* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Evlilikle İlgili Gerçekçi Olmayan Beklentiler ve Doğru Bilinen Yanlışlar  (Okunma sayısı 10455 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı anadolu

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 813
    • www.fanidunya.net


Evlilikle İlgili Gerçekçi Olmayan Beklentiler ve Doğru Bilinen Yanlışlar

Evlilik, toplumun en küçük yapı taşını oluşturan ve toplumun geleceğini teşkil edecek sağlıklı nesillerin yetişmesini sağlayan önemli kurumlarımızdan birisidir. Bu mühim toplumsal süreçle ilgili çok sayıda görüş mevcuttur. Bu görüşler bazen galatımeşhur olarak toplumsal hafızamıza kazınmıştır. Bir mesele ile ilgili doğru bilinen yaygınlaşmış yanlışlar anlamına gelen galatımeşhurlar o mesele ile ilgili alakasız beklentiler içerisine girmemize ve beklentimiz gerçekleşmediğinde ya da hakikatle yüzleştiğimizde büyük bir hayal kırıklığına uğramamıza yol açar. Bu sebeple yazımızda evlilik hakkında en sık rastlanılan doğru bilinen yanlışları inceleyeceğiz.

Eşim Zamanla Değişir

“Eşim zamanla değişir.” ya da “Ben onu evlenince bir şekilde değiştiririm.” düşüncesi en sık rastlanan doğru bilinen yanlışlardandır. Genellikle evlilik öncesi süreçte eş adayımızda içimize sinmeyen, kafamıza yatmayan, soru işareti oluşturan yanlar olabilir.

Ama bir tarafımız ilişkiyi sonlandırmak istemiyorsa bu inanç kapımızı çalar. Burada bir umuda sarılabiliriz; eş adayımızın zamanla değişeceği umuduna. Esasında bu, “sihirli inançlar” sınıfında değerlendirilen bir inanç türüdür. Çünkü değişim süreci, herkes için hızlı ve kolay olmayabilir. Hatta ilişki içerisinde bir tarafı değiştirmeye çalıştığımızda o kişi olduğu hâliyle kabul edilmediğini hissedebilir ve değişime direnç gösterebilir. Değişim hususunu yumurta metaforuyla örnekleyecek olursak; değişim dışarıdan gelirse yumurtayı kırar, içeriden gelirse civciv olur, bir canlıya dönüşür ve ömrünce yaşar. Elbette ki insanın değişmesi mümkündür fakat bu değişim kararı öncelikle kişinin kendisinden gelmeli, kişinin kendisi bu sürece inanmalıdır. Ayrıca “Eşim zamanla değişir.”

Düşüncesinin üzerine bir ilişki inşa etmek, hayal kırıklığı ve öfke duygularına da zeminin hazırlayabilir. Değişmesi beklenen taraf ise evliliğini ve ilişkisini kaybetmemek için pek de inanmadığı, hazır olmadığı bir değişim sürecinin içerisine itilmiş, “mış” gibi yapan ve ilişkiyi sahte bir benlikle idare etmeye çalışan bir pozisyona sürüklenebilir. Bu da zamanla samimiyet ve yakınlık problemleri olarak karşımıza çıkabilir. Bu nedenle özellikle evlilik öncesinde şu soruyu sormak ve buna göre hareket etmek yerinde olacaktır: “Eş adayımın bu hâliyle bir ömür geçirmeye razı mıyım?” Yanıtınız “evet”se sorun yoktur, “hayır”sa bir durup etraflıca düşünmekte fayda vardır.

