* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: GÜZEL ÖRNEK MİYİZ ?  (Okunma sayısı 1274 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
GÜZEL ÖRNEK MİYİZ ?
« : Ocak 10, 2015, 11:47:57 ÖS »
GÜZEL ÖRNEK MİYİZ? 

nsan; yapısı, fıtratı gereği etkilenebilen, değişebilen, şekillenebilen bir varlıktır. İnsanla çevresi arasında sürekli bir etkileşim ve hiç kesilmeyen karşılıklı bir alış veriş söz konusudur. İnsan davranışının büyük bir bölümünün sonradan öğrenildiği ve insanını çevresiyle etkileşimi sonucu geliştiği kabul edilir.

       Yeni doğmuş çocuk çevreden gelen bilgileri sınırlı olarak algılaya başlar. Zira henüz kaslarına hükmetme yeteneğine sahip değildir. Ancak bunlar vücut gelişimi olarak algılanır. Bu deneyimler olumlu ya da olumsuz olarak beyne kaydedilir. Böylece öğrenme mekanizması başlamış olur. Bu tecrübelerin ve tepkilerin tekrarlanması ile algılama ve ayırt etme yeteneği gelişmeye devam eder. Bu gelişmede doğuştan gelen yeteneklerle sonradan öğrenilen becerilerin sürekli birbirlerini etkilemelerinin rolü büyüktür.

        Genellikle iyi ve kötü değerlendirmeleri, toplumsal ve çevreye bağlı değerler üzerine kurulur.

        İnsan doğasında; taklit, özenme, imrenme meyli bulunduğundan, hayatının ilk dönemlerinden itibaren taklit sayesinde davranışlarına yön verecek bilgileri çevresinden öğrenmektedir. Mesela kendimizi başkalarına ifade ederken kullandığımız jest, mimik ve tavırların birçoğu da sonradan kazanılır. Bu kazanım ilk önce aile ortamında başlar. Böylece davranış şekilleri burada öğrenilir. Onun için anne babaların çocuklarına iyi örnek olmalar4ı gerekir. Zira örnek olamayan anne babalar, örnek evlat yetiştiremezler. Aileyi, ailenin sosyal çevresi takip eder. İş çevresi ve sosyal çevre aracılığıyla insanlar arası davranış normları oluşur. Demek oluyor ki kişinin davranışları, sadece kişisel özelliklerden değil, çevreden kazandığı davranış normlarından da oluşabilir.Böylelikle kültür, örf ve adetler nesilden nesile devam edebilir.

         İnsanlar sadece birbirlerini değil, diğer varlıkları da taklit eder. İnsanların, hayvanların sudaki yüzüşlerine bakarak yüzmeyi, avlanma anında sinsi bir şekilde saklanmalarında tuzakları, korunmak için sığındıkları yuvalara bakarak yapıları tesis etmeyi öğrenmediklerini kim iddia edebilir? Nitekim bugün dahi, medeniyetin baş döndürecek bir boyuta ulaşması, büyük ölçüde tabiatı taklitle mümkün olabilmiştir. Kuşları taklitle uçakların, yarasaları taklitle radarların, balıkları taklitle deniz altıların..vb keşfedildikleri bilinmektedir.

       Her topluluk örf ve adetlerini, ananelerini, medeniyetini tamamıyla kendilerinden öncekileri takip ve taklide borçludur.Bunlar da, insanın toplumdan aldıklarını kendinden sonraki nesle aktarması ile meydana gelmektedirler. Taklit edilen şeyin böylece nesiller boyu sürekliliği sağlanır. Bizim taklitten kastettiğimiz İslam tarafından yasaklanan körü körüne taklit değildir. Bu tür taklit hem sakıncalı, hem de zararlıdır. Bizim kastettiğimiz, islam nazarında öneme haiz olan örf ve adetlerdir ki: “Es- sabitü bil örfi kes-sabiti binnas” (Örf ile belirlenen, nas ile belirlenen gibidir.) Mecelle kaidesi, İslam toplumlarında uyulması zorunlu bir genel kural olmuştur.

       Öyleyse maddi ve manevi değerlerimize, örf ve adetlerimize sahip çıkılmalı, bu değerler nesillerimize aşılanmalı, nesillerimize güzel örnekler ve modeller sunulmalıdır.

GÜZEL ÖRNEKLERE DUYULAN İHTİYAÇ

        İnsanın kendisini şekillendirebilmesi için mutlaka bir örneğe ihtiyacı vardır. Kendi kendini şekillendirmeye çalışan insanların nasıl bir şekil alacağını kestirmek çok zordur. Hele hele kötü çevrede yetişen, kötü örnekleri seçenlerin nasıl olacağını, neler yapabileceğini kestirmek zor olmasa gerek!

      Sadi-i Şirazi’ye, şeytanlaşmış bir insanla şeytanların mukayesesini sormuşlar. Şu cevabı vermiş: “Ey bana insan ve şeytandan hangisinin habis olduğunu soran, bilmez misin ki, şeytan Kur’an okuyandan kaçar, insanoğlu ise, mushafı çalar, öyle kaçar.”

      İslam eğitiminin en önemli prensiplerinden biri de, “örnek olma” ve “örnek alma” meselesidir. Örneksiz eğitim tam değildir. Nasıl ki görmeden ilim öğrenilemiyorsa, yani öğrenmek için görme organı büyük bir rol oynuyorsa, aynı organın eğitimde de büyük değeri vardır.

