İslamın Gerçeği ve İslami Hayat
Rahmân ve Rahim Allah’ın adıyla. Hamd olsun âlemlerin Rabbine, salât ve selâm O’nun Rasûlü’ne, âline, ashâbına ve O’nun yolunu izleyenlere.
Allah Teâlâ insanları en iyi ve en güzel şekilde yaratmış ve dünyadaki her şeyi de onlar için var etmiştir:
“O (Allah) ki, yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı.” [1]
Yeryüzündeki her şey insanlar için, insanlar da Alla’a kulluk için yaratılmıştır. Allah Teâlâ bu gerçeği Kur’ân-ı Kerim’de şöyle bildirmektedir:
“Ben cinleri ve insanları, ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım” [2]
Allah’a kulluk için yaratılan insanlar, bu gerçeği bilmeli ve kulluk görevlerini yerine getirmeli ki, yaratılış gayesine uygun yaşamış olsunlar.
Yaşadığımız bu toplumda halkın büyük çoğunluğu müslüman olduğu halde, aynı halkın islâm’a aykırı düşünce, inanç ve davranışları her alanda ortaya çıkmaktadır. Allah Teâlâ’nın emrettiği, Kur’an ve sünnetin gösterdiği dosdoğru yol bırakılıp İslâm’a aykırı bir yol takip edilirse, o yol insanları hüsrana götürür.
Allah Teâlâ’ya kulluk görevini terk eden, helâlı-haramı düşünmeden zevkine, keyfine göre yaşayanlar, içki, kumar, zinâ, hırsızlık, haksızlık ve ahlâksızlık yapanlar, yaptıkları kötülüklerin, günahların cezasını âhirette göreceklerdir. [3]
“Allah ve Rasûlü’ne iman ettim, ben de inanıyorum elhamdulillah müslümanım, kalbim temiz” demekle kurtulmak mümkün değildir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“İnsanlar imtihandan geçirilmeden sadece iman ettik (inandık) demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar? Andolsun ki Biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir. Elbette Allah doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır. Yoksa kötülükleri yapanlar Bizden kaçabileceklerini mi sandılar? Ne kadar kötü (yanlış) hüküm veriyorlar!” [4]
İman amel etmeyi gerektirir.
“Kim iyi bir iş yaparsa, bu kendi yararınadır. Kim de kötülük yaparsa (günah işlerse) kendi zararınadır. Rabbin kullarına zulmedici değildir.” [5]
Allah Teâlâ’ya kulluk yapmak için yaratılan insan, bu temel görevini yerine getirirse dünyada da âhirette de huzur ve mutluluğa kavuşur. Kim de Allah Teâlâ’ya kulluk görevlerini yapmazsa, İslâmî hayatı terk ederek İslâm’a aykırı bir hayatı tercih ederse, dünyada huzura, âhirette de kurtuluşa eremez.
Allah’a kulluk, Allah’ın emrettiğini yapıp yasaklarından sakınmakla, yani İslâm’a teslim olup gereğini yapmakla mümkündür. Bu da İslâm’ı doğru bir şekilde öğrenmekle olur. Müslüman kişi, önce, doğru bir inanca sahip, tevhidi özümsemiş olmalı; şirkten, küfürden, bid’at ve hurâfelerden, câhiliyye düşünüş, inanış ve yaşayışından uzak bir kişiliğe bürünmeli ve sâlih amellerde bulunmalıdır. Bu şekilde Allah’a iyi kul olmaya çalışmalıdır.
Bu temel mesajı, dili lâf yapan, eli kalem tutan kişilerin başkalarına ulaştırması hüsrandan kurtulmanın şartıdır.
Bu çalışma bu düşüncenin eseridir. Bu eseri hazırlamaktaki maksadımız, bazı önemli konuları, temel kaynaklarımız olan Kur’ân-ı Kerim ve Rasûlullah (s.a.s.)’in hadisleri ile delillendirerek İslâm’ın doğru bir şekilde öğrenilmesine ve hayata aktarılmasına katkı sağlamaktır. Elinizdeki kitap, Kur’an ve sünnet esas alınarak ve bu itina ile, konuyla alâkalı çok sayıdaki kitaptan istifade edilerek kaleme alınmıştır.
Bu eserin baştan sona tetkik ve tashihini yapan araştırmacı yazar Ahmed Kalkan Hoca’ya ve ayrıca çeşitli şekilde yardımları olan kardeşlerimize teşekkür eder; hepimize Yüce Allah’tan, Kendisine kulluk yolunda yardım etmesini niyaz ederim.
Bu çalışmamızın hayırlara vesile olmasını Allah’tan diliyorum. Gayret bizden, hidâyet ve başarı Allah Teâlâ’dandır.
-------------------------------------------------------------------------------
[1] Bakara: 2/29
[2] Zâriyât: 51/56
[3] Bkz. Zilzâl: 99/8; Kasas: 28/84
[4] Ankebût: 29/2-4
[5] Fussilet: 41/46
[6] Süleyman Gülek, İnsan Gerçeği Ve İslami Hayat, Rağbet Yayınları, İstanbul, 2005: 15-17.
[7] Süleyman Gülek, İnsan Gerçeği Ve İslami Hayat, Rağbet Yayınları, İstanbul, 2005: 13-14.