* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Gençleri Kuşatan Tehlikeler  (Okunma sayısı 663 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Gençleri Kuşatan Tehlikeler
« : Nisan 16, 2017, 02:38:19 ÖS »
Gençleri Kuşatan Tehlikeler

Ergenlik döneminde birey hem bedensel, hem ruhsal, hem de toplumsal alanda değişimeve dönüşüme uğramaktadır. İnsanı kuşatan amansız tehlikeler, bu yaşlarda hücuma geçer. İnsan hayatına yön veren alışkanlıklar, bu dönemde yerleşir. Gençlik aynı zamanda kişilik yapısının oluştuğu, iyi ve kötü alışkanlıkların kazanıldığı bir devredir. Birçok zararlı alışkanlık gençlik döneminde edinilir. Gençlik hayatın en güzel dönemidir.  Gençlere düşen bu nimeti iyi değerlendirmektir. Genel olarak çocuklarımızı ve gençlerimizi saran tehlikeler şöyle sıralanabilir:

Sigara, alkol, uyuşturucu, kumar,  kötü arkadaş, çeteler, şiddet,  evi terk ve cinsel sapkınlıklar.

Taciz, tecavüz, kaçırma ve fuhuş mafyası. Flört, kafeler, diskolar. Bilgisayar ve internet bağımlılığı ve artist, şarkıcı, manken olma ve şöhret, lüks hayat arzusu. Daha çok kazanma, daha çok harcama ve daha çok eğlenme, sınır tanımama anlayışı kişilikleri ifsat ediyor. Sorumsuzca bir yaşantı, bunalım ve intihara sürükleyebiliyor. Tabii ki, kötü alışkanlıklar kişiye, aileye ve topluma maddî-manevî zararlar vermektedir. Bu kötü alışkanlıklardan en önemlilerine bir göz atalım.
 
Gençlik ve Alkollü İçkiler

Günümüzde gençleri bekleyen en önemli problemlerden birisi de alkol, uyuşturucu ve sigaradır. Bu zararlı maddelere başlama yaşı ilkokul seviyesine kadar düşmüştür. Alkol,  insanın zihnini bulandıran, aklın sıhhatli düşünme ve muhakeme yeteneğini gideren, sağlıklı düşünmesine engel olan bir maddedir. Yani bir çeşit uyuşturucudur. Alkollü içkiler, içildiğinde insanı sarhoş eden her tür içkilerdir. Kısacası alkol kişiye, aileye ve topluma ciddi zararlar vermektedir. Yapılan istatistikler de bunu göstermektedir.

Dünya Sağlık Teşkilatı’nın Türkiye’nin de içinde bulunduğu otuz ülkeyi kapsayan son araştırma raporlarına göre cinâyetlerin % 85’i (% 60-70’i aile içine dönüktür).

Tecâvüzlerin % 50’si, şiddet olaylarının % 50’si, eşlerini dövenlerin % 70’i, işe gitmeyenlerin % 60’ı ve akıl hastalıklarının % 40-50’si alkolden kaynaklanmaktadır (alkol kullananlardan doğan çocuklarda ki aklî ârızalar % 90’lardadır).

Alkol üzüntüleri, sorunları unutmanın ya da çözmenin aracı değil, sorunların kaynağıdır. İşte alkollü içkilerin haram olmasının nedeni de budur. İslam, bütün sarhoşluk veren içkileri haram kılmış, içmeyi yasaklamıştır. Yüce Allah şöyle buyurur: “ Ey iman edenler! (aklı örten) şarap ( alkollü içkiler), kumar, dikili taşlar (putlar) ve şans için kullanılan fal okları ancak şeytanın işlerinden olan pisliklerdir. Öyleyse bunlardan kaçının; umulur ki kurtuluşa erersiniz. Gerçekten şeytan içki ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi Allah’ı zikretmekten ve namazı kılmaktan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz, değil mi?” (Mâide, 5/ 90–91) Bu âyet-i kerimede Yüce Allah içki ve kumarın haram olduğunu açık bir şekilde bildirmiştir. Dünya ve ahret mutluluğuna mani olan, ferdi, ailevi ve toplumsal huzursuzluklara yol açan alkol ve uyuşturucular için anne-babaların ve ilgililerin gereken tedbirleri zamanında almalrı gerekir. Kötü alışkanlıklardan korunmanın yolu inanç, ibadet ve ahlakî görevleri yerine getirmekle mümkündür.
 