      İnsanı terbiye eden şey, okuyup öğrendiği güzel bilgilerden çok, gözü ile gördüğü güzel örneklerden edindiği davranışlardır.Çocuk sadece iyi bit okulda eğitim gördüğü zaman değil, ahenkli bir aile ve uyumlu bir çevrede yetiştiği zaman dengesi sağlam bir insan olmaktadır.

      Günümüzde tahsilli insana olan ihtiyaç büyük ölçüde karşılanabilmekte, fakat “örnek insan” ihtiyacı gün geçtikçe kendini daha hissettirmektedir.

     Çoğu zaman çocuklar oyun oynarken içlerinden biri örnek seçilir. Örnek olan, diğer arkadaşlarına tercih edilir. Onun davranışları daima ötekilerden üstün tutulur. Onun sözü dinlenir, ona güvenilir. Eğitimde çocukların bu örnek alma ve taklit etme duygularından yararlanılmalıdır.

    İnsanlar aleminde bir aydınlatan, bir de aydınlanan vardır. Örnek iki uçludur. Ya müspet/olumludur ya da menfi/olumsuzdur.

    Örnek alma, toplumda yaşanan kıymet hükmüne, değer ölçülerine göre gerçekleşir. İyi olanla iyi olmayan arasında bir fark gösterilmiyorsa, insanın, kendisine hangisi uygun geliyorsa, daha doğrusu menfaatlerine hangisi hizmet ediyorsa onu örnek alacaktır. Artık burada düşünce değil de, çevrenin değer yargısı rol oynamaktadır.

      Bu tip örnek almalar, çoğunluğun değer/kıymet hükmünden yoksun olduğu toplumlarda görülür. Çünkü bu insanlar, iyi olanla iyi olmayan, müspetle menfi arasında bir ayırım yapamıyorlar. İşte böyle durumlarda,müspetin yerine menfi, iyinin yerine kötü, doğrunu yerine yalancı örnek alınmada başa geçer, iyiden sırt çevrilir.

      Hz.Lut’un durumu bunu bize göstermektedir. Kavmine bir peygamber, bir örnek olarak gönderilen Hz.Lut, kavminin kötü bir davranışına karşı çıktı: “Gerçekten siz, kadınları bırakıp şehvetle mutlaka erkeklere mi gideceksiniz? Doğrusu siz ne yaptığını bilmez bir toplumsunuz.”(27 Neml,55)

      Bunun üzerine toplumu, temiz kimselerin örnek alınamayacağını belirttiler: “O’na karşı kavminin cevabı, ancak şu olmuştur: Lut ailesini memleketinizden çıkarın. Çünkü onlar temizliğe, temiz kalmaya gayret eden insanlardır.”(27 Neml, 56)

      İnsanların içinde bulundukları psikoloji ve hayat tarzı onlara menfi/olumsuz olan örneği müspet, müspeti de menfi göstermektedir.

      Doğru ile yanlış, iyi ile kötünün ayrıldığı, anlaşıldığı yerde müspet örnekten bahsedilebilir. Böylece bütün mesleklerden devlet idaresine kadar örnekler müspet yönde alınır ve verilir. Bu şunu andırır: “Bir piyesin kapsamında ne varsa, sahnede o oynanır. İnsanın içinde bulunduğu psikolojik değer hükümleri ne ise, örnek almada da o rol oynayacaktır. Aktör, sahne ve dekoru ona göre seçecektir.

     Örnek olanın vasıfları önemli olduğu gibi, örnek alanın da vasıfları önemlidir.

     İslam eğitiminde örnek alınanlar için gözlem yapılması istenir. Bir işin söylentisi değil, görüntüsü önemlidir. Sadece söze itibar edilmemeli, icraata da bakılmalıdır. “(Rasülüm!) Sabah akşam Rablerine, sırf O’nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte candan sabret. Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye boyun eğme.”(18 Kehf, 28)

                                    HER İNSAN BENZEMEK İSTEDİĞİ ÖRNEK KADAR GELİŞİR 

    Her insan benzemek istediği örnek kadar gelişir. Onun için Allah(c.c) bize en güzel insanı örnek göstermiş ve O’nu örnek almamızı istemiştir.

    Hz.Peygamber, Peygamber olmasının yanında aynı zamanda bir beşerdir. Beşer, hiç eğitilip özellik kazandırılmamış kimselerin halidir. Esasında bu, herkesin insanlık yolculuğuna çıktığı hareket noktasıdır. Beşer olmak, ayıp da değildir, kusur da değildir. Ayıp ve kusur olan, beşer kalmaktır.

     Beşer olarak doğup da insan olma çabası gösteren kimseleri, “nasıl insan olamaları” gerektiğinin “model”ini Cenab-ı Hak göstermiştir.(33Ahzab, 21)

      Allah’ın Rasülü insanlar için bir insanlık modelidir. İnsan O’na baka baka kendini eğitsin, davranışlarını şekillendirsin ve böylece beşer olmaktan insan-ı kamil olma seviyesine çıksın...

       Müslümanlar, Hz. Peygamberimizi ve O’nun izinde, yolunda giden alimleri, Salihleri ve hizmet erlerini örnek almalı, örnek olmalı ve onlarla beraber olmalı ki Salihler kervanına katılabilmelidir.

       Çocuklarımıza da güzel örnekleri anlatmalı, güzel örneklerle tanıştırmalı ve örnek, numune insanların sayısını artırmaya çalışmalıdır.     

Halil Atalay.

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]