* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Çocuk Allah’ın Emaneti  (Okunma sayısı 139 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı türkiyem

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 2153
Çocuk Allah’ın Emaneti
« : Mart 06, 2023, 09:36:48 ÖÖ »

Çocuk Allah’ın Emaneti

Çocuk, dünya hayatının süsü, anne-babanın göz aydınlığıdır. O, ebeveynlerine Allah’ın (c.c.) eşsiz bir lütfu, en nadide emanetidir. Ailelerin ve toplumun öncelikli görevi bu kıymetli emanetin varlığına, onuruna saygı duymak, onu örselemeden sağlıklı bir ortamda güzel ahlakla yetiştirmek ve haklarına riayet ederek hayata kazandırmaktır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) “Çocuğunun senin üzerinde hakkı vardır.” (Müslim, Sıyâm, 183) buyururken bu hakikate işaret eder. Çocuklar saf, masum kendi kararlarını alma yetisine henüz ulaşmamış korunmaya muhtaç varlıklardır. Dolayısıyla çocuğun geleceğini karartacak, onun zihin ve gönül dünyasını derinden yaralayacak her türlü karar, çocuğun haklarının ihmal edilmesine ve istismara açık hâle gelmesine sebep olacaktır. Oysa çocuğun korunması dinî, ahlaki, hukuki ve insani bir sorumluluktur.

Hemen hemen her coğrafyada ve kültürde görülen ve çağımızda küresel bir sorun olarak karşımıza çıkan çocukluk döneminde yapılan evlilikleri, günümüz evrensel hukuk normları da istismar kapsamında değerlendirmektedir. Çocuk evliliklerinde; sosyokültürel yapılar, ekonomik dengeler, gelenek ve görenekler, değer algısı, dinî inanışların çarpıtılarak yaşatılmaya çalışılması, yanlış dinî inanışlar vb. birçok faktör etkendir. Çocuk yaşta evlilik, maalesef modern çağda Batı ülkeleri de dâhil olmak üzere tüm dünyada var olan bir sorundur. Elbette bu küresel sorun (erken doğum, anne-bebek ölümleri, sağlık problemleri ve travmaları) beraberinde getirmektedir. (Hilal Özcebe, Burcu Küçük Biçer, “Önemli bir kız çocuk ve kadın sorunu: Çocuk evlilikler”, s.87).

Evlilik Kur’an’ın ifadesiyle her iki tarafa da haklar ve sorumluklar yükleyen “ağır bir sözleşme”dir. (Nisa, 4/6) Henüz akli, bedeni ve ruhi gelişimini tamamlamayan, karar alma yetisi oluşmayan çocuğun omuzlarına evlilik gibi ağır bir sorumluluğun yüklenmesi hem çocuğun haklarının ihlal edilmesi hem de Allah’ın varlığının delillerinden biri olarak saydığı aile mefhumunun huzur kaynağı olmasına büyük bir sektedir.

İslam’a göre kadın ve erkek; duygusal, fiziksel, ruhsal ve zihinsel olgunluğa erişmeden, aile kurmanın anlam ve sorumluluğunu idrak edecek rüşt yaşına gelmeden evlendirilemez. Zira evlilik için sadece ergen olmak yeterli değildir. Ergenlik biyolojik bir süreçtir. Evlilikte ise asıl olan reşit olmaktır. Peki, rüşt nedir? Kavramsal olarak “doğru yolu bulmak, makul davranmak” anlamına gelir. İslam hukukunda da kişinin mallarını din, akıl, mantık ve iktisat prensiplerine uygun biçimde koruyup harcamasını sağlayan fikrî olgunluğa erişmesini ifade eder (DİA, “Rüşd”, c. 35, s. 298). Kur’an-ı Kerim’de: “Evlilik çağına gelinceye kadar yetimleri deneyin; eğer onların yeterli fikrî olgunluk düzeyine eriştiklerini tespit ederseniz hemen mallarını kendilerine verin…” (Nisa, 4/6) buyrulması kişilerin evlenebilmeleri için rüşt çağına (fikrî olgunluğa) ulaşmaları gerektiğine dikkatlerimizi çeker.