Gençlik ve Uyuşturucu Madde Bağımlılığı
 
Sinir sistemini uyuşturan ve böylece kişinin düşünme ve muhakeme melekesini yok eden maddelere uyuşturucu maddeler denir. Sürekli uyuşturucu madde kullanan kimselerde bu maddelere karşı bağımlılık meydana gelir. Çok çeşitli uyuşturucu madde vardır. Bunlar; alkol, morfin, eroin, kokain, afyon, tutkal, tiner, esrar gibi maddelerdir. Yatıştırıcılar ve uyku ilaçları da uyuşturucu maddelerindendir. "Nasıl olsa ben alışmam, bir defa denemekten ne çıkar, istediğim zaman bırakırım" gibi düşüncelerle kişiler uyuşturucu bağımlısı haline gelirler.
 
Dünya ve Ahiret mutluluğunu engelleyen, ferdi, ailevi ve toplumsal huzursuzluklara neden olan yasakların başında, içki ve uyuşturucu gibi zararlı alışkanlıklar gelmektedir. Bir hadisi şerifte bu hususa şöyle dikkat çekmektedir “Sarhoş eden her şey içkidir. Her içki (uyuşturucu)  haramdır”1”Sarhoş edici şeylerden sakının. Çünkü bunlar kötülüklerin anasıdır”2buyurarak pek çok kötülüğün ortaya çıkmasının sebebinin alkollü içkiler ve uyuşturucu maddeler olduğunu belirtmektedir. Bu itibarla Müslüman  içkinin ve uyuşturucunun her çeşidinden mutlaka sakınmalı, bu zararlı maddeleri kullanmaya teşvik edici ortamlardan kendisini uzak tutmalıdır.

Gençlik ve sigara

Çabuk ulaşılabilir olması sebebiyle gençler arasında sigara içmek oldukça yaygındır. Gelişmiş ülkelerde 12–17 yaş arasındaki her beş ergenden birinin sigara tiryakisi olduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizde ise bu oran daha yüksektir. Sigara kullanımı başlı başına zarardır, genç için adeta mayınlı tarladır. Sigara içen gençler aynı zamanda alkol ve uyuşturucu bağımlılığına yatkın kişiler haline gelmektedir. Çünkü sigara, kişinin öteki kötü alışkanlıklara karşı direncini de azaltmaktadır. Sigara sadece içene değil çevrede bulunana da zarar verir.

Uzmanlara göre sigara ‘en büyük kitle imha silahı’ çünkü dünyada 1.1 milyar kişi sigara içiyor ve bunların yarısı (550 milyon) sadece sigara içtiği için ölecek. Sadece bu yıl sigara yüzünden öleceklerin sayısı ise 4,9 milyon. Ordu Sağlıkİl Müdür Dr. Yılmaz Dündar, Türkiye’de yaklaşık 21 milyon insanın sigara kullandığını ve buna bağlı hastalıklardan her yıl 165 bin kişinin hayatını kaybettiğini ve “geçen yıllara nazaran sigara kullanımında artış görüdüğünü” söyledi.3
 