Evlilikte Her Şey Karşılıklı Olmak Zorundadır

Evlilik, bir maraton koşusuna benzer, uzun solukludur. Ayrıca çok sayıda gelişim evresine ev sahipliği yapar. Evliliğin ilk yılları, çocukların dünyaya gelmesi, iş ve kariyer süreçleri, çocukların evlendirilmesi, sağlık durumları vs. evlilik içi sorumluluklar ve görev paylaşımı zaman zaman çiftler arasında bir çatışma konusu olabilir. Bazen de taraflardan birisi kendi yaptıklarını yüceltip eşinin yaptıklarını küçülterek yahut görmezden gelerek “Her şey benim üzerimde, her şeyi ben yapıyorum, tek başımayım.” gibi bir duruma inanabilir. Bu da diğer tarafın emeklerinin görülmemesine, haksızlığa uğramışlık hissine ve tarafların birbiri ile etkileşimlerinde âdeta ilişki muhasebecileri gibi davranmalarına yol açabilir. İş bu noktaya geldiğinde taraflar her yaptıklarının çetelesini tutarlar ve ilişki, ilişki olmaktan çıkarak bir güç mücadelesine döner. Bu noktaya gelmeden evlilik ilişkisinde her şeyin sayılarla ölçülemeyeceği ve değerlendirmelerin izafi olduğunu kabul etmemiz gerekir. Bize göre önemli bir iş, eşimiz nezdinde gereksiz olabilir. Zaman zaman sorumluluk paylaşımında bir taraf daha fazla üstleniyor olabilir, başka bir zaman diliminde ise diğeri. Burada zamana ve koşullara göre sorumluluk paylaşımını değerlendirmekte fayda vardır. Örneğin; bebek dünyaya geldiğinde ilk aylar annenin sorumluluğu oldukça fazladır fakat bebek biraz büyüyüp serpildiğinde baba da bebeğin bakımı ile ilgilenebilir ve görev paylaşımı dengelenebilir.

Tartışmaların Olduğu Evlilikler Kötü Evliliklerdir

İki ayrı dünyanın, benzerlikler olsa dahi iki farklı anlayışın ve yaşam tarzının bir araya gelmesi zaman zaman görüş ayrılıklarını, yaklaşım farklarını ve dolayısıyla tartışmaları beraberinde getirmektedir. Bir ilişkide bizatihi tartışmanın varlığı o ilişkiyi kötü ilişki yapmaz. Tartışmalarda önemli olan içerikte nasıl tartıştığınız ve sonrasında o tartışmadan nasıl çıktığınızdır. Münakaşalarınız sarf edilen kırıcı sözler ve tavırlar neticesinde iki yaralı olarak mı sonlanıyor yoksa güçlenerek, anlayarak ve yakınlaşarak mı? Yine bu tartışmalarda en tehlikeli safha tırmanan gerilimle birlikte çiftlerin birbirlerinin şahsiyetlerini hedef almaları ve eleştirileri hakaretle, alayla ve küçümsemeyle birlikte doğrudan şahsiyetlerine yönelttikleri kısımdır. Hepimiz zaman zaman sorumsuzca davranmışızdır fakat “Sen sorumsuz birisin.” dediğimizde bunu eşimizin şahsiyetine yöneltmiş oluruz ve bu da savunmaları beraberinde getirir. Eleştiri ve yakınmaları kişinin şahsiyetine değil de davranışına yöneltmek hem anlaşılmamızın kapısını aralayabilir hem de karşı tarafın savunma kalkanlarına daha az sarılmasına imkân tanır. İyi evliliklerle ilgili yapılan çalışmalarda tartışma şekilleri incelendiğinde tartıştıkları fakat bunu yıkıcı bir biçimde yapmadıkları ortaya konmuştur.

Eşler Birbirinin Aklını/Fikrini Okumalı ve Ne İstediğini Bilmelidir

Sıklıkla karşılaşılan yanlış inanışlardan bir diğeri, çiftlerin birbirinin ne hissettiklerini, zihinlerinden ne geçirdiklerinin henüz onlar ifade etmeden anlamaları beklentisidir. Bu beklenti, ilişkinizde anlaşılmadığınızı, önemsenmediğinizi düşündürebilir. Oysa biz ifade etmediğimiz müddetçe kimse bizim gerçek düşüncemizi, o anda ne hissettiğimizi tam olarak bilemez. Tahminde bulunabilir fakat bu tahmin de kendi dünyasından yola çıkarak olacağı için tam olarak sizin duygu ve düşüncelerinizi karşılamayabilir. Bir duygu yaşıyorsak, bir husus canımızı sıkmışsa, bir konuda önünü almakta zorlandığımız düşüncelerimiz varsa bunu karşı tarafa duyurma ve ifade etme sorumluluğu bize aittir.
İyi Çiftler Her Şeyi Birlikte Yapmalıdırlar

