İnsan ve Aile
“Ey insanlar! Sizi bir tek canlıdan yaratan, ondan da onun eşini var eden ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinize karşı gelmekten sakının. (nisa 1)
Allah'ın belirlediği, insanlara rahmet ve birlik kurumu olarak gönderdiği İslam, fıtrat kanununu temsil eder. Her insan, ancak bu ilahi sistem içinde huzur bulur ve kurtuluşa erer.
İslam'ın ana kaynağı olan Kur’an, Allah'ın, insan hayatını kadın ve erkek esasına göre kurduğunu, aralarına karşılıklı bir ünsiyet koyduğunu, onları birbirlerinde sevgi ve sükûnet bulacak şekilde hazırladığını şöyle beyan eder:
“O'nun ayetlerinden biri de kendi cinsinizden sizi cezbeden eşler yaratması, aranıza sevgi ve şefkat yerleştirmesidir. Bunda, iyice düşünen bir toplum için mesajlar vardır. (Rum 21)
Ayette açıkça belirtildiği gibi, insan hayatı, aile üzerine kaimdir.
Tabii ki bu hayat, iman değeri ve İslam prensiplerine göre tanzim edilmelidir. İslami hayat pratiğinin, gerek ailede gerekse diğer sosyal ünitelerde takva bilin¬cinin sürekli canlı tutulmasıyla gerçekleşeceği de şöyle dile getirilir:
Ailenin Tanımı ve Görevi
Ana-baba ve çocuklardan oluşan, yakın akrabalar vasıtasıyla da daha geniş bir alana uzanan aile, toplumun bütün katmanlarına etkili olan temel bir ünitedir. Onun en önemli rolü ise, "neslin devamını ve iyi yetiştirilmesini sağlamaktır."
Ancak ailenin bu faaliyetini sürdürebilmesi, onun düzenli ve uyumlu olmasına bağlıdır. Böyle bir aile, duygusal, sosyal, ekonomik ve ahlaki şartlar yerine getirilerek kurulabilir. Sadakat, samimiyet, şuurlu itaat ve güzel ahlak gibi yüksek değerler üzerine kurulmuş aileler, insanlığın tek güvencesidir.
Müslüman bir ailenin öncelikli görevi, "Allah'a seksiz inanan ve İslam'ı şirksiz yaşayan kişilikli insanlar yetiştirmektir."
Kur’an, değinilen görevin önceliğine şöyle dikkat çeker:
“Hani Lokman, oğluna öğüt vererek şöyle demişti: Oğulcuğum, sakın Allah 'a ortak koşma. Çünkü Allah 'a ortak koşmak (şirk), büyük bir zulümdür.(Lokman 31)