 Hem içene hem de o ortamda bulunan şahıslara ve çevreye verdiği zararlar, israf ve hakların ihlâline yol açabileceğinin kuvvetle muhtemel olması dikkate alınarak, sigara içmenin kural olarak dinen "harama yakın mekruh" sayılması gerekir. Ancak bedene verdiği zarar ilmen ve tıbben açıklık ve kesinlik kazanmışsa, açık bir israfa ve kişinin nafaka yükümlülüğünü etkileyip aile fertlerinin ve bakmakla yükümlü bulunduğu kimselerin nafakasını kısmasına yol açıyorsa, zorunlu harcamalardan ve aslî ihtiyaçlarından bile fedakârlık yapmaya zorluyorsa, o takdirde sigara içmenin dinen de "haram" olduğu söylenebilir. Nargile ve enfiye gibi alışkanlıklar da bu çerçevede değerlendirilebilir.4 Sigara, yalnız içene değil, çevresindekilere de ciddiboyutlarda zarar vermektedir. Bu açıdan sigara içmemeliyiz ve sigara içilen ortamlardan da uzak durmalıyız.
 
Gençlik ve kumar

Günümüzde sigara, alkol, uyuşturucu kullanımı ve kumar her geçen gün biraz daha artmaktadır. Kumar alışkanlığının ilk basamağı niteliğinde olan şans oyunları gittikçe yaygınlaşmaktadır. Kimi zaman taklit, özenti, kötü arkadaş ve mutsuzluk sebebiyle, kimi zaman da “bir defa denemekle bir şey olmaz” sözüyle insan kötü alışkanlıklar kazanabilmektedir. Meclis Çocuk ve Gençlerdeki Şiddeti Araştırma Komisyonu’nun raporuna göre gençlerin yüzde 6,2’si kumar, yüzde 22,4’ü de şans oyunu oynuyor. Gençler arasında en gözde oyunlardan biri olan İddaa ise  adeta bir salgın gibi yayılmaya devam ediyor. Devlet Denetleme Kurulu'nun raporunda yer alan bir araştırmaya göre 18 yaşın altında bulunan gençler, yoğun şekilde şans oyunlarına iştirak ediyor. Yasal yaş sınırı altındakilerin yüzde 28,4'ü Sayısal Loto, yüzde 25,9'u piyango, yüzde 25,9'u İddaa, yüzde 19,8'i de Hemen Kazan oynuyor.

Gençleri kumara iten tek neden sadece kısa yoldan zengin olma hırsı değil. Ergenlik çağında sosyal çevre edinebilmek için arkadaş çevresine uyum sağlamak, kendini ispatlamak, varlığını kanıtlamak ve  farklı heyecanlar yaşamak gibi nedenler de, gençleri şans oyunlarına itiyor. İddaa, At yarışı, Sayısal Loto, Şans Topu, On Numara, Spor Toto ve Spor Loto gibi oyunlar,  kumarhanelerin bulunmadığı Türkiye gibi ülkelerde boşalan yeri dolduruyor.  Kumar, sebepsiz bir düşmanlık, kin ve hoşnutsuzluk doğurur. Aklı düşünmekten alıkor, insanı tembellik ve pısırıklığa sevkeder. Sinirleri mahveder "Sana, içki ve kumar hakkında soru sorarlar. De ki: Her ikisinde de büyük bir günah ve insanlar için birtakım faydalar vardır. Ancak her ikisinin de günahı faydasından daha büyüktür..." (Bakara, 2/219)  Kumar da, zinâ ve içki gibi haram kılınmıştır. Bundan dolayı kumara götüren her türlü teşebbüsten sakınmak gerekir.
 
Gençlik ve Cinsellik

Cinsellik insanlarda erginlik döneminde başlar. Ergenlik duygusal ve cinsel gereksinimlerin keşfedildiği bir dönemdir. Cinsel istek, insan fıtratında, yaradılışında var olan bir olgudur. Fıtri olan bir arzuyu kontrol etmek ciddi bir irade ister. Bu iradeyi sergilemek ya elverişli bir ortam yâda zihinsel ve bedensel olgunlaşmayı gerektirir.

