* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: İslam’da Boşanmış Kadın Nafaka Alabilir Mi  (Okunma sayısı 799 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı melek

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2334
İslam’da Boşanmış Kadın Nafaka Alabilir Mi
« : Aralık 27, 2018, 10:52:13 ÖÖ »
İslam’da Boşanmış Kadın Nafaka Alabilir Mi
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap
Zamanımızda mahkemeler boşanma halinde kadına nafaka bağlıyor. Nafaka almak caiz midir?

Nafaka, yeme, içme, giyinme ve barınma gibi ihtiyaçların karşılanması demektir. İslam dinine göre erkekler evli oldukları sürece hanımlarının geçimlerini sağlamakla mükelleftir.

Bir erkek karısını boşamışsa, bu durumda kadın kocasının evinden çıkmayıp, 3 hayız veya temizlik müddeti kadar iddet bekler. Bu sürede kadının hamile olup olmadığı meydana çıkar. Eğer hamileliği varsa doğum yapana kadar iddet müddeti devam eder. İddet bekleyen kadının da nafakasını kocası sağlar.

Boşamanın kesinleşip iddetin dolduğu süreden sonra karı koca arasında bir bağ kalmaz. Bu iki kişi yabancı olur. Erkeğin ne kadına nafaka ödemesi gerekir ne de ondan herhangi bir şey isteyebilir veya hayatına karışabilir. Artık kadın çocuklarını emzirmeye bile zorlanamaz, başka bir evlilik yapabilir.

Ancak bir karı koca kendi aralarında anlaşırlarsa, kadının kendi çocuğunu emzirip bakması karşılığında sütannelik ücreti alabilir. Bu nafakadan ayrı bir konudur. Kadın çalışıyor olsa veya evlense bile sütannelik ücreti alabilir. Çocuğuna bakmak istemezse, bir an önce evlenmek isterse emzirmeye zorlanamaz. Allah-u Zülcelâl şöyle buyuruyor:

“Boşadığınız hanımları iddetleri süresince, gücünüz nispetinde, oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun. Onları sıkıntıya sokmak için kendilerine zarar vermeye kalkışmayın. Eğer hamile iseler, doğum yapıncaya kadar nafakalarını verin. Sizin için (çocuğu) emzirirlerse (emzirme) ücretlerini de verin ve aranızda uygun bir şekilde anlaşın. Eğer anlaşamazsanız, çocuğu baba hesabına başka bir kadın emzirecektir.” (Talak, 6)

Boşanmış bir çiftin çocuklarının nafakası kime aittir?

İslam’da çocukların nafakası, terbiyesi ve himayesi babaya ait bir mesuliyettir. Kız çocuğuna evleninceye kadar, erkek çocuğuna ergenlik çağına kadar nafaka verir. Çocuklarının dinini öğrenmesi, erkek çocuğunun meslek sahibi olması için gerekli eğitimi baba sağlar.

Anne küçük yaştaki çocuğuna bakım yapmak ve kendi şefkatiyle yetiştirmek isterse ve her hangi bir ahlaki problemi yoksa çocuklarını yanında tutabilir. Çocuk ister annenin, ister babanın yanında kalsın nafakası babaya aittir. Ancak nafaka konusunda babanın geliri esas alınır, gücünün üstünde yük yüklenmez.

Zamanımızda mal ortaklığı kanunu getirildi. Bir kadın, boşanırken kocasının sahip olduğu mallara ortak olmak isteyebilir mi? Bir kadın çalışıyor ve ev almak için para biriktirmeye katkıda bulunuyorsa, o evde hakkı yok mudur?

İslam dininde erkek de, kadın da kendi malının sahibidir. Evlilikte mal ortaklığı diye bir anlayış yoktur.

İslam’da kadının çalışıp evin geçimine katkı yapma mecburiyeti yoktur. Kadın meşru bir işte çalışıp para biriktirirse kendi evini satın alabilir. Eğer karı koca anlaşarak ortaklaşa ev aldılarsa tapusunu ortak olarak alabilirler. Bunların dışında kadın kendi malının, erkek kendi malının sahibidir.

Evlilikte bir kadın, kocasının evinde ev işleri yapıyor, hizmet ediyor, doğum yapıp yıpranıyor. Erkek ise mesleğinde başarılı olup zenginleşiyor. Bugün birçok erkek, kadın-erkek karışık çalışma ortamlarında başka bir kadına meyledip karısından yüz çeviriyor. Böyle bir durumda erkek karısını boşadığı zaman kadın mağdur olmuyor mu?

