* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Çocuğumu Tanıyormuyum  (Okunma sayısı 212 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı türkiyem

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 2153
Çocuğumu Tanıyormuyum
« : Ocak 24, 2023, 03:01:46 ÖS »
Çocuğumu Tanıyormuyum

"Çocuğumu nasıl büyütmeliyim?”, “Onu nasıl/nereye yönlendirmeliyim?”, “Anne babası olarak onu yetiştirirken nelere dikkat etmeliyim?”

Ebeveynlerin kafasında bu ve buna benzer, cevabını nereden bulacaklarını bilmedikleri onlarca soru vardır ve bunlara yanıt ararken gözden kaçırdıkları nokta, bu soruların tek bir doğru cevabının olmadığıdır. Çünkü her çocuk farklıdır ve dünyaya beraber gelmiş olan ikiz çocukları yetiştirirken bile aynı yöntemleri kullanmak işe yaramayabilir. Bu sebeple çocuk yetiştirmede en önemli aşamalardan bir tanesi çocuğu tanımaktır. Çocuğu tanımak demek, onun içinde bulunduğu gelişim döneminin özelliklerini bilmek, bireysel farklılıklarının bilincinde olmak, ilgi, yetenek ve becerilerini fark etmek demektir. Peki, bunlar ne anlama gelir?

Gelişim Dönemlerinin Özelliklerine Hâkim Olmak

Gelişim dönemlerini sınıflamak gerekirse; bebeklik, çocukluk, ergenlik, yetişkinlik ve yaşlılık olmak üzere beş dönemden bahsedilebilir. Anne babalar, özellikle ergenlik dönemine kadar çocuklarının hayatında kritik bir yere sahiplerdir. Bu dönemden itibaren yetişkinliğe doğru adım atmaya başlayan gençler, kendi ayakları üzerinde durmaya, ailelerinden bağımsız bir hayat yaşamaya ve kendi yollarını çizmeye adım atar; kısacası anne babalarının katkılarıyla oluşturulmuş olan temele bir bina inşa etmeye başlarlar. Hiç kuşku yoktur ki atılan temel ne kadar sağlamsa üzerine inşa edilecek bina da o kadar sağlam olacaktır. İşte çocuğu tanımak, bu temeli sağlam atmanın ön şartlarından birisidir.

Çocukları tanımanın ilk basamağı, onların içinde bulundukları gelişim döneminin özelliklerini bilmektir. Çocuklar büyüdükçe ihtiyaçları, özellikleri, becerileri, beklentileri değişir. Bunu takip etmek ve bu değişikliklere ayak uydurup esneyebilmek önemlidir.

Toprağa yeni ekilmiş bir meyve ağacı tohumunu düşününüz. Bu tohumun büyüyüp ürün vermeye hazır bir ağaç hâline gelmesi için çiftçinin ağacın gelişim sürecindeki farklılıklara ayak uydurması gerekir. Mesela henüz küçük bir fidanken ona verdiği su miktarı ile meyve veren koca bir ağaca dönüştüğünde verdiği miktar birbirinden farklı olmalıdır.

Ağacın sağlıklı büyüyebilmesi için çiftçinin bunu gözetmesi gerekir. Büyümemiş bir fidandan meyve vermesini beklemek ağaca haksızlıktır. Bilinçli bir çiftçi, yetiştirdiği ağacın gelişim seyrine hâkim olduğundan bu farkındalığa sahiptir. Dolayısıyla fidanken meyve vermeyen bir ağacı suçladığına rastlanmaz. Tıpkı bunun gibi anne babaların da çocuklarının normal bir gelişim göstermelerini desteklemeleri için onların gelişim seyrine hâkim olmaları şarttır.

Peki, gelişim dönemi özelliklerine hâkim olmak anne babalara ne gibi katkılar sağlar?

• Gelişim dönemlerinin özelliklerine hâkim olan ebeveynler, çocuklarında gözlemledikleri davranışlarda normal-anormal ayrımını kolaylıkla yapabilirler. Bu sayede anne babalar çocuğun içinde bulunduğu yaş dönemi için gayet olağan bir davranışı saygısızlık olarak algılamaz ve hangi davranışa müdahale etmeleri, hangisine bir süre daha sabretmeleri gerektiğine karar verebilirler. Bu da “Benim inadıma yapıyor.”, “Beni sinir etmek için yapıyor.”, “Bilerek yapıyor.” gibi düşünceler sebebiyle anne babalarla çocukların sürekli karşı karşıya gelmelerini engeller.

