* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Evlilikle İlgili Doğru Bilinen Yanlışlar  (Okunma sayısı 483 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı melek

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2334
Evlilikle İlgili Doğru Bilinen Yanlışlar
« : Mart 08, 2018, 03:58:01 ÖS »
Evlilikle İlgili Doğru Bilinen Yanlışlar

 Evlilik, son zamanlarda üzerinde çok fazla konuşulan bir mevzu haline gelmiştir. Ancak daha fazla konuşuluyor olması evlilikteki sorunların çözümüne katkı sağlamamaktadır. Aksine birçok zaman aile danışmanları veya psikologlar, insanları evlilik hakkında gerçekçi olmayan beklentilere de sokabilmektedir. O yüzden bugün evlilikle ilgili doğru bilinen yanlışları ele almak istiyoruz.

Evlilik Mutlu Olmak İçindir

Birçok kişi için evliliğin asıl amacı mutlu olmaktır.

Ancak genellikle beklendiği gibi olmaz. Bilhassa kadınlarda çok görülen bir problemdir; evlenince kendini çok farklı hissedeceğini düşünür. Ama kısa zamanda kendini sıkıcı görevler içinde bulur. Hatta hiç beklemediği problemlerle karşılaşır.

İşin doğrusu evlilik bir insanın, hayatını anlamlı ve verimli hale getirmek için yükleneceği yeni sorumluluklar demektir. Bu münasebette herkesin bir görevi vardır. Ama hiç kimse hanımını veya beyini mutluluktan havalara uçurmak zorunda değildir.

Bilhassa hanımlar beylerini devamlı sevgisini göstermeye veya romantik sürprizler yapmaya zorlarsa bu beyler için can sıkıcı bir hal alır.

İşin doğrusu mutluluk insanın iç âlemindedir. Ayrıca kişi mutlu olmak için evlenmeyi beklememelidir. Aksine Allah'ın verdiği sağlık, gençlik, güç kuvvet, akıl, iman gibi pek çok nice şeylere şükredip mutlu olmalı ve hatta bu nimetlerle iyilik yapmalıdır. Hatta evlenmeyi de bir başkasını mutlu etme görevi olarak görmelidir. Bu görevini yaptıkça kendini mutlu hissetmelidir. İşte o zaman herkes mutlu olur.

Doğru Kişiyle Evlenmelisin

Zamanımızda evlilikte mutluluk konusu çok abartıldığı için, evlenilecek kişi hakkında da aşırı beklentiler söz konusu olmaktadır. Mesela evlendiğiniz kişinin size uyumlu olması, “ruh ikiziniz” olması, her konuda çok iyi anlaşmanız gibi zor şartlar ileri sürülmektedir.

Oysa gayet güzel yürüyüp giden birçok evlilikte eşler birbirine çok fazla benzemez, her konuda da aynı şekilde düşünmez.

Öte yandan uzun zaman görüşüp konuşan, güya çok iyi anlaşarak evlenen nice çiftler de vardır ki evlendikten kısa bir zaman sonra aralarında anlaşmazlıklar başlamıştır.

Çünkü insanlar evlenmeden önce yaptıkları görüşmelerde birbirlerine nazik davranırlar. Çoğu zaman iyi bir intiba bırakmak için beğenilen özelliklere sahipmiş gibi görünmeye çalışırlar. Hatta neredeyse mükemmel bir insan rolü oynarlar.

Ancak evliliğin sorumlulukları başlayınca yavaş yavaş o mükemmel kişi gider, kişinin adeta gerçek yüzü ortaya çıkar. Hele bir de çocuk sahibi olmakla birlikte fazladan fedakârlıklar gerektiği vakit o zamana kadar bilmediğiniz huylar gün yüzüne çıkıverebilir.

Bu sebeple bir insanın evlendiği kişi hakkında aşırı hayallere kapılması, onu gözünde büyütmesi, beklentisini çok yüksek tutması, ilerleyen yıllarda ona büyük bir hayal kırıklığı yaşatır.

