* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Aile Birliğinin İlanı – Nikah Akdi  (Okunma sayısı 454 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7241
Aile Birliğinin İlanı – Nikah Akdi
« : Eylül 02, 2023, 08:37:44 ÖÖ »


Aile Birliğinin İlanı – Nikah Akdi

Dinimiz evliliğe büyük bir değer atfeder, yuva kuracak olan kadın ve erkeğin ilişkilerini meşru bir zeminde sürdürmelerini emreder. Sonuçları hem aileye hem topluma ve şahıslara zarar verecek olan zinayı, nikâhsız birliktelikleri ve geçici bir süreye hasredilen beraberlikleri yasaklar. Böylece kadın ve erkek için huzur iklimi olan evliliğin şaibe altında kalmaması için önlem alır.

Nikâh; aile yuvasının sağlam temeller üzerine kurulmasını sağlayan, kadın ve erkeğe farklı haklar ve sorumluluklar yükleyen birlikteliği meşru kılan bir akittir. Nikâh akdinin geçerli olmasının en önemli şartlarından biri nikâhın şahitler huzurunda yapılmasıdır. En az iki şahit bulunmadan kıyılan nikâh akdi dinen geçerli değildir. Zira Hz. Peygamber (s.a.s.), “İki şahit olmadan kıyılan nikâh geçerli olmaz.” (Buhari, Şehâdât, 8) buyurarak nikâhtaki en önemli şartlardan birinin şahitlik olduğunu belirtmiştir. Nikâha tanıklık etmek için gelen iki şahitten bu akdin bir başkasına duyurulmamasını istemek de nikâhın ilan şartının sağlanmasını engellemektedir.

Dinimizce nikâhın geçerliliğinin sağlandığı önemli şartlardan birisi de nikâhı tescil ve ilan etmektir. Bir yuva kurulacaksa öncelikle resmî olarak bunun tescil ettirilip etrafa duyurulması gerekir. Tarafların şahitler huzurunda irade beyanında bulunmalarına rağmen ailelerinden ve yakın çevrelerinden gizleyerek yaptıkları akit, gizli nikâh olarak adlandırılır. Böyle bir akit, nikâhta bulunması gereken aleniyet niteliğini taşımadığından dinin nikâh ve aile hayatı ile ilgili genel ilkelerine aykırıdır. Sadece iki şahidin bildiği bir nikâh akdinin aleni olduğu söylenemeyeceğinden ailelerin, akrabaların ve komşuların muttali olmadığı bir akit gizli nikâh olmaktan çıkmaz. Nitekim Hz. Ebubekir de gizlenmesi şartıyla yapılan nikâh akdini geçersiz saymıştır. (Sahnun, el-Müdevvene, II, 128,129)

Nikâh akdi resmî olarak belediyelerde olduğu gibi artık il ve ilçe müftülüklerimizde de icra edilebilmektedir. Sağlam bir akitle başlayan nikâh birlikteliği böylelikle toplum tarafından bilinecek ve saygı duyulan bir konumda var olmaya devam edecektir.

Nikâhın tescili gibi onu ilan etmek de aynı şekilde aile birlikteliğinin sahih bir şekilde tamamlanması içindir. Aile birlikteliğinin başladığına ve devam ettiğine sadece evlilik tarafları ve nikâh şahitleri değil, toplum da tanıklık etmelidir. Nikâhı ilan etmek, aynı zamanda nebevi bir öğretinin de gereğidir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.), “Bu nikâhı ilân edin, onu (topluma açık olan) mescit gibi yerlerde yapın...” (Tirmizî, Nikâh, 6) buyurarak nikâhın aleniliğinin ve hatta tescilinin gerekliliğine işaret etmektedir. Efendimiz (s.a.s.) aynı zamanda “Haram olan (ilişki) ile helal olanı (evlilik) ayıran şey, tef çalmak ve duyurmaktır.” (Tirmizî, Nikâh, 6) buyurarak nikâhın ilan edilmesinin, nikâh akdi açısından ne kadar önemli olduğunu da vurgulamıştır. Nitekim yazılı kanun ve yönetmeliklerin henüz olmadığı eski çağlar için yapılan düğün eğlence ve merasimleri nikâhın tescili olarak kabul edilmiştir.

Dinimizde evliliğin bir düzende yürümesi ve evlenecek olanların gerekli şartları taşıyıp taşımadığının denetlenmesi bakımından, Hz. Peygamber (s.a.s.) döneminden bu yana nikâhlarda aile büyüklerinin hazır olması, gelenlere hitap edilmesi, dua yapılması ve bu arada katılım sağlayan kimseler için de bir düğün yemeği (velime) verilmesi müstehap görülmüştür. Efendimiz (s.a.s.), nikâhın ilanı için verilen ikram yemeğine çağrılan kimsenin bir engeli yoksa muhakkak davete icabet etmesi gerektiğini ifade buyurmuştur. (İbn Mâce, Nikâh, 25) Bu minvalde Hz. Peygamber (s.a.s.), evlendiğini duyduğu bir sahabiye nikâhlandığını topluma ilan etmek için imkânına göre yemek ikram etmesini tavsiye etmiştir. (Müslim, Nikâh, 79)

Nikâhı duyurmak, dinen bir gereklilik olmasının yanı sıra insanlardan dua almak için de bir vesiledir. Nikâhı ilan etmek maksadı ile verilen yemekler, düzenlenen meşru kutlamalar; ailelerin, yakın akrabaların ve çevrenin birbirleriyle olan iletişimini kuvvetlendirir. Ayrıca bu etkinlikler, onların bir araya gelmeleri ve hediyeleşmeleri açısından bir fırsattır. Efendimiz (s.a.s.), nikâh vesilesiyle verilen bu ikram yemeğine ihtiyaç sahiplerinin çağrılmasının önemli olduğunu vurgulamıştır. (İbn Mâce, Nikâh, 25) Bazı yörelerde Efendimizin (s.a.s.) bu sünnetine binaen bilhassa ihtiyaç sahibi kimseler düğün yemeğine çağrılır ki onların yapmış olduğu hayır duaların yeni evlenen çiftlerin mutlu ve huzurlu olmalarına aracı olacağı umut edilir.