Bugünkü tesettürsüzlük, kadın erkek karışık çalışma hayatı yuvaları yıkmaktadır. Ancak bunlar zaten dinimize uygun değildir. İslam'a uygun olmayan bu hayat tarzı yüzünden sorun çıkmaktadır.

Müslüman bir erkek namusuyla evinde ev işlerini yapan hanımının kıymetini bilmeli, onu hor görmemelidir. İslam dini evliliğin devamını, karı kocanın birbirine sadakatli ve vefalı olmasını teşvik eder. Şayet erkek karısını boşarsa o zaman karısının mehrini ödemeyi emreder.

İslam'da kadının evlenirken mehir alma hakkı vardır. Mehrin en azı 5 gr altındır, çoğu için bir sınır yoktur. İslam dini mehri nikâh sırasında belirlemekle kadının hakkını korumuştur. (Nisâ; 24)

Nikâh sırasında iki taraf arasında sevgi vardır, bu sırada insanlar cömert davranır. Ama boşanma döneminde insanlar birbirinden nefret eder ve birbirlerine karşı haksızlık etmeye eğilimli olurlar.

İslam’da mehir ya peşin olarak alınır veya sonra ödenmesi için nikâh akdi sırasında sözleşilir. Mehr-i muaccel, yani peşin olan mehir, nikâh yapılınca halvetten önce verilir. Mehr-i müeccel, hemen verilmeyip daha sonra verilmesi gereken mehir demektir. Hanımının istediği zamanda, ikisinden biri ölünce veya erkek karısını boşayınca verilmesi gerekir.

Eğer bir kadının mehri, nikah sırasında belirlenmemişse mehr-i misil yani kadının amca kızı gibi denklerinin aldığı mehir emsal alınarak belirlenir. Eskiden soy sop anlayışı olduğu için amcakızları birbirine denk sayılırdı.

Erkek hanımını boşamışsa mehrini öder. Bunun dışında kadın kendi çeyizini ve ona hediye olarak alınmış eşyalar, elbiseler ve ziynetleri yanında götürebilir.

Eğer bir kadın ev işleri, çocuk yetiştirme gibi işlerde fedakarlık yapmışsa, bir erkek mürüvvetine yakışanı yapıp ondan helallik almak için mehri dışında biraz daha para verirse bu helaldir ve İslam ahlakına yakışan bir haldir. Çünkü İslam’da kadın ev işlerini yapmaya mecbur değildir. Yaparsa sevaptır ama yapmak istemezse zorlanamaz. Mesela Arap ülkelerinde ev işlerini hizmetçiler yapar. Ülkemizde kadınların yaptığı bu hizmetler için helalleşmek uygun olur.

Bilhassa bir erkek, başka bir kadın için hanımını yüz üstü bırakmış, vefasızlık etmişse, bu kadının gönlünü inciten bir davranıştır. Helalleşmek ve cömert davranmak çok daha önemli olur. Rabbimiz bir ayet-i kerimede şöyle buyuruyor:

“Eğer bir eşinizi boşayıp da yerine başka bir eş almak istiyorsanız, öncekine (mehir olarak) kantar kantar altın (çokça mal) vermiş olsanız bile, hiçbir şeyi geri almayınız. (Boşamaya sebep uydurup) iftira ederek, açık günah işleyerek verdiğinizi ondan geri alır mısınız? Onu nasıl alırsınız ki, birbirinizle içli dışlı olmuş, karılıp katılmıştınız, o eşleriniz sizden sağlam söz de almışlardı.” (Nisa; 20-21)

Bunun yanında, eğer İslami bir nizamda yaşıyor olsaydık boşanan kadınlar mağdur olmazdı. Çünkü kadın boşandığı zaman tekrar mehir alıp evlenirdi. Zaten erkekler bunu bildikleri için kolay kolay hanımlarını boşamazlar. Hatta atasözüdür “Bekara karı boşamak kolay gelir,” denir.

Bugün ise İslami bir nizamda yaşamıyoruz. Kadınların mehir hakkı doğru düzgün konuşulmuyor. Bu yüzden evliliklere karşı güven hissi kayboluyor. Bu yüzden de aileler kızlarını okumaya, çalışmaya yönlendiriyor.

Bir kadın kocasından boşanmak için dava açsa, erkek boşanmak istemediği halde kadın kocasından mehir alabilir mi?

