* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Çocuk ve Oyun  (Okunma sayısı 111 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7241
Çocuk ve Oyun
« : Haziran 26, 2022, 07:37:28 ÖÖ »
Çocuk ve Oyun

Çocukluk yıllarımıza doğru zihinsel bir seyahate çıktığımızda ilk hatırımıza gelen, o dönemde oynadığımız oyunlar ve oyun arkadaşlarımız olur. Ve yine çocukluğunu doyasıya yaşayanlar dediğimizde ise, hayâtının o yıllarında gönlünce oyun oynayan ve bu konuda engellenmeyen çocuklar gelir hayâlimize. Çünkü elinden oyunu alınmış bir çocuk, gelişimi yarım kalmış bir çocuktur.

Çocuk için oyunun anlamı çok zengindir. Oyun; çocuğu eğiten, eğlendiren hayâtî bir unsur, aynı zamanda onun gelişiminin vazgeçilmez bir parçasıdır. Ya da Montaine'nin dediği gibi oyun "Çocukların en gerçek uğraşlarıdır" da diyebiliriz. Bir ayağı hayâl bir ayağı gerçek dünyâda olan oyuna hayâtın bir simülasyonu gözüyle de bakabiliriz. Çünkü çocukluk neşesinin katığı olan oyun, çocuğu en yalın hâliyle içine çekip, onu orada değiştirip dönüştürerek hayâta hazırlar.

Biz yetişkinler için oyun, vakit geçirmek ve eğlenme amacı taşısa da çocuk için oyun temel bir gereksinimdir. Garry Landreth; "Kuşlar uçar, balıklar yüzer, çocuklar oyun oynar." diyerek oyunun çocuk gelişimi için fıtrî bir ihtiyaç olduğunu ifâde eder. İmâm-ı Gazâlî ise, çocuğun eğitiminde oyunun önemli bir yeri olduğunu söyler. Ona göre oyun, çocuğu dinlendirir, onun belleğini yeniler ve öğrenme gücünü arttırır.

Çocuk hayâta karşı merak duygusunu oyun üzerinden doyurmaya çalışır. Merak duygusu ise çocuğu geliştiren bir durum. Yine oyun sâyesinde çocuk, hayâtı prova ederek kendisine göre yeni çıkarımlar oluşturur. Böylece hiç kimsenin ona öğretemeyeceği şeyleri, oyun içerisinde deneyimleyerek öğrenir ve yaratıcılık yönünü geliştirir. Birikmiş enerjisini, herkesçe kabûl gören bir yolla boşaltma imkânı bulur. Ayrıca oyun, çocuğun içinde var olan saldırganlık dürtüsünün boşalmasına da yardımcı olur.

Oyun çocuğun bedensel, zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimlerine de katkı sağlar. Çocuğun koşması, atlaması, zıplaması, el-kol ve bacak kaslarının çalışması onun bedensel gelişimini destekler ve ona çeviklik kazandırır. Yine çocuk oyunla, araştırma ve plan yaparak birtakım hipotezleri ve taktikleri dener. Böylece oyun, çocuğun öğrenimini kamçılayan zihinsel bir süreç olur. Bu konuda oyuna çocuğun zihinsel antrenmanı da diyebiliriz. Oyun aynı zamanda, çocukların birbirleriyle tanışıp kaynaşmalarını sağlayan ortak bir iletişim dilidir. Çocuk oyun vâsıtasıyla işbirliği yapma, kurallara uyma, paylaşma, başkalarının hakkına saygı gösterme ve yardımlaşma gibi sosyal becerileri öğrenir.

Oyunun aynı zamanda terapötik ve iyileştirici bir yönü de vardır. Çocuklar yaşadıkları ruhsal sıkıntıları genelde davranış dili ile ifâde ederler. Çocuklar davranış problemleriyle bizlere hâl diliyle 'dikkat benim bir sorunum var' mesajı verirler. Burada alanında uzman kişiler, oyun terapisi tekniği ile kelimelerin yerini tutan oyuncak ve sembolleri kullanarak çocuğun dünyâsına girerler. Yine çocuk oyun vâsıtasıyla kaybetme ve kazanma duygularını öğrenip duygusal olarak gelişir.

Oyun oynarken açlığını ve susuzluğunu unutan çocuğu annesi çağırdığında çocuk: "Şu işim bitsin de öyle geleyim." der. Çünkü çocuk için oyun, tamamlanması gereken ciddi bir iştir. Bununla ilgili Peygamber Efendimiz’in (sav) oyun oynayan çocuklara yaklaşımını anlatan ve kaynaklarda geçen bir olayı aktarmak istiyorum: Bir defasında Peygamber Efendimiz secde hâlindeyken torunları Hz. Hasan geldi ve o mübârek sırtına çıktılar. O ininceye kadar Peygamberimiz secdeyi uzattı.

Oradakiler meraklanıp sordu:

"Yâ Rasûlallah, secdeyi uzatmış olmadınız mı?"

Peygamber Efendimiz buyurdular ki: "Oğlum sırtıma çıkınca acele etmekten çekindim." Efendimiz’in bu sözlerinde, oyunun çocuklar için ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz. Yine burada; çocuğun oynadığı oyunu tamamlamasının, oyundan doyum sağlaması adına önemli olduğunu görüyoruz. Bununla ilgili olarak şunu da belirtelim: Çocuğun oyunu sonlandırmasını istediğimizde, buna çocuğu hazırlamalıyız. Oyun süresinin bitmesine en az beş dakîka kala onu durumdan haberdâr edelim ki, onun oyununu bitirmesine fırsat vermiş olalım.

