) uzun bir yolculuk yapıp saçı başı tozlanmış olduğu halde ellerini göğe kaldırıp ya Rabbi ya Rabbi diye dua eden birinden bahsederek oysa bu kişinin yediği haram içtiği haram giydiği haramdır. ( hülasa ) haramla beslenmiştir. Bunun duası nasıl kabul edilir buyurmuştur. Bir başka hadis-i şerif ise şöyledir: Sa’d İbn vakkas Allah Resulüne şöyle sordu: Ya Resulullah Allah’a dua ediniz de benim duamı kabul etsin dedi.Nebiy (a.ş.) buyurdular: Ey Sa’d helalinden ye duan kabul olsun.

Muhammedin nefsi kudret elinde olan Allah’a yemin olsun ki bir kul ağzına haram bir lokma koyduğu zaman kırk gün onun yaptığı hayırlar ibadetler kabul olunmaz haramdan oluşan bir et parçası ise ancak cehennem ateşine layıktır. Evet helal haram demeden yiyip içip sonra da duasının kabulü için dileğinin yerine gelmesi için türbe türbe mezar mezar gezenlerin kulağı çınlasın! Ne kadar gezersen gez yediğin lokma haram ise boşuna kürek çekersin her işin başı helal lokmadır. Helalinden yemek dünyanın ve dinin temelidir. Temel zayıf olursa kurulan tüm yapılar çökecektir. Helal olan az lokma haram olan çok lokmadan daha hayırlıdır. Helal de bereket vardır. Haramda bereket yoktur. Helal de huzur ve itminan vardır. Haramda huzursuzluk ve doyumsuzluk vardır. Mevla’nın bize nasip ettiği hakkımızda hayırlı olanıdır. Kaldı ki hayır ve şer izafidir. Bir avcı bir geyik avlasa bu avcı için sevinilecek bir hayır,geyik için ise istenmeyen bir serdir. Bir kurt bir koyun kapsa bu koyun için şer olduğu halde kürt için bir hayır bir riziktir. Kalkmak üzere olan bir vapuru kaçırdığınız zaman üzülürsünüz. O anda o sizin için bir serdir ama az sonra aynı vapurun denizde battığını görseniz o da sizin için bir hayırdır. Kısacası hakkınızda olan şeylere rıza göstermek isyan etmemek gerekir. Tabi bu arada esbaba tevessülü ihmal etmemek ise vazifemizdir. Çalışırız gayret ederiz. Tedbirimizi alırız ama başa gelen Takdiri İlahiye de razı oluruz. Allah’a her halimiz için şükrederiz. Dünyalık işlerde bizden daha zor durumda olanlara bakarak hamd ederiz. Saadet ve refah çok kazanmak mal biriktirmek değildir. Helal ve dürüst yoldan elde edilen dürüst mal haramdan elde dilen çok maldan hayırlıdır. Bir insanın kuru ekmek yemesi haramdan milyarlar almasından daha hayırlıdır. Kazanmak her müslümana farzdır. Helal kazanç bir cihad dir!

Binaenaleyh çok kazanacağım diyerek haram yollara tevessül etmek alıp satarken ölçü ve tartılarda hileye başvurmak bir Müslüman’a yakışmaz. Ölçü ve tartıda belki bir anlık kar ettiklerini şansalar bile onun cezası hem dünya da hem de ahirette kat kat fazlası ile çekilecektir.

Alışverişte ölçü ve tartıda dürüst olanlar hem dünya da hem de ahirette kazanırlar. Allah Resulü doğru ve güvenilir. Tüccarın cennete peygamberlerle ,şehidlerle komşu olacağını haber veriyor. Helalinden çalışıp kazanan Allah’ın sevgilisidir buyuruyor. Peygamberimiz de ticaret yapmış ama hiçbir zaman yaptığı ticaretten kusurlu görülmemiştir. Hatta çok çok kar ettiğinden Hz. Hatice’nin de gönlünü kazanmıştır.

Ticaretinde alışverişinde son derece dürüst olduğundan “El-Emin” unvanını yani kendisine güvenilen insan lakabını kazandırmıştır. Müşterinin gözünü boyayarak terazide hile yapanlar malın iyisini gösterip kötüsünü araya sıkıştıranlar alış verişte istenmediği halde yemin edenler malında olmadığı halde çok özelliklerinden söz edip malını öven reklam edenler,Allah Resulunun Kemalı ifadesi ile bizden değildir. Çünkü o bir gün medine pazarında bir buğdaya müşteri oldu. Elini buğday çuvalına daldırdıktan sonra üstünün kuru olduğu halde altını yaş olduğunu görünce: “

Bizi aldatan bizden değildir.” Buyurdu. Evet bizi aldatan bizden değildir. Hile yapan kimse aslında kendini aldatmaktadır.haramdan kazandığının bereketini göremeyecek ve ahirette de cezasını çekecektir. Baştarafta beyan ettiğimiz Ayet’i Kerimenin meali ile bitirmek istiyorum,Allah’u Teala şöyle buyuruyor:

“ Rabbının rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünya hayatında onların geçimlerini aralarında biz taksim ettik ve onlardan kimini ötekine derecelerle üstün kıldık ki biri diğerine iş gördürebilsin. Rabbının rahmeti onların toplayıp yığdıklarından daha hayırlıdır.”

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Dün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Dün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Dün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Dün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Dün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Aralık 21, 2024, 04:50:26 ÖS]