* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Çocukluk çağı Travmalarının Aile Üzerindeki Etkisi  (Okunma sayısı 75 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 8176


Çocukluk çağı Travmalarının Aile Üzerindeki Etkisi

Çocukluk çağı travmaları, bireylerin erken çocukluk evresi olan 18 yaşından önce yaşadığı sosyal, cinsel, fiziksel, duygusal istismar ve ihmal olarak tanımlanabilir. İnsan yaşamını uzun süreli derinden etkileyen, bireyi zorlayıcı deneyimlerdir. Çocukların temel yaşam haklarını engelleyen; duygusal, sosyal ve fiziksel bütünlüğünü tehdit eden olaylar bütünüdür. Travmalar çocukluk döneminde daha örseleyici etkiye sahip olabilmektedir. Erken çocukluk dönemi bireyin duygusal yaşamının, kişiliğinin, insan ilişkilerinin temelinin atıldığı evredir. Bu denli önemli bir süreçte yaşanılan travmatik deneyimler bireyin yaşamında derin izler bırakır. Travmalar tedavi edilmediğinde bireyin yaşamının pek çok farklı alanlarını etkileyebilir ve bu etkilerin yetişkinlik döneminde de yansımaları sürebilir.

Çocuklara erken dönemde travma yaşatan bireyler ne yazık ki ekseriyetle onların en yakınındakiler; bakım verenleri, aileleri, akrabaları, eş ve dostlarıdır. Bireylerin anne/baba olmaya karar vermeden önce kendi terapötik süreçlerini tamamlamaları çok önemlidir. Psikolojik sağlamlıkları yeterince iyi olmayan kişilerin anne baba olduklarında hem eş ilişkileri hem de anne baba rolleri olumsuz etkilenecektir.

Yetişkinlik döneminde kişiliğimizi belirleyen şemalarımız erken çocukluk döneminde oluşur. Erken çocukluk dönemi çocuğun anne babası ve bakım vereni ile geçirdiği süreçlerde belirlenir. Anne baba veya bakım veren kişinin psikolojik sağlamlığı şemalarımızın sağlıklı veya sağlıksız olmasını belirler. Şemalarımızın etkisi kendimizle, insanlarla ve karşı cinsle olan olan ilişkilerimizi belirler. Yetişkin patolojileri incelendiğinde anne baba veya bakım verenlerin patolojilerinin etkisi ortaya çıkmaktadır.

Çocukluk Travmaları Nelerdir?

Travma denilince pek çok kişi için çok ağır durumlar akla gelmektedir. Ancak travma sadece cinsel istismar veya şiddete maruz kalmak demek değildir. Çocuğun yaşadığı, onda derin izler bırakan yıpratıcı deneyimler de uzun vadede etkisi olabilecek travma nedenleri olabilmektedir.
- Duygusal şiddet ve ihmal

- Psikolojik ve fizyolojik şiddet

- Eleştirilmek, aşağılanmak, kıyaslanmak

- Akran zorbalığı

- Haksızlıklara maruz kalmak, başkalarının hataları için suçlanmak (arkadaş, kardeş vb.)

- Değersizlik, görülmemek, yok sayılmak

- Anne/baba kaybı, iş nedeniyle anne veya babadan uzun yıllar ayrı kalmak

- Anne-baba boşanması

- Tutarsız anne baba tutumlarına maruz kalmak

- Alkol, madde, kumar bağımlısı ebeveyn ile büyümek

- Aile tarafından yetersiz bakım, ihmal edilmek

- Psikiyatrik hasta olup tedavi olmayan ebeveyn ile büyümek

- Cinsel istismar

- Göç olgusu

- Doğal afetler (deprem, sel, yangın vb.)

Travmaların Etkileri

Çocukluk çağı travmalarının insan yaşamı üzerinde uzun vadeli pek çok olumsuz etkisi vardır. Travmaya maruz kalan çocuk, yaşamının ilk yıllarından itibaren yaşadığı olayın kendisi üzerindeki etkisini hisseder. Çocuğun maruz kaldığı olumsuz deneyimlerin etkisi, kişiye ve yaşadığı olayın şiddetine göre farklı dışa vurumlar şeklinde ortaya çıkabilir. Yapılan araştırmalarda çocukların maruz kaldığı çocukluk çağı ruhsal travmaları ile çiftler arası uyum, aile içi iletişim becerileri ve çocuk yetiştirme tutumları arasında anlamlı bir ilişki ortaya konulmuştur.

Erken çocukluk döneminde travmaya maruz kalan bireyler yetişkinliklerinde kendi patolojilerinin etkisiyle iletişimde sorunlar yaşayabilmektedir.

