Evcilik Oyunu Değil – Evlilik
Bizleri sadece kendisine kulluk için yaratan Allah, hayatın tamamını kulluk çerçevesinde yaşamamızı istemektedir. Hayatta bazı dönüm noktaları vardır, Önemli bazı gelişmeler ve olaylar vardır. Bunlardan birisi de “evlilik” hususudur.
Evlilik bir “evcilik oyunu” değildir. Bu nedenle titiz davranılması gerekmektedir. Yap boz oyunu değildir ki, kurduğun evi bozup yeni yeniden kurmaya kalkışasın. Özellikle gençlerin şu hususu iyi bilmeleri gerekmektedir. Evlilik, eşin belirli gün ve gecelerde kırmızı gül getirdiği romantik ve toz pembe sahnelerden oluşan bir birliktelik değildir. Evlilik, kulluk yürüyüşünde sana ömür boyu eşlik edecek yol arkadaşını seçmektir. Evlilik, tevhid davasının hakim olması için mücadelesinde kendisine yardımcı seçmektir. Evlilik, çocukların ve neslin eğitmenliğinde yarım kalan rolü tamamlamaktır. Ve evlilik bir Mü’min için en önemli ibâdetlerdendir. Bir şeyin ibâdet olabilmesi için Allah’ın emri, Allah’ın emrettiği gibi ve sadece Allah için olmak zorundadır.
Gençlerin dikkate almaları gereken en önemli hususlardan birisi de, duyguyu ön plâna alıp aklı geriye itmemeleridir. Zira duygular aklın önüne geçtiğinde, sağlıklı karar vermesi mümkün değildir. Duygu olmasın dediğimi zannetmeyin. Elbette ki, görmek beğenmek ve hoşlanmak olmalı ama kararlar aklın kontrolünde gerçekleşmelidir. Evlilik öncesi, nikâh olmadan her türlü duygusal beraberlik yasaktır. Flört, kadın ve erkeğin (nikâhsız) arasındaki duygusal alâka, kız ve erkek arkadaşlığı. Bunun adına bazen (sözüm ona) dost hayatı dendi, bazen beraber çıkmak adı verilse de bu, zinaya verilmiş çağdaş bir isimden öte bir şey değildir. Elbette ki, karşı cinslerin birbirlerine olan ilgileri inkâr edilemez bir gerçektir. Lâkin Müslümanlar açısından bunun bir imtihan olduğu asla unutulmamalıdır. Kalû belâda ‘Evet’ diyerek, dünyada her türlü meselemizin hükmünü Allah’tan
alacağımıza söz veren bizlerin, duyguları Allah’ın emri dışında kullanma hakkı yoktur. Flört esnasında hangi taraf birbirine dürüsttür!(?) Her iki taraf da, karşı tarafın isteğine göre şekil alıp, anlık zevkleri hayatın mutluluğu zannederek, sadece duyguların kirlenmesine değil, hayatlarının kararmasına sebep olabilmektedirler. Ahretteki sonuç ise elbette ki dünyadakiyle kıyas edilemeyecek kadar vahimdir.
Rabbi’miz Kur’an’ı Kerim’in de ‘İstek ve arzularını kendisine ilah edineni gördün mü? Sen, ona vekil değilsin, Yoksa sen onların çoğunu, söz dinler ve aklı erer mi sanıyorsun? Hayır, onlar hayvanlar gibidir, hatta yol bakımından, hayvandan da sapıktırlar’ (Furkan Sûresi: 42-43) diye buyurarak istek ve arzuların varlığına ve onların, insana yakışır şekilde kullanılması gerektiğine dikkat çekmiş ve de her konu da olduğu gibi, karşı cins konusunda da kendi koyduğu kurallara
dikkat edilmesi gerektiğini, etmeyenin kendi katında düştüğü durumu gözler önüne sermiştir.
İslâm, vahiy yoluyla bildirilmiş eşsiz bir hayat nizamıdır. Ve hayatın her alanına hükmeden bir dindir. Dolayısıyla duyguların nasıl yönlendirilmesi gerektiği, evliliğin nasıl olması gerektiği de açıkça beyan edilmiştir. İslâm’ın vaaz ettiği hayat şekli elbette ki Batı’lı, bâtıl toplumlarınkinden farklıdır. O halde gençler hayatın bu en önemli meselesinde, Allah’ın direktiflerini dikkate almalıdır. Bu, hem dünya ve hem de ahiret huzuru için zarurettir. Temeli önce mutlaka kulluk anlayışı üzerine atılmalıdır. Temeli kulluk üzerine olan ailelerde, ilk söz de son söz de Allah (cc) ve Resul’üne aittir. Zaten bir Mü’min “Lâ İlahe İlla Allah” diyerek, hayatın hakimi olarak Allah’ı kabul ettiğini beyan etmiştir.
