* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Aile Kurumunu Yıkan Hususlar  (Okunma sayısı 174 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7241
Aile Kurumunu Yıkan Hususlar
« : Nisan 04, 2023, 08:05:01 ÖÖ »


Aile Kurumunu Yıkan Hususlar

Boşanmak ya da Boşanmaya Sürüklemek Çözüm Değildir

“De ki: Benim namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm hep âlemlerin Rabbi Allah içindir.(Enam, 162)”

Ayet-i kerimede ifade edildiği üzere, mü’minlerin hayatları ve ölümleri Allah için olduğuna göre evlilikleri de boşanmaları da Allah içindir ve ilahi rızaya uygun olmalıdır.

Nikah kıyılırken amaç Allah-u Teala’nın helal ettiği ve Resulullah’ın “kendi sünneti olarak” ifade ettiği bir beraberlik oluşturmaktır.

Bu beraberlikle kadın ve erkek bir araya gelerek Rabbimizin dilediği yönde bir dünya kurar. Hz. Adem (as) babamız ve Hz. Havva annemiz gibi sonraki neslin bir çekirdeğini oluşturur. Evlenmek sadece bir helalden istifade etmek değildir; aynı zamanda bir görev üstlenmektir. Bu görev, evlenen kişilere birbirlerine karşı,

Birbirlerinin akrabalarına karşı

Çevrelerine karşı

Ümmete karşı

İnsanlığa karşı bazı sorumluluklar yükler.

Evlilik nasıl Allah rızası için ve Allah’ın emirlerine uygun olmalıysa boşanmak da Allah rızası için ve Allah’ın emirlerine uygun olmalıdır.

Evlenmek normal bir durumdur; ayrılmak ise anormal… Boşanmak, bir dayanamama, üstlenilen vazifeyi sürdürememe, sorumluluklarını terk etme hâlidir. Ayrılmanın, bir haneyi yıkmanın kabul edilebilir nedenleri olmalıdır.

Ayrılma isteğinde bulunan kadın veya erkek,

Ben, bu evi niye yıkıyorum?

Ben, bu evi yıksam hangi noktada Allah-u Teala’nın rızasını kazanacağım, hangi sevaba ereceğim, hangi mükafatı kazanacağım?

Ben, bu haneyi dağıtırsam kime ne fayda dokunacak?

Ben, bu haneyi dağıtırsam kim ne zarar görecek?

Sorularına cevap aramalı, bulduğu cevapları gerekirse ehil insanlarla tartışmalıdır.

İslam, insanlığın yararını esas alır; bunun için evlenmeyi teşvik etmiştir. “Evlenin, çoğalın, zira Ben, kıyamet gününde sizin çokluğunuzla iftihar ederim.” diyor Resulullah (S. A. V.).

Evliliği sürdürme noktasında ise İslam orta yolu tercih eder; insanı çaresiz bırakmaz. Katolik Hıristiyanlığı gibi boşanmayı yasaklamaz. Ama Protestan Hıristiyanlık ve insanlığı köleleştirici Yahudiliğin koalisyonundan oluşan liberal düşünce gibi boşanmayı alelade bir yol haline de getirmez. Boşanmayı ancak zorunlu durumda başvurulan bir hâl olarak görür.

Bir Hadis-i Şerif’te Resullah (S. A. V.), “Allah u Teala katında helallerin en sevimsizi boşanmaktır” buyurmaktadır.

Boşanma isteğinde bulunan “Ben, neden bu en sevimsiz hâle düşüyorum” diye kendisine sormalı, bu sevimsiz hale sürüklenişte kendi payına düşeni mutlaka bulmalıdır.

Ne yazık ki her programın, adeta, Allah (cc) nasıl istiyorsa biz tersini yapalım niyetiyle düzenlendiği modern dünyada evlilik neredeyse gereksiz görülür. Bir aile kurmak, fertler için bir ayrıntı, bir yük, bir iş bilmezlik, bir sıkıntıya girme gibi tasvir edilir.

Zayıf yanlarından istifade edilerek kadınlar geç yaşta evliliğe ve evlenince de en basit sorunda boşanmaya teşvik edilir. Boşanmayı başarmak kadın için büyüklüğünü, hak sahibi olduğunu ispat olarak anlatılır. Kadına adeta “Boşanmayı başarırsan insansın” denir.

