* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Aile İçi Hukuk  (Okunma sayısı 140 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı KOYLU

  • *****
  • İleti: 2314
Aile İçi Hukuk
« : Ocak 13, 2021, 04:52:43 ÖS »
Aile İçi Hukuk

Aile, değerler manzumesinden müteşekkil İslam toplumunun en önemli unsurlarından birisidir. Bir fidan için çekirdek neyi ifade ediyorsa; bir bina için temel ne anlama geliyorsa cemiyet için de aile öyledir. Ürünün kalitesi nasıl çekirdeğin kalitesine bağlıysa ya da binanın
sağlamlığı, dayanıklılığı nasıl temelin sağlamlığıyla orantılı ise toplumun sağlıklı, huzurlu, güvenli olması, içeriden ve dışarıdan gelebilecek bütün menfi etkilere karşı kendini savunabilmesi de şüphesiz ailenin kalitesine ve sağlamlığına bağlıdır.

Ailenin bu denli önemli olmasından ötürü İslam hukukunun temel kaynakları olan Kur'an ve Sünnette aile kurumuyla ilgili teferruatlı sayılabilecek bilgi ve talimat verilmiştir. İnsanların evliliğe teşvik edilmesi, evliliğin fayda ve hikmetleri (Nisâ 4/3,21, 24; Nahl 16/72; er-Rûm 30/21), karşılıklı haklar (Bakara 2/228, 233; Nisâ 4/4, 20-21; Talâk 65/7), karı-koca arasındaki ilişkiler (Nisâ 4/19,34), eşler arasında oluşan geçimsizlik ve çözüm yolları (en-Nisâ 4/19, 34,35; Talâk 65/1-2, 6-7) Kur'ânın söz konusu konuyla ilgili öğretilerinin sadece bir kısmını oluşturur.

Ana-babanın, başkalarına zarar verdirmeden ve kurtlara kaptırmadan koyunlarının karnını doyurmak gibi mesuliyetleri olan çobana benzetilmesi (Buharî, Nikah, 91), "cennet çiçekleri", "kalp meyveleri" nitelemesiyle sevgileri koklatılan çocuklarımıza sevgi ve şefkatle muamele edilmesinin gerekliliği (Buhârî.Tevhid 2,Edeb 27; Tirmizi Bir 16) ve çocuklara bırakılacak en iyi mirasın güzel terbiye olduğunun belirtilmesi (Tirmizi, Birr, 33) mevzumuz ile alakalı Hadis-i şeriflerin birkaçıdır.

Aile müessesesinin temeli/tabanı hukuka yani karşılıklı haklara dayanır. Anlaşmazlık durumunda devreye giren bu haklar "gerekirse söke söke alırım" dediğimiz haklar kabilinden olmamalıdır. Aile herkesin avukat gibi hakkını savunduğu bir mahkeme salonu değildir. Çünkü aile bir şirket ortaklığı değil; gönül beraberliği, ideal birlikteliğidir. Topluma yeni, imanlı, ahlaklı, samimi, dinamik, heyecanlı ve coşkulu nesiller kazandırma kurumudur. Bu yüzden İslam, hukuk tabanının üstüne çıkarak aile kurmayı ibadete büründürmüş, aile bireylerini de sevgi şefkat ve merhametle birbirine bağlamıştır: "Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için cinsinizden/türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O'nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır." (Rûm, 30/21) Anne kendisine verilen bu sevgi ve rahmet sayesinde bin bir zahmete katlanarak ve tehlikelere göğüs gererek çocuğunu dünyaya getirip büyütür.

Rabbimiz rollerin değişip büyüklerin zayıf, küçüklerin kuvvetli olduğu dönemde yaşlılarla ilgilenmeleri için aynı sevgi ve şefkati çocuklara da vermiştir: "Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara "öf!" bile deme, onları azarlama, onlara tatlı ve güzel söz söyle. Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: "Rabbim! Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı."  (İsrâ 23-24)

Sevgi, saygı, şefkat, merhamet ve nezaket aileyi yuva yapan, duygulara zirve yaptıran kavramlardır. Sevgi, saygı ve nezaket her yaştaki insanın ruhunu okşar, ona yaşama sevinci, heyecanı modern/uyduruk tabirle moral motivasyon verir. Efendimizin hanımları kristale benzetmesi, kızı Fatıma geldiğinde ayağa kalkıp oturduğu yere oturtması ve çocuklarla çocuk olması bunun en güzel misallerindendir. Sevgi ve saygı ikliminde yetişen insanlar da çevresindekilere sevgi ve saygı gösterirler. Öyleyse sevgi ve saygıyı hak etmek için öncelikle kendimiz ve ailemiz başta olmak üzere etrafımızdakilere karşı bu duyguları benliğimizde her daim diri tutmalıyız.

