* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Evlilik En Kutsal Sözleşme  (Okunma sayısı 118 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı gurbetciyim

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2330
Evlilik En Kutsal Sözleşme
« : Ekim 24, 2022, 01:50:18 ÖS »
Evlilik En Kutsal Sözleşme

يا معشر الشباب، من استطاع منكم الباءة فليتزوج؛ فإنه أغض للبصر، وأحصن للفرج، ومن لم يستطع فعليه بالصوم؛ فإنه له وِجَاءٌ».

“Ey gençler! Evlenme imkânı bulanınız evlensin. Çünkü evlenmek, gözü haramdan çevirmek ve iffeti korumak için en iyi yoldur. Evlenme imkânı bulamayanlar da oruç tutsun. Çünkü orucun koruyucu özelliği vardır.”

(Buhari, Nikâh, 3.)

Üç sahabi, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) eşlerinden onun ibadet hayatına ilişkin bazı bilgiler alınca “Hz. Peygamber nerede, biz nerede; zira onun gelmiş geçmiş bütün günahları bağışlanmıştır.” diyerek kendilerince bazı kararlar aldılar: Birisi geceleri hep namaz kılacak, diğeri sürekli oruç tutacak, bir diğeri ise hiç evlenmeyecekti. Tam o sırada Hz. Peygamber (s.a.s.) çıkageldi ve onları şöyle ikaz etti: “Allah’a yemin olsun ki ben sizin Allah’tan en çok korkanınız ve en takvalı olanınızım. Buna rağmen bazen oruç tutarım bazen tutmam; bazen nafile namaz kılarım bazen de gecenin bir kısmında uyurum. Ayrıca ben evlenirim de.” Hz. Peygamber’in bu sözlerini takiben kurduğu şu cümleler, o sahabilerin yanı sıra bütün ümmeti için son derece mühimdir: “(İşte benim sünnetim budur.) Her kim benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir.” (Müslim, Nikâh, 1.)

Evet, Hz. Peygamber’in “benim sünnetimdir” dediği hususlardan biri de evlilik hadisesidir. Evlilik (nikâh), bir yönüyle muamelat konusu olmakla birlikte ibadet yönü de olan bir husustur. Bundan dolayıdır ki pek çok fıkıh ve hadis kitabında ibadetler bölümünden hemen sonra, akitler bölümünden önce nikâh konusuna yer verilir. Zira evlilik hadisesi, sadece iki insanın bir arada yaşamak üzere yaptıkları bir akitten ibaret olmayıp pek çok hayrı ve güzelliği beraberinde getirmektedir. Bunlardan bir kısmını şu şekilde izah edebiliriz:

Evlilik, Allah’ın emri, Hz. Peygamber’in sünneti ve dinin yarısıdır. Tikel olarak düşünüldüğünde evliliğin hükmü farz, vacip, sünnet vb. şekilde olmakla birlikte zaruriyat-ı hamse (din, can, nesil, akıl ve malın korunması) açısından bakıldığında evlilik Allah’ın bir emridir. Hz. Peygamber (s.a.s.) de “Nikâh benim sünnetimdendir.” (İbn Mace, Nikâh, 1.) buyurmak suretiyle evliliğin sünnet olduğunu beyan etmiş; diğer taraftan da “Bir kimse evlendiğinde dininin yarısını tamamlamış olur. Kalan yarısında da Allah’tan sakınmaya baksın.” (Beyhaki, Şuabu’l-İman, VII, 340.) buyurarak dinin kemal düzeyde yaşanabilmesi için evlenmenin önemine dikkat çekmiştir.

Evlilik, huzur ve sükûnetin kaynağıdır. Kur’an-ı Kerim’de “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir.” (Rum, 30/21.) buyrularak eşlerin birbirlerinde huzur ve sükûneti bulacağı açıkça ifade edilmiştir. Ancak bunun için eşler arasında sevgi ve merhamete dayanan bir ilişki; karşılıklı saygı ve hoşgörü temelli bir iletişim olmalıdır.

