Ömrümüzün kısa bir muhasebesi
Yaratanın bize peşinen vermiş oldukları ve hayırlı kullar olduğumuz takdirde ahirette vermeyi vaat ettiği nimet ve imkânlar karşısında bizden istedikleri okyanusta bir su damlacığı hükmündedir. Bizler ise hak etmediğimiz halde bize verdiği bunca nimeti çok görmeyen Rabbimize yapılacak kulluk ve ibadetleri çok görmekte gündelik hayatın süsüne ve gafletine aldanmaktayız. Her bir işe vakit bulurken asıl vakit ayrılması gereken ibadetlere sıra geldiğinde ya vakit bulunamamakta ya da bu ibadetler gereğince yerine getirilememektedir. Acaba ibadetlere vakit bulamayan insanlar ömürlerini ne ile geçirmekteler. Yapılan hangi şey asıl yapılması gerekli olandan daha önemli bir düşünelim.
Ortalama 60 yıl ömür yaşayan ve günde 8 saatini işe güce çalışmaya, 8 saatini yemek, içmek, gezmek, spor yapmak,
çoğu zamanda amaçsız boş boş oturup konuşmak saatlerce televizyon izlemek
gibi işlere, 8 saatini ise uyumaya ayıran insan ömrünün 20 yılını işte, diğer 20 yılını yemek içmek gezmekte kalan 20 yılını ise uykuda geçiriyor ve bunca zamanını tasarrufsuz kullanıyor da günde en azından bir saatini ibadete ayırarak 60 yıllık ömrünün 2.5 yılını ibadetle geçirmeyi çok görüyor. Üstelik bir sonraki nefesimizi almaya garantimiz yokken. İşte su misali akıp giden insan ömrünün küçük bir muhasebesi. Acaba biz amaçsız ve boş geçen bir ömür yaşamak için mi yaratıldık?
Öyle kişiler vardır ki, bir ticaret de bir alış-veriş de onları ’ı hatırlamaktan, namaz kılmaktan, zekât vermekten alıkoyamaz. Onlar, kalplerle gözlerin döneceği/yer değiştireceği günden korkarlar. 24 Nur Suresi Ayet 37
Şu iğreti dünya hayatı, bir eğlence ve oyundan başka şey değil. Âhiret yurduna gelince, asıl hayat işte odur. Ah, bilebilselerdi!
29 Ankebut Suresi Ayet 64