• Gelişim dönemlerinin özelliklerine hâkim olmak çocuğun gelişimi ile ilgili bir sorun olup olmadığını zamanında fark etmeye yardımcı olur. Bu sayede içinde bulunduğu gelişim döneminin beklentilerini yerine getiremeyen çocuk için bir uzmandan yardım alınabilir.

• Gelişim dönemlerinin özelliklerine hâkim olan ebeveynler çocuklarının ihtiyaçlarının farkındadır. Bu sayede çocuklarının ihtiyaçlarını zamanında karşılayarak onlara uygun bir ortam sunabilir, çocuklarıyla sağlıklı bir iletişim kurabilir ve ortaya çıkması muhtemel bazı problemleri önceden engellemiş olurlar.

• Gelişim dönemlerinin özelliklerine hâkim olan ebeveynlerin çocuklarından beklentileri makul ve gerçekçi olur. Bu sayede anne babalar yüksek beklentiler içine girdikleri için hayal kırıklığına uğramaz ve çocuklarını da yıpratmazlar.

Bireysel Farklılıkların Bilincinde Olmak

Her gelişim döneminin görevleri sabittir. Bunlar değişmez. Fakat her çocuk bu görevleri yerine getirebilecek olgunluğa farklı zamanda erişebilir. Örneğin bir çocuğun 12-18 aylar arasında yürümesi beklenir. Fakat her çocuk bu beceriyi farklı zamanda kazanabilir.

Kimisi on beş aylık yürürken kimininki on sekizinci ayı bulur. Kimisi ise daha on ikinci ayı dahi görmeden yürümeye başlar. Bu tarz durumlarda ebeveynlerin gözden kaçırmaması gereken nokta çocuklardaki bireysel farklılıklardır. Her çocuk biriciktir ve gelişimi kendine özeldir.

Psikoloji literatüründe en sevdiğim kavramlardan bir tanesi “hazırbulunuşluk”tur. Bu kavram, bireyin bir davranışı sergilemek için gerekli donanıma sahip olması, bir davranışı sergileyebilecek olgunluğa erişmesi anlamına gelir. Anne babaların da çocuklarının bir davranışı/beceriyi sergileyebilmeleri için gerekli olan olgunluğa erişmelerini sabırla beklemeleri gerekir. Fakat ne yazık ki çoğu ebeveyn bu konuda aceleci davranarak çocuklarını başkaları ile karşılaştırır ve ne yazık ki bu acelecilikleri ile çocuklarına geride kaldıklarını ve beceriksiz olduklarını hissettirir.

Çiftçiler ürünlerinin olgunlaşmasını nasıl sabırla bekliyorsa ebeveynler de çocuklarını yetiştirirken aynı sabrı göstermelidir. “Çocuğum neden şunu yapamıyor?”, “Kardeşi bu yaştayken bunu becerirdi, bunda eksik olan ne?” diye telaşlanarak kendi hayatlarını da çocuklarının hayatlarını da zorlaştırmamalı, çocuklarında bir eksiklik, bir zekâ problemi olduğunu düşünmemelidirler. Çocukları sadece hazır değildir. Hepsi bu kadar! Henüz o konu ile ilgili yeterli olgunluğa erişmemiştirler. Çünkü herkes için doğru zaman başkadır.

Bireysel farklılıklar çocuk gelişiminde gözden kaçırıldığı için ortalık telaşlı anne babalardan ve kendinde eksik bir şey olduğunu düşünen mutsuz çocuklardan geçilmez.

Bu sebeple ebeveynlerin her çocuğun biricik ve farklı olduğunu, gelişim seyrinin de kendine has olduğunu unutmaması ve çocuğa karşı yaklaşımlarını belirlerken bunu dikkate almaları önemlidir. Bu konuda önümüzdeki en güzel örneklerden bir tanesi Peygamber Efendimizdir. O, karşısındaki insanı tanıyıp onun anlayabileceği kadar ve o kişiye uygun şekilde konuşarak dini tebliğ etmiş ve farklılıklara karşı gösterdiği bu hassasiyet sayesinde farklı düzeydeki topluluk ve kişilere ulaşabilmiştir.

