Mü'minin Hayat Ölçüsü
Mü’min la yüs’el (sorumsuz) bir varlık değildir. Bilakis hukukullah ( Allah’a karşı olan görevlerinde) olduğu gibi hukuku ibad(beşeri münasebetler) konusunda da sorumluluğunu müdrik, ölçülü bir hayat tarzı yaşamayı gaye edinen şuurlu uyanık bir insandır.
Çünkü Allah (c.c) şöyle buyuruyor:”O (Allah) yaptığından mes’ul değildir.Onlar ise mes’uldürler.
(Enbiya Suresi/23.) Sonra yemin olsun o gün siz elbette (o) nimetlerden mutlaka sorulacaksınız. (hesaba çekileceksiniz). ( Tekasur süresi/8.)
Sevgili peygamberimiz de şöyle buyuruyor: ”İnsanoğlu kıyamet gününde 5 soruya cevap vermedikçe Rabbinin huzurundan ayrılamaz”.(Adımını atamaz)
1: Ömrünü nerede ifna ettiğinden (tükettiğinden)
2: Gençliğini nerede eskittiğinden.
3: Servetini nereden kazandığından.
4: Mal ve servetini nerelere harcadığından
5: İlmiyle nasıl amel ettiğinden. (mişkatül mesabih c/4-52).
O halde bir mu’minin hayat ölçüsü nedir ve ne olmalıdır?
Şüphesiz mu’minin ölçüsü Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerim ve Kur’anın mübelliği olan Allah Rasülü(s.a.v)’in sünnetidir.
Kur’an ve sünnetten ilham alarak Süfyan-ı Servi(r.a)şöyle der: Söz kabul edilmez amele dönüşmedikçe.Amel kabul edilmez ihlasa dönüşmedikçe. İhlasla amel kabul edilmez. Kur’an ve sünnet ölçüsüne uymadıkça.
Tevbe süresi/119.ayeti kerimesinde Cenabı hak bize bir ölçü veriyor ve bu ölçüde sadık kalmamızı istiyor.”Ey iman edenler! Allah’tan ittika edin ve sadık olanlarla beraber olun.”bu ayeti kerimede cenabı hak imanda doğruluk istiyor,bunu da iki hususa bağlıyor biri ittika(günahlardan sakınma emirlere sımsıkı sarılma) diğeri sadık kişilerle beraber olmak. Çünkü gerek bu dünyada gerek ahirette Cenabı Allah’ın lütuf ve ikramlarına nail olabilmek için sadece iman yetmiyor. Takva nedir?
Takva: bir mayın tarlasında yürürken gösterdiğimiz dikkat ve hassasiyeti bir düşünelim bütün vücudumuz diken diken oluyor. Adeta bedenimizin her parçası göz kesilir değil mi? Fani bir hayat için gösterdiğimiz bu hassasiyetten daha fazlasını ebedi ve sonsuz bir hayatımız için göstermemiz gerekmez mi?
Bu hassasiyetimizi ancak; dilimizi, elimizi, belimizi. Gözümüzü, gönlümüzü, kulağımızı ve ayağımızı haram ve yasaklara dokundurmadan ömür sermayemizi tüketmek suretiyle göstermiş olabiliriz.
İşte takva budur. Hz. Ömer (r a ) Kabul Ahbar (r a) a takvayı anlatır mısın der. Kabul ahbar (r a) da ona sen tikenli, pıtraklı bir yolda yürürken ne yaparsın? O da (zarar görmemek için bütün gayretimle kendimi sakındırmaya çalışırım)der. Ka’ab işte takva budur der ve İbnul Mutezil’in şu şiirini ona okur.
“ Günahların küçüğünü ve büyüğünü terk etmektir takva dikenlerin üzerinde yürürken sakındığın gibi (günahlardan) sakın küçük günahı küçük olarak görme çünkü(kocaman) dağlar küçücük taşlardan oluşur” (tefsiru salebi c/1-68)
Takvanın mertebeleri(dereceleri)
Allah’ı inkar etmekten ve ona ortak koşmaktan ittika etmek(sakınmak) yani tevhid inancına sahip olmak.
