ÇOCUKLARDA “ALLAH KORKUSU” NASIL OLUŞUR?
Korkutarak anlatıyoruz çocuklara Allah'ı; ama O'nu sevmesini istiyoruz. Arpa
ekiyoruz¸ buğday biçmek istiyoruz. Korku ekiyoruz; fakat sevgi biçmek istiyoruz. En
kötüsü de bunu Allah adına yapıyoruz. Ne kadar çelişki¸ değil mi?
İnsanoğlu¸ yaradılışı gereği¸ korkunun kendisini doğuştan getirir. Korku¸ canlıyı uyaran ve kendini savunmasını sağlayan yararlı bir mekanizmadır. Çocuklarda rastlanılan korkuların yaklaşık %90'ı hatalı ve yanlış eğitimden kaynaklanmaktadır.
Korkunun içeriği kişiden kişiye ve toplumdan topluma değişmektedir. Ancak nelerden nasıl korkulacağını onlara verilen eğitimle öğrenmektedirler. Bazı toplumlarda insanlar yılanlarla iç içe yaşarken¸ bizim toplumuzda yılanla yaşamak büyük cesaret istemektedir.
Çocukların korkuları; yaşlarına¸ seviyelerine ve bulundukları sosyal çevrelere göre değişmektedir.
Bebekler; refleks olarak şiddetli seslerden korkarken¸ 2-3 yaşlarındaki çocuklar daha çok anneden ayrılma¸ aşırı gürültü¸ saç kestirme¸ banyo yapma gibi şeylerden korkarlar.
Okul öncesi dönemdeki çocuklar; köpek¸ fare¸ yılan gibi hayvanlardan¸ karanlıktan ve yalnızlık gibi özelleştirilmiş şeylerden korkarlar.
Okul çağı çocukları ise daha çok cin¸ şeytan¸ peri gibi görünmeyen hayalî şeylerle birlikte yıldırım¸ şimşek gibi ani ve şiddetli seslerden korkarlar. Bu çağdaki çocuklar; korku filmlerinden¸ korkutucu hikâyelerden¸ arkadaşlarının ve çevrelerindeki büyüklerin anlattıkları korkunç şeylerden diğerlerine göre daha fazla etkilenmektedirler.
Ergenlik çağı çocuklarının (özellikle de kızların)¸ merak ve hayal kurma özelliklerinden dolayı¸ korkuları diğer evrelere göre daha abartılıdır. Buna akran grubu ve çev-relerinden duydukları da eklenince¸ korkuları işin içinden çıkılmaz hale getirir.
Çocukların içinde bulunduğu aile ortamı ve sosyal çevrenin değerleri çocukların korkularının kaynağını oluşturacağından¸ çocuklar küçükken nelerle korkutulurlarsa büyüdükleri zaman da onlardan korkacaklardır.
"Allah¸ sizi annelerinizin karnından bir şey bilmez halde çıkarmıştır."1
"Her doğan çocuk fıtrat üzere doğar."2
Gazali¸ çocuğun kalbini: "Tertemiz¸ bomboş¸ saf¸ her şeyi almaya kabiliyetli ve yöneltildiği her şeyi yapmaya meyilli." olarak ifade etmiştir.
Taşköprülüzade ise çocuğun kalbi için: "Henüz şekil almamış¸ cilalanmamış demire benzer." demektedir.
Çocuklarda doğuştan Allah korkusu olmadığına göre¸ anne babalar; çocuklara verilecek Allah kavramını korku faktörü olarak kullanmamalıdırlar. Allah kavramı soyut bir kavram olduğundan çocuklar bunu anlamakta ve tasavvur etmekte zorluk çekeceklerdir. Hakkında hiçbir fikre sahip olmadıkları¸ tasavvur etmekte zorlandıkları konu korku yoluyla telkin edilirse ondan iyice korkacaklardır. Buna bir de çocuğun olumsuz davranışlarını disipline etmek için söylenen "Allah cehennemde yakar!"¸ "Allah taş eder!"¸ "Allah çarpar!" gibi ifadeler eklenirse çocukların korkuları daha da artacaktır.
Korkutarak anlatıyoruz çocuklara Allah'ı; ama O'nu sevmesini istiyoruz. Arpa ekiyoruz¸ buğday biçmek istiyoruz. Korku ekiyoruz; fakat sevgi biçmek istiyoruz. En kötüsü de bunu Allah adına yapıyoruz. Ne kadar çelişki¸ değil mi?
Çocuklardan Allahu Teâlâ'yı sevmele-rini istiyoruz; fakat çocuğa verdiğimiz eğitim şekli sevgi yerine korku. Allah'ı¸ kitabını¸ dinini¸ peygamberini¸ vatanını¸ milletini sevdirmek istiyoruz; fakat tutulan yol korku yolu. Korku yolunun sonunda ferahlık ve sevgi yoktur.