* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: ÇOCUKLARA ADALETLE DAVRANMAK  (Okunma sayısı 353 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
ÇOCUKLARA ADALETLE DAVRANMAK
« : Mayıs 10, 2018, 11:59:19 ÖÖ »
ÇOCUKLARA ADALETLE DAVRANMAK

Evlat bir nimet, emanet ve imtihandır. Dünya hayatının süsüdür, ziynetidir, dünya ağacının meyvesidir çocuklarımız. Bugünün küçüğü, yarının büyüğüdür. Çocuk dünyaya geldiği andan itibaren müstakil bir bireydir. Onlara; doğru muamele edilmeli, sevgi, saygı, iman duyguları verilmeli; onların özgüven kazanmalarını temine çalışmalıdır.

Anne-babanın çocuklarına karşı başlıca görevlerinden biri de aralarında herhangi bir ayrım yapmaksızın onlara karşı eşit muamelede bulunmaktır. Böyle bir davranış, onların görevi olduğu kadar çocuğun da tabii hakkıdır. Çocukların kız-erkek, büyük-küçük olması sonucu değiştirmez.

Hz. Peygamber, hediyeleşmenin sevgiye (Mâlik, Muvatta’, Hüsnü'l-Huluk, 16.) ve kişinin içindeki kin ve nefretin ortadan kalkmasına vesile olacağını ifade buyurmuştur. (Tirmizî, Velâ’, 6.) Hediyeleşmenin de gayet tabii olarak öncelikle anne ve baba ile çocukları arasında olması beklenir. Ancak, gayesi sevgi ve kaynaşmayı sağlayıp kin ve nefreti gidermek olan bağış, çocuklar arasında birini ötekine üstün tutarak yapıldığında sevgi ve kaynaşmayı ortadan kaldırıp kin nefret ve husumetin doğmasına yol açmaktadır. Hz. Peygamber; bir hadîs-i şeriflerinde: “Bir öpücükle bile olsa çocuklarınız arasında ayrımcılık yapmayın.” (Abdurrazzak, el-Musannef, Beyrut, 1970-72, IX, 99-100, nr.16501.) buyurarak dikkatlerimizi bu hassas noktaya çekmektedir. Anne ve baba yalnız hediyeleşmede değil, çocuklara gösterilen sevgi, şefkat ve ilgide de adaletli olmaya çalışmalıdır. Ancak burada söz konusu olan, insanın iradesini aşan duygular değil, dışa yansıyan her türlü davranışta eşitliktir. Anne ve baba, bazı çocuklarına karşı ellerinde olmayarak daha çok sevgi besleyebilirler. Gerçek şu ki, mirasçılara vasiyetin yasaklanmasının temelinde de yakın akraba arasında ayrım yapmayı engelleme, mal dağılım ve bölüşümü nedeniyle aralarında huzursuzluk meydana gelmesini önleme düşüncesi yatmaktadır. Öteden beri ba-zı ailelerin, çeşitli nedenlerle çocuklarından bazısına farklı muamelede bulundukları bilinen bir gerçektir. Bu durum bazen sevgide bazen mal bağışında bazen de her ikisinde kendini göstermektedir. Kuşkusuz bunda, çocuklardan birinin anne ve babasına karşı diğer kardeşlerine oranla daha çok hürmet gösterip iyi davranması, ailenin işlerini yürütmesi, hasta veya özürlü olması, kız ya da erkek olması gibi hususlar rol oynamaktadır. Bu farklı muamele kardeşler arasında kin, nefret ve husumetin doğmasına, kendisine farklı davranıldığına inanan çocuklar nezdinde de anne ve babanın saygınlığını yitirmesine yol açmakta ve böylece toplumun temel taşı konumundaki aile kurumunun sarsılmasına sebebiyet vermektedir. Kur'an-ı Kerim; Hz. Yusuf ile kardeşleri arasında cereyan eden olaylara yer vermek suretiyle anne-babanın, gönlünde olanları dışa yansıtıp çocuklar arasında ayrım yaparak birini diğerine üstün tutmasının yol açabileceği felaketin boyutlarını gözlerimiz önüne sermektedir. Ve kardeşlerinin, Yusuf ve Bünyamin'i babalarının kendilerinden daha çok sevdiğini düşünerek Hz. Yusuf'u ortadan kaldıracak bir planı hazırlayıp yürürlüğe koyduklarını anlatmaktadır.