Günümüzde bilhassa genç hanımlar evliliğe adım atarken sanki hep hayallerini kurdukları beyaz atlı prensi bulduklarını zannedebiliyorlar. Bu sefer mükemmel zannettikleri kişinin ufak bir sözü veya hareketinden bile mutsuz olup, şikâyet edebiliyorlar. Bazen eşlerinin en küçük bir davranışını bile aşırı derecede gözlerinde büyütüyorlar. Mesela bir hanım diyor ki, “Eşim benden o kadar nefret ediyor ki, terliklerimi bile tekmeliyor!” Oysa eşi hakkında biraz sorular sorduğunuz zaman adamın hiçbir zaman şiddete başvurmadığını görüyoruz. Demek ki ayağıyla terlikleri bir kenara çekerken o andaki ruh hali sebebiyle biraz sert davranmış.

Muhtemelen bunu yaparken hiçbir maksat taşımıyordu. Sadece kendi evinde olduğuna göre içinden geldiği gibi davranabileceğini düşünüyordu. Karısının terliklerine karşı da nezaket göstermesi gerektiğini düşünmüyordu. Ama hanımı bu davranışı kaba buluyor, hatta beyinin kendisinden nefret ettiğinin bir işareti olarak yorumluyor. Bunun gibi ufak tefek birçok söz ve hareketi bir türlü unutamıyor, eşinin yüzüne vuruyor, eleştiriyor.

Elbette böyle suçlamalar beyleri son derece rahatsız ediyor. Evin geçimi gibi birçok sorumlulukları zaten onları yeterince yorup enerjilerini tüketirken bir de böyle sitemlerle karşılaşmak canlarını sıkıyor. Belki de daha önce eşinden nefret etmek hiç aklında yokken böyle ithamlarla karşılaştıkça artık ondan usandığını hissetmeye başlıyor.

Hanımlar yaratılış olarak hassastır, endişelidir, hatta biraz da evhamlıdır. Ama insan bu hislere kendini kaptırmadan önce biraz düşünmeli, duygularını bir mantık süzgecinden geçirmelidir. Eğer insan gerçekçi olursa böyle düşüncelerin evhamdan başka bir şey olmadığını anlar. Velev ki beyinin zor bir dönemden geçtiği, yaşadığı stresi eve yansıttığı zamanlarda dahi sabırlı ve anlayışlı olur.

İnsanların imtihan geçirdiği dönemler olabilir. Böyle zamanlarda karıkocalar birbirine destek olmalıdır. Bir insanın kulluğu nasıl zor zamanlarla sınanıyorsa, evliliği de böyle zor dönemlerle sınanacaktır. Bunu bilen kişiler böyle imtihanlarda birden bire sarsılmaz, sakinliğini kaybetmez.

İnsanlar Değişmez

Evlilikle ilgili doğru bilinen bir yanlış da “İnsanlar değişmez. Yedisinde neyse yetmişinde de o. Bir kişi işe yaramazsa, kötü ahlakı varsa artık o hep öyle gider,” düşüncesidir.

Bu düşünce, bir kişide bulunan bazı huyların, bir takım aşırılık ve sivriliklerin asla düzelmeyeceğini var sayar. Bu durumda da bir kişide hoş olmayan bir huy veya özellik varsa artık ona karşı daima ön yargılı olmaya yol açar. Bazen kişilerin evlilikten uzaklaşmasına, mutluluğu başkalarında aramasına ve boşanmayı tek çözüm olarak görmesine sebep olabilir. Oysa bu doğru değildir.

İnsanlar isterlerse ve yakınları da destek olursa, kendilerini düzeltebilirler. Bilhassa anne babası tarafından fazla hoş görülmüş, yeterince terbiye görmemiş, olgunlaşmamış kızlar veya erkeklerin, bir yetişkin olmayı öğrenmeleri ileri yaşlarına kalabilir.

Mesela hep kendi isteklerine odaklanan, muhatabının istek ve kurallarına aldırış etmeyen bazı kişiler vardır. Bunlar şımarıkça davranır, hep istedikleri olsun veya istemedikleri olmasın diye tuttururlar. Ama bundan dolayı eşi hemen teslim olmamalı, isteklerinden vazgeçmemelidir.

Çünkü bu durumda o kişi kendini böyle kabul ettirdiğini görüp vazgeçmek istemez. Ama bu karşı taraf için zaman içinde katlanılması zor bir hal alabilir. Bu sefer evliliğinden usanç duymaya başlar.

Mesela bir genç hanım, kocasının ailesini istemiyor, hep kendi çevresi ve arkadaşlarıyla görüşmek istiyor, tutumlu olmak istemiyor, alıştığı israfı devam ettirmek istiyor, diye onu olduğu hal üzere bırakmak gerekmez. Bu gibi durumlarda kişi eşinden sakin ama kararlı bir şekilde evliliğin gerekliliklerine uyum göstermesini, olgun davranmasını istemelidir. Bunu yapmayıp onun şımarıklıklarına boyun eğerse zamanla bu evlilik onun için çekilmez bir hal alacaktır.

