Özrü kabul etmek
Özür dilemek üç türlü olur:
1-Yaptığı şeye mazeret göstermek, mesela (Unuttuğum için gelemedim) veya (Hastaydım, gelemedim) demek gibi. Böyle bir özrü, doğru olup olmadığını araştırmadan kabul etmelidir. Üç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Din kardeşinin özrünü kabul etmeyen, Kevser havuzundan içemez.) [Hâkim]
(Müslüman kardeşinin özrünü kabul etmemek günahtır.) [Ebu Davud]
(Özrü kabul etmeyen, özür dileyenin günahını yüklenmiş olur.) [İbni Mace]
Bu hadis-i şerifler, din kardeşinin kötülük yaptığını ve özrünün yalan olduğunu bilmeyen kimse içindir. Böyle kimsenin özrünü reddetmek, suizan etmek olur.
2- (Yaptım; ama bir daha yapmam, keşke yapmasaydım) demek. Bu, suçunu kabul edip özür dilemektir. Müslümanın özrünü kabul etmemek mekruhtur. Özrü kabul etmek ve kusurları affetmek, Allahü teâlânın sıfatlarındandır. Bir hadis-i şerif meali:
(Allahü teâlâ, özür dileyenin özrünü kabul eder.) [Ebu Ya’la]
Böyle özrü kabul etmeyene, Allahü teâlâ azap ve gazap eder. Mümin, affetmek için özür dilenmesini bekler; münafık, ayıpların ortaya çıkmasını ister.
3- Yapmadım diyerek inkâr etmek. Bu da pişmanlık alâmetidir. Yalan söylediğini bilerek özrünü kabul etmek, o kimseyi affetmek olur. Yalan söyleyerek özür dileyen böyle bir kimseyi affetmek, vacib değil müstehabdır. Affetmek çok faziletlidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allah rızası için affedeni, Allahü teâlâ yükseltir.) [Müslim]
(Affedin ki affedilesiniz!) [İ. Ahmed]
(Özür dileyen kardeşiniz niyetinde samimi olmasa da, özrünü kabul edin.) [Hâkim]
(Kaba davranana nazik olan, zulmedeni affeden, vermeyene ihsan eden, kendinden uzaklaşana yaklaşan, yüksek derecelere kavuşur.) [Bezzar]
Allahü teâlâ, acımayana merhamet etmez, affetmeyeni affetmez, özür kabul etmeyenin özrünü kabul etmez. O halde, özürleri kabul edip, suçları örtmeliyiz!