Eş Seçiminde Dikkat Edilecek Hususlar
Sevgili gençler! Siz hayatın yükünü birlikte omuzlayacağınız bir dost seçeceksiniz. O halde şahsiyet özelliklerine dikkat kesilmeli. Çocuğunuza “baba” olacak kişinin size, özellikle de dava yolunda yol arkadaşı olacak birinin iman, amel ve ahlâk bütünlüğüne sahip olmasına özen gösterilmelidir. Ayette şöyle buyrulmuştur;
“Kötü kadınlar, kötü erkeklere, kötü erkekler de kötü kadınlara mahsustur. İyi kadınlar iyi erkeklere, iyi erkekler de iyi kadınlara lâyıktır. İşte onlar, kötülerin söylediklerinden uzaktırlar. Onlar için bağışlanma ve bol rızık vardır.” (Nur Sûresi:
26) O halde önce temiz olunacak sonra temiz eş aranacak. Önce Allah’ın istediği gibi iyi olunacak sonra iyi eş aranacak.
Bu nedenle evlilik öncesi duygularınızı kirletmekten uzak durun. Evlendiğiniz eş, gözlerine baktığınızda. “Seni sevdim” dediğiniz ilk kişi olmalı. Yaşadığımız çağ, özellikle gençler için adeta bir tezgâh. Her türlü haram alenen işleniyor ve ortamlar buna oldukça müsait. İslâm’ın hakim olmadığı yerlerde, sokakların fesat saçacağı aşikârdır. Ama hayatın imtihan olduğunu unutmamak gerekir. Hz, Yusuf için de her türlü zemin hazırdı ama O Allah’tan gerektiği gibi korktuğu için tevessül etmedi. Allah’ın
burhanını görmüştü.
“Doğrusu, hanım ona sahip olmayı iyice aklına koymuş ve buna yeltenmişti de. Eğer Rabbinin burhanını görmeseydi o da kadına meyledecekti. İşte böylece biz fenalığı ve fuhşu ondan uzaklaştırmak için burhanımızı gösterdik. Çünkü o, bizim tam ihlâsa erdirilmiş kullarımızdandı.” (Yusuf Sûresi:24) Şimdinin Yusuf’ları ve Meryem’leri de “Zinaya asla yaklaşmayın;
Çünkü o, çirkin bir iştir, kötü bir yoldur” (İsra Sûresi: 32) burhanını görerek, her türlü zeminin varlığına rağmen hakkın ipine sıkı sıkı sarılmalıdır.
Evlenirken Dikkate Alacağımız Hususlar
1: İmanlı Olması.
İman sıradan bir iddia değildir kardeşler. İman edip sonra da imanına hiç bir zulüm bulaştırmamalıdır. “İman edenler ve bu imanlarına zulüm karıştırmayanlar var ya, güven işte onlar içindir, doğru yolda olanlar onlardır.” (Enam Sûresi: 82) Tevhidi bilmesi, inanması, ikrar etmesi ve gereğini yapıyor olmasına bakılmalıdır. İman ettikten sonra imanı imtihandan geçer, İmanın imtihanında ayakların sabit kalıp sebat etmesi ancak eşlerin dayanışması ile mümkün olabilir.
2: Amel Yani İnandığını Yaşıyor Olması
Allah (cc) şöyle buyuruyor “Salih ameller işleyin çünkü ben yaptıklarınızı görürüm,” (Sebe Sûresi: 11) “Ancak tevbe edip îmân eden ve sâlih bir amel ile amel eden müstesnâ. İşte onlar var ya, Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Çünkü Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.” (Furkan Sûresi: 70) İman ve salih amelin birlikte zikredilmesi, bizim için üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur. İmanın ispatı anlamında olan amel konusunda titizlik gösterilmesi şahsiyetli bir kimsenin işidir. Sorumluluk bilinci olmayan kimseler ev idaresini yapamazlar. İlk önce Allah’a karşı sorumluluğunun farkında olmak ise müminliğin şartlarındandır.
3: Ahlâkın Güzel Olması.
“Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim” diyor Peygamberimiz. Ayrıca Mekke’de inen ayetlerin imandan sonra en çok ahlâka vurgu yapması, konunun ehemmiyetine yeterli delildir. Eskilerden bir ata sözü vardır; “Yüzü güzelden doyulur ama huyu güzelden doyulmaz”. Dikkat edin sevgili gençler, duygu insanı ancak bir yere kadar götürür ve mutlu olmak için duygu tek başına asla yeterli değildir. Elbette ahlâkı evlenmeden önce tam olarak bilinmesi mümkün olmayabilir.
Sizler karar vermeden önce, Peygamberimizin sünnetini dikkate alırsanız ve araya giren aracıların şahitliklerine güvenirseniz yaş tahtaya basmamış olursunuz. Önemli bir konu dedik ya, “Evcilik oyunu değil” hayatın ta kendisidir. Ve hayatın realitesi toz pembe hayallerden farklıdır.
Bu üç konunun dışında dikkat edilmesi gereken bazı hususlar daha vardır: Mesela; karşılıklı hukukun bilinmesi ve korunması konusunda hassasiyet. Çocuk terbiyesi konusunda lazım olan ilmi almış olmak. Kadın ya da erkeğin hiç olmazsa asgari düzeyde çocuk pedagojisinden anlıyor olması gibi.