* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: GENÇLİĞİ NİMET BİLMEK  (Okunma sayısı 361 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
GENÇLİĞİ NİMET BİLMEK
« : Temmuz 02, 2018, 06:23:35 ÖÖ »
GENÇLİĞİ NİMET BİLMEK

İnsan, yaratılış itibariyle ölümlü bir varlıktır.

Kendisine bahşedilen hayat bir gün son bulacaktır.

Öyleyse insana verilen en büyük nimet dünya hayatındaki ömrüdür. İnsanın yegâne sermayesi olan ömür, çeşitli aşamalardan oluşmaktadır. Rabbimizin müddet verdiği insan dünya hayatında; doğum, gençlik ve yaşlılık aşamalarından geçer.

Bir ağacın yaprağı misali; tomurcuk açar, gelişir ve bir süre sonra mevsim kışa dönünce solar, tekrar toprağa düşer. İnsan da anne karnından mezara kadar böyle bir yol izler. Ve dünya hayatında yapılan ameller değerince ahiret yurdunda karşılık bulur. İnsanın hayatında iman nimetinin değerinin bilinip amellerin işleneceği en önemli zaman dilimi gençlik dönemidir.

Çocukluk ve yaşlılık çağları kişinin aklen ve bedenen zayıf olduğu çağlardır. Gençlik çağı ise insanoğlunun aklî, fizikî ve ruhî bakımdan en dinç ve enerjik olduğu çağdır. İhtiyarken yapmakta zorlanılan birçok şey bu çağda kolayca yapılır.

Rabbimiz gençlik çağının kuvvet dönemi olduğuna şu ayetlerde dikkat çekmektedir:

“…Ve dilediğimizi, belirlenmiş bir süreye kadar rahimlerde bekletiriz; sonra sizi bir bebek olarak dışarı çıkarırız. Sonra güçlü çağınıza ulaşmanız için (sizi büyütürüz). İçinizden kimi vefat eder; yine içinizden kimi de ömrün en verimsiz çağına kadar götürülür; ta ki bilen bir kimse olduktan sonra bir şey bilmez hale gelsin…”(1)

 “Sizi güçsüz yaratan, sonra güçsüzlüğün ardından kuvvet veren ve sonra kuvvetin ardından güçsüzlük ve ihtiyarlık veren, Allah’tır. O, dilediğini yaratır. O, hakkıyla bilendir, üstün kudret sahibidir.”(2)

 İnsan cenin ve çocukluk döneminde zayıf ve çaresizdir. Sonra gelişip güçlenir, daha sonra ise ihtiyarlayıp yine güçsüz hale gelir. Ayette, insan hayatının bu devrelerine ve hepsinin Allah’ın kudretinin eseri olduğuna işaret edilerek, insanın yalnız Allah’a kulluk etmesi gereği hatırlatılmış olmaktadır.(3)

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir hadisinde şöyle buyurmaktadır: “Kul kıyamet gününde beş şeyin hesabını vermeden ayağı yerinden oynamaz; Ömrünü nerede harcadığı, gençliğini nerede eskittiği, malını nereden kazandığı, malını nerede harcadığı, bildikleriyle ne kadar amel ettiği.”(4)

Hadiste geçen ilk iki esas insan ömründen, ikincisi özelde gençlikten bahsetmektedir. Gençliğin özellikle ömür nimetinin dışında tekrar yer alması, gençlik döneminin kıymetini göstermektedir. Başka bir hadiste ise, şöyle buyrulmaktadır: “Beş şey gelmeden önce beş şeyin değerini bil: İhtiyarlıktan önce gençliğin, hastalıktan önce sağlığın, fakirlikten önce zenginliğin, ölümden önce hayatın ve meşguliyetten önce boş vaktin” (5)

Müslüman genç, rabbiyle olan bağını güzelleştirir, nefsiyle mücadele ederek onu arındırır, ifrat ve tefrite düşmeden İslam’ı doğru anlamak için çaba sarf eder ve gençliğini iyi değerlendirirse, daha sonra bu yolda kolayca devam edecektir.
Gençliğini iyi değerlendirmeyerek onu zayi eden kimsenin daha sonra bunları gerçekleştirmesi zor olacaktır. Aksine gençlik nimetinin kıymeti bilinmediği her an bir pişmanlığa dönüşecektir. Ve bu pişmanlık hali yaşın ilerlemesiyle beraber içinden çıkılamaz bir hal alacaktır.

Çevremize baktığımızda genellikle gençler, dünyevi manada sorumlulukları çok fazla olamayan kimselerdir. Zira omuzlarında geçim yükü bulunmayan kimseyle, okuldan sonra mezun olmuş, evlenmiş ve başkalarının sorumluluklarını üstlenmiş kimselerin durumu aynı değildir.

