* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: GERÇEK HAYAT  (Okunma sayısı 1299 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
GERÇEK HAYAT
« : Aralık 03, 2014, 12:16:48 ÖS »
GERÇEK HAYAT

(Ey Müslüman!) De ki: “Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, (bağlı oldu-ğunuz sosyal çevre veya içerisinde yetiştiğiniz vatanınız, devletiniz, milletiniz veya) aşiretiniz, kazanmış olduğunuz mallar, kesintiye uğrama-sından korktuğunuz ticâret ve hoşunuza giden evler; (evet, işte bütün bunlar,) eğer size Allah' tan, Elçisinden ve O'nun yolunda mücadele et-mekten daha sevimli ise, o zaman, Allah (hakkı-nızdaki toplumsal çöküş) emrini gönderinceye kadar bekleyin; çünkü Allah, (bilerek ve iste-yerek) yoldan çıkan bir toplumu, (asla) doğru yo-la (ve başarıya) iletmez!” (9 Tevbe , 24)

            Fecr Suresi'nde kıyamet sahneleri anlatılırken şu kısım oldukça dikkat çekicidir: “O gün, cehennem getiril(ip tüm korkunçluğuyla zâlimlerin karşı-sına dikil)ecek! İşte o anda, insan (büyük bir piş-manlık duyup gerçeği) anlayacak; fakat (iş işten geçtikten sonra) öğüt almanın ona ne faydası olabilir ki? (Bu yüzden,) “Ah; keşke (fırsat varken Rabb'ime kulluk edip de) hayatım için bir ha-zırlık yapsaydım!” diye feryâd edecek. İşte o gün, hiç kimse O'nun (zâlimlere vereceği cehennem) azâbı gibi bir azap veremez! Ve hiç kimse O'nun vurduğu kelepçe gibisini vuramaz!”(1)

            O gün defterini sol elinden alan ve cehennemlik olan günahkâr kulun,“Keşke hayatım için bir şeyler hazır-lasaydım.” demesi, kişinin o gün gerçek hayatın ne ol-duğunu, dünyanın gerçekten de oyun ve eğlenceden ibaret olduğunu(2), 'hayatım' diyebileceği yegâne ale-min âhiret yurdu olduğunu anlaması anlamına gelir. Bu yüzden ayette geçen hayat kelimesi herhangi bir sıfatla sınırlandırılmamış, sadece mârife şekille getirilmiştir.

            İnsanların her geçen gün biraz daha sekülerleştiği, dünyaya bağlandığı bu zamanda, belki de en çok ihti-yacımız olan şey, başta Rasülullah'ın, daha sonra da sa-hâbe ve selef-i sâlihîn'in dünyaya ne kadar değer ver-dikleri ve dünyevîleşmekten nasıl uzak durdukları ol-malıdır. Bu bağlamda en önemli kaynaklarımız da, adı-nı dünyadan uzaklaşma anlamına gelen zühd ile kalbi incelten hususlar anlamına gelen Rekâık kelimelerin-den alan, "Zühd ve Rekâık" kitaplarıdır. Her ne kadar, erbâbınca malum olduğu üzere, bu nevî kitapların içe-risinde mevzû' rivayetlere sıkça rastlansa da, “Fedâil-i a'mâlde zayıf hadisle amel câizdir.” kaidesi gereğince bu kitaplarda geçen rivayetlerle amel edilmesinde bir beis yoktur.

            Etbau't-tâbiînden Abdullah b. Mubarek (v. 181/-797)'in Kitabu'z-Zühd adıyla derlediği kitap bahsi ge-çen zühd kitapları arasında farklı bir öneme haizdir. Yediveren Yayınevi tarafından, Armağan Kitaplar seri-sinde, İshak Doğan tarafından Türkçe tercümesi yapı-larak basılan bu eserin giriş kısmında mütercim şu bilgi-leri nakletmektedir: “Elinizde bulunan eser, cihad ru-hunu hayatı boyunca yaşayan, cihadı zühdden, zühdü cihaddan ayırmayan Abdullah b. Mübârek'in büyük bir değer taşıyan Kitâbu'z-Zühd ve'r-Rekâik isimli ese-ridir. Abdullah b. Mübârek'in bu değerli eseri, Ahmed b. Hanbel'in şahıs isimlerini esas alarak meydana ge-tirdiği eseri Kitabu'z-Zühd'den farklı olup, zühd konu-sunda, hadisler, sahabe ve tabiînin sözleri kısmen ko-nulara göre tasnif edilmiştir.

