ÇOCUK TERBİYESİ İLE ALAKALI BAZI YANLIŞLAR
Kendi Çocuğunu Kusursuz Görme: Çocuklarımızı seviyoruz. Tabi ki de onlara güvenip arkasında olacağız. İyi huylarını destekleyeceğiz. Ama onları hatasız görmek yanlıştır. Benim çocuğum asla yapmaz diye düşünmek, yanıltıcıdır. İnsan bu.
Hatasız olmaz. Tabi ki insanların hatalarını ifşa etmek ya da yüzlerine vurmak ya da geçmişteki hatalarını sürekli gündeme getirmek de yanlıştır.
İnsanın kendi nefsine güvenmesi doğru olmadığına göre başkalarına güvenmesi asla akıl kârı değildir.
Biz İyi ve Bilgili İsek Çocuklarımız da Bizim Gibi Olur Zannı: Ahlak, terbiye ile olur ve takip ile korunur.
İlim de öğrenmekle olur. Çocuklar, kendi kendilerine ahlaklı ve ilim sahibi olamazlar.
Tabi ki bizi örnek alabilirler. Ama bu, terbiye ve takibe engel değildir. İnsan, emek ister; emekle yetişir. Canlılar içinde en geç yürüyen ve en geç öğrenen varlık, insandır. Bu da onun özel bir yeri ve görevi olması nedeniyledir.
Çocuğun Terbiyesinden Başkasını Sorumlu Tutma:
Çocuğun terbiyesinden birinci derecede aile ve özellikle de idare sorumluluğu gereği baba sorumludur. Biz hep, anneyi sorumlu tutar ve cennet annelerin ayağı altında deriz. Oysa baba da cennetin orta direğidir. O yüzden babalık görevini ihmal etmemek gerekir.
Tabi ki baba, çocuğunu eğitmesi için başkalarından yardım alabilir. Ama bu, onun sorumluluğunu düşürmez. Tıpkı kurbanını kendi başına kesemeyenin başkasından yardım istemesi gibi. Başkasına kurbanımızı kestirsek de yine de bunun kabul olmadığından biz sorumluyuz.
Çocuklarını Başkaları İle Kıyaslama: İnsanın, kendi hayatını da başkaları ile kıyaslaması yanlıştır. Her insanın kendine özgü bir hayatı, imkânları, davranışları ve kabiliyetleri vardır.
Aileye düşen, bu kabiliyetleri keşfedip geliştirmek ve çocukları ona göre yönlendirmektir.
Her insana kendi çocuğu kusurlu, kendi hayatı ve kendi işi zor gelir. Fakat bu yanlıştır zira biz başkalarının zorluklarını ve kusurlarını bilmeyiz.
Kendi Hayallerimizi Çocuklarda Gerçekleştirme: Bu da aslında yukarıdaki madde ile alâkalıdır. Aslolan, çocukların kendi huy ve kabiliyetlerini keşfetmektir. Yoksa biz, kendi yapmak isteyip de beceremediklerimizi çocuklarımızda gerçekleştiremeyiz. Bu yanlıştır.
Fakat bu durum, çocuklarımızı başıboş bırakacağımız anlamına gelmez. Sadece kabiliyetlerine göre onları yönlendirmek ve takip etmek yeterlidir. Sonuç ise kaderde yazılana göre olacaktır. Biz sonuçtan mesul değiliz; gayretten mesulüz.
Aşırı Koruyuculuk: Çocuklarımızın sorumluluk almalarına, hayatın zorluklarına alışmalarına engel olmak ve onların her istediğini yapmak; iyilik değil kötülüktür.
Çocuklara sorumluluk yüklenmelidir. Hayatın zorlukları öğretilmelidir. Dünyanın imtihan olduğu gösterilmelidir.
Onların istediği her şeyi yapmak, sadece nefislerinin aşırılığına sebep olacaktır. Oğlum ezilmesin, kızım şöyle olsun, hayatlarını yaşasınlar gibi ifadeler; asla bize yakışan ve inancımızla örtüşen şeyler değildir.
Çocuklarının Büyüdüğünü Kabul Etmeme:
Çocukların bir gün büyüyüp anne-baba olacağını kabul etmek gerekiyor. Başka sorumluluklar alacaklarını da bilmek gerekiyor. “Aa benim çocuğum ne zaman büyümüş”, “bana göre o hâlâ çocuk” gibi ifadeler uygun değildir.
Onlar büyüyecekler ve belki de bizden daha üstün insanlar olacaklar. Onlar bize sadece emanettir. Allah müsaade ettiği için onlara anne-babalık yapabiliyoruz ve Allah’ın emri gereği onlardan sorumluyuz.
Kendini Çocukları İçin Feda Etme: Anne-baba olarak tabi ki sorumluluklarımız vardır. Ama bu, onların uğruna kendimizi ihmal etmemizi, kendi haklarımızı ve Allah’a karşı olan görevlerimizi terk etmemizi gerektirmez.
Yani Allah’ın bize yüklemediği sorumluluğu kendimize yüklememiz hem uygun değildir hem da akıllı işi değildir.
Benim Yüzümden Oldu ya da Benim Sayemde Oldu Zannı: Çocuklarımız, biz iyi terbiye ettiğimiz için iyi olmaz. Biz ihmal ettiğimiz ya da kötü olduğumuz için kötü de olmazlar. Hidayet Allah’tandır. İnsanın hidayeti kendinde görmesi, caiz değildir.
Onlar, kaderlerine göre iyi ya da kötü insan olurlar. Biz, terbiye etmekle sadece kendimizi kurtarırız; onları değil. İhmal etmekle de kendimize yazık ederiz.
Turgut Akyüz.