Bu durum onların aile içerisinde de sorun yaşamalarına sebebiyet vermektedir. Klinik deneyimlerde gözlemlediğimiz aile içi çatışmaların alt dinamiğinde taraflardan biri veya ikisinin çocukluk çağı travmalarına maruz kaldıklarının ve problemin çözülmemiş olmasının bir uzantısı olduğu ortaya çıkmaktadır. Böyle bir durumda çift terapisine ara verilerek bireysel terapi destekleri ile öncelikle travmaların çözümü üzerinde durulmaktadır. Bireyin kendi patolojisi eşlik ve ebeveynlik rolüne doğrudan etki etmektedir. Yetişkin olunduğunda ilişki ve ebeveynlik yolcuğundan önce her bireyin sağlıklı bir ruh hâline gelebilmek için farkındalığını artırması ve gerektiğinde destek alması, eşler arası sağlıklı iletişimin ve sağlıklı çocuklar yetiştirmenin birinci koşulu olmaktadır.

Psikiyatrik rahatsızlıkların temel kaynağına inildiğinde uzmanlar öncelikle çocukluğa vurgu yaparlar. Kişinin erken çocukluk ve genç yetişkinlikte neler yaşadığını ele alırlar. Detaylı anamnez alımında anne baba ve bakım veren hakkında detaylı sorular sorulur. Doğduğun ve büyüdüğün ev, ordaki dinamikler senin gelecekteki kişiliğinin temellerinin atıldığı yerdir. Örneğin, anne veya babasından birinde kaygı bozukluğu veya obsesif kompulsif bozukluk varsa çocuk özdeşim modeli olarak benzer semptomları gösterebilmektedir.

Ailesi tarafından ihmal edilerek büyüyen çocuğun değersizlik, terk edilme şemasının yüksek olması; sürekli eleştirilen, yargılanan, başkalarıyla kıyaslanan çocuğun öz güven eksikliği yaşaması, başarısızlık duygusunun yüksek olması; aile içi şiddete maruz kalan, tanıklık eden kişinin öfke kontrolü problemi olması; cinsel tacize uğrayan kişinin ilişkilerde güvensizlik, erkeklere karşı öfke duygusu hissetmesi, cinsel problemler yaşaması, içe kapanması tesadüf değildir. Travma mağduru bireyler terapötik süreçlerden geçmediği sürece sağlıklı evlilik sürdürmekte zorlanmaktadır.

Çocukluk çağı travmalarının uzman desteği ile çözümlenmesi durumunda çocuğun ileriki yaşamı üzerindeki etkisi farklı alanlarda kendisini gösterir. Maruz kalınan durum duygusal, davranışsal, bilişsel, sosyal ve fiziksel sorunlara yol açabilmektedir.

Duygusal etkiler: Kaygı bozukluğu, depresyon, anksiyete, öfke, içe kapanma, öz güven ve öz saygı eksikliği, erteleme, ağlama nöbetleri, dürtüsellik, akut stres tepkileri, uyku bozuklukları, yeme bozuklukları (anoreksia, bulimia), obezite, menopoz dönemi ağır semptomlar, panik atak, kendine zarar verme davranışı, bağımlılıklara yönelim, serotonin metabolizması bozuklukları ve travma sonrası stres bozukluğu gibi zihinsel sağlık sorunları gelişebilir.

Fizyolojik etkiler: Bedende somatik ağrılar (fibromiyalji vb.), cinsel problemler, migren atakları, irritabl bağırsak sendromu, kronik kalp damar hastalıkları, psikolojik hastalıklar, hipokampüste hücre kaybı, prefrontal kortekste küçülme olabilir.

Bilişsel etkiler: Odaklanma problemleri, akademik başarısızlık, okul reddi, eğitim hayatını sürdürememe gibi durumlarla karşı karşıya kalınabilir.
Sosyal etkiler: İlişki zorlukları, güven eksikliği, bağlanma sorunları, ilişkiyi sürdürememe, duygusal yakınlıktan kaçınma sayılabilir.

Sağlıklı toplumların oluşması ve gelişmesi, o toplum içinde büyüyen çocukların psikososyal olarak doğru şekilde yönlendirilebilmelerine bağlıdır.

Yetişkinlikte sağlıklı kişilik oluşumunda en önemli görev anne baba veya çocuğa bakım veren kişinin sorumluluğudur. Güçlü iletişim becerisi sağlıklı bir aile olmanın temel yapı taşını oluşturur. Aile bireylerinin birbirleriyle empati kurma, ortak kararlarda birleşme, birbirinin davranışlarını tolere edebilme, güçlü aile bağları kurma, kriz yönetimi ve sosyal ilişkilerde olumlu etkiler yaratır.

Genç yetişkinlik ve ileriki yaşlarında sergilenen tutumlar ve davranış kalıpları aile içerisinde tanık oldukları, özdeşim kurdukları etkileşimin bir yansımasıdır. Dolayısıyla olumlu iletişim ortamından yoksun bir aile içerisinde yetişen çocuklarda psikolojik açıdan ve iletişimsel yönden aksaklıklar ortaya çıkmaktadır.

