Gönderen Konu: Evlilik Birliğinde – SADAKAT (Okunma sayısı 2912 defa)

fanidunya NET · « : Temmuz 08, 2024, 08:19:15 ÖÖ »

Evlilik Birliğinde – SADAKAT

Sadık, yalan söylemeyen dürüst ve güvenilir kişi demektir. Sadık sözcüğü bağlılık ifade etmektedir. Sadakat sadece evlilik birliği içinde kullanılan bir kavram değildir, hayatın içerisinde pek çok alanda, insan ilişkilerinin olduğu her yerde anlamlıdır. Sadık olmak, insanı erdemli kılan, insanlar arasında güvenilir olmayı sağlayan bir duruştur ve en önemli insani değerlerin başında gelir.

İnsan bir ailede doğar, o aile içerisinde yaşamı öğrenir, karakter örüntüleri oluşur. Anne babasından ve çevreden aldığı değerlerle harmanlanarak karakteri şekillenir. Oluşan şemalarla davranış örüntüleri gelişir. Birey, erken çocukluk evresinde, doğduğu evde sadakat kavramı ile birlikte pek çok insani özellikleri edinir.

Evlilikte Sadakat Neden En Önemli Unsurdur?

Evlilik, birlikte daha mutlu ve huzurlu olacağınızı düşündüğünüz kişiyle yeni bir yaşam kurma yoluna adım atmaktır. Evlilik kurumu, birtakım değerler üzerine kurulur. Bu değerlerin evlilik birliği sürecinde muhafaza edilmesi, mutlu ve sağlıklı evliliğin sırrını oluşturur. Bu bileşenler sevgi, saygı, iletişim ve sadakattir. Son yıllarda hızla artan boşanma vakaları bu değerlerin korunamamasından kaynaklanmaktadır.

Saygının, sağlıklı iletişimin ve en önemli bileşenlerinden olan sadakatin eşlik etmediği evliliklerde kısa sürede mutsuzluklar ortaya çıkmaktadır.

Çift terapisine başvurulan ve boşanma davalarında en çok yer alan nedenler arasında eşlerin birbirlerine sadakatsizliği göze çarpmaktadır. Ne yazık ki şimdilerde gençlerin pek çoğu evliliğe karşı olumsuz bakış açısı içerisindeler. Evlenmekten korktuğunu söyleyen gençlerin olduğunu görüyoruz. Genç kızların bu noktaya gelmelerini sağlayan önemli konuların başında sadakat sorunu ve güven kaygısı gelmektedir. Daha evlenmeden evlendiğimde ihanete uğrayabilirim korkusu yaşayan genç kızların evlilik sürecinde de sürekli bir kaygı ile yaşadığını görüyoruz. “Her erkek aldatır.”, “Eşimi sürekli kontrol etmeliyim.” tarzında düşünceler içerisinde olan kişiler evliliğe ve eşine karşı önyargı içerisinde hareket eder. Paranoyalar, senaryolar içerisinde boğulur. Bu türden düşünce kalıpları; eşin telefonunu karıştırma, konuşmalarını dinleme, takip cihazları kullanma gibi doğru olmayan davranışlara sürükler. Sadakat ve güven, takip mekanizmasıyla sağlanmaz ve sürdürülemez. Sadakat insanın kendisinde bulunması gereken ahlaki bir erdemdir.

Ailesinde ihanet öyküsü olan kişi, evliliğe güvensiz bir şekilde adım atabiliyor, sürekli eşinden şüphelenerek hayatını bu kaygı ile geçirebiliyor. Bu durumu eşine yansıtarak eşiyle ilişkisini yıpratabiliyor. “Acaba eşim bana ihanet ediyor mu?” sorunsalından çıkamama… Bu ruh hâli eşlerin sağlıklı ilişki kurmasını olumsuz yönde etkileyebiliyor hatta kaygılı olan bu kişiyi patolojik noktalara getirebiliyor.