Çocukların oynadığı oyunlar çocuğun yaşına ve gelişimine göre farklılık gösterir. Bebeklikte Ce-cee ile başlayan oyunlar, insan hayâtının her döneminde değişik şekillerde kendini gösterir. Çocuklar 0-1 yaş döneminde ses, şekil, renklere karşı duyarlıdırlar. Bu dönemde çocuk, eline geçirdiği her şeyi ağzına götürerek tanımaya çalışır. Kendi eli, kolu, annesinin yüzü onun için birer oyun ve oyuncaktır. Çocuklar 0-2 yaş döneminde ise genelde tek başlarına oynamayı tercîh ederler. Evde gördükleri herşeyi oyunlaştırarak (yemek ve ütü yapmak gibi) taklit etmeye başlarlar. 2-3 yaş döneminde ise 'paralel oyun dönemi' denilen bir döneme girerler. Bu dönemde diğer çocuklarla aynı ortamda fakat birbirinden bağımsız olarak oyun oynarlar. 3-4 yaş döneminde ise işbirliğine dayalı oyunlar oynamaya başlarlar. 5 yaş ve üzerinde ise kurallı oyun oynamaya geçerler.

Oyun; çocukların dili, oyuncaklar ise onların kelimeleridir. Bu konuyla ilgili olarak, çocukların gelişim düzeylerine uygun oyuncakların seçilmesine özen gösterilmelidir. Bir oyuncağın çocuğun ihtiyaçlarını karşılayarak onun gelişim dönem özelliklerine hizmet etmesi, o oyuncağın yararlılığını gösterir. Burada çok pahalı oyuncaklardan ziyâde, çocuğun gelişim alanlarına hizmet eden ve onun sağlığına zarar vermeyen oyuncakların tercîh edilmesi önemli duruyor. Yerine göre çocuk için her araç-gereç bir oyun malzemesi olabilir. Bu konuda çocuğun hayâl dünyâsını işin içine dâhil ederek onun oyuncak yapmasına fırsat verilmesi ise, oyunu ve oyuncağı daha değerli kılacaktır. Yine çok oyuncaktan ziyâde, belirli kategorilerde çocuğun gelişimine yardımcı olacak oyuncaklar seçilebilir.

Oyun konusunu işlerken günümüz çocuklarının en gözdesi olan bilgisayar oyunlarına değinmeden olmaz. Zîrâ gelişen teknolojinin getirdiği bilgisayar oyunları bu zaman diliminin bir gerçeği. Küçük çocuklara büyük oyunların oynandığı ve içerikleri ile şiddet ve cinselliğin empoze edildiği, yine suçun meşrû gösterildiği oyunlara karşı uyanık olmalıyız. Çok mâsum gibi görünen kıyafet giydirme oyunları ile çocukların mahremiyet algıları zarar görebiliyor. Yine bu tarz oyunlarla fiziksel görünüm ön plana çıkarılarak bilinçaltına 'hep mükemmel görünmelisin' mesajı verilebiliyor. Çocuk zihni, gördüğü ile hayâl ettiği arasındaki farkı çok kestiremez. Bizim kültürümüzle ve değerlerimizle ilgisi/alâkası olmayan şeylerin çocuklar için normalleşmesi ve sıradanlaşması onların ahlâkî gelişimlerine zarar verebilecektir. Bilgisayar oyunlarını tamâmen yasaklamaktan ziyâde, onların zararlarının farkında olup çocuklarımıza bu konuda rehberlik yapabilmeliyiz. Çocuğumuzun oynadığı oyunla ilgili bir miktar bilgi sâhibi olmamamız onları yönlendirirken işimize yarayacaktır. Çocuğumuzun bilgisayar oyunu oynaması için, evimizin ortak kullanım alanında, teknik önlemleri (güvenli internet, çocuk arama motoru vs.) alarak ve mutlaka zaman sınırlandırması yaparak onayladığımız bilgisayar oyununu oynamasına müsâade edebiliriz.

Çocukla kaliteli zaman geçirmenin en etkili yolu onunla oyun oynamaktır. Çocuğumuzla vakit geçirirken onunla oyun oynamamız, onu daha yakından tanımamızı sağlayacaktır. Çocuklar oyun esnâsında, her türlü duygu ve düşüncelerini çok rahat bir şekilde ifâde edebilirler. Burada Efendimiz’in (sav), "Çocukla çocuklaşın." buyruklarını da hatırlayarak çocuklarımızla oyun vâsıtasıyla bağ kurabiliriz. Çocukla oyun oynarken ona müdâhale etmeden, ders vermeden oyunun yönetimini tamâmen ona verebilmeliyiz. Oyun esnâsında onun bizi yönlendirmesi için kendimizi onlara bırakabiliriz. Çünkü oyunun uzmanı çocuklardır ve onlara işlerini öğretmemeliyiz. Ve oynanan oyun mantıklı olmak zorunda da değildir. Yâni balıklar konuşabilir, arabalar uçabilir. Çocuğun hayâlini sınırlandırmadan, o nasıl istiyorsa öyle olmasına müsâade edebilmeliyiz. Ve oyunun akışı içinde kendimizi ortama bırakarak biz de o andan keyif alabilmeliyiz. Çocuk zorâki yanında duran anne-babayı hemen farkeder ve bundan huzursuz olur. Onlara ayırdığımız zaman diliminde, başka ilgi dağıtıcıları devre dışı bırakarak sâdece onlara yönelebilmeliyiz. Unutmayalım ki dünyâdaki hiçbir oyuncak, anne-babanın ilgi ve sevgisinin yerini tutmaz.

Asuman Düzgün.

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]