Evlilik, hayatımızın önemli bir kısmını belirleyen bir ilişki sistemidir. Evlendiğimizde sadece eşimizle değil, aynı zamanda eşimizin ailesi ve çevresiyle de yakınlık geliştiririz. Yeni ilişkilere açılır, çevremizi genişletiriz. Eş ilişkisi, evliliğin getirdiği rollerden biridir.

Ancak hayatta sadece eş rolümüz yoktur. Çocuklarımız olur, anne baba rolü gelir. Bir işte çalıştığımızda çalışan rolümüz vardır. Anne babamıza karşı hayatta oldukları sürece devam edecek bir evlat rolümüz vardır. Arkadaşlarımızla dostluk rolünü icra ederiz. Ancak bazen çiftler, diğer tüm rollerini geride bırakarak sadece eş rolüne odaklanır ve diğer rollerden elde edecekleri kabul, kendini ifade etme, sevme ve sevilme gibi ihtiyaçları tek bir rolden umar hâle gelirler. Burada saydığımız veya sayamadığımız birçok rolün yeri ve zamanı farklıdır. Her bir rolümüz, kendilik bilincimizi bir yönüyle besler. Tıpkı yediğimiz, içtiğimiz gıdaların farklı farklı vitaminler ve besleyici unsurlar barındırması gibi. Bu bağlamda rollerimizin arasında denge olması, ilişkilerimizi evlilikten sonra da sürdürmek (evliliğe zarar vermeyecek şekilde olmalı), evlilik öncesinde sahip olduğumuz hobileri evlilikten sonra da devam ettirmek evlilik ilişkisine olumlu yönde yansır. Ayrıca tarafların birbirinden yüksek beklentilere girmesini engeller. Bu bağlamda çiftler, hemcinsleriyle sosyalleşebilir, bilgi ve becerilerini artırıcı faaliyetlerde bulunabilirler.
Kendimi Tamamen Yeterli Hissettiğimde Evlenmeliyim

Evlilik kararı için elbette asgari düzeyde bir yetkinlik, hazır hissetme veya kararlılık gerekebilir. Ancak yüzde yüz bir yeterlilik veya hiçbir endişenin olmamasını beklemek gerçekçi bir beklenti değildir. Başarılı bir evlilikte çift taraflı bir gayret ve işbirliği gereklidir, iki tarafın da en uygun zamanda en mükemmel bir birliktelik oluşturması değil. Taraflarda farkındalık ve çaba varsa evlilik ilişkisi zamanla büyüme imkânına kavuşur.
Biriyle Evlenmek İçin Sevgi/Aşk Kâfidir

Evlilikte yakınlık, sevgi ve aşk duygusu elbette önemlidir fakat tek başına yeterli olmayabilir. Evliliğin, hayatın somut gerçeklerine dayanan bir tarafı vardır. Somut gerçeklik ihmal edildiğinde diğer ulvi duygular anlamsız hâle gelebilir ve hayal kırıklığına neden olabilir. Evlilikte ekonomik geçim, ev işlerinin idaresi, çocukların bakımı, kök ailelerle ilişkilerin yürütülmesi gibi alanlar göz ardı edildiğinde çatışmalar körüklenir. Bu alanlarda bir denge varsa evlilik ilişkisi de dengeli bir biçimde sürdürülebilir. Evlilik, hem kalple hem akılla yürütülmesi gereken çok yönlü bir süreçtir. Duygular, yakınlık, çekim gibi hususlar bizi harekete geçme konusunda tetikleyebilir fakat evlilik kararı alırken diğer hususlardaki uyumu da kontrol etmek lehinize olacaktır.