Evliliğin güven duygusu zeminine oturtulması gerekir. Eşler birbirlerine karşı sevgi ve saygıyı ihmal etmemeye özen gösterdiği kadar sadık kalabileceklerine de güvenmelidir. Buradaki teslimiyet, evlilik birliğini ve kişilerin ruh sağlığını korur. Bireylerin anda kalmasını sağlayarak konfor alanlarını yükseltir. Sürekli aldatılma düşüncesiyle yaşayan birey elinde somut veri olmadan her an aldatılma duygusunu yaşatır kendisine. Bu sarmal, bir süre sonra kısır döngüye dönüşür ve kişi somut veri olmadan kendisinin ürettiği senaryoyu ispatlamak, kafasında netleştirmek için çeşitli yollara başvurur. Ancak bu yöntemlerin hiçbiri çözüm odaklı olarak işe yaramaz. Kişinin öfkesini, kaygısını, şüphesini daha çok artırır ve konfor alanını ortadan kaldırır. Burada yapılması gereken şey evlilik birliğine güven zemininde başlamaktır. Herhangi bir negatif koşullanma ile evliliğe başlamamaktır. Her evlilik yeni bir başlangıç olarak düşünülmeli, karşı tarafın güvenilir olup olmadığı evlenmeden önce değerlendirilmelidir.

Kişiler evlenmeden önce tutum ve davranışlarıyla karakter özelliklerini büyük ölçüde belli ederler. Evlilik öncesindeki hâlleri evlilikteki gidişatın bir ön izlemidir diyebiliriz. Objektif bir bakış açısı pek çok konuda bize veri sağlar. Sevgi, saygı, emek, fedakârlık ve sadakat en temel konular olarak irdelenmelidir. Ancak gençler evlenmeden önce bu sinyallerin farkına varmakta zorlanabilmekte, onları farklı okuyabilmekte veya evlendikten sonra eşim düzelir düşünceyle hareket edebilmektedirler.

Sadakatte eşler birbirlerine içten bağlılık gösterirler, bu durum mutlu evliliklerin ana unsurunu oluşturur. Tersi durum olan sadakatsizlikte eşlerin birbirlerine karşı bağlılıkları görülmez, eşe bağlı kalamamak, çoklu ilişkiler söz konusudur. Böyle bir durumda evlilik kurumunun temeli derinden sarsılır ve pek çok vakada evlilik birliği bozulur.

Bağlanma Stillerimiz Duygusal İlişkilerimizi Etkiler mi?

Bağlanma biçimleri, bebeklikten itibaren bireylerin kendi ebeveynleri ile nasıl bağlanma yaşadıklarının yansımasıdır. Çocuklukta ebeveynlerimizle olan ilişkimiz yetişkinlikte insanlarla ve karşı cinsle bağlanma stillerimizi etkiler.

Üç çeşit bağlanma biçimi olduğu ortaya konulmuştur: Güvenli bağlanma, kaçıngan bağlanma, kaygılı bağlanma.

Güvenli bağlanan kişilerin bebeklikten itibaren bakım verenleri tarafından temel ihtiyaçları geciktirilmeden, tutarlı olarak karşılanmıştır. Çocuk, koşulsuz olarak sevilmiş ve değer görmüştür. Bu en sağlıklı bağlanma biçimidir. Sağlıklı ilişkilerin yaşandığı evliliklerde bireylerde güvenli bağlanma stilinin yaygın olduğu söylenebilir.

Kaçıngan bağlanma türüne sahip kişilerin bebeklik ve erken çocukluk evresinde bakım vereni tarafından yok sayılmış, ihmal edilmiş olduğu görülmektedir. Bu kişiler yetişkinlikte ilişkilerde duygularını düzenleme, regüle etme konusunda zorluk yaşarlar. Birbirine bağlanmakta zorlanırlar. Birden fazla partnere yöneldikleri görülebilir.