            Çalışmamızda, dipnotlarda geçen bazı bölüm baş-lıkları da, eserden daha fazla istifade edilmesi için ilave edilmiştir. Eserde yer alan rivayetlerin hepsi sağlam ve sahih haberler olmamakla birlikte, Kütüb-i Sitte müel-lifleri, Abdullah b. Mübârek'in rivayetlerine büyük önem vermişlerdir. Bunun yanısıra okunduğunda Kur'an ve Sünnet'in ortaya koymuş olduğu prensiplerle çelişki arz eden birtakım rivayetler de vardır. Eserin ori-jinalliğini bozmamak için bunlar da tercüme edilmiş, tahkikine girişilmemiştir. Abdullah b. Mübârek'in tale-belerinin, benzer konuda başkalarından rivayet ettik-leri kimi rivayetler ise sadece sened zinciri farklı olduğu için tercüme edilmemiş, zikretmekle yetinilmiştir. Ha-dislerin tahrici yapılırken Kütüb-i Tis'a'dan faydalanıl-mış, diğer hadis kitaplarına atıfta bulunulmamıştır. Dip-notlarda geçen gramerle ilgili kısımlar ise çevrilme-miştir.”(3)

            Mütercimin de belirttiği gibi hadis alimlerinin Ab-dullah b. Mubarek'e verdikleri değer ve ona duydukları güven, ayrıca yapılan bu tercümede sahih olduğu ke-sin olan hadislerin kaynaklarının verilmesi ve sahih ol-duğunda şüphe bulunan rivayetlerin kaynaklarının zik-redilmemesi suretiyle rivayetlerin arasındaki sıhhat farklılıklarına işaret edilmesi, okuyucunun kitaptan gerektiği şekilde istifadesini ziyadeleştiren âmiller-dendir.

            Aşağıda verilen hadisler adı geçen kitabı tanınması ve zühd konusunda alimlerin görüşlerine ışık tutması bağlamında, Zühd Kitabı'ndan iktibas edilmiş hadis-lerdir.

            1. Osman b. Ubeydullah b. Râfi'den (r.a.): “Nebi (s.a.v.)'nin ashâbından birçokları şunu rivayet ettiler: “Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Dünya, Allah katın-da, hayırda bir sivrisineğin kanadına eşit olsaydı, Allah kâfire ondan hiçbir şey vermezdi.”(4)

            2. Sa'd b. İbrahim (r.a.) babasından rivayet eder ki: “Abdurrahman b. Avf'a (r.a.) oruçluyken bir yemek geti-rildi. Bunun üzerine şöyle söyledi: “Mus'ab b. Umeyr, (r.a.) benden daha hayırlı olduğu halde şehid edildi ve kendi hırkasıyla kefenlendi. Başı örtülse ayağı açılıyor, ayakları örtülse başı açılıyordu.” Zannedersem şöyle devam etti: “Hamza da (r.a.) benden hayırlı olduğu hal-de şehid edildi. Sonra dünya (nimetleri) bize açıldıkça açıldı. Öyle ki, iyiliklerimizin karşılığının hemen bize ve-rilmiş olmasından korktuk.” Sonra ağlamaya başladı ve yemeği terk etti.”(5)

             3. Urve b. Ruveym'den (r.a.): Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ümmetimin en kötüleri, nimet/bolluk içinde doğan, onunla beslenen, amaçları çeşitli yemek-ler, çeşitli elbiseler olan ve konuşurken avurdunu şişi-renlerdir.”(6)

            4. Humeyd b. Hilâl (r.a.), Ebu Katâde'nin (r.a.) şöyle buyurduğunu rivayet etti: Ubâde (yani İbn Kurs el-Leysî) (r.a.) şöyle buyurdu: “Siz bugün öyle işler yapı-yorsunuz ki, sizin gözünüzde onlar kıldan daha ince gö-rünmektedir. Halbuki biz onu Rasûlullah (s.a.v.) dev-rinde, büyük günahlardan sayardık.”