Bu sebeple insanlar değişmez diye düşünmemeli, hemen damgalamamalı, ne istediğini ne istemediğini güzel bir üslupla söylemelidir.

Evlenince Düzelir

İnsanlar değişmez düşüncesi doğru olmadığı gibi bunun tersi de doğru değildir. Bir insan sırf evlendi diye değişmez, değişmesi gerektiğine inanır, kabul ederse değişebilir. Bazı konularda ise kişinin kendini düzeltmesi çok kolay da değildir.

Bilhassa kötü alışkanlıkları, dini, ahlaki zaafları olan kişilerin bunları bırakması çok kolay değildir. Bu sebeple evlenmeyi düşündüğünüz kişi hakkında araştırma yapmalısınız. Eğer bu gibi dini ahlaki problemleri olduğunu öğrenirseniz “Evlenince düzelir,” gibi hayallere kapılmamalısınız.

Unutmayın ki evlilikte insanların zaten başarmaları gereken birçok görev vardır. Mesela daha önce anne babasının evinde, hiçbir şeyden sorumlu olmadan yaşarken evlenince bir evin sorumluluğunu yüklenecektir. Çocuklar olunca onların masraf ve bakımları için işbirliği içinde çaba göstermek gerekecektir. Bütün bunlar, güzel ahlaklı ve iyi alışkanlıkları olan kişilerin bile zorlanabildiği görevlerdir. Kötü alışkanlıkları olan insanlarla evlilik gibi uzun bir yola çıkmak, hayatınızın geri kalanını mahvedebilecek bir karar olur.

Benim İstediğim Gibi Davransın

Evlilikte çok yapılan bir hata, kişilerin eşlerini aşırı derecede kontrol etmek istemesidir. O kadar ki, kişi eşinin bütün kararlarına ve tercihlerine karışmak ister. Oysa bu doğru değildir. İnsanın evliliğinde bir rolü ve görevi olduğu gibi, hayatının başka sahalarında da görevleri vardır.

Özellikle hanımların beylerinin işlerine çok fazla karışması, her şeyine sahiplenmesi doğru değildir. Bir erkeğin hanımı ve çocuklarına karşı görevleri olduğu gibi, anne babası ve akrabalarına karşı da görevleri vardır. Eğer anne babası muhtaç ise onlara yardım etmelidir. Son zamanlarda hanımlar beylerini adeta esir gibi görmektedir. Bu ise evliliği erkekler için çekilmez hale getirmektedir. Evlilikte karşılıklı hak ve sorumluluklar vardır ama evlilik bir kölelik de değildir.

Bazı beyler de hanımlarının hayatlarını aşırı kısıtlayabilmekte, kendi öz anne babasını bile ziyaret etmesine izin vermeyebilmektedir. Hâlbuki anne babanın da evladı üzerinde hakkı vardır.

Erkekler ancak hanımlarının meşru olmayan isteklerine engel olabilirler ve hatta olmalıdırlar. Mesela hanımı ve çocukları İslam'a uygun olmayan yerlere gitmek isterse bunu engellemek bir aile reisinin hem hakkı, hem görevidir.

Ancak unutulmamalıdır ki, evliliğin en başında doğru kişileri tercih etmezseniz, ömür boyu baskı yapmak suretiyle yanlışlarına engel olamazsınız. Bilhassa zamanımızda insanlara nefsani bir özgürlük anlayışı empoze edilmektedir. Bu sebeple yanlış yerlere gidecek, yanlış işler yapacak bir kişiyle baştan evlenmeyin, yoksa ileride baskıyla engellemeye çalışsanız bile onu ancak saklı gizli hareket etmeye yönlendirmiş olursunuz.

Evlilik hakkında klişe cümleler pek de geçerli değildir.

İşin doğrusu insanların ahlakı ve şahsiyeti nasıl ise evlilik de öyledir. Evlilikte huzur ve mutluluk için evvela kendimizi düzeltmeli, sonra iyi tercihler yapmaya özen göstermeliyiz. Bundan sonrasında da daima olgun ve sorumlu bir şekilde davranıp, eşimizin kul haklarına da riayet etmeliyiz.

Saliha Uyar

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]