* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Konuşmak Susmak ve Kardeşlik  (Okunma sayısı 871 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Konuşmak Susmak ve Kardeşlik
« : Temmuz 01, 2017, 11:27:12 ÖS »
Konuşmak Susmak ve Kardeşlik

İslâm alemi olarak pek çok derdimiz var. Zulme maruz kalan kardeşlerimiz, uzaklarda maddi manevi yardım bekleyenlerimiz, yetim çocuklar, yetim coğrafyalar… Ve kendimize gelemediğimiz, bir ve beraber olamadığımız, tefrika içindeki umumi manzaramız… Eskilerin dediği gibi, “Dert çok, hem derd yok.”

Müslümanlar olarak sığınacağımız tek kapı, bizi biz yapan imanımız. İman bizlere bahşedilmiş en kutlu nimettir. Bu kutlu nimet sayesinde karanlıklar aydınlık olur, bu zor zamanda ancak imanla dünya-ahiret dengesi yerini bulur, istikamet üzere kalabiliriz.

Bu iman bir taraftan kalbimizi aydınlatıp yüzümüzü ebediyet ufuklarına döndürürken, bir taraftan da dertlerimize nice devaları içinde barındırır. Bunlardan biri, çok önemli biri Cenab-ı Mevlâ’nın müberra kitabımız Kur’an-ı Kerim’deki şu buyruğudur: “Müminler (başka bir şey değil) ancak kardeştir.”

Öyleyse bu prensip üzere hareket etmek ve kardeşliğimizi perçinlemek imanî bir vazifedir. Bunu yaparsak bütün dertlerimize çare bulmanın en temel adımını atmışız demektir.

Kardeşlik bağlarının önündeki engelleri kaldırmamız lazım. İlk engel bizim kendi içimizde, kalbimizde bulunuyor. Orada, etnik kökeni, memleketi, dili, rengi ne olursa olsun, bütün müminleri kuşatacak Hâlik-i Zülcelâl sevgisi olmalıdır. O’nun rızası, kardeşlik duygusu ve şuurundadır. Öyleyse aramızdaki fitnelerin farkında olmamız, kalbimizdeki benlik, bencillik, üstünlük hastalıklarımızı tedavi etmemiz gerekiyor.

Dünyada fitnenin olmadığı zaman yoktur. Fakat belki günümüzdeki kadar hiç olmamıştır. Çünkü sözler, iddialar hiçbir dönemde olmadığı kadar çoğaldı. Herkes bir şey söylüyor, herkes Hakk’ın sözüne değil hoşuna gidene kulak veriyor. Bu da müslümanlar arasındaki bağları gün be gün zayıflatıyor. Oysa Fahr-i Kainat Efendimiz s.a.v. “Ya hayır söyle ya da sus!” buyurmuştu. Hayır söz, nefsanî olan değil, Allah için olandır.

Bugünkü tefrika hastalığımızın altında, fert olarak evde, işte, sokakta diğer insanlara; toplum olarak da başka müslüman toplumlara üstün gelme mücadelesi yatıyor. Bu hastalık, insan fark etmese de kişiyi, hak-bâtıl ayrımı yapmadan konuştuğunu savunmaya sevk eder. Sürtüşme ve kavgaya sebep olur. Bu da sürekli bir rekabet ve çatışma demektir. Rekabet ve çatışma kindarlığa yol açar, dostlar arasında kin ateşini körükler.

Tartışmak, karşıdaki insanı cahil yerine koymak, sen bilmezsin, ben bilirim iddiası demektir. Bundan bir fayda elde edilmez. Olsa olsa kalpler soğur, muhabbet ortadan kalkar, saygının yerini katılık, kabalık ve nobranlık alır.

Tartışmanın belki en tehlikeli olanı, toplumun genelini ilgilendiren meseleler üzerine olanıdır. Böylece kardeşlik bağları daha derinden zarar görür.

