Mutlu Ailenin Sırrı - Empati
İnsanların en önemli duygusal ihtiyaçlarından biri anlaşılmaktır. Bilhassa aile üyeleri tarafından anlaşılmayı her insan ister. Bu noktada da karşımıza empati kavramı çıkar.
Empati psikolojide kullanılan bir kavramdır. Manası, bir insanın kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak onun duygularını, düşüncelerini, neden öyle hareket ettiğini anlamasıdır.
Empati, ailede geçim ve mutluluk için çok önemlidir. Ailede karı kocanın birbirinin halini anlaması, kendini onun yerine koyarak durumunu değerlendirmesi aile içi iletişimi kolaylaştırır.
Empatinin olmadığı yerde herkes kendini haklı görür, karşısındakini suçlar. Empatinin olduğu yerde ise herkes meseleye bir de karşısındakinin bakış açısıyla bakar ve onun da haklı olduğu noktalar olduğunu görür.
Bir kişi anlaşılmadığı zaman ya öfkelenir veya kırgınlık hisseder. Halbuki karşısındaki kişinin halini sezip, içinde bulunduğu durumu anladığınız zaman bu kızgınlık ve kırgınlık hissi ortadan kalkar.
Empati karı koca arasında sevgi, merhamet ve yardımlaşmayı artırır. Kalpleri birbirine yaklaştırır, muhabbeti güçlendirir.
Bu sebeple empati ne kadar önemliyse, empatinin ifade edilmesi de bir o kadar önemlidir. Bir kişiyi anlamak yetmez, anlaşıldığını hissettirmek de önemlidir. Empati yeteneği olan ve bunu karşısındakine iyi ifade eden kişiler, insanlarla iyi iletişim kurarlar ve onlara yardım edebildikleri gibi, kendilerini sevdirmeleri ve işbirliği yapmaları için insanları ikna etmeleri de kolaylaşır.
Empati yapmanın böyle faydaları olduğuna göre, neden empati yapmadığımızı veya buna nelerin engel olduğunu da incelemekte fayda var. Bunun için aile fertleri arasında empati yapmayı zorlaştıran bazı faktörleri de bilmek gerekir.
Her bir insanın kendine göre bir yaratılışı, mizacı, zeka türü ve yetenekleri vardır. Bunun yanında her birimizin üstlendiği görevler sebebiyle geliştirdiği özellikler vardır. Bunlar insanların farklılaşmasına ve olaylara farklı açılardan bakmasına sebep olur.
Mesela erkekler ailenin geçimini yüklenmiştir, bu sebeple bütün gün çeşitli mesuliyetlerle meşguldürler. Eve geldiklerinde tek istedikleri dinlenmek, biraz huzur bulmaktır. Kadınlar ise çocukların bakımı ve evin temizliği gibi işler için eve kapanıp kalmıştır.
Beylerinden beklentileri zaman zaman onu bir yerlere götürmesidir. Burada her ikisinin istedikleri birbirine zıt olduğu için ortak bir noktada uzlaşmaları için birbirlerini anlamaları gerekir.
Birçok zaman hanımlar, beylerinin onları anlamadığından şikayet ederler. Beyler de hanımlarının çok hassas olmasından, en ufak bir şeyden rahatsızlık duyup hemen sitem etmesinden şikayet ederler. Bu meseleyi daha iyi anlamak için kadın beyni ile erkek beyni arasındaki farkları da göz önüne almak gerekir.
Kadın Beyni- Erkek Beyni
Yapılan araştırmalara göre kadın beyni ile erkek beyni arasında empati yeteneği bakımından farklılık vardır. Beyinde empati yeteneğinin kaynağı olan “ayna nöronları” vardır. Bunlar kadınların beyninde daha fazla bulunmaktadır.
Allah'ın her bir varlığı kendi görevine uygun yaratması sebebiyle, kadınlar ihtiyaçlarını söylemekten aciz olan bebekleri anlayabilecek şekilde hassas ve sezgili yaratılmışlardır. Kadın beyninde hanımlık ve annelik görevlerine uygun olarak empati yeteneği daha fazladır. Bunun da etkisiyle kadınlar başkalarının ihtiyaçlarını sezmek, kendini onun yerine koymak ve halden anlamak konusunda yeteneklidir. Fakat bu özellikleri onların aynı zamanda başkalarının fikirlerinden ve telkinlerinden fazla etkilenmesine de sebep olur.
Kendini sevdirmek ve beğendirmek isteği gibi duygular kadınlarda daha baskındır.
Erkekler ise yaratılış olarak cesur, girişimci, aktif ve idareci olacak şekilde yaratılmışlardır. Bu işlerde fazla hassas ve çıtkırıldım olmak uygun olmayacağı için beyinlerinde ayna nöronları daha azdır.
Biraz düşünürsek bir erkek kadınlar kadar hassas olsaydı, pek çok sorumluluğun altına girmeye cesaret edemezdi. İşte bu yüzden erkeklerin yaratılışı da kendi görevlerine en uygun şekildedir.
Zaten hiçbir hanım kocasının aşırı derecede hassas, kendi hakkını savunamayacak kadar nazik ve çekingen olmasını istemez. Beyinin gün boyunca birçok kişiyle ilişki kurduğunu, onlara karşı hakkını savunması gerektiğini düşünürse fazla hassas olmamasını anlayışla karşılar.
İşte bu durumları göz önüne alarak hanımlar beylerinin farklı yaratılışını anlamaya çalışmalıdır.
Onların eve geldiği zaman yorgun ve gergin olduklarını, evde sürekli sitem ve şikayetle bunaltmamak gerektiğini düşünmek de empatinin bir gereğidir. Eğer hanımlar beylerini anlar, kendi istek ve ihtiyaçlarını en uygun zamanda, en uygun üslupla ister ve sabırlı olmayı bilirlerse bu aile geçimi için çok daha uygun olacaktır. Beyler de hanımlarını anlamak için biraz olsun istekli olurlarsa arada hiçbir sorun kalmaz.
Kısacası; mutlu ailenin yolu, eşinizin nabzına göre şerbet vermeyi bilmekten geçer.