İnsan hayatında çok etkili bir güce sahip olan cinsel arzu kontrol altına alınmadığı, başıboş bırakıldığı takdirde doymak bilmeyen bir açgözlülüğe ve fıtrata aykırı sapkınlıklara yol açabilmektedir. İslâmiyet insan yaratılışına uygun en tabiî bir dindir. İslâm cinsi arzuların meşru yoldan giderilmesini ister. Bu nedenle müminleri evlenmeye teşvik etmiştir. Evlilik sayesinde cinsi arzular tatmin edilir, iffet ve namus korunur, neslin devamı mümkün olur. Peygamberimiz (s.a.s.) bu hususta: “Ey gençler topluluğu! Kimin gücü yeterse evlensin. Çünkü evlilik, gözü, (haramdan) sakındırır ve iffeti en iyi şekilde korur...”5

Buyurmuş ve evliliğin önemini ortaya koymuştur. Cinsî ahlâkta esas olan iffet ve namusun korunmasıdır ve bunun en uygun yolu da evlenmedir.  Zina ve fuhşun her çeşidi ile buna götüren yollar İslâm'da ahlâka son derece aykırı, kötü bir yol, çirkin bir iş ve bir hayâsızlık olarak nitelendirilir (6/En`âm 151; 7/A`râf 133). Ayrıca, normal cinsî tabiata aykırı düşen yollardan cinsî tatmin sağlanması da İslâm'ın hiç tasvip etmediği bir davranış biçimidir.

Dolayısıyla gençler iffetlerini korummlrı için, Cinsel uyarı içeren tv programı, sinama filmi, internet gezintileri, gazete, dergi ve resimler, benzeri şeylerden uzak durmalıdır. Çünkü cinsellikle imtihan, imtihanların en çetinidir  Bu açıdan gençler, dikkat etmeli, cinsel duyguyu tahrik eden ortamlardan kaçınılmalıdır.
 
Gençlikte Öfke

Öfke,  engellenme, incinme, tehdit vb. karşısında ortaya çıkan kızgınlık duygusu; hiddet, gazab,  sinirlenmek veya saldırganlık tepkisidir. Gençlik döneminde duyguların şiddet kazandığı görülür.

Bunlar sinirlilik, öfke, bağırma, herşeye karşı gelme gibi özelliklerdir. Öfke, kişinin mantıklı ve doğru hareket etmesini engeller. Gerçek mümin, aynı zamanda öf­kesini yenmesini onu dizginlemesini bilen kimsedir. "Onlar bollukta ve darlıkta sarfederler, Öfkelerini yenerler, insanların kusurlarım affederler. Allah iyilik yapanları sever." (Al-i İmran, 3/134) Peygamberimiz (s.a.s.)'e bir adam gelerek, "Bana öğüt ver" dediğinde, O da, "Öfkelenme"buyurmuştur.6 Hz. Peygamber şöyle buyurur: “Şeytan insanlar arasında onları birbirlerine karşı kışkırtır! (Aralarının açılmasına uğraşır).”7 Çünkü “Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır.”8Şeytan bundan dolayı müslümanların birlik ve beraberlik içerisinde olmaması için birbirleriyle uğraştırır ve aralarını açmaya çalışır.

Gençlik ve Depresyon

Depresyon genel bir çöküntü durumudur. Depresyona giren bir kişi yaşama sevincini yitirir. Sürekli üzgün. Kederli, isteksiz ve yorgundur. Günlük işler ona büyük bir yük gibi gelir. Yaptığı işten tat almaz. Gülmeyi unutmuş gibidir. Canı konuşmak istemez. Kişide durgunluk göze çarpar Konuşmasında, davranışlarında ve düşünmesinde genel bir yavaşlama olur. Yalnız kalmak ister, hep düşünceli görünür. İştahı azalmış, uykusu bozulmuştur.9 

Gençlerde Yaşanan Deprasyonun Birçok Sebebi Vardır:

-        Yakınlarından çok sevdiği birinin ölümü,

-        Başka bir şehre taşınma,

-        Aile içinde yaşanan olumsuzluklar,

-        Anne-baba arasındaki iletişimsizlik,

-        Aile içi şiddet,

-        Anne ya da babanın alkol bağımlısı olması,

-        Aileden birinin uzun süren rahatsızlığı,

-        Ailenin ekonomik durumunun yetrsiz olması,

-    Gencin boş zamnlarını değerlendirecek alanların olmaması.10

Depresyondan korunmanın bir başka yolu da, olumlu düşünmektir.  Olumsuz düşünceler insanı karamsarlığa, umutsuzluğa ve mutsuzluğa götürmektedir. Olumsuz düşünceler günümüzü ve hayatımızı karatır. Olumlu düşünce, her türlü felaketi ve acıyı mutluluğa dönüştürecek bir dinamizm ve tekniktir. Kısacası olumlu düşünce mutluluğu artırmaktadır. Olumsuz düşünce de stres ve üzüntüyü artırmaktadır.

Gençlik ve İntihar

Bireyin kendi hayatına son vermesi, ölenin geride kalan yakınları için son derece acı verici bir olaydır. Ergenlik yılları diğer hayat dönemlerine oranla intiharın en çok olduğu dönemdir. Ülkemizde 1991 yılı verilerine göre, 15–24 yaşları arasındaki genç grubunun intihar oranı yüz binde 33,2’dir.

Bu oran diğer yaş grupları arasında en yüksek oran olmakla beraber ülkemizde son 20 yıldaki intihar olaylarında artış yoktur. Buna karşılık Kanada, İrlanda, Yeni Zelanda, Norveç, İspanya, İngiltere ve ABD.’deki ülkelerde15–19 yaşlar arasındaki gençlerde intihar oranları son 20 yıl içinde önemli oranda artmıştır. İntihar eden gençler arasında erkeklerin oranı kızlarınkinden dört misli fazladır.
 
Türkiye’de özellikle son dönemde, lise çağındaki gençler arasında yaşanan intihar vakalarındaki artış dikkatlerden kaçmıyor.

- Kadınlar erkeklerden 4 kat daha fazla intihar girişiminde bulunuyor.

- Türkiye’de 1 yılda 5–14 yaş arası 40–50 çocuk intihar ederek canına kıyıyor.

- Dünya intihar istatistikleri listesinde Türkiye 66. sırada.

İntihar Allah'ın yaratmış olduğu cana kıymaktır. Bu yüzden de büyük günahlardandır. İnsana canı veren Allah olduğu gibi, onu almaya yetkili olan da odur. İntihar etmenin haramlığı ve ahiretteki tehlikesi ayet ve hadislerle sabittir.

Kur'an-ı Kerîm'de şöyle buyurulur: "Ey iman edenler, mallarınızı aranızda karşılıklı rıza ile gerçekleştirdiğiniz ticaret yolu hariç, batıl yollarla yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah size karşı çok merhametlidir" (4/Nisa, 29).

Allah'a ve Âhiret Günü'ne inanan insan, hayatın sıkıntı ve güçlüklerine karşı sabırlı ve dayanıklı olur. Önemli olan kişinin, sadece sosyal normlara uyumu değil, kendi özel hayatı ve iç dünyasında da dinî ve ahlâkî emirlere uyumlu olmasıdır. İntiharı önlemenin en önemli ve etkili yolu, sağlam bir iman ve dinî hayattır. 

---------------------------------------------------------------------------

1-    Buhârî, Edeb, 80

2-    Nesei, Eşribe, 44

3-    03 Mart 2010 Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap)

4-    TDV, İslam İlmihali, c. 2, s. 67–68
5-    Buharî, Nikâh, 2

6-    Buhari, Edeb 76

7-    Tirmizî, Birr 25 76

8-    Ahmed b. Hanbel, Müs­ned, c. 4, s. 278

9-    Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu, Gençlik Çağı, s. 247

10-Ercan Nar, Kimse Beni Anlamıyor, s. 43
 
 


 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]