Aile hukukuna dair önemli bir yeri bulunan Osmanlı Hukûk-ı Âile Kararnâmesi’nde nikâh akitlerinin cuma günü mescitlerde yapılarak ilan edilmesi tavsiye edilmiştir. Geleneğimizde yer alan nikâh akdi gerçekleşmeden önce “Falanca kişi ile falanca evlenecek.” diye topluma duyurulması da taraflar arasında bir süt akrabalığı varsa bunun nikâhtan önce ortaya çıkması amacına matuf önemli tedbirlerden birisidir. (Osmanlı Hukûk-ı Âile Kararnâmesi, md. 33)

Nikâhı ilan etmek, yazılı ve sözlü olmanın yanı sıra geçmişten günümüze çeşitli şekillerde gerçekleşmiştir. Pek çok geleneksel yapıda yerini alan evlilik yüzüğü kullanmak da bunlardan biridir. Geleneksel yapının bir gereği olan sadece bu âdet bile, tarafların evli olduğunun toplum tarafından bilinirliğini artırır ve etraftaki kimselere evli olduğunun duyurusunu yapmak anlamına gelir.

Geçmişteki toplumlar ve küçük yerleşim yerlerinde nikâhın ilan edilmesi için şahitler yeterli iken günümüzde sadece iki şahidin nikâh akdine şahit olması, nikâhın bilinmesi ve tarafların hak ve sorumluluklarının kendilerine tanımlanması için yeterli olmamaktadır. Resmî tescilin yanı sıra evlilik birliktelikleri; akraba, komşu, arkadaş vb. etraftaki kimseler tarafından da bilinmelidir.

Aileden ve toplumdan gizlenerek yapılan nikâh akdi, dinen geçersiz olmakla birlikte beraberinde bazı problemlere de yol açmaktadır. Bilhassa kadın ve çocukların haklarını temin etmek için nikâhın resmiyetle güvence altına alınması ve topluluğa ilan edilmesi gerekir. Aksi takdirde günümüzde kadınların mehir, nafaka, miras gibi haklarından mahrum oldukları pek çok örnek görülmektedir. Bu önemli sorumlulukların yerine getirilmesini sağlayan en önemli unsur ise nikâhın tescil ve ilan edilmiş olmasıdır. Tescil ve ilan edilmeyen bir birliktelikte taraflardan biri ayrılmak isteyip diğer taraf da ayrılmak istemediğinde önemli problemler ve hak kayıpları söz konusu olacaktır.

Evliliği gizlemeye çalışan kimse, aslında evlendiği kişiyi etrafından gizlemek, ona dair hiçbir hak ve sorumluluğu yerine getirmemek istediği için bu şekilde davranır. Hâlbuki evlilik, ilişki içerisindeki mahremiyete en çok dikkat edilmesi gereken yapı olmakla birlikte varlığının herkese ilan edilmesi gereken en önemli birlikteliktir. Evlilik sorumluluğunu üstlenemeyecek kimselerin dinen geçerli olmayan birlikteliklerle karşı tarafı mağdur etmesi kabul edilebilecek bir tutum değildir.

Yüce Rabbimiz biz Müslümanlara aldığımız küçük ya da büyük miktardaki borcu bile yazılı bir şekilde kaydetmemizi emrederken (Bakara, 2/282) insanlar arasında yapılan en önemli sayılabilecek ve doğurduğu sonuçlar itibarıyla büyük bir önemi haiz olan nikâh akdinin tescil ve ilan edilmesine ihtiyaç duyulmayacağı nasıl düşünülebilir?

Biz Müslümanların aile birlikteliğimizi en sağlam temel üzerine bina etmemiz, bu birlikteliğin gereklerini yerine getirmemiz, aile ve yakınlık bağlarını korumaya çalışmamız gerekir.

İslam dini, nikâh birlikteliği vesilesiyle hem bireysel hem de toplumsal alanda bir düzen sağlamayı hedeflemiştir. Bireyi korumak da sosyal, ahlaki ve hukuki tedbirlerin alınmasıyla gerçekleştirilebilir. Buna göre dinimize göre nikâh, tarafların karşılıklı rızası, şahitlerin tanıklığı, aile büyüklerinin onayı ile gerçekleşen ve herkese ilan edilmesi gereken bir akittir. Biz Müslümanların üzerine düşen önemli bir başka görev de evliliği ve onun gereklerini yerine getirmede üzerimize düşen hak ve sorumlulukların bilincinde hareket etmektir.

Yazımızı ayet-i kerimede geçen şu güzel dua ile bitirelim: “Ey Rabbimiz! Bize mutluluk getirecek eşler ve çocuklar bahşet; bizi günahtan sakınanlara öncü kıl!” (Furkân, 25/74)

Âmin.

Asiye Taşbent Türkoğlu.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]