İman ettikten sonra bil umum haram ve yasaklardan sakınıp Allah’ın emirlerine dört elle sarılmak
(ve yetebeddelü ileyhi bi şiraşirihi) yani kulun bütün varlığıyla Allah-ü Tealaya yönelip kalbini, zikrini ve fiillerini sadece ona tahsis edip harama düşer korkusu ile mübah sayılan birçok filleri terk ederek bunların aksi olan her şeyden sakınmak (kazıbeyzavı C /1-16)
Takva ile ilgili 258 ayeti celile vardır. Bunlardan birkaçının meallerini arz etmek istiyorum. «Kim Allah’tan ittika ederse Allah ona işinde kolaylık verir.» rızasına uygun hareket etmeye muvaffak kılar, dünya ve ahiret işlerini kolaylaştırır. (talak/4)
« Kim Allah’tan ittika ederse Allah onun günahını örter ve ona muazzam bir mükafat verir» (talak/5)
« Ve kim Allah’a ve Rasülüne itaat ederse ( ve kalan ömründe) Allah’tan korkar ve Allah’tan ittika ederse işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir» (nur/53)
« Ey iman edenler Allah’tan ittika edin ve doğru söz söyleyin (eğer böyle yaparsanız) Allah işlerinizi ıslah etsin(düzeltsin), günahlarınızı bağışlasın» (ve salih ameller yapmaya muvaffak kılsın) (ahzab/70-71)
«Eğer iman ve ittika ederseniz size(hesaba sığmaz derecede) büyük bir mükafat vardır.»(Ali İmran 5/179)
« Ey iman edenler Allah’tan ittika edin ve rasülüne iman edin ki o rahmetinden iki kat versin. Ve sizin için yürüyeceğiniz bir nur lutfetsin, sizi bağışlasın » (hadit/28)
« Ey iman edenler Eğer Allah’tan ittika ederseniz o size iyi ile kötüyü (hak ile batılı hayır ile şerri doğru ile yanlışı Allah’tan gelen ilham ile şeytanın iğvasını ayırt edebilecek bir nur bir anlayış bir kabiliyet ve bir ilim verir)günahlarınızı örter ve sizi bağışlar»
Meallerini sunduğumuz bu ayetlerde vaad edilen bu güzel mükafatlara nail olabilmek için Cenabı Hak bizden sadece bir şartın yerine getirilmesini istiyor o da ittikadır.(Takvadır.)
« Ey iman edenler sadıklarla beraber olun.»
İmanda sadakat sadıklarla beraber olmayı gerektirir aksi halde imanın zayıflanmasına hatta zevaline bile sebep olabilir. Allah korusun. Sadi Şirazi bu konu ile ilgili şöyle bir misal nakleder. Nuh (as) ın oğlu kötü kişileri arkadaş edindiği için peygamber ailesinden olma şerefini kaybetti ve dışlandı (hud/46) buna mukabil eshabı kehfin köpeği Allah dostlarına arkadaş olduğu için insanlık şerefine yükseldi. Bu köpeğin cennetlik olması Allah dostları ile olan arkadaşlığından dolayıdır.Konuyla ilgili birkaç ayeti celile mealini nakledelim.
«O gün (mahşer gününde)her zalim (Nedametinden dolayı )iki elini ısırıp:Ne olurdu bende o peygamberin mahiyetinde bir yol edineydim. Ne yazık bana keşke filanı dost edinmeseydim diyecektir. » (Furkan 27/28)]
«O gün (mahşer günü)muttakiler dışında (bir birinin) dostu olanlar bir birine düşman kesilirler » (zuhruf /67)
Allah resulü(s.a.v.)de « Kişi dostunun dinindendir. Bundan dolayı her biriniz kiminle dostluk yaptığına baksın » (buyuruyor). Bir başka Hadisi şerifte ise peygamberimiz şöyle buyuruyor. «Kişi dostunun Ahlakı üzeredir kendisini düşündüğü gibi seni düşünmeyen kimse ile dostluk yapmakta hayır yoktur. » (keşfulhafa/c/2=201)
Şair Baki dostluğu şöyle anlatıyor :Bir dost vardır gıda gibidir . Onu her gün ararsın (görmeden duramazsın.)
Bir dost vardır ilaç gibidir icap ettiğinde ararsın .
Bir dost vardır ki Hastalık gibidir o seni arar.
Bir Allah dostu olan Ahmet Rufai (ks)hazretleri diyor ki;Her kim sekiz sınıf insanla düşüp kalkarsa sekiz özelliği artar.
1)Devlet adamları ve idarecilerle düşüp kalkarsa kibir, katı kalpliliği,
2)Zenginlerle düşüp kalkanların dünya ve dünyalık şeylere karşı hırsı,
3)Fakirlerle düşüp kalkanların ilahi taksimata rıza ve teslimiyeti ,
4)Çocuklarla düşüp kalkanların oyun ve vakit geçirme arzusu
5) Kadınlarla düşüp kalkanların celalet ve şehveti,
6) Salihlerle düşüp kalkanların ibadete rağbet ve arzusu ,
7)Alimlerle düşüp kalkanların ilim merağı ve (takva) duygusu
8)Fasıklarla düşüp kalkanların günah ve tevbeyi tehir etme arzusu artar.
Allahım bize hakkı olduğu gibi anlamayı, anlatmayı ve anladığımızı yaşamayı nasip eyle
Bizi sadıklarla beraber yaşat, sadıklarla beraber öldür.
Sadıklarla beraber haşret ve sadıklarla beraber naim cennetlerinde buluşmayı nasip eyle
Amin.