* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Gençlik Çağı  (Okunma sayısı 266 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı türkiyem

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 2153
Gençlik Çağı
« : Nisan 21, 2021, 02:22:28 ÖS »
Gençlik Çağı - Gençlik Üzerine

Hayatın evreleri var. Bebek, çocuk, genç derken bir de bakarsınız ki yaşlılık izleri üzerinizde… Bir bebek doğar, bir tarih başlar. Her çocuk bir tarih yolculuğunun başındadır. Sıra kendisine geldiğinde her insan tarihe kütlesel/kitlesel ağırlığı kadar basınç uygular. Gençlik hayatın en önemli merhalesidir diyebiliriz. Taze, güçlü ve dinç olarak hayat serüveninin başlangıcındadır, henüz. Daha yürünecek çok yol vardır önünde. Her genç hayatının baharında hedeflerini netleştirip, idealleri için adım atmalıdır. Kişi bu dönemde ilmi ve ahlaki donanımı bilerek, isteyerek, farkında olarak sürdürür.

Gençlik zihnin ve gönlün en verimli en zinde olduğu zaman dilimidir. Gençlik çağı hayatın en önemli dönemidir. Genç bu dönemde bedensel ve ruhsal gelişimini çok hızlı yaşar. Gençlik çağı insanın biyolojik, psikolojik, sosyolojik gelişim ve değişimin yoğun olduğu hassas bir dönemdir. Kişilik ve kimlik arayışının en karmaşık olduğu zaman dilimidir. Genç fikir ve duygu anlamında çalkantılı durumlar yaşayabilir. Toplumun en aktif grubunu gençler oluşturur. Bu durumda toplumu en fazla etkileyen kesimdir gençlik. Bu nedenle gençler üzerine özenle eğilmemiz gerekmektedir.

Genç kelimesinin anlamını bildiğimizde, gençliğin ruh yapısı üzerine bize ip uçları verecektir. Türkçede; yaşı ilerlememiş olan, gençlikteki özellikleri koruyan, dinç, zihin bakımından yeterince gelişmemiş, toy şeklinde tarif ediliyor. Arapça’da bu kelime feta ve şaab olarak kullanılır. Şaab; yetişip yiğit olmak, ateşi tutuşturmak, bir şey yükselmek-büyümek, atın ön ayaklarını coşarak kaldırması, bir şeyin güzelliğini ve parlaklığını artırmak anlamlarına gelir. Feta ise, delikanlı ve yiğit olmak, mert olmak, kerem ve cömertlikte üstün gelmek demektir. Kur’an-ı Kerim’de, Hz. Yusuf (Yusuf-30), Hz. Musa(Kehf-62) , Hz. İbrahim (Enbiya-60) ve Ashab-ı Kehf’ten (Kehf,10-13) feta diye bahsedilmiştir.

İlmi, zihni ve fikri gelişmeden mahrum kalan gençlik, ileriki dönemlerde bilgeliği kazanamaz. Faydalı meşguliyetlerle değerlendirilmelidir ki, hayatın kalan bölümleri verimli olsun. Genç vahiy bilgisi ile beslenmez, ibretle bakmaz, tefekkür etmezse basirete ulaşamaz. Müslüman genç teslimiyet zırhını kuşanarak, tefekkürü, tezekkürü ve tedebbürü yaşamının merkezine yerleştirmelidir. Hakkı göstermeyen bilgi mümini bağlamaz. Yaratan Rabbin adı ile okuyan gençler tembelliği atıp, titiz ve istekli çalışmalarla başarılara imza atacaktır.

Yaratan Rabbin adı ile okunmalıdır. Hayata refakat eden en önemli olgu ilimdir. Okumayı ve kitabı sevmeden, onlarla dost olmadan bilgiye erişilmez.  Kitap insana heyecan ve değer katar. O heyecanı hissetmeyen, o lezzeti tatmayan genç doğru yol arkadaşını seçememiştir. Gencin en iyi arkadaşı “Kitap” olursa verimli bir ömür geçirir. Çünkü asıl kazanç Kitap’tadır. Kitabın derin dünyasına kapı aralayan gençler topluma yararlı olurlar. İslami bilgiyi talep eden genç, salih amellerden örülü bir ömrü hedeflemektedir. Gayretli yiğitlerin çalışmaları fitne ve fesat ateşini söndürecektir.

İlim ve irade imanın iki temel unsurudur. Gençler Hakkı öğrenip, irade kullanımı terbiyesini kazanmalıdır ki, şahsiyetli bir nesil ortaya çıksın. Genç vahiy bilgisiyle karşılaşmalıdır ki, İslâmî kimlik hayatında aktifleşsin. Kalbin dinginliği ancak imanla sağlanır. Böyle bir gönül ince düşünce, hassasiyet, duygu, coşku, nezaket gibi hasletlerle dopdoludur.

