Boşanan Aileler Ve Ezilen Çocuklar
Boşanma maalesef modern dünyanın önemli problemlerinden biridir. Avrupa Birliği ülkelerinde üç evlilikten biri, ABD’de her iki evlilikten biri boşanma ile bitmekte ve üstelik bu oran giderek artmaktadır.
Ülkemizde çok şükür boşanmalar saydığımız toplumlardaki bu oranlara göre düşüktür. Ancak gün geçtikçe ailevî ve İslâmî bağlar zayıflamakta ve boşananların oranı artmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) araştırmasına göre 2014 yılı içinde boşanan çiftlerin sayısı önceki yıla göre % 4.5 artarken yeni evlenenlerin sayısı ise ancak % 0.1 artmıştır.
Boşanmalar Niçin Artıyor?
• Boşanma için kritik zaman, evliliğin ilk yıllarıdır. Bu süredeki memnuniyetsizlik ve hatta hayal kırıklığı, önemli bir boşanma eğilimini ortaya çıkarmaktadır. Çiftler büyük beklentilerle evliliğe adım atmakta ancak umduklarını bulamamaktadır.
• Boşanan çiftlerin hemen yarısı çocuksuz olanlardır. Evde çocuk olması çiftleri birbirine bağlayan önemli bir unsurdur.
• Birçok kişi evlilikten sonra, eşini kontrol altına alacağını düşünür. Böyle olmayınca, eşini istediği gibi çekip çeviremeyince çatışmalar başlar.
• Boşanan kişilerde sık rastlanan bir başka husus, evliliğin sorumluluk ve fedakârlık gerektirdiği konusundan yeterince haberdar olmadıklarıdır. Flört sırasındaki, renkli ve hoş duyguların hep devam edeceği, güzel günlerin onları beklediği düşüncesine kapılabilirler.
• Bir başka hata ise, eş adayında görülen yanlışların evlenince düzeleceğini sanmalarıdır. Kumar oynayan, geç vakte kadar kahvelere takılan, içki kullanan kişinin evlenince evine bağlanacağı zannedilir. Ancak çoğu zaman böyle olmaz.
• Kadının ekonomik özgürlüğünü ele alması ve eğitim düzeyinin artması bir başka sebeptir. Böyle olunca kadının beklenti seviyesi artmakta, hak aramaya başlamakta ve fedakârlığı azalmaktadır.
• Sinema, televizyon filmi ve dizilerden, romanlardan etkilenerek aşık olduğunu sanıp evlenen ve sonrasında bir arada yaşamaya başlayınca hayal kırıklığına uğrayanlara yine sık rastlanmaktadır.
• Ulaşım ve iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla farklı gelenek ve göreneklerden, farklı sosyo-ekonomik ve kültürel çevrelerden gelen bireylerin evlenmesi eşler arası uyumu zorlaştırmaktadır.
• Aile büyüklerinin gereksiz müdahaleleri birçok sorunun doğmasına ve gereksiz büyümesine sebep olmaktadır.
• Kadın-erkek birlikte ortamlarda bulunma ve iletişim araçları aynı zamanda eşlerin birbirlerine güvensizliğini ve kıskançlığını da artırmıştır.
• Şiddete maruz kalma, eşini aldatma yine boşanma sebebidir.
• Yine şehirlerde boşanma oranı köylere nazaran daha yüksektir. Çünkü toplumsal baskı kırsal bölgelerde daha fazladır.
Boşanma ve Problemleri
Eşler, aile birlikteliğini uyum, sevgi, mutluluk, huzur bulma ve karşılıklı dayanışma amaçlayarak kurarlar. Ancak bazı durumlarda uyumsuzluk ve geçimsizlik tahammül edilemeyecek boyuta gelir ve çift evlilik birlikteliğini sonlandırmak yani boşanmak zorunda kalır.
Elbette boşanma erkeği de kadını da olumsuz etkiler ve önemli stres kaynağı olur. Ancak esas etkilenen çocuklardır.
