* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: AİLE İÇİ ŞİDDET ÖNLENEBİLİR Mİ  (Okunma sayısı 324 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı gurbetciyim

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2330
AİLE İÇİ ŞİDDET ÖNLENEBİLİR Mİ
« : Aralık 24, 2018, 11:25:56 ÖÖ »
AİLE İÇİ ŞİDDET ÖNLENEBİLİR Mİ?
.
Gerisinde yatan temel zihniyet ve etkenler ne olursa olsun¸ bencillik ve karşılıklılık ilkesine dayalı ilişki biçimlerinin belirlediği aile ilişkilerinde¸ ekonomik açıdan güçlü olan erkek¸ güçsüz olan¸ yani bireysel ekonomik güvencesi olmayan kadına¸ duygusal¸ fiziksel¸ ekonomik vb. şiddet uygulayabilmektedir. Çünkü maalesef onun nezdinde¸ karşısındaki insanın değeri ve saygınlığı sahip olduğu ekonomik güç oranındadır. Eğer kadın¸ ekonomik açıdan erkeğe bağlı ise¸ erkeğin ona hükmetme ve şiddet uygulaması meşru görülebilmektedir. Çözü

Gerisinde yatan temel zihniyet ve etkenler ne olursa olsun¸ bencillik ve karşılıklılık ilkesine dayalı ilişki biçimlerinin belirlediği aile ilişkilerinde¸ ekonomik açıdan güçlü olan erkek¸ güçsüz olan¸ yani bireysel ekonomik güvencesi olmayan kadına¸ duygusal¸ fiziksel¸ ekonomik vb. şiddet uygulayabilmektedir. Çünkü maalesef onun nezdinde¸ karşısındaki insanın değeri ve saygınlığı sahip olduğu ekonomik güç oranındadır. Eğer kadın¸ ekonomik açıdan erkeğe bağlı ise¸ erkeğin ona hükmetme ve şiddet uygulaması meşru görülebilmektedir. Çözüm olarak öngörülen şey ise kadının özgürlüğüdür. Bu yaklaşım son yıllarda dindar çevreler için de geçerli gözükmektedir. Madem öyle¸ o halde özgürlükten ne anladığımızı¸ inançlarımız ekseninde açıkça belirtmemiz gerekir. Gerçekten İslâm'a göre özgürlük nedir ve birey hangi durumlarda özgür kabul edilir? Ailede özgürlük ve sınırları neler olabilir? Bu soruları cevaplarken¸ eğer Kur'ân'ın¸ hadislerin¸ diğer dinî ve ahlakî kaynaklarımızın ve geçmişten bugüne yaşanmış tecrübelerimizde var olan olumlu kimi davranışlarımızın özgürlük kavramıyla ilişkilerini belirlemez isek nasıl mesafe alabiliriz?

İslâm dininin öngördüğü bir aile yapısında temel anlayış¸ ne kadını erkeğe¸ ne de erkeği kadına ekonomik vb. gerekçelerle üstün kılamayacak olan Allah'a kullukta yarışmaktır. Sosyo-ekonomik statüsü ne olursa olsun¸ herkes Allah'ın kuludur. Gerek mal¸ gerek statü olarak sahip olduğu her şey Allah'ın ona emanetidir. En başta¸ ailesi ona emanettir. Yüce dinimiz aile bireylerine istediği gibi hükmetme imkânını ona vermez. Emanet¸ sorumluluk gerektirir. Bu sorumluluk gereği erkeğin¸ eşine ve çocuklarına şiddetle değil¸ merhamet ve şefkatle davranması esastır. Nitekim Batı'daki aile içi şiddet uygulamalarına karşı geliştirilen çözümler¸ Allah'a kulluk gibi temel bir inanç zemininden çok uzakta olduğu için¸ özgürlük alanı genişleyen Batılı kadınların önemli bir kısmını tatmin etmekten uzak olagelmiş ve sözde özgürlük adına kadınlar sömürülmüştür. Bu sömürülme karşısında isyan eden kimi Batılı kadınların arayışları¸ feminist hareketlerin zeminini oluşturmuştur. Feminizmin¸ temelde erkek egemen anlayışa başkaldırma ve bir özgürlük hareketi olarak var olmasına karşın¸ hayatın güçlüklerine karşı erkeklerle birlikte ve Allah'a dayanarak mücadele etme ve hayatı güzelleştirerek paylaşma gibi bir amacı olamamıştır. Oysa bu amaç¸ bizim temel düşünce ve yaşantımızın merkezinde olması gereken inanç kaynaklarımızda vardır. Geleneksel aile yapılarımızda her şeyin süt liman olmayıp¸ çeşitli problemlerin de olduğu inkâr edilemez. Ama çözüm¸ Batı'nın belirsiz ve sorunları çoğaltıcı olduğu aşikâr olan önerilerinde değil¸ bizzat kendi inanç değerlerimizde¸ Kur'ân ve sünnettedir.  Böyleyken¸ küreselleşen dünyada hayatımızı kuşatmış olan modern yaşama biçimleri¸ kitle-iletişim araçlarının da etkisiyle tüm damarlarımıza yürümüş durumdadır. Bu yaşama biçimi¸ yer yer kendimizi sorgulamamızı ve problemleri görmemizi sağlayabilse de¸ yaşadığımız zihinsel ve sosyal hayatın çözülmelerini önlemeye yetmemektedir. Sorun kaynakları¸ sorun alanları¸ medeniyet tecrübeleri ve değer anlayışları farklı olan bizler için¸ çağdaş Batı düşüncesinin birebir uygulanabilir teşhis ve tedavi imkânları olabilir mi¸ sorusunu da her aşamada sormamız gerekir.

