* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: EMANETİ EHLİNE VERMEK EMANET’E EHİL OLMAK  (Okunma sayısı 653 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
EMANETİ EHLİNE VERMEK EMANET’E EHİL OLMAK
« : Mart 18, 2019, 11:59:39 ÖÖ »
EMANETİ EHLİNE VERMEK EMANET’E EHİL OLMAK

Hepimiz peşin ve kesin olarak biliriz ki İslam’ın en temel kavramı İMAN’dır. İslam’ın bütün sistemleri bu temel kavram etrafında oluşturulmuştur. Bu kavramın temel sözlük anlamı da, “İnanmak/güvenmek” ve “İnanılmak/güvenilmek” şeklinde çift yönlü açılıma sahiptir. Yani bu kavram içeriğinde inanmak-inanılmak; güvenmek-güvenilmek iç içe durumdadır. İşte bu sebeple Rabbimizin yüce isimlerinden biri “el-Mümin”dir ve yine bu yüzden İslam’ın inanç sistemine gönülden bağlı kişiler “Mümin” olarak isimlendirilir.

Kısa bir sözlük gezintisi yaptığımızda bu kelime ile ilgili ve ilintili olarak birçok kelime ve kavrama rastlarız. Emanet, emniyyet, eman, itminan, temin, teminat, emin, mümin kelimeleri bunlardan bazılarıdır. Aynı kökten türemiş olmalarından dolayı bütün bu kelimelerin ortak anlam alanı, “İnanmak/güvenmek” ve “İnanılmak/güvenilmek”tir. “Mümin” kelimesiyle aynı anlam alanına sahip olması itibariyle “Emanet” kelimeside İslam’ın temel kavramları arasına dâhil olmaktadır.

“Emanete ihanet münafıklık alametlerindendir” mealinde varid olan hadis-i şerifler, iman ile güvenilirliğin birbiriyle sıkı sıkıya bağlı ve ilintili olduğunu göstermektedir. Bu ve benzeri hadisi şeriflere göre güvenilir olmak imanlı olmak ile doğru orantılıdır.

Bu genel değerlendirmelerden sonra “Güven” unsurunun İslam sistemi içinde nasıl kullanıldığına bakalım. İslam ve Kur’an’ın İNSAN’dan beklediği temel tutum insanın güvenilir olmasıdır. Bunun için de insandan, kendini tanımlamasını ve yaşamı boyunca bu tanıma uygun davranmasını bekler.

İslam toplumu içinde Müslümanlar, Yahudiler, Hıristiyanlar, Budistler, Hinduistler, putperestler vs. birlikte yaşamaya devam edebilirler. Bütün bu insan gruplarından İslam, kendilerini tanımladıkları gibi yaşamalarını ister. Bu istek, inanç boyutunda olduğu gibi diğer konularda da geçerlidir. İslam’ın bu temel talebinin en belirgin şekilde tezahür ettiği emirlerinden biri emaneti ehline verme sorumluluğudur. “Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında adaletle hükmetmenizi emrediyor. Gerçekten Allah, ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” (Nisa(4):58) Bu Ayet-i Kerimede bu sorumluluk kesin bir emir ifadesiyle bizlere bildirilmektedir. Elmalılı Hamdi Yazır “Emanet” kavramının, Allah’ın hukukuna ve yaratılmışların hukukuna müteallık emir ve nehiylerin, bu husustaki ahkâmın ve bütün görevlerin tamamını içerdiğini belirtmektedir. En küçük düzeydeki görevlerden en geniş çaplı projelere kadar, hatta iman ve ahirete yönelik çalışmalara kadar her türlü iş, görev ve sorumluluk bu emanet kavramının anlam alanına dâhildir.

Tam burada aklımıza şu soru takılabilir: Allah emaneti ehline vermemizi bizlere emrediyor ancak kendisi Ahzâb Süresinin 72. Ayet-i Kerimesi’nde, zalim ve cahil olduğunu söylediği insana; göklerin, yerin ve dağların üstlenmediği emaneti yüklediğini söylüyor. Yani zalim ve cahil olan, dolayısıyla emanete ehil olmayan insana göklerin, yerin ve dağların üstlenmediği emanet tevdi ediliyor. Bu nasıl olur? Bu sorunun cevabı şudur: İnsan “EMANET” ile imtihan edilmektedir. Allah insanı, göklerin ve yerin üstlenmediği emanet ile imtihan etmektedir.

