* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Allah İçin Sevmek - Buğzetmek  (Okunma sayısı 593 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

anadolu

  • Ziyaretçi
Allah İçin Sevmek - Buğzetmek
« : Haziran 20, 2018, 08:48:50 ÖÖ »
Allah İçin Sevmek ve Buğzetmek

“Sizin dostunuz (veliniz) ancak Allah’tır, Rasûlüdür, iman edenlerdir; onlar ki Allah’ın emirlerine boyun eğerek namazı kılarlar, zekatı verirler. Kim Allah’ı, Rasûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar şüphesiz Allah’ın tarafını tutanlardır.” (Maide;55-56)

Ehl-i Sünnete Göre Vela ve Bera

Velâ ve Berâ sevgi ve buğzetme esasına dayanmaktadır ve bu esas değişmezdir. Ehli Sünnet vel-Cemaat nazarında insanlar, sevgi ve buğz konusunda üç sınıftırlar;

1- Her yönüyle ve her bakımdan sevilecek olanlar:

Bunlar Allah’a ve Rasûlüne iman edenler, İslâm’ın tüm görevlerini eksiksiz olarak yerine getirenlerdir. Aynı zamanda İslam’ın tüm esas ve prensiplerini hem ilim bakımından, hem amel yönünden ve hem de itikad açısından yerine getirenlerdir. Amellerini, fiillerini ve sözlerini Allah için samimi ve ihlaslı  olarak ortaya koyanlardır. Bunlar Allah’ın emrettiği tüm emirlere boyun eğerler ve tüm yasaklardan da uzak dururlar.

Evet, Allah ve Rasûlü neyi emretmişlerse onu yaparlar, neleri de nehyetmişlerse ondan uzak dururlar. Bunlar, Allah için severler, Allah için dostluk kurarlar ve velayetlerini de bu esasa göre sürdürürler. Allah için buğzederler, Allah için düşmanlık ederler. Kim olursa olsun, Allah Rasûlünün tüm sözlerini başkalarının sözlerine tercih ederler, Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem-‘in sözünü herkesin sözünden önce kabul ederler.

2- Bazı yönlerden sevilen fakat bazı yönlerden buğzedilen kimseler: Bunlar da müslüman kimselerdir. Ancak iyi amellerle kötü amelleri birlikte sürdürenler, karışık işler çevirenlerdir. Böylelerine karşı iyilikleri ve bağlılıkları oranında sevgi ve dostluk gösterilir. Kötülükleri ölçüsünde de buğzedilir ve düşmanlık gösterilir. Kalbi bununla yetinmeyip kötülüğe yönelenler, salih bir şekilde hareket etmekten öte fesada ve bozulmaya yüz tutar. Bu konuda bir delil olarak Abdullah b. Himar örnek verilebilir. Bu adam Hz. Peygamber –sallallahu aleyhi ve sellem-‘in ashabından biri idi. Ancak içki içerdi. Bir gün yine içki suçundan ötürü Rasûlullah’ın huzuruna getirilince, orada adamın biri ona lanet okudu ve şöyle dedi: “Bu adam da içki yüzünden ne kadar da fazla huzura getiriliyor.” Adamın böyle lanet okuması üzerine, Hz. Peygamber –sallallahu aleyhi ve sellem-şöyle buyurdular:

“Ona lanet etmeyiniz! Vallahi kesin olarak bilmekteyim ki bu adam Allah ve Rasûlü’nü kesinlikle sevmektedir.” (Buhari;Hudud;5)

Hâlbuki şurası bilinen bir gerçektir ki Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem-bizzat kendileri içkiye, içki içene, satıcısına, imal edene, imal etmek isteyene, taşıyana ve kendisi adına taşınana (taşıttıranına) lanet etmişlerdir. (Ebu Dâvud; Eşribe; 2)

3- Her bakımdan kendisine buğzedilenler: Bunlar; Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ile küfre girenlerdir. Kadere, hayrın ve şerrin Allah’dan olduğuna iman etmeyenlerdir. Çünkü bütün bunlar Allah’ın kazası, hükmü ve kaderi gereği meydana gelmektedirler. Bu küfrü seçenler, aynı zamanda öldükten sonra dirilmeyi de kabul etmezler, onu da inkâr ederler. Ya da bunlar, İslam’ın beş rüknünden bir tanesini terk ederler veya Allah’a ibadetlerinde peygamberlerden herhangi bir peygamberi ya da bir velisini veya salih bir kimseyi O’na eş ve ortak koşarlar. Mesela onlara bir tür ibadet nevilerinden birisini hasrederler.

Örneğin sevmek, dua etmek, ondan korkmak ve ondan beklenti içinde olmak, ona tazimde bulunup ona tevekkül etmek. Sırf ondan yardım dilemek, ona sığınmak ve ondan medet beklemek. Onlar adına kurban kesmek veya adak adamak. Kısaca inabe, birine tezellül derecesinde bağlanma, ona karşı huşu gösterme, ondan haşyet (korku) üzere bulunma, tüm beklenti ve ürpertilerini ondan bekleme vb. gibi şeyler. Ya da yüce Allah’ın sıfatlarından herhangi bir sıfatını, isimlerinden birini inkâr etmek, mü’minlerin yolundan bir başka yolda yürümek. Bid’atçıların bağlı bulunduğu bidatlere, heva ve arzularının esiri olanlara, sapıklara intisâb etmesi ve bağlanması gibi şeyler. Hep bu türden buğzu gerektiren şeylerdir.

Ehli Sünnet ve’I-Cemaatin bu konudaki tavrına gelince o, dininde dosdoğru olan bir mü’mine, kâmil anlamdaki bir dostlukla dostluk ve velayet gösterir, yetkiyi böylesine verir. Ancak bu nitelikteki bir mü’mini sever, ona yardım eder. Aynı zamanda Ehli Sünnet, kâfirlerden, dinsiz ve ateistlerden, müşriklerden, mürtedlerden de tümüyle uzaktır.