Kişi sağlığında kendi malında istediği şekilde tasarruf etme hak ve hürriyetine sahiptir. Hukuken, malının bir kısmını veya tamamını yabancı birisine verebileceği gibi çocuklarından birisine veya bazılarına da verebilir. Bu tasarrufu hukuken geçerlidir. Ancak hükmü konusunda İslam âlimleri arasında farklı görüşler vardır. Konu hakkındaki tartışmalar ilgili hadisin farklı anlaşılmasına ve farklı yorumlanmasına dayanır. Hz. Peygamber (s.a.s.); malının bir bölümünü bir oğluna vermek isteyip kendisini şahit tutmak isteyen Numan b. Beşir adındaki sahabeye, diğer çocuklarına da mal verip vermediğini sormuş. Vermediğini öğrenince ona şahit olmamış, başkasını şahit tutmasını istemiş. -Hadisin farklı rivayetlerine göre- “Onu geri al.”, “Çocukların arasında âdil davran.”, “Zulmüne beni şahit tutma.” gibi ifadelerle Numan’ı reddetmiştir. (Buhârî, Hibe, 12.) Hanefî, Şafiî ve Malikîlerdeki güçlü görüşe göre, babanın hayatında iken çocuklarına mal vermesi durumunda eşit davranması müstehap, ayrım yapması mekruhtur. (Kâsânî, Bedâi, VI, 127; İbn Nüceym, el-Bahr, VII, 288.) Ahmet b. Hanbel’in, bazı Malikîlerden, Hanefîlerden ve Ebu Yusuf’tan gelen bir rivayetine göre ise; babanın mal verirken evlatları arasında eşit davranması vacip (farz), ayrım yapması haramdır. (İbn Kudâme, el-Muğnî, VI, 256-257; İbn Cüzey, el-Kavânîn, 546.) İster farz olsun ister müstehap, babanın mal verirken çocukları arasında eşit davranması, dinin ruhuna daha uygundur. Ayrıca çocuklar arasında ayrım yapmak; onların hem anne-babalarına hem de birbirlerine karşı buğzetmelerine, aralarına soğukluk hatta düşmanlık girmesine sebep olur. Bu yüzden mal verirken çocuklar arasında eşit davranılmalı, aralarında ayrım yapılmamalıdır. Hanefî âlimleri, evlatlardan bir kısmı çalışamayıp, ilimle meşgul olursa veya daha muttakî ya da çalışamayacak derecede hasta ise diğerlerine tercih etmekte herhangi bir sakınca olmadığını söylemektedirler. (Şeyhîzâde, Mecme’u’l-enhur, II, 610.)

Buna göre; babanın, kardeşlerden bazılarının zihnen veya bedenen engelli olması ya da diğer kardeşlerine nazaran daha çok yardıma muhtaç olması gibi haklı bir gerekçe olmadan çocuklarından bir kısmını malından faydalandırıp diğer bir kısmını da faydalandırmaması uygun değildir. Uygun olan, eşitliği gözetmektir. Haklı bir gerekçesi varsa, çocukları arasında kırgınlık ve husumet olmaması için bunu diğer çocuklarına anlatması da gereklidir. Bir ebeveynin bir evladına daha fazla mal veya bağışta bulunması hâlinde ise bu durum diğer evlatlar için anne-babaya tavır almaya, onlara itaatsizliğe bir mazeret teşkil etmemelidir.

Ailede anne-baba kendi sorumluluklarını, çocuklar da kendi sorumluluklarını bilerek, ailevi yaşantılarını bir Müslüman’a yakışır şekilde düzenleyip sürdürmek mecburiyetindedirler. Ebeveynin çocuklara karşı tutum ve davranışlarında ideal olan ve istenilen; hak, adalet ve eşit muameleden ayrılmamaktır.

DR. BAHATTİN AKBAŞ.

 


* BENZER KONULAR

Kul Olalım Gönderen: webtasarim
[Bugün, 08:22:50 ÖS]


Zenginlikte Bir İmtihandır Gönderen: webtasarim
[Bugün, 08:16:33 ÖS]


İnananların yurdu Cennet Gönderen: webtasarim
[Bugün, 08:12:29 ÖS]


Zâhid Âlim Âbi Hz. ÖMER Gönderen: webtasarim
[Bugün, 08:06:34 ÖS]


Birlikte Rahmet Vardır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:36:14 ÖÖ]


İslam'ı Yaşamak Kolaydır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:31:24 ÖÖ]


Kur’an Kainatı Okumayı Emreder Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:25:55 ÖÖ]


Nasıl Oluyor Da Okumuyoruz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:15:22 ÖÖ]


İnsanların En Fazîletlisi Allah Yolunda Cihâd Edendir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:08:43 ÖÖ]


İslam Düşmanlığı Kronik Bir Hastalıktır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:59:24 ÖÖ]


Sami Savni Ozer - En Güzel Tasavvuf Musikisi 1 - 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:30:46 ÖS]


Müezzin - 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:22:22 ÖS]


Salih Ergül - Gönlümüzdeki İlahiler 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:12:16 ÖS]


Abdulkadir Şehitoğlu - Ilahi Esintiler 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:04:15 ÖS]


Abdul Kadir Şehitoğlu - İlahilerle Ezan-ı Muhammediler 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:57:19 ÖS]


Nebevî Dâvet Allah’a İbadet Edin, Tağuta - Şeytana Kulluktan Kaçının’ Gönderen: türkiyem
[Dün, 04:24:27 ÖS]


Oruç İbâdetinin Hikmeti ve Takvâ İle Münâsebeti Gönderen: türkiyem
[Dün, 04:16:16 ÖS]


Müslümanların Yeryüzünde İktidar Olmaları Allah’ın Va’dindendir Gönderen: türkiyem
[Dün, 04:05:24 ÖS]


Tevhîd Mesajı ve İslâmî Kimlik Gönderen: türkiyem
[Dün, 03:53:36 ÖS]


Ailelerimize Karşı Sorumluyuz Gönderen: türkiyem
[Dün, 03:39:31 ÖS]