Buluğ çağına eriştiğimiz günden ölüm ânımıza kadar yaşadığımız hayat, tam anlamıyla Allah’ın emanetine ehliyet kesp etme sorumluluğu altında geçer. Bu sorumluluğumuzun bilincinde olmamız ve bu sorumluluğumuzun gereğini yerine getirmemiz, bu temel imtihanımızın temel sürecidir. Birçok ayet-i kerime, bu süreç ile ilgili olarak bizleri uyarmaktadır. Ancak Enfal Süresi’nin 27. Ayetinde kullanılan uyarı ifadeleri çok sarsıcı düzeydedir: “Ey İnananlar! Emanetlerinize bile bile ihanet ederek Allah’a ve Resulü’ne ihanet etmeyin” (Enfâl(8):27) Emanetlere ihanet bu ayetin uyarısına göre Allah ve Resulü’ne ihanet anlamına gelmektedir. “İman”, “Emanet”, görevler, sorumluluklar, tutum ve davranışlarımızın birbirleriyle ilişkileri açısından son derece sarsıcı uyarılar içeren bu ayetin tefsirinde Elmalılı şu açıklamalarda bulunuyor:

“İman ilkelerine, İlahî hükümlere, Sünnet-i Resûle riayetsizlik ederek, bu nimetlere şükürden uzaklaşarak, istikametten saparak Allah’a ve Resulüne ihanet etmeyin. Bu ihanete düşerseniz sonuç olarak birbirinizin mal ve canına kıyarak, ırz ve namusuna halel getirerek, birbirinizin sırlarını ifşa ederek, toplumsal görevleri ihmal ederek ve kamu düzeninin bozulmasına zemin hazırlayarak kendi emanetlerinize de ihanet etmiş olursunuz.” (Hak Dini Kur’an Dili)

Yaşamımızı devam ettirebilmemiz, bize tevdi edilen sayısız emanet ile mümkün olabilmektedir.

Başta bedenimiz olmak üzere organlarımız, bedensel sağlığımız, aklımız, mantığımız vs. gibi varlıklar, maddi yaşamımızı devam ettirebilmemiz için muhtaç olduğumuz emanetlerdir. Bu emanetlere karşı sorumluluğumuz, bunları gereği gibi ve yerli yerince kullanmaktır. İman, sabır, tevekkül gibi varlıklarımız ise manevi yaşamımızın devamı için bizlere (Bazı kullara) tevdi edilmiş emanetlerdir. Öncekilere göre kıyaslanamayacak düzeyde önemli olan bu emanetlerle bu dünya hayatı boyunca manevi yaşamımızı ve bu hayattan sonra da ebedi yaşamımızı elde etmiş oluruz. Bu emanetler karşılığında bizden istenen, bunların bilincinde olmak ve bu bilince uygun bir yaşam geçirmektir.

Burada son derece önemli olan husus şudur:

Bize verilen emanetlere karşı tutumumuz, sonucu itibariyle asla ve asla Rabbimizi etkilemez, tam aksine sadece bizi etkiler. Bu emanetleri en yüksek bilinç düzeyi içinde idrak etmiş olmamız ve gereğini en üst düzeyde yaşamamız Yüce Rabbimize hiçbir kazanç sağlamaz. Tam aksini yaşamamız da O’na hiçbir şekilde ve asla zarar vermez. Sonuç sadece bize aittir, bize yöneliktir.

 


* BENZER KONULAR

Rahîm Ve Rahmân Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:28:55 ÖÖ]


Davranışlarımız Kaydediliyor Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:22:46 ÖÖ]


Biliniz Cesedin Öyle Bir Et Parcası Vardır Ki Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:18:08 ÖÖ]


Melek Girmeyen Evler Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:04:30 ÖÖ]


Doğru Çalışma Methodu Gönderen: türkiyem
[Bugün, 10:59:59 ÖÖ]


Başınızı Çevirip Gitmeyin Gönderen: türkiyem
[Bugün, 10:39:23 ÖÖ]


Ozan Birgül 320 kbps - 2 kısım Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:15:33 ÖÖ]


Ozan Birgül - İlahiler 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:04:09 ÖÖ]


Dualarımız Neden Kabul Olmuyor Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:10:43 ÖÖ]


Birlikte Hizmet Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:59:59 ÖÖ]


Gizli Halleri Açık Hallerinden Daha Hayırlı Adamlara İhtiyacımız Var Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:40:31 ÖÖ]


Mücahitler Kazandığınızı Kaybetmeyiniz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:32 ÖÖ]


İnsanlardan Övgü Beklemek Ateşle Oynamak Gibidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:24:29 ÖÖ]


Zamanın Kıymetini Bilmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:13 ÖÖ]


Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Dün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Dün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Dün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Dün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Dün, 08:09:36 ÖS]