Adeta “filler tepişir, alttaki çimenler ezilir” sözü gibi arada kalan çocukların gelişmekte olan karakterleri ve moral durumları huzurlu evliliklerdeki gibi olmaz, bazı problemler ve zararlar ortaya çıkar. Bu problemli kişiler ve çocuklarının sıkıntılarını topluma yansıtmamaları muhakkak ki mümkün değildir.
Aslında boşanma planlı ve karşılıklı saygı ve anlayış çerçevesinde gerçekleştiğinde eşler ve çocuklar açısından daha az yıkıcı ve zarar verici olmaktadır. Ancak çoğu zaman böyle olmaz.
Boşanmayı takip eden yıllarda hem kadınlar hem erkekler düşük benlik saygısına sahip olma, sosyal ve cinsel rollerde şaşkınlık, sinirlilik, endişe, çelişkilere kapılma ve depresyon belirtileri göstermektedir. Ayrıca suçluluk hissi, yalnızlık ve güvensizlik çekme de söz konusudur.
Eşlerdeki bu sorunların da anne-babası zaten ayrılmış olan çocuklara yansıyacağı muhakkaktır.
Boşanmada Çocukların Durumu
Çocuğun zihinsel, duygusal, sosyal ve bedensel gelişiminin sağlıklı olması aile bireylerinin uyumu, mutluluğu ve iyi geçinmeleriyle yakından ilgilidir. Bir ailede anne ile baba birbirini seven ve saygı duyan kişiler ise o ailede büyüyen çocuk o ölçüde mutlu, huzurlu, kendine güveni gelişmiş ve girişim gücü yüksek kişiler olarak büyür.
İşte aile fertlerini olumsuz etkileyen faktörlerin başında boşanma gelmektedir.
Anne-babası ayrılmış çocuklarda şu hususlara rastlanma oranı artmaktadır:
• Düşük benlik saygısı, kendine güvensizlik
• Suça eğilim
• Düşük okul başarısı
• Yoğun korku ve kaygı yaşama
• Evliliğe soğukluk
• Evlendiğinde çocuk sahibi olmaya isteksizlik
• Psikolojik problemler. Hırçınlık, depresif belirtiler, yalnızlık hissi, çekingenlik sık rastlanan belirtilerdir.
• Her iki tarafın çocuğun gözüne girmek için aşırı verici ve hoşgörülü davranmasıyla gelişen şımarıklık, tatminsizlik hali ve sorumluluklarını yerine getirmeme.
• Çocuklar genelde anne ile kalmaktadırlar. Babadan ilgi ve sevgi görmeyen çocuklarda ise güvensizlik, öz saygısını kaybetme, terk edilmişlik duyguları gelişmektedir.
Boşanmış Çiftler Nelere Dikkat Etmeliler?
• Çocuğu çekişmelerinde koz veya silah olarak kullanmamalılar. Taraf tutmaları beklenmemeli, birbirlerinden yakınmalarını çocuğa anlatmamaları gerekir.
• Ayrıldıkları eşi aleyhine konuşmamalı, “anlaşamadık, böyle icap etti”demelidirler. Yine annesi/babası olduğu söylenmeli, ayrıldığı eşinden kesinlikle nefret etmesi değil sevmesi sağlanmalıdır.
• Boşanmış olmaktan duyulan üzüntü ve suçluluğu dengelemek amacıyla çocuğa aşırı cömert davranmaktan kaçınmalıdır. Önemli olanın onunla daha çok vakit geçirmenin olduğu bilinmelidir. Parklara, müze ve tabiata götürmek; sohbet ve yürüyüş yapmak, gezmek çocuğu daha mutlu edecektir.
• Çocuğun her zaman sevildiğini ve sevileceğini bilmesi, hissetmesi gerekir. Ayrıca ayrılma olayında kendisinin herhangi bir suçu veya hatası olmadığını, hem annenin hem de babanın onu çok sevdiğini bilmelidir.
Doç.Dr. Sefa Saygılı