* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Aile Olmak  (Okunma sayısı 326 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı melek

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2334
Aile Olmak
« : Aralık 02, 2019, 08:04:35 ÖÖ »
Aile Olmak

Allah insanı tek bir nefisten yaratmış, sonra ondan eşini var etmiştir. Bu iki cinsten insan nesli üremeye başlamıştır. “Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan, ikisinden birçok erkek ve kadın üretip yayan Rabb’inize itaatsizlikten sakının…” (Nisâ, 4/1.) Cenab-ı Hak, yaratılışın bir erkek ve bir kadın üzerinden devamına ve bu konunun önemine, onu kendi varlığının delillerinden sayarak dikkat çekmektedir.

Rûm sûresinde "ve min âyâtihi" formundaki ayetlerde insanları Allah’ın varlığından haberdar edecek ve O’nun birliğini/ büyüklüğünü anlamaları için alamet/işaret sayılacak (Mukatil, et-Tefsiru’l-Kebir, c. 3, s. 410) deliller peş peşe sıralanmıştır. İnsanın topraktan yaratılışı, beşer olarak yeryüzüne yayılması, dillerin ve renklerin çeşitliliği gibi birtakım özellikler hep Allah’ın varlığının delilleridir. (Rûm, 30/ 20-25) İnsanın kendisi ile huzura kavuşacağı bir eşe olan ihtiyacı da Allah’ın dilemesiyle mümkündür: “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” (Rûm, 30/21.)

Eşi kendi cinsinden yaratılan insan, bu hâliyle Rabb’inin varlığına delil olan bir ayettir. Kadın ve erkek, yaratılışın temel unsuru olan insanın birbirini tamamlayan iki parçasıdır; biri olmadan diğeri hep eksiktir. Onlara birbirlerini teskin etmek/huzura kavuşturmak gibi bir görev Allah tarafından yüklenmiş, bunun için de sevgi ve merhamet duygularıyla süslenmişlerdir. Ayette kadın ve erkek için var edildiği söylenen sevgi (meveddet) insanın maddi, merhamet (rahmet) manevi yönünü besleyen duygulardır. “Meveddet ve rahmet kelimeleriyle ilgili olarak tefsirlerde değişik yorumlar yapılmıştır; bunların ortak noktası şudur: “Eş olma” hissinin, kan hısımlığına dayalı olmaksızın iki ayrı cinsi çok güçlü psikolojik ve biyolojik bağlarla birbirine bağlaması, bunun üzerine insana yaraşır bir üreme ve yaşama biAile Olmak Dr. Sema Çelem Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi BİR AYET BİR YORUM Aile | Ocak 2019 13 çimi oluşturmasıdır. Öyle ki temelinde iffet anlayışı bulunan, karşılıklı güven, sevgi ve esirgeme duygularıyla geliştirilen aile kurumunun bina edilebilmesi, yüce Allah’ın insanlığa en büyük lütuflarındandır. Ayette ifade buyurulduğu üzere iyi düşünen kimseler için bundan çıkarılacak önemli dersler vardır.” (Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, c. IV,s.303.)

Kadın ve erkek birbirlerinin örtüsüdür. Allah, “Onlar size örtüdürler, siz de onlara örtüsünüz.” (Bakara, 2/ 187.) buyurarak kadın ve erkeğin birbirleri ile bağının ne kadar sıkı olduğunu göstermiştir. Nikâh bağıyla bağlanan eşler de birbirleri için günaha karşı kalkan olur, ayıp ve kusurlarını örterler. Birbirlerini korurlar. Bu anlamda birbirlerinin elbisesidirler. Bedensel ve zihinsel ihtiyaçlarını karşılıklı olarak giderirler. Olumsuz gibi görünse de aralarındaki çekişme ve tartışmalar bile şarj eder çiftleri.