Etrafımızda öyle gençler var ki, gençlik dönemlerini iyi değerlendirmedikleri için pişmanlık duyuyor ve kendilerine şöyle söylüyorlar: “Neden Allah’a yakın olmak için çaba sarf etmedin ve gece namazı, oruç ve zikir gibi seni Allah’a yaklaştıracak ibadetleri adet haline getirmedin? Kuranı ezberlemek ve dinin hükümlerini öğrenmek için çaba sarf etmedin? Neden İslam’i çalışmalarda ön saflarda yer almadın? Neden Allah’ın dini sana ihtiyaç duyduğunda koşup terini akıtmadın? Dünyada Rabbinin ayetlerini unutanların ahirette aynı şekilde unutulacağını bilip, neden unutulmamak için ameller işlemedin? Neden?…”(6)

Gençlik nimetinin bu kadar değerli olmasının sebebi, o çağda insanın nefsine direnmesinin zor olması nedeniyledir. Genç birinin ibadet etmesi, ömrünü İslami bir hayatla sürdürmesi yaşlı birine nazaran daha zordur. Gençlik çağında insanın nefsini cezp edecek birçok unsur vardır. Bugün Müslüman bir gencin dışarı çıktığında kendisini haramdan muhafaza etmesi gerçekten çok zordur.

İşte tam da bu noktada, Hz. Peygamberin ‘kıyamet günü arşın gölgesinde gölgeleneceklerden birinin gençliğini ibadetle geçiren kimse’ müjdesini daha iyi anlıyoruz. O genç ki etrafındaki şatafatlı hayatı tercih etmeyerek Allah’ın rızasını kazanmak için hayatını taatle ibadetle geçiriyor. İşte arşın gölgesinde gölgelenecek bu gençlik İslam ümmetinin bugün en çok ihtiyaç duyduğu şeydir.

Bugün gençlik denildiğinde ilk akla gelen, gençlerin ergenlik çağında sıkıntıları olduğu, mutlaka bazı problemleri olduğu düşüncesidir. Çocukluktan gençliğe geçiş sürecinin sıkıntılı olduğu malumdur.

Ancak her gencin eşit sıkıntılara sahip olacağı anlamına gelmez. Büyükleri tarafından kendisine sorumluluk verilen, birey olarak kabul edilen gençler, büyük problemler yaşamadan bu dönemi atlatabilir. Hatta hem kendilerine hem de etraflarına faydalı olabilirler.

İslam tarihine baktığımızda genç yaşta bizlere örnek olabilecek birçok topluluk sayılabilir. Allah iman ettikleri için yurtlarını terk etmek zorunda kalan ashab-ı kehf Kuranı Kerim›de övülen genç topluluklardandır.(7)

Yine Hz. İsa’ya iman eden ve onun yolunu sürdüren havarileri bizim için örnektir. Hz. Peygamber’in sahabilerine ve onların yolunu takip eden örnek şahsiyetlere baktığımızda sayamayacağımız kadar isim vardır. Hz. Ali; daha genç yaşında hayatını tehlikeye atarak, ölümü dahi göze alarak Hz. Peygamber’in yatağına yatar.

Musab b. Umeyr, dünyanın lezzetini terk ederek kendisini İslam’a adar. Zübeyr b. Avvam, Talha b. Ubeydullah, Enes b. Malik, Zeyd b. Sabit, Abdullah b. Abbas ve sayamadığımız, altından gümüşten değerli genç sahabiler ve onların yolunu yol edinen genç nesiller…

Yukarıda sayılan güzide sahabilerden birkaçının hayatından bir kesiti sunmak konumuzu daha da anlaşılır hale getirecektir: Abdurrahman b. Avf radıyallahu anh: ‘Bedir gününde safta duruyordum. Sağıma ve soluma baktım ensardan yaşı küçük iki gencin arasında olduğumu gördüm.

Ben onlardan daha güçlü iki adamın arasında durmayı temenni ediyordum. Biri bana sessizce ‘Ey Amca! Ebu Cehil’i tanıyor musun?’ dedi. Ben ‘Evet, tanıyorum, senin Ebu Cehil’le ne işin var?’ diye sordum. ‘Duydum ki Allah Rasûlü’ne sövüp, eziyet ediyormuş. Allah’a söz verdim ya onu öldüreceğim ya da ben öleceğim.’ Sonra diğer yanımdaki gizlice aynı şeyi sordu. Vallahi onlar gibi iki adamın arasında bulunmak beni sevindirmişti. Onlara Ebu Cehil’i göstermemle ona saldırmaları ve onu kılıç darbeleriyle öldürmeleri bir oldu. İki kartal gibi saldırıp, onu öldürdüler.’ 8

Ey genç kardeşim! Kendini saçlarına ak düşmüş, yürümekte zorlanan, kendi bedeni ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan, gençlik yıllarının tekrar elinde olmasını temenni eden kimselerin yerine koy.

‘Keşke tekrar genç olsam da Allah’a ibadet etsem salih ameller işlesem, hayırlı işlerde yarışsam’ diye temenni eden bir ihtiyar olmadan önce gençliğinin, zamanının ve sağlığının kıymetini bil ve zamanını iyi değerlendir. Yaşın ilerledikçe sorumlulukların çoğalacak, sosyal ilişkilerin artacak, vaktin daralacak, gücün kesilecektir. Yaşlandıkça zaman azalır, beden zayıflar ve hastalıklar çoğalıp verimlilik düşer. Buna karşılık görev ve sorumluluklar daha çok olur. Fırsat elindeyken ömrünün her saatini değerlendirmeye bak ve bugünün işini yarına bırakma. Zira her dönemin kendine özgü meşguliyet ve sürprizleri vardır.

