* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Ömrünün Farklı Bir Formu – Duygusal İatismar  (Okunma sayısı 66 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 8176


Ömrünün Farklı Bir Formu – Duygusal İatismar

İstismar başlığı altında fiziksel, cinsel ve duygusal istismar alt başlıklarından bahsedebiliriz. Bu yazıda odaklanmaya çalıştığımız konu, duygusal istismar ve olası etkileri olacağı için fiziksel ve cinsel istismar başlıklarına değinmeyeceğiz fakat cinsel ve/veya fiziksel istismar doğal olarak duygusal istismarı içinde barındırdığından bu yazıyı bir giriş yazısı olarak düşünebiliriz.

İstismar kelimesinin anlamına baktığımızda “iyi niyeti kötüye kullanmak, bir kişiyi sömürmek” anlamlarına geldiğini görürüz. Sömürü dediğimiz şey ise “olanı yok olana kadar tüketmek, değerlere el koymak ve haksız kazanç sağlamak” ifadelerini karşılıyor.

Duygusal istismar, çocuğun kişilik gelişimini olumsuz yönde etkileyen bir durumdur, muhatabının iradesini, ihtiyaçlarını veya isteklerini görmezden gelme olarak ifade edilebilir. Dünya Sağlık Örgütüne göre çocuğun sahip olduğu becerileri ortaya çıkarmak ve geliştirmek için gerekli koşulların sağlanmaması; çocuğun zihinsel, fiziksel, sosyal ve psikolojik gelişimini olumsuz yönde etkileyen suçlama, hakaret, küçümseme veya tehdit etme gibi davranışlara maruz kalma da duygusal istismar başlığı altında değerlendirilmektedir.

Belirlenmesi ve değerlendirilmesi zor olan ve psikolojik istismar ile eş anlamlı kullanılan duygusal istismarın, tekrarlanma olasılığının yüksek olması ve bu eylemi gerçekleştiren kişilerin sıklıkla çocuğun yakınlarından birilerinin olması nedeniyle olumsuz etkilerinin uzun süreli devam etmesi muhtemel görülmektedir.

Günlük yaşamımızda duygusal istismar şekillerine sık sık rastlamaktayız. Çocukların ebeveynleri tarafından yok sayılması, istenmediğinin ima edilmesi, lakap takılması, fiziksel özellikleri ile dalga geçilmesi ve sürekli olarak eleştiriye maruz bırakılması duygusal istismarın bir formu olarak karşımıza çıkar. Duygusal istismarın belirlenmesini ve gerekli müdahalelerin yapılmasını güçleştiren durumlar arasında bu yaklaşımların mevcut kültürde kabul görmesi, normal iletişim dili olarak kullanılması ve/veya şaka yapılıyor gibi yaklaşılması gösterilebilir. Bu durumda çocuğun uğradığı haksızlık ve mağduriyet görülmemekte ve uygulanan duygusal istismar devam edebilmektedir.

Çocuğu kendi arkadaş grubundan soyutlama, yaşına uygun ortamlardan mahrum bırakma, arkadaş edinmesine mâni olma ve sürekli olarak cezalandırarak yalnız bırakma da duygusal istismar başlığı altında ele alınabilir. Ayrıca çocuğun yapması/yapmaması istenilen davranışlarda çocuğu korkutma ve söylendiği gibi davranmaması sonucunda ebeveynin sevgisini, ilgisini kaybedeceği yönünde tehdit etme; “Böyle yaparsan hasta olurum, ölürüm, bir daha senin annen/baban olmam vb.” çocuğun suçlu hissetmesine ve terk edileceği korkusu yaşamasına neden olabilir. Çocuğun hakkı olan güvenli bir ortamda sevildiğini ve korunduğunu hissetme sağlanmadığından dolayı bu yaklaşım da duygusal istismar içerisinde değerlendirilebilir.

Çocuğun ihtiyacı olan sınırların, rehberliğin çocuğa verilmemesi ve bu boşluktan dolayı çocuğun zarar görmesi, başkalarına zarar vermesi de bu başlık altında değerlendirilebilir. Deneyim eksikliğinden dolayı çocukların bazı konularda kurallara ihtiyaçları vardır. Merak ettikleri her şeyi deneyerek öğrenmeye çalışmaları fiziksel ve psikolojik olarak zarar görmelerine sebep olabilir; bu noktada ebeveynlerin rehberliği önem arz etmektedir.

Uzun süre devam eden ve iyileştirici müdahalelerin olmadığı duygusal istismarın olası sonuçları üzerinde yoğun çalışmalar yapılmıştır. Duygusal istismar, çocuğun aşağılandığı ve değersiz hissettirildiği bir yaşantı olduğundan dolayı bu çocukların ilerleyen yaşam dönemlerinde kendilerine ve diğerlerine güven duymada zorlanma, ihtiyaçlarının ve taleplerinin önemsiz olduğuna, ayrıca kusurlu ve eksik olduklarına inanma eğilimleri daha yüksektir. Yetersiz hisseden bu çocukların yeni şeyler denemeye ve potansiyellerini keşfedecekleri alanlarda olmaya cesaret edememe, değersiz hissettikleri ortamları ve/veya ilişkileri terk edememe gibi sorunlu davranış gösterme eğilimleri de olabilir.