Erken çocukluk ve genç yetişkinlik evreleri travmayla karşılaşma bakımından önemli yıllardır. Yapılan araştırmalara göre, maruz kalınan travma olaylarının dörtte biri çocukluk yıllarında yaşanmaktadır. Çocukluğunda herhangi bir alanda istismara ya da ihmale uğramış bireylerin pek çoğu, ergenlik ve yetişkinlikte birçok psikiyatrik bozukluk bakımından risk altındadır.

Psikiyatrik muayenede hastanın anamnezi alınırken duygusal, fiziksel ve cinsel istismara ya da duygusal ve fiziksel ihmale uğrayıp uğramadığı mutlaka sorgulanmalıdır. Hastadan alınan öykü, hastalıkların tedavisinde büyük öneme sahiptir. Çocukluk travması olan bireyin çocukluğunda nelere maruz kaldığı hastalığının alt sebeplerini ortaya koyabilmektedir. Özellikle cinsel istismar terapi desteği alınmadığında ileriki yaşlarda ortaya çıkan psikiyatrik rahatsızlıkların bazılarının temel nedenleri arasında olabilmektedir.

Çocukluk çağı ruhsal travmaları onarılmadığında farklı tezahürlerle yetişkinliğe sirayet etmektedir. Bu durum öncelikle bireylerin insan ilişkilerine yansımaktadır. Karşı cinsle ilişki veya evlilik hayatı ile birlikte ortaya çıkan eşler arası problemleri ve beraberinde anne babalık rollerini etkilemektedir.

Öz güven sahibi, ayakları üzerinde durabilen sağlıklı bir anne babaya sahip olmak çocuk için çok kıymetli bir kazançtır. Anne babasının ruhsal sağlığı bozuk olan çocuklar hayata başlarken zorluklarla mücadele ederler. Anne babalarından ebeveynlik yapmalarını beklerken onlara ebeveynlik yapmak zorunda kalabilirler. Burada rollerde kayma durumu ortaya çıkar. Her çocuk bir anne babanın sevgisine, desteğine, güven duygusuna ve gücüne ihtiyaç duyar. Anne babasına ebeveynlik yapmak zorunda kalan çocuklar, tüm bu ihtiyaçlarını kendi kendilerine karşılamak durumunda kalırlar. İhtiyaç duydukları duygusal ve fiziksel destekten mahrum olarak büyürler. Bu ihmal, onların kendi ruhsal sağlıklarını da olumsuz yönde etkilemektedir.

Anne babanın çocuklarıyla olan ilişkileriyle birlikte, anne babanın kendisiyle ve eşiyle olan ilişki tarzı da çocuğun psikososyal gelişiminde önemli bir faktördür. Anne babalar, çocuk dünyaya geldiği andan itibaren onların özdeşim modeli olduklarını ve çocuklarının her an sosyal öğrenme ile gördüklerini modellediğini unutmamalıdırlar.

Nuray Baştan Aydın.

Uzman Klinik Psikolog.

İNTERNET RADYOMUZ 24 SAAT YAYINDADIR.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Yaptıklarınızı İnsanlar Nasıl Değerlendiriyor Gönderen: KOYLU
[Dün, 05:26:35 ÖS]


Dini Hayatta Karşılaşılan Güçlükler Gönderen: KOYLU
[Dün, 05:22:25 ÖS]


Çocuk Hakları Gönderen: KOYLU
[Dün, 05:18:14 ÖS]


Vakit dirilme vaktidir Gönderen: KOYLU
[Dün, 05:13:52 ÖS]


Lazımımız Gönderen: KOYLU
[Dün, 05:09:30 ÖS]


Dünya Hayatı Neyimiz Olur Gönderen: KOYLU
[Dün, 05:04:28 ÖS]


Kalbin Ameli – İHLAS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:33:06 ÖÖ]


Ömrünün Farklı Bir Formu – Duygusal İatismar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:25:28 ÖÖ]


Çocukluk çağı Travmalarının Aile Üzerindeki Etkisi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:16:35 ÖÖ]


Bir Buket Dua 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:49:10 ÖÖ]


Her Babayiğidin Sahip Olamadığı Haslet - SABIR Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:36:06 ÖÖ]


Kur’ân Günlüğü 22 Cüz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:27:54 ÖÖ]


Zekat Bereketi Artırır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:19:08 ÖÖ]


Single Albümler - YENİ 4 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Mart 21, 2025, 11:56:22 ÖÖ]


Salih İpek - Ravzaya Selamlar Olsun 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Mart 21, 2025, 11:42:14 ÖÖ]


Ramazan Toprak - Medineye Gidelim 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Mart 21, 2025, 11:32:18 ÖÖ]


Osman Gündüz - Adımız Var 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Mart 21, 2025, 11:25:14 ÖÖ]


Muzaffer Gürler - Serveri Huba 320 KBPS - NETE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Mart 21, 2025, 11:17:01 ÖÖ]


Mustafa Yılmaz - Dergahta Zikir 320 KBPS - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Mart 21, 2025, 11:03:25 ÖÖ]


Mustafa Bodur - Akan Yıldız - Ezgiler - 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Mart 21, 2025, 10:56:02 ÖÖ]