Ortalıkta çok konuşulan genel bazı albenisi olan yaklaşımları¸ yer yer mü'min yönümüzle ve medeniyetimizi oluşturan temel zeminin göz ardı edilmesine dayalı bir karmaşa içerisinde sunulmaları sebebiyle tartışmamız son derece önemlidir. Bütün o cazip gözüken yaklaşımların¸ bir süzgeçten geçirilmesine ihtiyaç vardır. Örnek olarak "bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin sınırlandırılması"¸ "keyfi olarak kadını özgürlükten alıkoymak" "ailede çocuklara hiçbir şekilde müdahale etmemek ve serbest bırakmak" gibi çevremizde çok duyduğumuz albenili ifadeler¸ ilk anda her birimizde olumlu etkiler bırakabilir. Ancak işlevleri açısından bakıldığında bu kavramlar¸  günümüzde daha farklı¸ en azından sınırları daha geniş ve belirsiz anlamlar içerebilmektedir. Ayrıca daha da önemlisi çağdaş Batı'dan transfer ettiğimiz albenili kimi kavramsal ifadeler¸ anlamlarını yeterince algılayamasak da¸ düşünce ve yaşantılarımızın merkezine oturan bir işlev görmektedirler. Kadının özgürlüğü¸ aile içi demokrasi vb. İyi de¸ aile içi demokrasi inanç kaynaklarımız Kur'ân ve sünnet dikkate alınmadan hangi kritere göre sağlanacaktır?  Eğer ölçü herkesin kendi kabulleri¸ bilgileri vb. ise¸ korkarız ki aile içi demokrasi yerine aile içi şiddet artabilir.  Böyle olunca özgürlük de¸ hayatın çekilmez hissedilmesi sebebiyle dar alana hapsedilmiş olacaktır.

Sonuç olarak¸ geleneksel aile yapılarımızda görülen¸ özellikle kadınların şiddet ve baskı gördükleri yapı ne kadar yanlış ve İslâm'ın ruhuna aykırı ise¸ Batı kaynaklı modern aile yapılarındaki aşırı özgürlük de ciddi tartışmalara gebedir.  Çünkü evlilik¸ bir kişinin diğerini kendine köle kılması olmadığı gibi¸ ortak paylaşım ve çocuk eğitiminin asgari düzeye indiği bir yapıdan ibaret de olamaz. Mü'min olmak¸ nihayetinde sorumlu olmaktır. Aile bireylerinden başlayarak¸ tüm çevremiz bize emanet olduğu için¸ görmezden gelme¸ umursamama davranışları İslâm dairesi içinde doğru görülemez. O halde eşler arası ve ebeveyn-çocuklar arası ilişkilerin ölçüsü ne aşırı baskı ve şiddete¸ ne de aşırı serbestiyete dayanamaz.  Üstelik aile içi şiddet ve baskıların son bulması¸ geleneksel aile yapılarının modern aile yapılarına dönüşmeleriyle çözüme kavuşacak gibi de gözükmemektedir. Nitekim modern ailelerde şahit olduğumuz sayısız aile problemleri bizi doğrulamaktadır. Bizler için çözüm¸ tek kelimeyle İslâm'ın aile ile ilgili temel ilkelerini kavramak¸ içselleştirmek ve yaşamaktan ötesi değildir.

 


* BENZER KONULAR

Dualarımız Neden Kabul Olmuyor Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:10:43 ÖÖ]


Birlikte Hizmet Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:59:59 ÖÖ]


Gizli Halleri Açık Hallerinden Daha Hayırlı Adamlara İhtiyacımız Var Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:40:31 ÖÖ]


Mücahitler Kazandığınızı Kaybetmeyiniz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:32 ÖÖ]


İnsanlardan Övgü Beklemek Ateşle Oynamak Gibidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:24:29 ÖÖ]


Zamanın Kıymetini Bilmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:13 ÖÖ]


Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Dün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Dün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Dün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Dün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Dün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 06:02:09 ÖS]