Çocukluk çağında yaşanan duygusal istismarın ruhsal bozukluklara neden olabileceği de bilinmektedir. Yaşamın her anlamda başkasına ihtiyaç hissedilen bir evresinde, ilk ilişki deneyimlerinin aşağılanma, tehdit, eleştiri, değersiz ve kusurlu hissettirilme vb. şeklinde olmasının çocukları olumsuz etkilemesi kaçınılmazdır. Bu çocukların depresyon ve anksiyete düzeylerinin yüksek olduğu, riskli davranışlarda bulunma sıklıklarının arttığı, intihar düşüncelerinin daha fazla olduğu belirtilmektedir. Yeterli ebeveyn desteği alamayan çocukların duygularını anlama ve yaşadıkları olumsuz duygularla baş etmede daha fazla zorlandıkları ve duygularını düzenlemede yaşanan zorlanmaların yeme tutumlarını olumsuz etkilediği görülmektedir.

Bilimsel çalışmalar sonucunda çocukların duygusal anlamda desteklenmesinin, ihtiyaç duyduklarında kabul edildiklerinin ve değerli olduklarını hissetmenin ruhsal anlamda ne kadar önemli olduğunun altı bir kez daha çizilmektedir. Davranışı değil kişiyi acımasızca eleştirmenin ve bunu yaparken karşımızdaki kişiyi aşağılamanın, küçük düşürmenin ve değersiz hissettirmenin duygusal istismar kapsamında olduğunu unutmamamız gerekiyor. Söylenen her sözün ve yapılan her davranışın sorumluluğunu üstlenmemiz gerektiği de önemli. Kapsayıcı bir yaklaşımla çocuğun anlaşıldığını hissetmesine yardımcı olmak, çocuğun her ne olursa olsun ebeveynlerinin sevgisini kaybetmeyeceğinden emin olması ve bunun yanında kuralların ve sınırların belirlenmesiyle çocuğun ihtiyaç duyduğu güvenli alanın oluşturulmasını duygusal anlamda destekleyici ebeveyn yaklaşımı olarak ifade edebiliriz. Bu yaklaşım içinde büyüyen çocukların kendilerine güvendikleri ve kendilerine öz şefkat gösterebildikleri, yeni şeyler deneme konusunda daha cesur ve istekli oldukları aynı zamanda başkalarının sınırlarını ve ihtiyaçlarını da gözetebildiklerini görebiliriz.

Tuğba Öz.

Klinik Psikolog.

İNTERNET RADYOMUZ 24 SAAT YAYINDADIR.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Yaptıklarınızı İnsanlar Nasıl Değerlendiriyor Gönderen: KOYLU
[Dün, 05:26:35 ÖS]


Dini Hayatta Karşılaşılan Güçlükler Gönderen: KOYLU
[Dün, 05:22:25 ÖS]


Çocuk Hakları Gönderen: KOYLU
[Dün, 05:18:14 ÖS]


Vakit dirilme vaktidir Gönderen: KOYLU
[Dün, 05:13:52 ÖS]


Lazımımız Gönderen: KOYLU
[Dün, 05:09:30 ÖS]


Dünya Hayatı Neyimiz Olur Gönderen: KOYLU
[Dün, 05:04:28 ÖS]


Kalbin Ameli – İHLAS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:33:06 ÖÖ]


Ömrünün Farklı Bir Formu – Duygusal İatismar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:25:28 ÖÖ]


Çocukluk çağı Travmalarının Aile Üzerindeki Etkisi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:16:35 ÖÖ]


Bir Buket Dua 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:49:10 ÖÖ]


Her Babayiğidin Sahip Olamadığı Haslet - SABIR Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:36:06 ÖÖ]


Kur’ân Günlüğü 22 Cüz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:27:54 ÖÖ]


Zekat Bereketi Artırır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:19:08 ÖÖ]


Single Albümler - YENİ 4 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Mart 21, 2025, 11:56:22 ÖÖ]


Salih İpek - Ravzaya Selamlar Olsun 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Mart 21, 2025, 11:42:14 ÖÖ]


Ramazan Toprak - Medineye Gidelim 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Mart 21, 2025, 11:32:18 ÖÖ]


Osman Gündüz - Adımız Var 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Mart 21, 2025, 11:25:14 ÖÖ]


Muzaffer Gürler - Serveri Huba 320 KBPS - NETE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Mart 21, 2025, 11:17:01 ÖÖ]


Mustafa Yılmaz - Dergahta Zikir 320 KBPS - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Mart 21, 2025, 11:03:25 ÖÖ]


Mustafa Bodur - Akan Yıldız - Ezgiler - 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Mart 21, 2025, 10:56:02 ÖÖ]