Aile birliğinin temeli evliliktir. Bir kadın ve bir erkeğin kurduğu yuva zamanla büyür, önce çocuklar sonra torunlarla şenlenir. Muhkem bir kaledir yuva; korur, kollar, ısıtır, büyütür. Önce kadın ve erkek birbirine örtü olmuştur, sonra kanatlarının altında büyüttüklerine. Aile genişledikçe hareket alanları çoğalır; sevgi, saygı, merhamet, yardımlaşma, güven gibi insani ihtiyaçlar aile içinde giderilir. Hz. Peygamber evlenmiş, evliliği teşvik etmiş “Kişi evlendiğinde dinin yarısını tamamlamıştır. Diğer yarısı için de Allah’tan korksun!” (Beyhakî, Şuabü’l-îmân, IV,382.) buyurarak evliliğin, günahtan korumak suretiyle, insanın dinî hayatına olumlu etkisini dile getirmiştir. Yine dünyalık nimetlerden uzak kalarak kendini yalnızca ibadete vermek isteyen, bununla birlikte evlilik bağından da uzaklaşanları uyarmıştır: “Evlenmek benim sünnetimdir. Kim benim sünnetime uygun davranmazsa benden değildir. Evlenin, çünkü ben (kıyamet günü diğer) ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim.” (İbn Mâce, Nikâh,1.)

Ailenin toplum ve fert için gerçekleştirdiği fonksiyonlar, onun yeri doldurulamaz ve alternatifi olmayan bir kurum olarak kabul edilmesini sağlamıştır (Sefa Saygılı, Evlilik ve Aile Terapisi, Tartışmalı İlmi Toplantı, 24/25 Nisan 2010). İnsanların maddi ve manevi yönden gelişmesine katkı sağlayan evlilik nimetinin sürekliliği, onun sağlam temeller üzerine kurulmasıyla mümkündür. Kadın ve erkeğin evleneceği kişide aradığı özellikler, sahip oldukları nitelikler üzerinden şekillenir. Zenginlik, güzellik, statü, kariyer vb. beklentiler evlilikte huzur için yeterli değildir.

“Dindarlık, güzel ahlâk, uyum, anlayış, fedakârlık ve kişilik sahibi olma, sağlam bir aile kurumu için önde gelen vasıflardır.” (Nihat Yatkın “İslâm’da Evlilik Ve Eş Seçiminde Dindarlığın Tercih Edilmesi” Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı:33, Erzurum 2010, s. 48). Hz. Peygamber eş seçiminde dindarlığı öncelemenin gereğini vurgulamıştır: “Kadınla dört şeyi için evlenilir: Malı, soyu, güzelliği ve dini. Sen dindar olanını seç ki iki elin bereket görsün.” (Buhârî, Nikâh, 16.)

Kadın ve erkek arasında toplumsal bir takım deformasyonlarla ortaya çıkarılan rekabet duygusu, hem fertlere hem de topluma zarar verecek boyuta ulaştığında, önce aile sonra toplum yok olmakla karşı karşıya kalmaktadır. Kadın ve erkek arasındaki meveddet ve rahmet Allah’tan, onların birbirine karşı buğzu ise şeytandandır. (Zemahşeri, Keşşâf, c. 4, s. 571.) İnsan cinsiyet üzerinden birbiri ile yarıştırılamayacak kadar değerlidir. Toplum için kadın ya da erkek değil birey önceliklidir. Geçmişin güç üzerinden yaptığı cinsiyet vurgusu yani bir tarafı diğerinden daha fazla yüceltme, günümüzde haklar üzerinden ve yine tek taraflı yürütülerek aslında aynı hataya düşülmektedir. Ailenin teşekkülü ve varlığını sürdürebilmesi için erkek ve kadın arasındaki sevgi ve saygıyı beslemek, onları birbirinin rakibi değil tamamlayıcısı olarak görmek ilahî iradeye uygun bir tutumdur ve teşvik edilmelidir.