Rabbimiz aile içi iletişimin temeli olan sevgi ve şefkati fıtratımıza koyduktan sonra özellikle ana-babanın çocuklarına karşı sorumluluğunu çarpıcı bir şekilde şöyle dile getirir: "Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. O ateşin başında gayet katı, çetin, Allah'ın kendilerine verdiği emirlere karşı gelmeyen ve kendilerine emredilen şeyi yapan melekler vardır." (Tahrim 66/6). Bir an gözlerimizi kapatsak, bulunduğumuz evde yangın çıkıp hızla yayılmaya başladığını ve bu esnada hem kendimizi ve hem de çocuklarımızı yangından kurtarmak için nasıl çabaladığımızı düşünsek ayetin vermek istediği mesajı daha iyi anlarız sanırım. Efendimizin bizleri ateşe atılan kelebeklere kendisini de onları ateşten kurtarmaya çalışan kimseye benzetmesini de burada hatırlamak yerinde olur.

Kur'an-ı Kerim, ailede babayı bir adım öne çıkartmış ve ona daha ağır sorumluluklar yüklemiştir: "Erkekler kadınlar üzerine sorumlu/yöneticidirler" (Nisâ, 4/34)  "Kavvâm" veya Türkçede kullandığımız "kayyûm" kelimesi bir kimsenin, bir kuruluşun veya bir kurumun işlerini yürüten, ona bekçilik eden kimse için kullanılır. Kelimenin mübâlağa kalıbından olması bu işin sevgiyle ve incelikle yapılmasını ister. Âyet-i kerimeye göre ailenin baş sorumlusu babadır. Yuvanın idaresi, geçiminin sağlanması, korunması ve kollanması öncelikle babanın görevidir.

Bu vazife sadece dünyevî ihtiyaçların karşılanması ve tehlikelere karşı ailenin korunmasını ifade etmez. Aynı zamanda uhrevî âlemde yoldaşımız olacak iman, İslam, Kur'an ve güzel ahlak gibi güzelliklerin temin edilmesini ve "günah" kavramıyla özetlediğimiz çirkin davranışlardan uzak olmayı ifade eder. Evimizin içinin süsüne, mobilyasına önem verdiğimiz gibi içinde yaşayanların bilgi, kültür inanç ve ahlaklarına da önem vermeliyiz.

Dünyada başarılı olmayı diğer bir ifadeyle makam-mevki sahibi olmayı, çok para kazanmayı önceleyen modernizmin etkisiyle çocuklarımızın iyi bir lisede, gözde bir üniversitede okuması için yüklü miktarda masraflar yaparak özel dersler aldırıyoruz,  deshanelere gönderiyoruz. Çocuklarımızın, ahiret hayatına nazaran çok kısa sayılabilecek dünya hayatı için sarfedilen gayretin bir kısmını Rabbimizin "imtihan alanı" dediği çocuklarımızın dini bilgi, duygu, düşünce ve hayatlarıyla ilgilenmeye ayırmalıyız.

Günümüzde modernizm, değerlerimizi değersizleştirme gayreti içerisindedir. Aileyi karşılıklı menfaate dayalı bir anlaşma ve neslin devamı için şehvet-zevk birlikteliği olarak görmektedir. Bu anlayışla kurulan ya da bu anlayışa kayan ailelerin fertleri modernizmin içimize sapladığı hançerlerden biri olan"özgürlük" anlayışıyla her bireyin evin ayrı bir köşesine çekilip sadece kendi hayatını yaşamasına sebep olmuştur. Hâlbuki İslam, Asr Suresinde açık bir şekilde görüldüğü gibi ferdi olarak yaşanılacak bir din değildir. İslam cemaat dinidir ve bunun temel eğitimi, alıştırması ve uygulaması da ailede yapılır.

Sonuç olarak dünyada mutlu ve huzurlu olmak, ahirette kendimizi ve ehlimizi ateşten korumak için günümüz iletişim araçlarının yoğun bombardımana tuttuğu aile müessesemizi sağlam tutmak durumundayız. Şunu unutmamalıyız ki İslam toplumunda aile kurumu yıkılırsa, diğer kurumlar domino taşları gibi ardı ardına devriliverir. Bunun için aile fertlerinin bütün ilişkileri hukuk temelli olmalıdır. Ancak bu hukuk temelinin üzerine çıkılmalı, bireyler arasında sevgi, saygı, nezaket, şefkat, merhamet, hoşgörü, anlayış hâkim olmalı, aile dinimizin bütün güzelliklerinin birer provasının yapıldığı mutluluk ve huzur yuvası haline getirilmelidir.

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Dün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Dün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Dün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Dün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Dün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Aralık 21, 2024, 04:50:26 ÖS]