* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Sevgisizlik  (Okunma sayısı 1077 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Sevgisizlik
« : Aralık 17, 2014, 07:26:53 ÖS »
SEVGİSİZLİK

Alemi ervahla vedalaşır, dünyaya merhaba der ‘minik bebek.’

Her bebek, dünya hayatına dikilmiş birer çiçektir. Alemi ervahtaki gibi ağırlanmayı bekler her biri. Onu hep yanındayım diye kucaklayan iki kol arasında, bir çift anne ile bakışmayı ister. Dil öğrenmek için,daha erken olsa da kendi lisanıyla, kollanmayı, öpülmeyi konuşulmayı ,anlaşılmayı ister.

Sevgisizlik, suyu eksik çiçektir. Öldürür/öldürmezse süründürür. Çocuk suçlarının, hatta daha da ileriye bakalım; yetişkin suçlarının temelinde bile,bu sevgi ve ilgi yoksunluğu yok mudur?

Sevgisizlik bir çocuğun hayatına atılacak en kötü baltadır. Bir ömür boyu bu yoksunluğun neticeleri ile savaşmak zorunda kalır. Veyahut toplumsal sorunumuz olarak bize dönüt verir.
Katil, hırsız, yolsuz, avare, tinerci, serseri, sorumsuz vs. sonu gelmeyen bu etiketleri yapıştırdığımız bireyler ,doğduklarında bir anne ve babanın yavrusu iken şimdi toplum için neden yüz karası oluyor? Bu süreçte neler oldu, bakmak lazım değil mi?

Daha anne karnına düşmeden başlar insanoğlunun macerası. Her aşama bir kimlik tuğlasıdır. Sevgi bebeğin mamasıdır. Aidiyet duygusunu oluşturur. Bu yüzden ilk sözcüğü ‘anne/baba’ dır. Bence bu her şeyi anlatıyor.

Konuyla ilgili okuduğum şu araştırmanın belleğimde unutulmaz yeri vardır. ‘Alman imparatoru Federic, doğuştan gelen dil konusunda elli bebek üzerinde araştırma yapıyor. Bu çocuklara bakıcılar yalnız mamalarını veriyor, altlarını değiştiriyor ve başka temas olmadan yataklarına koyuyor. Sonuç olarak bebeklerle hiç konuşmadılar. Peki, bebekler hangi dili konuştu? Kimse bilemedi, çünkü konuşacak yaşa gelmeden elli bebeğin ellisi de öldü.’ Bu araştırma; fizyolojik ihtiyaç kadar, ruhun ihtiyaçlarının giderilmesinin, (kucaklamanın, konuşulmanın, dokunulmanın, öpülmenin ve sürekli etkileşim ortamının) bebeklerin sağlıklı gelişimi için önemli olduğunun bir örneği.

Çocuk doğumundan altı saat sonra örtük bellek dediğimiz dil öncesi belleğine kayıtlar yapmaya başlar. Ve bizim ona gönderdiğimiz her türlü mesajı duygusal yaşamın merkezi olan hipokampusa kaydeder. Çocuk bu mesajlar ile ihtiyaçlarını giderir. Olumsuz mesajlar, yaşaması için gerekli salgıları engeller ve yavaş yavaş beyni ölen bebeğin fizyolojik direnci de hastalıklara karşı azalır. O yüzden ilgisiz ve sevgisiz çocuklar hastalıklar konusunda daha hassastır. Bununla beraber sevgi ve ilginin zihinsel gelişim üzerindeki etkisi bir çok bilimsel araştırmalara konu oluyor. Araştırmalara göre ilgi görmeyen bebeğin beyin faaliyetinin, görene göre çok daha az olduğunu açıkça gösteriyor…

Bir araştırma sonucunu daha sizler ile paylaşmak istiyorum; Yeni doğan bebeğin beyin ağırlığı 330 gram, bu ağırlık 2 yaşında 990 grama çıkıyor. İnsanların beyni hayatlarının ilk iki senesinde geliştiği kadar hiçbir zaman gelişmiyor. Altın yaşlar denilen ilk 2-3 seneden inanılmaz bir öğrenme ve gelişme kapasitesi var. İlk 3 sene beyindeki sinapslar, yani beyindeki sinir hücreleri arasındaki iletişim tüm insan hayatının en üst düzeyine ulaşıyor. 15 yaşından itibaren kullanılmayan kısımlarda bir düşüş yaşanıyor, yani bir ince ayara gidiliyor. 40′tan sonra ise artık yavaş yavaş var olanları kaybetmeye başlıyoruz. Yaşlara göre beyin sinirleri arasındaki iletişim yoğunluğu farkı. Soldan sağa; yeni doğan, 3 yaş ve 15 yaş . Bebeklerin az ya da çok uyarı alması hem beyin gelişimleri hem davranışları üzerinde çok etkili. Sevgi ilgi gören anne babası ile vakit geçiren bebeklerin beyin faaliyetleri çok daha yoğun oluyor. Dolayısıyla çok daha fazla sinaps gelişiyor. Denekler üzerinde yapılan araştırma sonucunda İlk 3 sene çocuğunuza ayıracağınız vakit bu açıdan çok önemli.

Sevgi,ilgi ile pırıl pırıl zekalarını ve kişiliklerini işlemek,yoğurmak ve topluma iyi bir insan olarak kazandırmak en önemli görevimiz.

Toplumun refahı için sağlıklı bireylere ihtiyacımız var. İlgisiz yetişen çocuk, toplum için bir tehdittir. Zira Sevgi ile büyüyen tohumlar ormana ağaç olur.

Semiha Özgür Sezer

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]