Çevrimdışı melek

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2334
Ynt: Hadislerle Aile Bağları
« Yanıtla #1 : Aralık 02, 2019, 08:09:04 ÖÖ »
Hadislerle Aile Bağları

EN HAYIRLI MÜSLÜMAN OLMA FIRSATI

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olanınızdır. Ben de aileme karşı en hayırlı olanınızım.”(Tirmizî, Menâkıb, 63.)

Dünya hayatı bir imtihan yolculuğudur. İnsan ise bu hayata “inanmak” ve “iyi işler yapmak” için gelen bir yolcu… Yol uzayıp giderken kolumuza giren en yakınlarımız, sıkıntıyı birlikte göğüsleyip huzuru birlikte yakaladığımız yol arkadaşlarımız deyince, ilk önce aklımıza ailemiz gelir.

Anne-baba-çocuk arasındaki bağın ve eşlerin birbirine olan bağlılığının, maddi ihtiyaçların çok ötesinde manevi bir anlamı vardır. Bizler ailemizle birlikte büyürken öğrenir, yaşarken olgunlaşır, sever, paylaşır, affeder, sabrederiz. Ailenin kişiliğimize sunduğu katkıyı, anne-babamızın üzerimizdeki hakkını, evlatlarımızın bize yaşattığı mutluluğu, eşimizle kavuştuğumuz huzuru hangi hazineyle değişebiliriz?

Ailenin Cenab-ı Hak tarafından bir insana lütfedilen en büyük nimetlerden biri olduğunda kuşku yoktur. O zaman her nimet gibi aile sahibi olmanın da bir külfeti, sınırları ve sorumlulukları vardır. Birbirine bu kadar yakın mesafede yaşayan, aynı sofraya oturup aynı gündemi paylaşan insanların elbette anlaşamadıkları zamanlar da olacaktır. Bazen öncelikler çatışacak, ihtiyaçlar yarışacak, bazen de fikirler uyuşmayıp planlar ters köşelere savrulacaktır. İşte böyle zamanlarda bütün olumsuzluklara rağmen aile içinde saygıyı, insafı ve merhameti elden bırakmamak “en hayırlı Müslüman” olmak demektir.

Bir düşünelim: Canımızı sıkan durumlar karşısında çoğumuz iş yerinde, çarşıda, okulda daha sabırlı, daha nazik, daha hoşgörülü olabiliyorken aile arasında aynı sabrı ve nezaketi gösterme ihtiyacı hissetmeyiz. Olay aynı bile olsa, tepkilerimiz aynı olmaz. Ev içinde maskemizi çıkarır, öfkemize dur demeden, ne dediğimizi düşünmeden âdeta zehir saçarız. Hâlbuki şu kısacık hayatta ailemizden daha fazla bizi düşünen, bizim için emek veren de yoktur… Bizim iyi davranışımızı, vicdanlı ve sağduyulu tepkilerimizi en çok onlar hak etmekte değil midir?

Bu yüzden Sevgili Peygamberimiz, en hayırlı Müslüman olma vasfını, ailemize karşı gösterdiğimiz güzel davranışlara bağlamış ve “Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olanınızdır.” buyurmuştur. Tabir yerindeyse, marifet, aile kadar yakın bir alanda ve sıkı ilişkiler ağında iyi davranıştan ödün vermemektir. Her hâl ve şartta ailesine karşı güzel davranan, anlaşmazlıkları sevgi ve şefkatle çözen, adaleti elden bırakmayan kişi, sosyal hayatta karşılaştığı insanlara karşı haydi haydi iyi davranacaktır. “El iyisi, ev delisi!” diye anlatılan insanların ise “hayırlı Müslüman” olma şansı yoktur

Hadis-i şerifte “hayırlı Müslüman” yani Allah’ın rızasını kazanmış salih bir kul olmanın yolu olarak “güzel ahlaka” işaret edilmesi, ayrıca düşünülmesi gereken bir husustur. Çoğumuz hayat yolculuğunda kemal basamaklarını tırmanmanın, Hak Teâlâ katında makbul bir makama ermenin ancak ibadet sayımızdaki artışla mümkün olduğunu zannederiz. Hâlbuki imanın vazgeçilmez bir gereği de güzel ahlâktır ve Peygamberimizin ifadesiyle “Kıyamet günü müminin mizanında güzel ahlâktan daha ağır gelen bir şey yoktur. Muhakkak ki Allah söz ve fiilleri çirkin olan kimselere son derece öfkelenir.” (Tirmizî, Birr ve Sıla, 62.)

