AİLE KONUSUNDA DOĞRU ÇÖZÜMÜ BİLMELİYİZ
Asrımızın en mühim meselelerinden biri de¸ aile içinde uyumla¸ huzurla geçim ve sağlam aile yapısını kurup devam ettirebilmektir. Bu konuda çok neşriyat da yapılmaktadır.
Asrımızın en mühim meselelerinden biri de¸ aile içinde uyumla¸ huzurla geçim ve sağlam aile yapısını kurup devam ettirebilmektir. Bu konuda çok neşriyat da yapılmaktadır.
Evlenecek kişilerin en başta dinî bakımdan olmak üzere¸ denkliğinin olmasına dikkat etmek dinimizin de tavsiyesidir. Bunun yanında¸ bekar ve evli hanımlar şu hususu da mutlaka göz önüne almalıdır: Kadınların hem âhiret saadetlerini¸ hem dünya saadetlerini ve hem de yaradılıştan Allah (c.c.) tarafından kendilerine verilmiş yüksek karakter özelliklerini bozulmaktan kurtarabilmelerinin yegâne çaresi; ‘daire-i İslâmiyedeki terbiye-i dîniye’dir. Buna dikkat edilmelidir.
Çocukluktan itibaren¸ evliliği “Pamuk Prenses” masallarındaki bir hadise gibi gören¸ “aşk” kelimesinin gerçek manasının ne olabileceğini düşünmeden ve bu manayı araştırıp öğrenmeden¸ bu kelimenin cazibesine¸ ökseye yakalanıp avlanmış bir saka kuşu gibi masumane ve romantik hislerle kapılan genç kızlarımız evlendikten sonra¸ Yaradan’ın kendileri için çizdiği hayat programına uymazlarsa¸ bu defa da “evlilik huzursuzlukları ve geçimsizlikleri” ile bunalıyorlar. Buna çare ararken bazen¸ onların bu bunalımlarını ranta dönüştüren fakat gerçek çözümü de iyi gösteremeyen piyasadaki bazı kitaplara saldırıyorlar; fakat aradıklarını o cins kitaplarda da ekseriya bulamıyorlar.
Halbuki¸ içinden çıkılamaz derecede zor gibi görünen bu meselede çözüm o kadar zor değildir. Aklıselimle ve İslâmî imanla bu çözüm bulunabilir: Bizi Yaratan¸ nasıl yaşamamız gerektiğini de bildirmiştir. O’nun bize bildirdiği hayat programına uyulacak olursa¸ âhirette ebedî ve en büyük saadetlere ulaşılmakla kalmayıp¸ dünyada da mesut olunabilir ve yaradılışta O’nun tarafından verilmiş yüksek karakter özellikleri muhafaza edilerek¸ bozulmaktan kurtarılabilir. Yani; “daire-i İslâmiye içindeki terbiye-i diniye”yi öğrenip bütün benliğiyle kabullenerek¸ ömür boyu bununla yaşamakla…
“Bir erkeğin eğitilmesi¸ bir kişinin eğitilmesidir. Bir kızın eğitilmesi ise¸ onun ileride olabilecek çocuklarının da eğitilmesidir.” cümlesinin ardından söz “kızların eğitimi” konusuna getirildiğinde¸ ekseriya onların “okul eğitimi” üzerinde durulduğu görülmektedir. Halbuki¸ okul eğitiminin lüzumu ve faydası inkar edilmese de¸ “aile içi eğitim” okuldaki eğitimden daha öncelikli ve mühimdir. Buna “aile terbiyesi” de denilebilir. Aile içinde bu terbiye¸ kızlarımıza küçük yaşlarından itibaren verilmelidir. Aile içinde çocukluk çağlarında bu terbiye kendilerine herhangi bir sebeple gerektiği şekilde verilememiş olanlar da¸ bu terbiyeyi ergenlik çağında kendileri araştırarak¸ öğrenerek ve öğrendiklerini hazmederek yaşamayı¸ en büyük vazifeleri bilmelidirler.
Aile geçimsizliklerine sunî reçetelerle çözüm aranmamalıdır. En doğru çözüm: Aile içi eğitimin gerektiği gibi verilebilmesi¸ eksikse bunun eksikliğinin tamamlanabilmesidir.