İslam’da esas olarak talak yetkisi erkeğe aittir. Kadının hem boşanma talep edip, hem üste para istemesi İslam'a uygun değildir.

İslam'da, boşanma kararını veren taraf fedakârlık yapar. Boşanmak isteyen kadın ise maddi bir talepte bulunamaz.

Zamanımızda evli bir kadının alamadığı mal ve nafakayı boşanan kadınlar alıyor. Bu kanunlar neredeyse kadınları boşanmaya teşvik eder hale geldi. Kadınlar hissi davranıp küçük meseleleri büyütebiliyorlar. “Nasıl olsa boşanınca nafaka alırım,” diye acele karar verince zaman içinde yine kendileri pişman oluyor.

Boşanmanın erkekler için bir felakete dönüşmesi, erkeklerin evlilikten kaçınmasını beraberinde getirebiliyor. Bu hem kadınlar için fayda sağlamaz hem ahlaki çöküntüyü artırır.

Boşanma çocuklar için de yıkımdır. Asıl olan geçinmenin yolunu bulmak olmalıdır.

İslam dini boşanmayı değil esas olarak evliliğin devamını hedefler. Kadınlar kocalarının kendilerini mağdur ettiğine dair bir gerekçe ileri sürerek boşanma davası açarsa, İslam mahkemeleri öncelikle erkeğe ihtar verir. Mesela erkek evine bakmıyorsa, erkeğe evinin geçimini sağlaması yönünde ihtar verir. Kötü davranışları varsa vazgeçmesi için ihtar verir.

Böylesi kadının da menfaatine uygundur. Çoğu zaman boşanmada kadınlar hayli mağdur olmaktadır. Para ve mal her şeyin çözümü değildir. Birçok ailenin malı da yoktur zaten.

Eğer evlilikte geçim imkânsız hale gelmişse, karı kocanın ayrılma hususunda kendi aralarındaki anlaşmaları geçerlidir. Eğer kadın, aldığı mehrini iade ederek “Beni boşa verdiğini de geri al,” derse bu geçerlidir. Buna İslam'da “hul” denilmektedir. Terim olarak hul karı-kocanın aralarında anlaşmalarına bağlı olarak kadının kocasından aldığı mehrin tamamını veya bir kısmını vermesiyle evliliği sona erdirmeleridir. (Sâbûnî, Medâ hürriyetiz-zevceyni fit-talâk, s. 495.)

Fakat erkek karısına aldığı mehri geri vermeye mecbur kalsın diye eziyet yapamaz. Rabbimiz: “Kadınlara verdiğiniz şeyden bir kısmını almak için onlara baskı yapmayın” (Nisâ; 20) buyurmuştur.

Kadın evlilikte farklı bir mağduriyet yaşadıysa, mesela kocası ortadan kaybolduysa, kocasının durumu hakkında kendisine doğru bilgi verilmeyip ruh hastası veya kötü alışkanlıkları olan bir adamla evlendirildiyse, uğradığı mağduriyeti ileri sürerek dava açabilir.

Bunlar özel hallerdir. Hâkim evlilikteki duruma göre ayrılığa karar vermişse buna “Kazâî tefrik” denir. Zarar verme, şiddetli geçimsizlik, gaiplik, hapis, nafakayı temin etmeme ve kusur sebebiyle hâkim ayrılığa hükmedebilir. (Ahmed Mahmud eş-Şâfiî, et-Talâk, s. 3-131)

İslam hukuku, vakıacıdır, yani vakıaya özel bir şekilde en adil ve ıslaha uygun çözümü bulmaya çalışır. Çözümü mümkün olan meselelerde evvela evliliğin devamı yönünde çözüm aranır.

Haksız bir boşanma Allah'ı sevmediği bir helaldir. Allah-u Zülcelâl boşanmayı ancak kişilerin birbirlerine karşı zulmedip günaha girmemeleri için son çare olarak caiz kılmıştır.

Bir mümin, boşanmak zorunda kaldıysa o konuda da takvalı olmalıdır. Takvalı olanlar Allah-u Zülcelâl bir kapı açar.

Rabbimiz şöyle buyuruyor:

"Kim takva sahibi olur (Allah'tan korkar)sa, Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder ve ona beklemediği yerden rızık verir. Kim Allah'a güvenirse O kendisine yeter. Şüphesiz Allah emrini yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü koymuştur" (Talak; 2,3)

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]