O halde, en yakınlarımızla kurduğumuz ilişkinin niteliği, Allah (c.c.) ile aramızdaki ilişkinin kalitesini de etkilemekte, bir diğer ifadeyle ailesine iyi davranan kişinin Allah katındaki değeri de artmaktadır. Müslüman’a yakışan, ibadet kadar ahlaka da yatırım yapmak; yaşına, cinsiyetine, mesleğine, mal varlığına ya da soy ağacına bakmaksızın bütün insanlara güzel ahlaklı davranmaktır. Bu konuda Sevgili Peygamberimiz eşsiz bir örnektir. Hem bir baba, dede ve eş olarak ailesi içinde, hem de bir devlet başkanı, hâkim, kumandan, imam olarak toplum içinde iyilikten asla ayrılmayan Allah Resulü (s.a.s) hepimizin rol modelidir. Bu yüzden “Ben de aileme karşı en hayırlı olanınızım.” buyurarak kendisine işaret etmektedir. Onu izleyen, her hâlini dikkatle takip eden ve davranışlarını model alan ashâb-ı kirâm gibi, bizler de onu iyi tanımaya, onun gibi davranmaya ve onun ahlakıyla ahlaklanmaya gayret göstermeliyiz.

Ailesine karşı daima müşfik ve nazik, muhabbet ve merhamet dolu, sabırlı ve hoşgörülü olan Peygamberimiz (s.a.s.), yuvasına şiddet ve nefretin bulaşmasına asla izin vermemiş, aile fertleri arasında her konuda adaleti gözetmiş, onlara sevgisini açıkça ifade etmekten çekinmemiştir.

Dualarına ailesini de katmış, “Allah’ım! Ey Rabbimiz ve her şeyin Rabbi! Beni ve ailemi dünya ve âhirette her ân sana ihlâsla bağlı kıl. Ey yücelik ve ikram sahibi!” (Ebu Dâvûd, Tefsîru ebvâbi’l-vitr, 25.) diyerek Cenâb-ı Hakka yalvarmıştır. O gün olduğu gibi bugün de iyi bir Müslüman olmanın anahtarı, anne-babamızın, eşimizin ve yavrularımızın yüreğinde saklıdır.

 


* BENZER KONULAR

Rahîm Ve Rahmân Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:28:55 ÖÖ]


Davranışlarımız Kaydediliyor Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:22:46 ÖÖ]


Biliniz Cesedin Öyle Bir Et Parcası Vardır Ki Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:18:08 ÖÖ]


Melek Girmeyen Evler Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:04:30 ÖÖ]


Doğru Çalışma Methodu Gönderen: türkiyem
[Bugün, 10:59:59 ÖÖ]


Başınızı Çevirip Gitmeyin Gönderen: türkiyem
[Bugün, 10:39:23 ÖÖ]


Ozan Birgül 320 kbps - 2 kısım Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:15:33 ÖÖ]


Ozan Birgül - İlahiler 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:04:09 ÖÖ]


Dualarımız Neden Kabul Olmuyor Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:10:43 ÖÖ]


Birlikte Hizmet Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:59:59 ÖÖ]


Gizli Halleri Açık Hallerinden Daha Hayırlı Adamlara İhtiyacımız Var Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:40:31 ÖÖ]


Mücahitler Kazandığınızı Kaybetmeyiniz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:32 ÖÖ]


İnsanlardan Övgü Beklemek Ateşle Oynamak Gibidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:24:29 ÖÖ]


Zamanın Kıymetini Bilmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:13 ÖÖ]


Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Dün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Dün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Dün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Dün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Dün, 08:09:36 ÖS]