Bu konudan bahsederken bir yanlış anlamaya mahal oluşturmamak için şunu söylemek faydalı olacaktır. Bireysel farklılıkları gözetmeden önce, ilk maddede bahsedilen gelişim dönemi özelliklerine ayrıntıları ile hâkim olmak şarttır. Gelişim dönemi özelliklerine hakim olmadan bireysel farklılıkları göz önünde bulundurmak bazı riskler doğurabilir. Bir çocuk 22 aylık olmuş ama yürümeye dair herhangi bir girişimde bulunmamışsa bir anne babanın “Olsun canım, çocuklar birbirinden farklıdır, elbet bizimki de hazır olunca yürür.”

demesi doğru değildir. 18 ayını dolduran çocuk yürümeye başlamadıysa, emeklemiyorsa, bir eşyaya tutunup ayağa kalkmıyorsa, bacakları ile itme hareketi yapmıyorsa aksilik olduğunu düşünüp bir uzmandan yardım almak gerekir. Aynı şey farklı konular ve dönemler için de geçerlidir. Örneğin ergenlik dönemi fiziksel, duygusal ve psikolojik anlamda bazı değişimleri beraberinde getirir ve bunların her çocukta yansıması farklı olur. Fakat geç ergenlik olarak tanımlanan yirmili yaşlarda bir genç artık duygusal anlamda bir dengeye kavuşmamış, bir kimlik duygusu geliştirememiş, yetişkin sorumlulukları almaya başlamamışsa yolunda gitmeyen bazı şeyler var demektir ve gencin yardıma ihtiyacı olabilir. Bu sebeple önce gelişim dönemi özelliklerine hâkim olmak, ardından bireysel farklılıkları gözetmek gerekir.

İlgi, Yetenek ve Becerileri Fark Etmek

Her çocuk dünyaya farklı ilgi ve yeteneklerle donatılmış olarak rengârenk gelir. Anne babaların, çocuklarının ilgi, yetenek ve becerilerini fark etmeleri; çocuklarına nasıl bir ortam sağlayacaklarını tespit etmeleri, onu nasıl yönlendireceklerine karar verebilmeleri ve onun renklerini koruyabilmeleri açısından önemlidir. Ne yazık ki günümüzde bazı ebeveynler çocuklarının ilgi ve yeteneklerini fark edemezler. Bazıları ise çocuklarının ilgi ve yeteneklerini dikkate almadan onları kendi istedikleri veya içinde bulundukları zamanda kabul gören alanlara yönlendirirler.

Bir çocuğu ilgi ve yeteneklerini görmezden gelerek farklı bir alana yönlenmesi için zorlamak da tıpkı bir mutfak robotu ile evi süpürmeye çalışmaya benzer. Bu durumda hem evi temizlemek mümkün olmaz hem de mutfak robotu asıl yardım sağlayacağı alanda kullanılmadığı için heba edilmiş olur. Çocuklarda da durum bu şekildedir.

Çocuğun ilgi, yetenek ve becerisi ne alandaysa onu orada desteklemek önemlidir. Yine Hz. Peygamber’in (s.a.s.) uygulamaları bu konuda önümüze ışık tutar. O, ashabından kimilerini öğretmen olarak görevlendirirken kimilerine tebliğ görevi vermiştir. İnşaat işlerinde istişare ettiği kişi ile savaş zamanlarında istişare ettiği kişiler birbirinden farklı olmuştur. Kısacası Peygamber Efendimiz kimin hangi alanda ne yeteneği varsa onu o alanda değerlendirmiştir. Çünkü kişi ancak becerisi/yeteneği/ilgisi olan alanda ona yol açılırsa parıldar. Mimar Sinan gibi bir dehanın tıp mesleğine, Itri gibi bir ustanın müzik yerine mühendisliğe zorlanması bir cevherin göz göre göre yok edilmesidir. Bu sebeple çocukları özenle gözlemlemek ve sahip oldukları yetenekleri, becerileri küçümsemeyip onları güçlü oldukları alanlarda desteklemek gerekir. Fakat ne yazık ki günümüzde müziğe yeteneği olan bir çocuk sporda becerikli olmadığı için yargılanır. Çok iyi hitabet ve yazma yeteneği olan çocuk neden matematikten anlamıyor diye eleştirilir. Unutmamak gerekir ki olmayana odaklanmak olanı da zayi eder.

Seher Coşkun

Psikolojik Danışman

RADYO  FANİDUNYA FM.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]