İbnü’l-Cevzî’nin oğluna yaptığı şu nasihati kulağımıza küpe yapmalıyız: “ Ey oğlum! İyi bil ki aldığın her nefes seni bir adım daha ölüme yaklaştırır ve yaptığın her şey iki melek tarafından kaydedilir. Kabirde bekleme süresi uzun; azap, nefse uyma oranında şiddetlidir. Dünün lezzetleri nerede? Lezzetler gitti, pişmanlıklar kaldı. Nerede nefsin arzuları? Kaç kişinin başını eğdi, kaçının ayağını kaydırdı. Dünyayı ahirete tercih eden kimse kaybetmiş, nefsine uymayan kişi ise her zaman kazanmıştır. Tarihteki kral ve zahitlere bak, nerede kralların sürdüğü sefalar, zahitlerin çektiği cefalar? Salihlere bolca sevap ve güzel anılmak, asilere ise çetin bir azap kaldı. Sanki acıkan hiç acıkmadı, doyan ise hiç doymadı.

Ey oğlum! Nefsine karşı uyanık ol, hatalarından pişmanlık duy. Geç olmadan kamil insanların kervanına katılmak için gayret et. Unutma, ağaç yaşken eğilir. Boşa geçirdiğin saatleri hatırla. Öğüt olarak bu sana yeter.

Ey oğlum! Şunu bil ki günler saatlerden, saatler nefeslerden oluşur. Her nefes bir sandıktır. Nefesinin boşa geçmesinden sakın. Sonra o sandığı boş görürsün de pişman olursun. Rasullullah sallallahu aleyhi ve sellem bir hadiste şöyle buyuruyor: “Kim ‘Subhanallahi ve bihamdihi’ derse, onun için cennette bir hurma ağacı dikilir.” Saatlerini boşa harcadığın şeylere bak ve bunların sana kaç hurma ağacına mal olduğunu gör.”(9)

Yazımızı Şehid Hasan el-Benna’nın gençlere seslendiği bir pasajla bitirelim:

Gençler!

Bir düşüncenin başarılı olabilmesi için o düşünceye sağlam bir şekilde iman etmek, ona karşı sadık ve samimi olmak, onun yolunda coşkuyla, şevkle çalışmak ve uğruna kendini feda edecek kadar gerçekleşmesi için çalışma eğilimine sahip olmak gerekir.  Bu dört esas; iman, sadakat, coşku ve çalışma gençlerin sahip oldukları özelliklerdir.

Çünkü imanın aslı zeki bir kalp, sadakatin aslı temiz bir gönül, coşkunun aslı güçlü bir bilinç, çalışmanın aslı ise azimdir. Bu özelliklerin hepsi de gençlerde vardır. Bu sebeple tarihte ve şimdi gençler halkların dirilişinin dayanağı, her dirilişin sırrı ve her düşüncenin sancağının taşıyıcısıdırlar. “Onlar gerçekten de Rablerine yürekten inanan gençlerdi ve biz de kendilerini doğru yolda derin bir bilinç ve duyarlıkla güçlendirdik.”(10)

Ümitsizliğe düşmeyiniz. İnananların ahlakında ümitsizlik yoktur. Bugünün hakikatleri dünün hayalleriydi. Bugünün hayalleri de yarının hakikatleri olacaktır. 

Hala vakit vardır. Bütün bozulma ve çürüme görüntülerine rağmen inanan halkların benliklerinde bu unsurlar dipdiri ve sağlamdır.

Zayıf, hayatı boyunca zayıf kalmaz. Güçlü de gücünü sonsuza dek sürdüremez. Yeryüzündeki zayıflara yardım etmek istiyoruz. Onları yeryüzünün efendileri ve gücün varisleri kılmak istiyoruz. Zaman birçoğunu büyük olaylarla yerinden edecek ve büyük işler yapmak için fırsatlar doğacaktır.  Dünya sizin davetinizi beklemektedir. Yaşanan acıları dindirecek barış, kurtuluş ve hidayet çağrınızı beklemektedir.

Halklara yol gösterme ve önderlik etme sırası size gelmiştir. “Zira böyle [iyi ve kötü] günleri insanlara sırayla paylaştırırız.”(11)

“Allah’tan onların ümit etmediklerini (alacağınızı) ümit ediyorsunuz.”(12)

-------------------------------------------------------------------
1 Hac,5.

2 Rum, 54.

3 Diyanet Vakfı Meali, ilgili ayetin açıklaması.
4 Tirmizi

5 Hakim, Müstedrek, 7846

6 Mecdi Hilali, Müslüman Gencin Sorumlulukları, s.10.

7 Kehf, 13,14.

8 Buhari, Müslim.

9 Mecdi Hilali, a.g.e, s. 19.

10 Kehf, 13.

11 Ali İmran, 140

12 Nisa, 104

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]