İnsanın bileceği ilk şey kendisidir. Kendisini tanımayan kişi marifet alanına adım atamaz. Öz ve söz gönülde uyum içindeyse hakikat bilgisine varılır. Şuurlu genç, beynini ve kalbini ifsadın istilasına karşı korumalıdır. Şeytan ve dostlarının yaldızlı ve cazip yalanlarına kanmamalıdır. Onlar zehirli yılandan başka bir şey değildir.

Sorumluluğun farkında olarak hayrı biriktiren genç bilir ki atalet hayatı tahrip eder. Tefekkür kalbi parlatır. Genç tabiatı gözlemler, tarih sayfalarını çevirerek inceler, vakıaları kavrayarak varoluşun amaçlarını araştırarak hayata müdahil olur. Tarihe haktan yana tanıklık eder. Hayatta fazilet uğrunda mücadele etmekten daha önemli bir şey olmadığını düşünür.

Genç gelecektir. Gençler istikbale açılan kapılardır.  Gençlerimiz,  başkalarının kurbanı olmamalı. Sadece bilimsel bilginin sihrine kapılarak, medeniyetimizin temeli olan irfan kapılarına sırtını dönenler asla hikmete ulaşamazlar. Fıtrat dininin prensiplerini cesaretle ortaya koyarsak, güzel örneklerle temsil edersek ancak o zaman istikbal nesline korunmuş bir miras bırakabiliriz.

Gençliğin temelleri çocuklukta atılır. İnsan dünyaya gözünü açtığı andan itibaren bir öğrenme sürecine girer. Geçen her an öğrenme işlemi sürer.

Gençlik dönemine bu süreç adım adım izlenerek varılır. Hayat bir eğitimdir. Eğitim ve öğretim meselesi vicdan işidir. Eğitim, çocuğun fıtrattan gelen özelliklerini koruyarak gelişimini sağlamaktır. Her eğitim bir form kazandırma çabasıdır.  Çocuğun temel şahsiyet alt yapısı altı yaşına kadar tamamlanır. İnsan hayatındaki ilk altı yaş, gelecek temellerinin atıldığı dönemdir. Gençliğin ilke kodlarının yapılandırıldığı dönemdir, çocukluk. Duygu ve değer tohumları bu dönemde atılır. Çocuklukta ekilen tohumlar gençlikte meyve vermeye başlar. Ebeveyn ve eğitimcilere bu bağlamda önemli sorumluluklar düşmektedir. Hakikatten kopan popüler kültür, ters yüz edilen olgu ve kavramlarla insanlığı hiçliğe sürüklemektedirler. Sanki asıl doğrular, modern ve moda olarak gösterilen olgular olduğu zannı servis edilir. Sanat ve spor adı altında başta gençler olmak üzere Müslüman halka gayri ahlaki anlayışlar ve yaşam tarzları empoze edilir. Haya ve edep imanın temelidir. Modernlik adı altında genç dimağlara sunulan çeşitli utanmazlıklar edebi ve iffeti yok etti. Ahlaksızlık yaygınlaştı. Müslüman genç asla hayasızlığa meyletmez, temiz ve nezih kalmak için çalışır. Birey olma yalanı/maskesi altında gençler bir hiç uğruna kurban ediliyor. Tehlike çanları çalıyor. Geleceği bu kötülüğe bırakmak, kediye ciğeri emanet etmektir.

Günümüz gençliği laik ve seküler bir eğitimden geçiyor. Bu da genci bölünmüş bir zihin kargaşasına düşürüyor. Madde ve ruh uyumunun bozulduğu bir anlayış öngörülür. Hatta ruh/maneviyat bilinçli olarak ihmal edilir. Genç fıtrattan gelen iman köklerinden koparılır. Çağdaş eğitim, modernlik ve bilimsel bilgi klişesiyle dayattığı anlayışla insanı kör bir noktaya sürükler. Modernizmin eğitim için öngördüğü felsefe pragmatizmdir.

Bu felsefe için önemli olan ilim/bilgi değil faydadır. Pragmatizme göre bilginin doğruluğu yalnızca pratik değerine, sonuçlarına, işe yararlılığı, faydası ve çıkarı yönünden değerlendirilir. Global sekülerizmin egemen olduğu bir dünyada somut olarak “fayda” vermeyen şeylerin bir değeri yoktur. Öncelik hazdadır. Gençlik dönemi, dünyevileşmenin en yoğun yaşandığı dönemdir. Nefsin arzularının en güçlü olduğu zaman dilimidir.

