Aile Kurmak İsteyenlerin Dikkatine
Aile, toplumun en küçük fakat önemi çok büyük bir kurumu, birimidir. Aileye ilişkin çok şey yazılır, anlatılır: Ailenin önemi, ailenin korunması, ailede sorumluluklar vs…
Ben burada aile kurumunun kurucuları ile ilgili bir şeyler söylemek, bazı gözlemlerimi aktarmak istiyorum.
Aile yani evlilik bir kadınla erkeğin akitleşmesiyle kurulur. Bu akitte, bazen bizzat tarafların isteği, bazen de çevresindekilerin yönlendirmesi etkili olur. İstekler ve yönlendirmeler isabetli olursa, aile de kurucuları için yeryüzünde cennet, aksi durumda da maalesef yeryüzünde cehennem olabilir. Evlilik akdinin sağlıklı ve uzun ömürlü olması için tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden beklentilerini iyi ve mantıklı belirlemeleri gereklidir. Evliliğe götüren sebepler tamamen duygusal ve maddi (güzellik ve zenginliği kapsar) olursa, evlilik akdinin sağlıksız, ailenin sorunlu olma riski yüksektir.
Çevremde bekâr erkek ve kızlar var. Hatta bazıları evliliği epeyce de geciktirmişler. Bazen benim gayretkeşliğim bazen de çevremdekilerin teveccühüyle evliliğe yardımcılık işi yükleniyorum. Bir gün evlenmek isteyen bir kız arkadaşa sordum; eş için kriterlerin ne? Saydı: Titri olsun, eh ev-araba derdi olmasa çok iyi olur, ayrıca yanıma yakışsın yani yakışıklı olsun. Durdu da bunu mu aldı demesinler. Yine bir gün bir erkek arkadaş bana gelerek, “sizin çevreniz geniş, evlenmek istiyorum." dedi. Nasıl bir kız istediğini sordum. O da saydı: "Sarışın olmasını tercih ederim (arkadaş esmerdi), ayrıca yirmi beşini aşmasın (arkadaş 35 civarındaydı), bir de çalışıyor olsun, malum tek maaşla geçinmek zor." Duyduklarım karşısında içim acımıştı.
Eş arayan bay ve bayan arkadaşa şöyle demiştim; Peygamberimizin eş seçimi ile ilgili önerdiği kriterleri var, siz bunların içinde en önemlisini unuttunuz. Evlilik yani aile kurmak Peygamberimizin sözü ve uygulamasıyla tavsiye ediliyor. Yüce Allah bizlere huzur ve sükûn bulmamız için eşler yarattığını söylüyor. (Rûm, 21) Huzur ve sükûn bulabileceğimiz eşlerin kriterini de Peygamber Efendimiz veriyor: "Dünyanın hepsi meta, eşyadır. Dünyanın en hayırlı varlığı ise saliha bir kadındır." (Nesei, Nikâh, 15; Müslim, Rida’, 64) "Kadın dört özelliğinden dolayı nikâhlanır: Malı, asaleti, güzelliği ve dindarlığı; eli toprak olasıca (hayır bulasıca), durma dindarını bul." (Buhari, Nikâh,16)
Peygamberimizin kadın için saydığı bu özellikler erkeklere de dönüştürülebilir: Bir kadın içinde en hayırlı varlık salih bir eştir. Kadınlar bir erkeğin evlenme teklifini dört özelliğinden dolayı kabul edebilir: Yakışıklılığı, zenginliği, asaleti ve dindarlığı. Kadınların yapması gereken, dindar ve iyi huylu olanını kabul etmesidir. Niçin evlenilecek kişide aranacak özelliklerden en önemlisinin dindarlık, dindarlığın da içinde bulunması gereken iyi huy ve güzel ahlak olduğu konusu üzerinde biraz durmak gerekir. Soyluluk, zenginlik veya güzellik/yakışıklılık, kadın ve erkeğin birbirine yakınlaşmaları için kendiliğinden cazip özelliklerdir. Bu özellikler çoğu zaman bireyin iradi çabası olamadan kazanılır. Yani soyluluk ve güzellik kişinin kendi çabası ile kazandığı bir özellik değildir. Zenginliğin de büyük kısmı aile zenginliğinden gelir.
Bu özellikleri olan kişinin evliliği süresince eşine nasıl davranacağını, ailenin gelecekte karşılaşacağı olaylara nasıl tepki vereceğini anlamak kolay olmaz. Fakat dindarlık, iyi huy ve güzel ahlak, kişinin kendi kazanımıdır. Dolayısıyla bu kişinin neleri yapacağı veya yapmayacağını önceden tahmin etmek mümkündür. Çünkü onun davranışlarını yönlendiren inanç ve ilkeler bellidir. Haramdan ve yanlışlardan kendisini koruyan kişinin, eşinin ve çocuklarının aleyhine sonuçları olacak işlere girmesi ve aileyi kötü bir geleceğe sürüklemesi beklenmez. Dindar ve huyu güzel bir aday, evlilik kararını verirken karşı tarafa büyük güven verir. Atalarımızın da dediği gibi; “Kendi güzel olana doyulmuş, huyu güzele doyulmamış.”
Burada evlenilecek kişilerde aranacak bu özelliklerin (zengin, güzel/yakışıklı, asil ve dindar-iyi huylu) birbiriyle örtüşebileceği de göz ardı edilmemelidir. Bir insan hem zengin, hem güzel/yakışıklı, hem de dindar olabilir. Bu durumda karar vermek daha kolay olmaktadır. Peygamberimizin tavsiyesi, özellikle bu özelliklerin örtüşmediği hatta çeliştiği durumlarda büyük önem taşımaktadır.
Dindar insanların, dine kayıtsız güzel/yakışıklı veya zengin kişilerden uzak durmaları, onların çekici bu özelliklerine kapılmamaları, aile saadetleri bakımından son derece önemlidir. Çünkü zenginlik, elden gidebilir, güzellik de zamana karşı dayanıksızdır, ama dindarlık öyle değil. Atalarımız boşuna söylememiş; “Malına güvenme bir kıvılcım yeter, güzelliğine güvenme bir sivilce yeter.”
Bu yüzden aile kurmak, bir ömür boyu birlikte yaşamak isteyen kadın veya erkek, eşini seçerken önceliklerini iyi belirlemeli ve Peygamber Efendimizin tavsiyesini göz ardı etmemelidir. Aksi taktirde aile “bireyler için en sağlam bir kale” olmaz, maazallah en ufacık bir sarsıntıda yıkılacak bir kulübe olur.