            Ebu Katâde'ye (r.a.): “Eğer o, bu zamanımıza ulaş-saydı nasıl olurdu?” diye sordum. “O zaman, bu konu-da daha çok (şiddetle) konuşurdu.” dedi.(7)

            5. Sa'd b. Mes'ûd'dan (r.a.): Nebi'ye (s.a.v.): “En üs-tün mü'min hangisidir?” diye soruldu. O da: “Ahlâkı en güzel olan.” buyurdu. “En zeki mü'min hangisidir?” di-ye soruldu. O da: “Ölümü çok anan ve ona en güzel şe-kilde hazırlanan.” buyurdu.(8)

            6. Abdullah b. Mes'ûd (r.a.) şöyle buyurdu: “Şüphe-siz mü'min, günahlarını, bir dağın dibinde oturuyor da her an üzerine dağ yıkılacakmış gibi görür. Günahkâr ise, günahlarını burnuna konan bir sinek gibi görür.”(9)

            7. Ebu'l-Mütevekkil en-Nâcî'den (r.a.): “Rasûlullah (s.a.v.) üç çubuk aldı ve bir çubuğu önündeki toprağa dikti, diğerini de onun yanına dikti. Üçüncüye gelince, onu uzağa koydu ve: “Bunun ne demek olduğunu bili-yor musunuz?” diye sordu. Onlar (ashâb) da: “Allah ve Rasülü daha iyi bilir.” dediler. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Şüphesiz bu insan, şu eceli ve şu da emeli-dir. Âdemoğlu onunla meşgul olur, ona ulaşamadan ecel onu titretir (kendine çeker.)”(10)

            8. Said b. İyas el-Cüreyrî (r.a.), bir adamdan şöyle rivayet eder: İbn Abbas'ı (r.a.) Kâbe'nin rüknü ile kapısı arasında, ayakta ve dilinin ucunu eliyle tutar vaziyette gördüm. Şöyle diyordu: “Yazıklar olsun sana! Hayrı söyle, ganimet kazan ya da şerri (kötüyü) söyleme, tes-lim ol.” Ona: “Ey İbn Abbas! Niçin dilini elinle tutuyor-sun?” diye soruldu. “Bana, kulun kıyamet günü, vücu-dundan hiçbir âzâya, diline olduğundan daha fazla öf-keli olmayacağı ulaştı.” buyurdu.(11)

            9. Avn b. Abdillah'dan (r.a.): Ebu'd-Derdâ (r.a.), Dı-meşk (Şam) mescidinin merdivenleri üzerinde durdu ve şöyle hitâb etti: “Ey Dımeşk halkı! Sizin için nasi-hatta bulunan bir kardeşinizi dinlemek istemez misiniz?

            Kuşkusuz sizden öncekiler çok mal topluyor, çok sağlam bina yapıyor ve çok uzağı arzuluyorlardı. Onla-rın topladıkları helâk, yaptıkları binalar mezar ve amel-leri de aldanma oldu.”(12)

            10. Âişe'den (r.anha) : Rasûlullah (s.a.v.) şöyle bu-yurdu: “(Elinden geldiğince) Gece namazı kılan, (an-cak) kendisine uykunun galebe çaldığı kimseye mutla-ka namazının ecri yazılır ve uykusu da kendisine veril-miş bir sadaka olur.”(13)
----------------------------------------------
 1- Fecr Suresi, 89/23-26.

   2- En'am Suresi, 6/32.

   3- Abdullah b. Mubarek, Zühd Kitabı, çv. İshak Doğan, 8.

   4- Hadis Tirmizi'de geçmektedir. Bkz. Abdullah b. Mubarek,

       Zühd Kitabı, 125.

   5- Hadis Buhari'de geçmektedir. Bkz. Abdullah b. Mubarek,

       Zühd Kitabı, 130.

   6- Bkz. Abdullah b. Mubarek, Zühd Kitabı, 191.

   7- Hadis Ahmed, Müsned 'de geçmektedir. Bkz. Abdullah b. Mubarek,

       Zühd Kitabı, 48.

   8- Hadis İbn Mâce 'de geçmektedir. Bkz. Abdullah b. Mubarek,

       Zühd Kitabı, 68.

   9- Hadis, Buhari, Tirmizî 'de geçmektedir. Bkz. Abdullah b. Mubarek,

       Zühd Kitabı, 25.

 10- Hadis Ahmed b. Hanbel'in Müsned 'inde geçmektedir.

       Bkz. Abdullah b. Mubarek, Zühd Kitabı, 64.

 11- Hadis Ebu Nuaym, el-Hilye ve Ahmed, Kitâbu'z-Zühd 'de

       geçmektedir. Bkz. Abdullah b. Mubarek, Zühd Kitabı, 88.

 12- Rivayet Ebu Nuaym, el-Hilye 'de geçmektedir.

       Bkz. Abdullah b. Mubarek, Zühd Kitabı, çv. İshak Doğan, 213.

 13- Hadis Ebu Davud'da, Ahmed b. Hanbel'in Müsned'inde ve

       Muvattâ'da geçmektedir. Bkz. Abdullah b. Mubarek, Zühd Kitabı, 335.

Yusuf Sami Samancı


 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]