Bu gerçekleri yok etmeye çalışmadan terbiye etmelidir, insan. Tüm yaşam aktivitelerini İslam’ın öğütlerine göre düzenlemelidir. Dünyevileşmenin egemen olduğu gençlik evresinde gençlerimizi pragmatizmin kuruluğundan ve duygusuzluğundan korumak için İslam’ın ilkelerini işaret etmek gerekir. Madde ve ruhun doyumu denge gözetilerek sürdürülürse akıl ve kalp uyumu içinde bir yaşama kapı aralar, her genç.

Ahlak ölçülerinin öncelendiği bir toplum istiyorsak, hedefler belirlemek çok önemlidir. Geleceğin ihyası için somut hedeflerle birlikte mutlaka soyut hedefler de belirlemeliyiz. Akademik başarı ve kariyerden önce manevi değerlerin önemli olduğunu anlamalıyız. Manevi değerler olmadan maddi başarının tek başına yarım kaldığı bilinci gelişmelidir. Manevi açılımla yorumlanmayan her maddilik kuru kalır ve ruhsuzlaşır. Gençlerin maddi ihtiyaçları için harcanan enerji maneviyat için de harcanmalıdır. Gencin ruhuna da destek verilmelidir. İşte o zaman genç, hiçbir şeyin gayesiz olmadığı gibi insanın da mutlaka yüce bir amaçla yeryüzünde bulunduğunu öğrenir. Eğitimci ve ebeveynler umutları her an canlı tutarak vicdani bir sorumluluğun gelişmesi için çalışmalıdır. Eğitimdeki en etkin metot örnek/model olmaktır. Eğitimciler ve veliler olarak hepimiz temsil misyonunu en güzel şekilde gerçekleştirmemiz gerekir.

Ahlaklı bir nesil yetiştirmek için uygun şartları hazırlamak gerekir. Gence her türlü hayır ve doğru telkin edilmeli, düşünme ve kavrama yetenekleri canlı tutularak genç geleceğe hazırlanmalıdır. Gençlerde ahlak ve terbiye prensiplerini alışkanlık haline getirmek için öncülük edilmeli ve örnek olunmalıdır. Çok erken yaşlarda nefis terbiyesine başlayarak gence doğru bir şahsiyet kazandırmak için çalışılmalıdır. Çocuk olsun genç olsun insan eğitiminin aslında bir nefis eğitimi olduğu unutulmamalıdır. Allah’ın ve resulünün iltifat edeceği bir nesil yetiştirmek için gençleri kalplerin cilası olan Kur’an iklimine davet etmek gerekir. Genç ile Rabb arasındaki yapay engelleri ortadan kaldırmak gerekir. Böylece çocukta kul olma bilinci gelişir. Örneğimiz ve öğretmenimiz olan, peygamber efendimizin nurlu yolunda adım adım yürüyerek mutlu ve huzurlu bir hayatı yaşarsak, çocuklarımıza bu ruh dinginliğini hissettirebilirsek, Resulullah ile gençlerimiz arasında bir sevgi köprüsü kurabiliriz.

Kimlik bunalımı ve ideal yokluğu günümüz gençliği için en büyük tehlikedir. Fikir erozyonu geçiren genç için düşünmek bir anlam ifade etmez. Kısa yoldan zevklerine ulaşmak için çalışır. Sadece “Ben” çevresinde dolaşarak egoist ve narsist bir yaşam sürdürür. Bu şekilde var olmanın peşinde olan gençler sanal var olma biçimleri geliştirirler. Materyalist, modernist temele dayanarak kurgulanan sosyal, kültürel, ekonomik yaşam modelleri pragmatiktir ve çıkarı önceler. Menfaati önceleyen genç bencilleşir. Böylece tahammülsüz, haz ve hız düşkünü genç küresel emperyalist çıkarlara alet olur. İlke ve ideal sahibi olmaktan uzaklaşır. Ahlaken yok olmanın eşiğindedir. Fıtrat kodlarına uygun gerçek hayat tarzlarına dönmedikçe de gençliğin bu kaostan kurtulması mümkün değildir. Şuur kaybına uğramış bu gençler için mutlaka bir şeyler yapılmalıdır.

“Rabb’imiz, bize tarafından Rahmet ver ve bize şu durumumuzdan bir kurtuluş yolu hazırla” (Kehf-10).

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Dün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Dün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Dün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Dün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Dün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Aralık 21, 2024, 04:50:26 ÖS]