Kişisel Farklılıklar Evlilik İlişkisini Bozar

Eşimizle benzer yanlarımız olabileceği gibi farklı yanlarımız da olabilir. Burada önemli olan, farklılıklara hangi açıdan yaklaştığımızdır. Farklılıklara bir küçümseme sebebi olarak mı bakıyoruz yoksa farklılıkları bizi tamamlayıcı birer zenginlik olarak mı görüyoruz? İlki çatışmaları körükler ve farklı görülen tarafı kabul edilmemiş hissettirir. İkincisi ise daha olumlu bir yaklaşımı ve saygıyı tesis etmeye yardımcı olur.

Eşim Hayatımı Kurtaracak Kişidir

Hayatımızda bir şeyler kötü gittiğinde birinin ya da bir elin gelip bizi kurtarmasını umduğumuz zamanlar olmuştur. Bazen eşimiz de bu beklentiden nasibini alabilir. Böyle anlarda verilen kararlar insanı aceleci bir şekilde davranmaya iter. Ayrıca eşimize ya da eş adayımıza bir kurtarıcı umuduyla yaklaştığımızda onu kendi dünyamızda yüceltebiliriz.

Bu da bizi en ufak bir başarısızlık, anlayışsızlık ya da beklenti dışı davranışa karşı daha hassas hâle getirebilir. Unutmamalıyız ki ancak kendi kendimizin kurtarıcısı olabiliriz. Eşimiz ise hayat yolunda bizim destekçimiz olabilir.

En Kötü Giden Evlilikler Bile Çocukların İyiliği İçin Sürdürülmelidir

Bazen eşler arasındaki ilişki tamamen biter ve evlilik sadece çocuklar için sürdürülen bir ev arkadaşlığına dönüşür. Fakat çocuklar anne babanın oluşturduğu ilişki ortamı içinde büyürler ve burada olan bitenden olumlu veya olumsuz etkilenirler. İlişki kurmayı aile ortamında öğrenecek çocuk için bu iletişimsiz ortam ya da birbirinden nefret eden ama yine de bir arada olmaya çalışan iki yetişkin son derece kafa karıştırıcı olabilir. Ayrılık kararı ciddi bir karardır, kısa süreli duygusal iniş çıkışlarla değil, gerçekçi gerekçelere dayandırılarak verilmeli fakat öncesinde de çiftlerin ilişkilerini düzeltmek ve güçlendirmek için elinden geleni yapmaları gerekir. Çocuklar için iki tarafın fiziksel varlıklarının yanında duygusal olarak da varlıkları aynı derecede önemlidir.

Eşimizle benzer yanlarımız olabileceği gibi farklı yanlarımız da olabilir. Burada önemli olan, farklılıklara hangi açıdan yaklaştığımızdır. Farklılıklara bir küçümseme sebebi olarak mı bakıyoruz yoksa farklılıkları bizi tamamlayıcı birer zenginlik olarak mı görüyoruz?

Ayrılık kararı ciddi bir karardır, kısa süreli duygusal iniş çıkışlarla değil, gerçekçi gerekçelere dayandırılarak verilmeli fakat öncesinde de çiftlerin ilişkilerini düzeltmek ve güçlendirmek için elinden geleni yapmaları gerekir.

Evlendiğimizde sadece eşimizle değil, aynı zamanda eşimizin ailesi ve çevresiyle de yakınlık geliştiririz. Yeni ilişkilere açılır, çevremizi genişletiriz. Eş ilişkisi, evliliğin getirdiği rollerden biridir. Ancak hayatta sadece eş rolümüz yoktur.

Cihan Uluç

Psikolog

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

TÜM OKUYCULARIMIZI PAYLAŞIMA DAVET EDİYORUZ, DAVETLİSİNİZ.

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]