Herhangi bir şekilde bunlara destek vermez. Bunlara öylesine bir buğz güder ki, bu, düşmanlıkla ilişkili bir kin ve buğzdur.

Ama salih amellerle birlikte kötü ameller işleyenlere gelince, Ehli Sünnet bunlara da durumları ve liyakatleri nisbetinde, imanları oranında dostluk besler, onları veli kabul eder. Aynı şekilde kötülükleri nisbetinde de adavet ve düşmanlık besler.

Kim mü’min ise, bu, hangi sınıftan olursa olsun, mutlaka her bakımdan bunlara dostluk ve velayet gösterilmelidir. Kim de düşman ise, bu da hangi sınıftan olursa olsun, mü’min her bakımdan bunlara düşmanlığını sürdürmelidir.

Ehl-i Sünnet vel Cemaat, Allah ve Rasûlüne karşı savaş açmış olanlar en yakınları bile olsa herhalükarda bunlardan uzak durur. Nitekim Yüce Mevlâ şöyle buyurmaktadır:

“Allah’a ve ahiret gününe inanan bir toplumun babaları, oğullan, kardeşleri yahut akrabaları da olsa- Allah’a ve Rasûlüne düşman olanlara dostluk ettiğini göremezsin.» (Mücadele;22).

Aynı zamanda Ehli Sünnet Rabbimizin şu yasağına bütün dikkatiyle titizlik gösterir:

“Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi (bile) veliler edinmeyin. Kim onları veli (dost ve yetkili) edinirse, işte onlar zalimlerin tâ kendileridir.

“De ki: “Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler size Allah’tan, Rasûlünden ve Allah yolunda cihad etmekten daha sevgili ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fasıklar topluluğunu hidâyete erdirmez. “ (Tevbe,. 9/23-24)

İmam İbn Teymiye merhum, Ehli Sünnet mezhebini özetleyerek şöyle der: “Övgü, yergi, sevgi, buğz, kin, dostluk ve düşmanlık… Evet işte bütün bunlar Allah’ın hakimiyetini indirdiği esas üzere olur. O’nun hâkimiyetinin ve Kitab’ının öngördüğü tarzda yürür.

Kim mü’min ise, bu, hangi sınıftan olursa olsun, mutlaka her bakımdan bunlara dostluk ve velayet gösterilmelidir. Kim de düşman ise, bu da hangi sınıftan olursa olsun, mü’min her bakımdan bunlara düşmanlığını sürdürmelidir. Zira böyle davranması aynı zamanda vaciptir. Nitekim Allah-subhanehu ve Teala- şöyle buyurmaktadır:

“Sizin dostunuz (veliniz) ancak Allah’tır, Rasûlüdür, iman edenlerdir; onlar ki Allah’ın emirlerine boyun eğerek namazı kılarlar, zekatı verirler. Kim Allah’ı, Rasûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar şüphesiz Allah’ın tarafını tutanlardır.” (Maide;55-56)

Yine Allah -Subhanehu ve Teala- şöyle buyurmaktadır:
“Ey iman edenler! Yahudileri ve Hırıstiyanlar dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar).” (Maide;51)

Yine bir başka âyette Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
“Mü’min erkeklerle mü’min kadınların da bir kısmı, bir kısmının velileri (dost ve yardımcılan)dır.” (Tevbe;71)

“Bir kimse de hem iman hem facirlik (kötülük) bulunuyorsa, bu kimseye karşı, imanı nisbetinde dostluk gösterilir. Facirliği ve kötülüğü oranında da olumsuz tavır alınır: Yoksa bu gibileri Haricî ve Mutezilîlerin ileri sürdüğü gibi günah ve masiyetleri sebebiyle tümüyle din-dışıdırlar demek değildir.”

Diğer taraftan peygamberler, sıddîklar, şehit ve salihler; iman, din, sevgi, buğz, muvalat (dostluk) ve düşmanlık açısından hâşâ fasıklar gibi değerlendirilmezler. Yine yüce Mevlâ şöyle buyurmaktadır:

“Eğer mü’minlerden iki gurup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin. Şayet biri ötekine saldırırsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Eğer dönerlerse artık aralarını adaletle düzeltin ve (her işte) adaletli davranın. Şüphesiz ki Allah, adil davrananları sever. Mü’nıinler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki esirgenesiniz.” (Hucurât;9-10)

Dikkat edilecek olunursa, âyet mü’minlerin aralarında vuruşma ve savaş olmasına, taşkınlık ve isyan olmasına rağmen, bunları kardeşler olarak bildirmektedir.

… İşte bundan ötürü Selef yani önceki üstün nitelikli müslümanlar, aralarında kavga ve vuruşmaya rağmen kendilerini din noktasından birbirlerinin velisi ve dostu kabul etmişlerdir. Bunları da tıpkı düşman kâfirler gibi addetmemişlerdir. Böylece biri diğerinin şahitliğini kabul etmiş, biri ötekisinden ilim alıp öğrenmiş, aralarında miras ve nikah, evlenme olayı devam etmiştir. Kendi aralarındaki muameleleri de İslâmî hukuk esasları çerçevesinde sürdürmüşlerdir. Hâlbuki aralarında kavga vardır, aralarında lanetleşme bulunmaktadır ve aralarında buna benzer daha birçok şeyler vardır. Bütün bunlara rağmen din açısından kardeştirler. Zira Kur’ân bize olayı öylece bildirmiştir. Biz de buna göre değerlendiririz. (İbn Teymiye, Mecmau’l-Fetâvâ, 108-201.)

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]