NİKAHIN ŞARTLARI NELERDİR?
Evlilik ve boşanma resmi olmakla beraber, dinî bir müessesedir; aynı zamanda ibadetler içinde değerlendirilir. Çünkü kaynağı Kur'ân ve hadistir. Nikâh bir akit, sözleşme ve anlaşmadır. Bunun için bazı şartların yerine getirilmesi gerekir. Bu şartlardan bir tanesi yerine getirilmezse nikâh sahih olmaz. İşte o şartlar:
1. Evlenecek kişilerin veya vekâletlerini verdikleri şahısların hazır bulunması.
2. Tarafların irade beyanı. Evlilik akdini kabul ettiklerine dair eşlerin “kabul ettim” şeklinde ifade etmeleri.
3. Nikâhın duyurulması. Gizli bırakılmaması. (Bu şart bazı mezheplere göredir.)
4. Kızın velisinin izninin olması. (Bu hüküm Hanefi mezhebi hariç diğer mezheplere göredir.)
5. Şahitlerin hazır olması. Bu şahitler, ergenlik çağına ermiş, aklı başında iki erkek veya bir erkekle iki kadın olmalıdır. Yani şahitlikte mutlaka bir erkeğin bulunması icap eder.
Nikâh dinî bir müessesedir ve belli şartları vardır. Aynı şart ve esaslar resmî nikâhta, yani belediye memuru tarafından kıyılan nikâhta mevcutsa nikâh nikâhtır. Halkımız genelde, hem dini hem de resmi nikah yaptırmaktadır. Kadının sonradan bazı durumlarda madur olmaması için önce resmi nikah sonradan da dini nikah kıydırması uygun görülmüştür.
ŞAHİTSİZ NİKAH GEÇERLİ OLU MU?
Nikahın geçerli olması için İslâm'ın koyduğu bazı ölçüler vardır ki, bunlardan biride geçerli şahittir.
Şahitsiz kıyılan nikah fasid’tir. Bu sebeple, yapılacak nik-ahda iki şahidin bulunması şarttır. Bu şahidlerin mükellef, hür, akıllı, ergenlik çağına ulaşmış olmaları ve şahidlerde ara¬nan diğer şartları taşımaları lazımdır. Bu hükümler dikkate alındığı zaman kölelerin, delilerin, bunakların ve çocukların nikahta şahidlik yapmaları caiz değildir.
Şahidler en az iki erkek veya bir erkekle birlikte iki kadındır.
Sadece bir erkek, yahut iki veya daha fazla kadının şahidlik yapması ile nikah yapılmış olmaz.
Kadın ile erkeğin. "Aldım, vardım" dedikleri sırada şahidlerin bulunmaları şarttır. Şahidlerin bulunmadığı sırada nikah yapılıp, daha sonra durum şahidlere haber verilse, nikah caiz olmaz. Tekrar şahidlerin huzurunda yenilenmesi gerekir.
Evlenen kadın ve erkeğin her ikisi dilsiz olurlarsa, bunların nikahları işaret ile olacağından, nikahlarında şahidlik yapacak kimselerin sağır olması, şahidlik yapmalarına engel değildir. Yeter ki, bunların işaretlerini görüp anlamış olsunlar.
Bu husustaki şahidliğin geçerli olmasının şartlarından biri de kadın ile erkeğin bilinir olmalarıdır. Bu, ya işaretle veya isimlendirmekle olur. Mesela evlenecek kadın, şahidlerin bu¬lunduğu huzurda ise kendisinin işaretle belirtilmesi yeterlidir. İhtiyatla amel etmiş olmak bakımından, kadının yüzünü şahidlerin görmesi, adı veya babasının adı ile anılması daha uygun olur.
Bir kimse, kendi şahsı için nikah yapmaya ehil olursa, başkasının nikahında şahidlik yapmaya da ehildir. Bu hükme dayanarak fasıkların ve gözleri görmeyen şahısların şahidlik yapmaları caiz görülmüştür.
İki şahidin huzurunda yapılmış bulunan bir nikah "Gizli nikahlı” sayılamaz. Bu sayı, şahidlikte en küçük adeddir. Şahidlerin ikiden fazla olması, nikahın açıklık kazanması bakımından mendub'tur. İki şahid bulunmadan yapılan akid, dinimizce yasaklanmıştır.
Nikahın diğer muamelelerden farkı vardır. Bu sebeple, sa-dece evlenecek çiftlerin "Aldım, vardım" demeleri ile tamam olması, akla ve hikmete uygun düşmez. Kadın ve erkeğin zina ile suçlanmaktan korunabilmesi için nikah sırasında iki şahidin bulunması zaruridir. Şahidler hazır değilse nikah yapılması caiz olmaz. Erkek ve kadının daha sonra "Biz ev¬lendik" diye nikahı şahidlendirmeleri, muteber değildir.