Kadınların boşanması için ücretsiz boşanma danışmanlığı hatları kurulur, kimi yerlerde ücretsiz hukuk servisi yapılır. Aile yapısını dağıtan kadın için cazip gelebilecek bir hayat inşa edilir.

Boşanmak, aşırı varlıklı ve sorumluluk duyguları zayıflamış toplumların bir alışkanlığıdır. Ama günümüzde hayatlar birbirine karıştırılıyor ve o azınlığın hayat tarzı toplumun bütün kesimlerine dayatılıyor.

Geçmişte kimi dönemlerde Müslümanlar arasında boşanma isteği kimi sorumsuz erkekler için bir alışkanlık iken, minberlerde bu tür erkeklerin tavrı kınanırken bugün boşanma isteği bir kadın alışkanlığı hâline geldi.

Üstelik geleneksel toplumlarda kadın, boşanma isteğini istisnalar dışında açıktan ifade etmiyor; sadece erkeğinin evliliği sürdürme kararlılığını zorluyor, onu usandırma, bıktırma yoluna gidiyor. Sonuçta ya erkek kadına mahkum oluyor, adeta esarete sürükleniyor ya da erkek, buna razı olmayıp boşanma isteğinde bulunuyor.

Şuursuz kadın, evliliği bitme noktasına geldiğinde “Ben, boşanmayı istemedim ki?” diyor. Çünkü ne yaptığının farkında değildir. Modern propagandanın te’siri altını girmiştir. O propagandanın onu gerçekten daha güçlü bir kadın, erkeğe hükmedebilen bir kadın yapacağını sanmaktadır. Oysa o propagandayı yapanların amacı evlilik kurumunu bitirmektir. Ona bilmeyerek tabi olan kadın, evlilik kurumunu bitirmek üzere programlanmış kadındır. Her seferinde “Ben ne yaptım ki?” derken haklılığını değil, şuursuzluğunu ispatlar.

Hem başka toplumlara özgü bir hayatı kocaya dayatacaksın, bize ait olmayan kalıpları getirip onu o kalıplara oturtmaya çalışacaksın hem de “Ben, hiçbir zaman ayrılığı istemedim” veya “Ben, bu aileyi dağıtmak için ne yaptım ki?” diyeceksin. Öğrenim düzeyi ne olursa olsun bu hâldeki kadın cehalet içindedir. Tutumlarının sonucunu düşünmeden davranmaktadır.

Doğru veya yanlış kararlarda kendisine tabi olan bir erkek…

Kendisine en üst düzeyde ekonomik koşullar hazırlamak için sürekli çalışan bir erkek…

Kendisi için anne babasına bakmayan bir erkek…

Kendisi uğruna akrabalık bağlarını koparmış bir erkek…

Bir tür satın alınmış bir erkek…

Kadın, bu istekte bulunurken farkında olarak veya farkında olmayarak yozlaşmış bir modernlik, çağdaşçılık peşindedir. Modern olma, çağdaş olma isteğindedir. Ama aynı kadına madem modern bir erkek istiyorsun, kocanın modern kocalar gibi savruk yaşamasını da ister misin, diye sorulsa muhtemelen irkilecek ve “Olur mu öyle şey?” diye tepki gösterecek; Müslüman erkek, Müslüman gibi yaşamalı, diyecektir.
İyi de kadın… Erkeğe hükmederken gavurca… Erkeğin hayat tarzına gelince Müslümanca…Bu nasıl çelişki?

Boşanma isteğinin pek çok istisna nedeni vardır. Bunlardan kimileri haklı gerekçelere de dayanmaktadır*. İstisnaları bir kenara bırakalım.

Erkeği boyun eğmeyle ayrılma isteği arasında bırakan kadın tutumunun çok önemli bir kısmı, “modern” ve aynı zamanda “çekirdek” aile programını benimsemeye dayanmaktadır. İslamî bir hayat tarzına tabi olan kadınlarla ilgili bir anket yapılacak olursa pek çoğunun evliliği kendileri ve eşleri için zorlaştıran tutumlarının altında “çekirdek aile” isteğinin yattığı görülecektir.**

Erkeğinden şikayetçi olan kadın, “Aslında kocamdan memnunum ama yakınları aramızı bozuyor” diyecek, farkında olmadan “akrabalık bağlarının bulunmadığı gayri İslamî bir topluma” duyduğu özeni ifade edecek.