Evlilik, iki yabancı insanı herkesten daha yakın yapan bir bağdır. Evlenecek kişilerin mahremlerden olmaması yani dinen birbirine namahrem (yabancı) sayılanlardan olması gerekmektedir. Birbirine dinen yabancı olan bu iki kişi arasında nikâh akdiyle birlikte çok farklı ve güçlü bir bağ meydana gelir. Söz konusu bağ sayesinde eşler, anne baba ve kardeşlerine olan yakınlıklarından daha öte bir yakınlığa kavuşurlar. Eşlere düşen, bu kuvvetli bağın bilincinde olmak ve bu bağı sağlam tutmak için gayret göstermektir.

Evlilik, her ferdin eksik yönünü tamamlayan ve onu tekâmül ettiren bir hadisedir. Yalnızlık Allah’a mahsustur. İnsan ise yaratılış itibarıyla yalnız yaşamaya uygun bir varlık değildir.

Karşı cinsten bir kişiyle bir araya gelerek hayat yolculuğunda yalnız yürümemek, insan fıtratına yerleştirilmiş bir istektir. Çok özel ve istisnai durumlar haricinde her insan bu isteğin gerçekleşmesini arzu eder. Bu arzusuna ulaşan ve evlilik ile karşı cinsten biriyle gönlünü birleştiren insan gerçek manada mutluluğu yakalar ve eksik yönünü tamamlamış olur.

Evlilik, toplumun en küçük yapı taşı olan aile müessesesinin başlangıcı ve neslin devamı için tek meşru yoldur. Güçlü toplumlar, güçlü aile yapısı ile teşekkül eder. Hiç şüphesiz muasır medeniyetler seviyesine sağlam bir aile kurumu olmaksızın ulaşılması mümkün değildir. Aile olabilmek de ancak evlilik yoluyla gerçekleşebilmektedir. Öte yandan, insan neslinin devamı yine evlilik yoluyla sağlanacaktır. Evlilik dışı birlikteliklerin artarak aile kurumunun tehdit edildiği ve İslam’ın onay vermediği cinsel birlikteliklerin yaygınlaşarak ahlaki değerlerin yerle yeksan edildiği şu son dönemde, evliliğin önemi daha net bir şekilde anlaşılmaktadır.

Evlilik, gözü haramdan uzak tutan, meşru yoldan şehveti teskin eden ve günahlara karşı koruyan bir kalkandır. İnsanın fıtri birtakım arzu ve ihtiyaçları olup bu ihtiyaçları karşılamanın yegâne meşru yolu da evliliktir. Evlilik sayesinde insanlar, kendilerini harama karşı koruyabilirler. Bu yönüyle evlilik, günahlara karşı koruyan bir kalkan; iffetli yaşamayı sağlayan bir zırh mesabesindedir. İşte bu hakikat, yukarıdaki hadiste de açıkça ifade edilmekte ve Hz. Peygamber (s.a.s.) gençleri evliliğe teşvik etmektedir; çeşitli sebeplerle evlenemeyecek olanlara ise -nefsi dizginlemeyi kolaylaştıran bir başka vasıta olarak- orucu tavsiye etmektedir.

Evlilik, iki insanın birlikte yaşamasına ve karşılıklı yardımlaşmasına imkân tanıyan, birbirlerine hak ve ödevler yükleyen bir akittir. Evlilik, eşlerin birbirlerinin arzu, ihtiyaç ve kişiliğini yok saydığı bir birliktelik değildir. Aksine, iki farklı iradenin karşılıklı sevgi, saygı ve merhamet ekseninde mezcolduğu, birlikten kuvvet doğar bilinciyle hayat yüküne birlikte omuz verildiği, erkeğe ayrı kadına ayrı ödev ve sorumlulukların verildiği, aks-i sedası göklerde karşılık bulan ilahi bir sözleşmedir. Bu yönüyle evlilik, fert ve toplumlar için bencillik, ihmalkârlık, kanaatsizlik ve muhabbetsizlik gibi hastalıkların da panzehridir.

İşte bu duygu ve düşüncelerle gerçekleştirilecek bir evlilik sayesinde eşler dünyada âdeta cenneti yaşayacak, ahiret yurdundaki gerçek cennete ulaşmak için birlikte çaba gösterecek, böylece Rablerinin inayeti ile iki cihan saadetine ulaşmış olacaklardır.

Halil Kııç

RADYO DİNLEME LİNKİMİZ
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]