İmam Mâlik rh.a. şöyle demiştir:

– Tartışmak dinden değildir ve din büyüklerinin hepsi bunu yasaklamışlardır. Fakat muhatapları bid’at ehli bir kimse ise, onu doğruya davet için, inat, husumet ve uzatma olmaksızın Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şerifleri delil göstererek konuşmuşlardır. Fayda vermeyince kendi haline bırakmışlardır.

Fahr-i Kainat Efendimiz s.a.v. de şöyle buyurmuştur:

“Bir kul haklı bile olsa münakaşayı terk etmediği müddetçe imanın hakikatini tadamaz.” (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 2/352, 353, 364; İbn Ebi’d-Dünya, Kitâbü’s-Samt, nr. 139, 666)

Hz. Lokman a.s. da oğluna şöyle nasihat etmiştir:

“Ey oğlum! Elinden geldiği kadar kavgadan, münakaşadan sakın! Dünya işleri için kendini fazla üzme! Kızdığın zaman sözlerine dikkat et, ölçülü olmaya çalış! Büyüklerin önünden yürüme! Bir kimse konuşurken araya laf sokma! Ey oğlum! Diline sahip olmayan sonunda pişman olur. Çok tartışan kötülenir.”

Ariflerden Süfyân-ı Sevrî k.s. de şöyle demiştir:

“Münakaşa ve mücadele yapma. Haksızlık edip günaha girebilirsin. Her yerde sabırlı ol. Sabır, hayra ve iyiliğe, sonunda da cennete götürür. Hiddet ve gazaptan kendini muhafaza et. Bunlar insanı kötülüğe çeker. Kötülükler ise cehenneme götürür. Alimlerle tartışma, kıymetini düşürürsün. Allah Tealâ’nın yaptığı taksime razı ve rızkından memnun olursan, gönlü zenginlerden olursun. Cenab-ı Hakk’a tevekkül et, kuvvetli olursun. Dünya ehli ile onların dünya menfaatleri üzerinde münakaşa etme. O zaman Allah Tealâ ve insanlar seni sever. Mütevazı, alçak gönüllü ol, salih amelleri tamamlamış olursun. Merhamet edersen, her şey sana merhamet eder.”

Sözün bu kadar çok olduğu, her türlü iletişim aracıyla insanların kışkırtıldığı bu zamanda bu nasihatler ne kadar da önemli ve güzeldir! Elbette susmak zordur. Hele de konuşana karşı susmak, söyleyecek sözü olduğu halde kendini tutup sabretmek daha da zordur. Bu sebepledir ki Fahr-i Kainat s.a.v. şöyle buyurmuştur:

“Hatasını anlayıp tartışmayı terk eden kimseye Allah Tealâ cennetin ortasında bir köşk ihsan eder. Haklı olduğu halde tartışmayı terk eden kimseye ise, cennetin en yükseğinde bir köşk ihsan eder.” (Tirmizî, nr. 1994; Ebû Davud, nr. 4800; İbn Mâce, nr. 51)

Haklı olsak da, kardeşliğimizin muhafazası için susmamız en hayırlısıdır. Fitnelerden korunmanın en etkili yolu da susmak, zamana bırakmaktır. Böylece fitne ateşi söner gider.

Eğer aklıselim ile bakacak olursak, günümüzdeki problemlerimizin konuşma ve susmaya dair ölçülere riayetsizlikten kaynaklandığını görürüz. Fahr-i Kainat Efendimiz s.a.v. konuşma edebini muhafaza edene ne güzel dua etmiştir.

“Dilini müslümanları kötülemekten çeken ve hata edeni gücünün yettiği en güzel bir üslupla ikaz eden mümine Allah rahmetiyle muamele etsin.”

Hişâm b. Urve r.a. diyor ki: “Allah Rasulü s.a.v. bu sözünü yedi defa tekrar etti.” (İbn Ebü’d-Dünya, Kitâbü’s-Samt, nr. 137; Deylemî, Firdevsü’l-Ahbâr, nr. 3026.)

Cenab-ı Mevlâ bizlere Efendimiz s.a.v.’in bu duasına layık olmayı nasip eylesin.

AMİN.

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Dün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Dün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Dün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Dün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Dün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Aralık 21, 2024, 04:50:26 ÖS]