Erkeğe de sorulduğunda erkek “Aslında memnunum ama anneme-babama bakmıyor; yakınlarımla olması gerektiği gibi ilgilenmiyor” diyecektir.
Sözler farklı kişilere ait olsa da aslında merkezde olan kadındır. Akrabalık bağını reddeden veya bu bağın getirdiği sorumluluğu taşınmaz bir yük olarak düşünen bir kadın…

Müslüman kadın… Hem bir İslam toplumu kurmaktan söz edecek hem de İslam toplumunun esası olan akrabalık bağına karşı savaşacak… Olacak şey mi?

Müslüman kadın… Hem Allah yolunda evlatlar yetiştirmekten dem vuracak hem de evladı anne-babasından koparacak… Mantığa sığar mı?

Müslüman kadın… Fedakârlıktan, Allah (cc) yolunda zahmete katlanmaktan söz edecek ama bizatihi kocasının kendilerine bakmakla sorumlu olduğu çoğu bir veya iki yaşlıya bakmayı ağır bir yük olarak görecek? Onlara bakmayı modern toplumlarda olduğu gibi bir tür kölelik diye anlatacaktır.

Müslüman kadın… Kötü toplumlarda insan, yaşlanınca huzur evlerine mahkum olur diye üzülecek ama kendi ihtiyarlarına huzur evlerine muhtaç olmaya sevk edecek bir hayatı dayatacaktır. Vicdana sığar mı?

Müslüman kadın… Salih ameli sadece Allah rızası için yapmaktan söz edecek. Ama yaşlı insanların yakınmalarını bile onlara hizmet etmemenin gerekçesi yapacak.

Müslüman kadın… İlahi emirlere uymaktan söz edecek. Ama kendisine bu noktalarda iyilik tavsiye eden, ilahi emirleri hatırlatan erkeğini “kendi duygularını sömürmekle” meşhur ifadeyle “dini kendisine karşı kullanmakla” suçlayacak.

Müslüman kadın… Kendisini mazlum sanırken farkında olmadan zalimin ta kendisi olacak…

Dehşet bir durum…

Müslüman kadın yeniden düşünmek hem de bin kez düşünmek zorundadır. Boşanmak çözüm değildir. Ama Müslüman erkeğin boşanmaktan kaçınmasını ona karşı bir silaha dönüştürmek hiç çözüm değildir. Müslüman erkeği, onurluca bir İslamî aile hayatından uzaklaşmaya zorlamak, gayri İslamî bir toplumun temellerini atmak için modernizmin bir kölesi, o propagandanın parasız bir neferi olarak çalışmaktır. Allah Allah deyip gayri İslâmi olan, İslam’a karşı oluşturulan yeni dünya düzenine hizmet etmektir.

Bunun sonu dünyada hüsran, ahirette hüsrandır; cehennem ateşidir.

Göz göre göre cehenneme yakıt taşımak… Cehenneme yakıt olmak…

Allah (cc) muhafaza buyursun…

*Müslüman kadın, kendisine gayri İslamî bir hayatı dayatan erkeğe sadece evliliği sürdürme adına tabi olamaz. Erkek, ondan Allah’ın emirlerine isyan etmeyi istiyorsa, çocuklarını gayri İslamî yetiştirmeye zorluyorsa Müslüman kadın buna direnmek durumundadır. Bunun uğruna boşanmayı göze almak durumundadır. Erkek, Allah’a isyanıyla kadın için ve çocuklar için bir yük olmuşsa Müslüman kadın bu yükten kurtulmayı bilmelidir.

Bu konuda örfü fazlasıyla önemsemek de çok doğru değildir.

**“Çekirdek aile” denen modern zaman ailesi, Müslümanlar arasında neredeyse “istenen aile”, “ideal aile” gibi algılanmak üzeredir. İslam’ın harem-selam ile ilgili hükümlerinin yanlış yorumlanmasının da yol açtığı bu algı, Müslümanları farkında olmadan modern aileye benzetmektedir.

İslam’ın harem-selam hükümleri ile akrabalık bağlarını koparma arasında ince bir çizgi vardır. Ancak bu çizgi korunduğunda harem-selam hem mesut aileler oluşturur hem de akrabalık bağları kopmaz. “Bir karı-bir koca mutlu olur gideriz” tutumu bencilce bir tutumdur. Hiçbir bencillik, gerçek bir saadet sağlamaz.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]