Kaygılı bağlanan kişiler büyük oranda duygusal açıdan yetersiz kalan, tutarsız, ilgisiz ve duyarsız bir ebeveyn veya bakım veren tarafından büyütülen kişilerdir. Sevgiyi koşullu olarak almayı öğrenmişlerdir. İlişkilerde güvensizlik, reddedilme korkusu, aşırı kıskançlık, partnere ve diğer insanlara şüpheyle yaklaşma yaygın düşünce hatalarındandır.

Sağlıklı İlişkilerde Güven ve Sadakat

Birey dünyaya geldiği andan itibaren yaşamını döngülerle sürdürür. Bebeklikle başlayan süreç, çocukluk ve ergenlikten sonra erişkinliğe evrilir. Yetişkin olduğunda bireyin ruhunda bir ötekiyle eş olma, sonrasında ebeveyn olma isteği oluşur. İki yetişkin birey yaşamda mutluluğu yakalamak ve bu duyguyu öteki ile paylaşmak için romantik ilişkiye başlarlar. Bu sürecin ne kadar sağlıklı olduğu huzur kaynağını ve ebeveynlik rollerimizin temelini belirler.

Eşler, ilişkilerinde güven temeli oluşturamazlarsa aralarında şüphecilik, kaygı, kıskançlık, psikolojik ve fizyolojik şiddet, öfke kontrolsüzlükleri durumları yaşayabilirler. Eşlerin güven konusunda bireysel olarak engelleyemediği duygu, düşünce ve davranışları varsa bireysel terapi desteği almaları kendi ruh sağlıkları ve ilişkileri için doğru bir adım olacaktır. Bazen yaşanan deneyimler, tanık olunanlar, psikolojik travmalar bireyin güven konusunda sağlıklı düşünebilmesini engelleyebilmektedir. Birey bu döngünün içerisindeyken kendisine ve ilişkiye ne denli zarar verdiğinin farkına varamayabilir.

Eşler birbirleri için özel olduklarını, evliliğe adım attıkları ilk günden itibaren derinden hissetmeliler. Beraberlikleri boyunca aynı hassasiyetle korumaya çaba göstermeliler. Taraflar eşlerinin bu hassasiyetlerine güvenerek birbirlerini hiçbir dayanak olmadığı hâlde suçlayıcı, yargılayıcı cümle ve davranışlardan şiddetle kaçınmalılar.

Sadakatsizlik, duygusal ve psikolojik travmalara neden olan en zorlayıcı deneyimlerden biridir. Evlilikte güven sarsıcı bir eylem gerçekleşmesi durumunda ihanete uğrayan eş büyük hayal kırıklığına uğrar ve derin üzüntü yaşar. İhanet evlilik birliğini derinden sarsan travmatik bir olgudur. Birey böyle bir durumla karşı karşıya kaldığında bunun etkisini uzun süre ruhunda en ağır şekilde hisseder. İhanete uğrayan kişi bu duyguyla baş etmekte zorlanır, boşanmama kararı alsa da bu durumun kendisinde yarattığı tahribatla başa çıkamayabilir. Ancak içinde bulunduğu mevcut durumları değerlendirdikten sonra bir karar verir ve yolunu ona göre şekillendirir.

Evlilikte ihanetin gerçekleşmesi durumunda ihanete uğrayan tarafın ilk sorduğu soru, “Boşanmalı mıyım, devam mı etmeliyim?” Bu sorunun tek bir doğru cevabı yoktur. Bu, kişinin kendisinin alacağı bir karardır. Kişi hangi kararı alırsa o istikamette yoluna devam etmelidir. Birlikte yol almaya devam edilmesi durumunda sağlıklı bir birliktelik için, çift terapisi desteği alınması çok önemlidir. Aksi durumda tüm sorunların üstü kapatılarak hasır altı edilir; zamanla, çözülemeyen sorunlar sık sık gündeme getirilir ve evlilik mutsuz bir şekilde sürdürülmüş olur.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Evlilik Birliğinde – SADAKAT (Okunma sayısı 2912 defa)

fanidunya NET

Evlilik Birliğinde – SADAKAT

BENZER KONULAR