Dinimizde sağlam bir söz, güçlü bir bağ olarak nitelendirilen nikâh, kız ve erkek her iki tarafın da isteği ve kabulüyle şahitler huzurunda herkese ilan edilerek gerçekleşir. Peygamber Efendimiz, dul veya bakire olsun nikâh sırasında kadının mutlaka izninin alınması gerektiğine dikkat çekmiş ve şöyle buyurmuştur: “Kendi onayı alınmadıkça dul kadınla, kendisinden izin alınmadıkça da bakire kız ile nikâh yapılmaz…” (Buhari, Nikâh, 42) Nitekim bekâr bir kızın, Resûlüllah’a (s.a.s.) gelerek istemediği hâlde, babasının kendisini evlendirdiğini söylediğinde Allah Resulü, bu nikâhı kabul edip etmemesi konusunda kızı serbest bırakmıştır. Bu durum (Ebu Davud, Nikâh, 23,24) nikâhın geçersizliğini ve kadının kendi eşini seçme hakkı olduğunu gösteren açık bir örnektir. Evlenecek kızın rızası alınmadan yapılan nikâhın geçerli olmadığına bir başka örnek de şu hadisedir: Medineli Hansâ bnt. Hizâm adlı dul bir hanım, babasının kendisini rızası dışında evlendirdiği şikâyetinde bulununca Allah Resûlü bu nikâhın meşru olmadığını belirtmiştir (Buhari, Nikâh, 43). Dolayısıyla Peygamber Efendimiz, o günün toplum yapısında fazla bir hakkı olmayan kadına değer vermiş ve hayatının en önemli kararı olan nikâh konusunda görüşüne başvurulup rızasının alınması zaruriyetine işaret etmiştir. Dinimizde evlilik gibi, hayati bir kararın öncesinde kadının söz hakkı olduğu gibi evlendikten sonra da kendisiyle istişare edilmesine yine Peygamber Efendimizin aile hayatı örnekliğinde şahit olmaktayız. Peygamberimiz, (s.a.s.) Hudeybiye Antlaşması sırasında yaşanan gerginliğin çözülmesinde, kritik bir zamanda, stratejik bir kararın alınmasında Ümmü Seleme (r.a.) annemiz ile fikir alışverişi yapmış, onun tavsiyesiyle hareket etmiştir. Bu durum ise istişarede cinsiyete değil, aklıselim sahibi olmaya önem verildiğini bize göstermektedir.

Evliliğin hukuki ve ahlaki çerçevesini çizen ayet ve hadislere bakıldığında, daha çok yetişkin bireyleri hedef aldığı ve bireye ağır sorumluluk yüklediği görülür. Dolayısıyla evlenecek kişilerin, bu sorumluluğun bilincinde ve bunu yerine getirebilecek olgunlukta olmaları gerekmektedir. Günümüzde “çocuk damatlar” ve “çocuk gelinler” meselesi vicdanları sızlatan bir yara olarak karşımıza çıksa da bu duruma en çok da kız çocuklarının maruz kaldığı görülmektedir. Elbette bunda ataerkil toplum, kadına dair yanlış zihin kalıpları, kadın hakkında olumsuz değer algısı gibi etkenler söz konusudur.

Oysa İslam’a göre kadın ve erkek aynı özden yaratılmış, vahye muhatap kılınmış ve birlikte yeryüzünü imar etme vazifesini yüklenmiş iki kıymetli halifedir. Dolayısıyla kız çocuklarını, aile kurma sorumluluğuna sahip olmadan evliliğe zorlamak ve bunu İslam dininden hareketle meşrulaştırmaya çalışmak, büyük bir günah, ağır bir vebaldir. Bu yanlış tutum ve söylemin İslam’ın evlilik anlayışıyla hiçbir ilgisi yoktur. Aile sorumluluğunu üstlenecek fiziksel, zihinsel ve psikolojik olgunluğa erişmeyen kadın ya da erkeğin yaşı kaç olursa olsun evlenmesi yahut evlendirilmesi doğru değildir.

Allah’ın emaneti olan çocuklarımıza sahip çıkmak, onları her türlü ihmal ve istismardan korumak ve haklarına riayet ederek topluma kazandırmak başta aileler olmak üzere toplumun, sorumlu kurum ve kuruluşların en temel vazifesidir. Aksi takdirde onların geleceğinin karartılması, çocukluklarının ellerinden alınması dünyada ve ahirette hesabı çetin olan ağır bir suç ve günahtır.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]