ÇOCUKLARDA AMAÇ BİLİNCİ VE AKIL OYUNLARI
Yaratılmış her varlık bir amaç çerçevesinde yaratılmıştır. Bir amaç çerçevesinde yaratılan tüm varlıkların yaratılış amaçlarına uygun davranmaları da onların niteliklerini belirler. İradesiz olan insan dışındaki tüm varlıklar yaşam amaçlarına uygun hareket etme noktasında bir hürriyete sahip değildirler. Bu yüzden bu varlıkların amaçlarına uygun bir işlev yerine getirmek için bir çaba harcamalarına gerek yoktur. Bir arı, yaşam amacının farkına varmak zorunda değildir. Yaşam amacının farkına varmak zorunda olmadığı gibi, bu amaca uygun hareket etmek için de bir mücadele içine girmek zorunda değildir. Yaşam amacına uygun hareket etme konusunda tek performans sergilemesi gereken, karar vermek ve zihinsel çaba harcamak zorunda olan varlık insandır. İnsan, tercihte bulunabilen bir varlık olarak yaşam amacına uygun hareket etmek ya da etmemek hürriyetine sahiptir. Diğer tüm varlıkları yaşam amacına uygun hareket etmekten alıkoyan tek şey dış faktörler (sakat kalmak, doğal koşulların elverişsizliği vs.) iken, insanın yaşam amacına uygun hareket etmesini engelleyen içsel faktörler (hoşlanmama, zorlanma vs.) de mevcuttur.
İnsanın yaratılış amacı Kuran?da ifade edildiği gibi, kulluk ve halifeliktir. Bu yaşama amacının sonucu olarak insan, kulluk amacına uygun hareket ederek Allah?la dikey ilişkisini geliştirmeli, hilafet amacına uygun hareket ederek de yeryüzünde Allah?ın dilediği ve istediği bir yaşam tarzını yakalamanın mücadelesi içinde olmalıdır. Bu amaç doğrultusunda yaşayan insan ancak insan olmanın amacını yerine getirdiği için insanca yaşayabilir.
Anne-baba olarak bizim çocuklarımıza karşı görevlerimizin en önemlilerinden birisi onlara bu amaç bilincini kazandırmaktır. Biz, anne-baba olarak çocuklarımıza ne için, ne amaçla yaratıldıklarını iyi anlatmalı ve tüm hayatlarını bu amaç doğrultusunda yaşayabilmeleri için zihinsel ve duygusal hazırlık yapmalıyız. Böylesi bir zihinsel ve duygusal hazırlık sürecinde çocuk eğitiminin her alanında kullanılabileceğini düşündüğümüz oyununda yeri olmalıdır.
Oyun, çocuğun çevresindeki hayatı anlaması, anlamlandırması ve test etmesi için hazırlanmış bir deneme alanıdır. Amaç bilincini ve bir amaç doğrultusunda hareket etme mantığını da oyun aracılığı ile çocuğa kazandırabiliriz. Bu çerçevede özellikle akıl yürütme ve stratejik düşünme becerileri gerektiren oyunları çocuklara tavsiye ediyoruz. Bu tarz oyunlarda oyunu kazanmak yani amaca ulaşmak için ulaşılması gereken hedef ya da hedefler vardır. Bu hedeflere ulaşırken çocuğun önüne çoklu seçenekler çıkacaktır. Çocuk, her seçenek tercihinde, her karar noktasında oyundaki yegane amacı olan oyunu kazanma amacına uygun hareket etmek durumundadır. Oyun içerisindeki psikolojik ve duygusal birçok faktör bu kararı etkileyebilir. Rakibin taşını yememesi gereken bir hamlede bir önceki hamlede rakibi onun taşını yediği için rakibinin taşını yiyebilir. Rakibin üzerine gitmesi atak oynaması gereken bir noktada taşlarını kaybetmek korkusuyla pasif/defansif bir oyun oynayabilir. Dolayısıyla hayatın içinde yer alan korku, kaygı, hırs gibi duygular doğru karar almayı engelleyebilir.
Bu tarz oyunları oynarken ve oynatırken anne-babaların dikkat etmesi gereken nokta, oyunun sonucunda ne olduğundan ziyade oyun sürecine odaklanmaktır. Oyun içerisinde çocuğun yaptığı hamleleri sorgulaması, açıklaması, alternatif hamlelerin neler olabileceğinin tartışılması daha çok önemsenmelidir. Oyunun sonuçlarına odaklanan bir oyun süreci çocuktaki hırs, korku ya da kaygı gibi duyguları daha çok tetikleyip oyunu oynanma amacından uzaklaştıracaktır. Bu yüzden bu tür oyunların sonuçları çocuklarımızın test edilmesi, seviyesinin tespit edilmesi için kullanılmamalıdır. Aksine bu tür oyunların sürecinde eğitici bir rol oynanarak oyun içerisinde bu hamleyi niçin yaptın, Böyle oynamanın dışında yapabileceğin şeyler var mıydı, Taş mı yesen daha iyi ilerlesen, mi daha iyi gibi sorularla zihinsel inşanın yapılması amaçlanmalıdır. Yapılan her hamle sonrasında olmasa da kritik hamlelerde çocuğa bu hamlesinin amaca uygunluğu sorularak hamlelerini yaparken ne kadar amaçla ilişki kurduğu sorgulanmalıdır.
Oyun, teorinin pratiğe dökülmesi için bir zemindir. Üstelik çocukların severek ve isteyerek katıldıkları bir zemindir. Anne-babalar, çocuklarıyla bu zeminde doğumundan itibaren birlikte bulunmalıdır. Her yaş döneminde daha önemli hale gelen akıl oyunları türleri vardır. Akıl Yürütme ve strateji temelli oyunları, 7 yaştan itibaren tavsiye ediyoruz. Özellikle 8-9 yaş ile 13-14 yaş arası bu oyunların oynanması çok önemlidir. Hz. Aliye dayandırılan, Çocuklarınızla 7 yaşına kadar oyun oynayın, 7-15 yaş arası arkadaş olun, 15 yaşından sonra danışın, istişare edin? rivayetini de göz önünde bulunduracak olursak özellikle 7-15 yaş arasında akıl yürütme ve stratejik düşünme temelli oyunların çocuklarla anne-babalar arasından oynanmasının faydalı olacağını düşünüyoruz.
Yaratılış amacımıza uygun yaşamak ve yaratılış amacına uygun yaşama bilincine sahip çocuklar yetiştirmek temennisiyle
Volkan Tekdemir.